Ay bi daha yazacağım;
Yoktur, yok denir, canını alacak değilsiniz ya erkek ailesi kız ailesi fark etmez, yoksa maddi imkan gönüllerini katarlar, işleri kolaylaştırırlar, veremedikleri maddiyatı en azından karşı tarafa listeler çıkararak götürüp ne kendilerini, ne çocuklarını rezil edip zora sokarlar. Ha vardır imkanın, evlattır yardım edersin; değer. Bir başka konuda daha yazmıştım sanırım evladım 30una 40ına da gelse evladımdır; bende varsa yığarım teklif dahi gerekmez ve en önemlisi de "Kız-oğlan" fark etmez.
Süt hakkına kadar istemek nedir Allah aşkına? Bu nasıl bir adet, bu ne biçim şey?
Bi kız çocuğu mu emziriliyor, erkek çocuklar mantar gibi mi çıkıyor ağaç kovuğundan mı türüyor?
Ki bir annenin süt hakkım diye isteyebilmesi, bu nedir ya, bu satışın kaçıncı levelidir?
Adetler, yok kadının güvencesi, anasına süt hakkı, babasına evden çıktı hakkı, kardeşine o yolu bilmem nesi adı altında şu modern şekilde kız satma olayları bi dursun, bitsin artık. Böyle "Alınanın" kıymeti de "Ödenmesi" yapılana kadardır.
Kıymet mi istiyorsunuz?
Doğru düzgün adamları seçin hayatınıza, hayat arkadaşı olarak ki evlenirken boşanmayı baştan hesaplamak zorunda kalmayın.
Okuyun, diplomalar yığın çeyiz niyetine.
Elinize alın mesleğinizi, ister çalışın ister çalışmayın ama gerektiğinde çatır çatır paranızı kazanacak bir iş hayatı tecrübesinden sonra evlenin, ekonomik olarak bağımsız olabilin.
Sağlam çevreler edinin, boş beleş arkadaşlıklar peşinde koşacağınıza, kariyerli-entelektüel çevrelere girin, her şeyin o küçük dünyanızdan ibaret olmadığını görün, yaşayın, deneyimleyin.
Bir yeteneğiniz mi var, parlatın; evde oturduğunuz yerden dantel dürtmek ve bunu değerlendirebilmek bile kıymet, sanat.
Başta ananızın-babanızın size vermediği kıymeti(!), elin oğullarından onları soyarak alamazsınız.
Kız ailesiyiz biz karışmayız yok deyip çekilen analara babalarınıza sorun önce "Bir bilezik kıymetim yok mu?" diye de sonra elin adamlarından "Şo kadar şo gram bilozok alacakson bona" diyerek isteyebilin bari.
Güvence güvence diyenlere de yazıvereyim güvencemi;
Şanslıyım ki iyi bir aileye doğdum, çocuğunu mal gibi satmayan, geleceğini planlayan bir aileye.
Babamın düğün hediyesi "İstediğin daireyi seç" demek oldu. "Evimle" çıktım evimden.
Diğer güvencem mesleğim; öyle güzel çalıştım çevre edindim- para ve en önemlisi çevre - bilgi - insan biriktirdim.
Güvencem önce "kendimdim"

Eşyalarımızı eşim ve ben birlikte çalışarak yaptık.
Evlendiğim adam, çoğu yönden çözdüğüm-gördüğüm adamdı; yanıltmadı.
Nişanlandığımızda tek kuruşun ne lafını ettim ne istedim, her ay geldi maaşını elime saydı "Bizim için istediğin gibi biriktir, istediğini al" diye. Siz istemeden bazı şeyleri verebilen adamlarla evlenin, maddi kıymet istiyorsanız bu; "İstenmeden verilmesi"
Bilmem kaç bilezik yaptım, düğün sonrası herhangi bir şeye istediğimiz gibi dönüştürebilelim diye.
Bilmem kaç binlik ısmarlama takı setleriyle işim olmadı; düğünümden tek hatıram eşimin gönlünden kopan zarif beyaz altın bir takı seti ve annemin yaptırdığı beyaz altınlı inci set. Gelinlik için.
Evden çıkarken annem, babam, kardeşim 3ünden de üç koca bilezik. Süt hakkı istemek yerine kızlarına yığıyorlar hala tüh.
Kvlerden sıfır beklenti sıfır istek, sıfır söz hakkı

Borçları kapadık iki kafa bir olduk çalıştık, önce bi motor aldık ayağımızı yerden kestik. Hamile kalma düşüncemden hemen önce de, eşimin vaktinde verdiği maaşlarıyla yaptıklarımı bozdurup araba peşinatına sayıp, motoru da elden çıkarıp alta araba çektik.
Şimdi çocuk büyütürüm evde, güvencem ne üç kuruş ne araba, ne ev... Güvencem "İstediğimde tekrar çalışabilecek donanımda olmak ve insana dair doğru tercihlerim"
Siz isteyin durun 5i bir yerdeleri.
Bugün alıverirler, atlarsınız eşikten; sonra kaçı bir yerde fitil fitil çıkmaya başlar.