Düğüne 20 gün kala hayatım alt üst oldu!!

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Seni zaten mahvetmiş . Duygusallığını al yanına koy ve mantıgınla ilerle. Evlendikten sonra ayrılması çok daha zor . Bugünden annem ablam babam diyen adam evlenince daha neler der.
Kendini ondan kurtar . Yanlış yetıstırılmis bir insan çünkü
 
Sevgi ve aşk sizce böyle şeyler mi? Aldatma var, fiziksel şiddet var, psikolojik şiddet var ve siz hala birbirimizi çok sevdik, büyük bir aşk yaşadık diyorsunuz. Siz sevmişsiniz ve aşık olmuşsunuz evet ama ben karşı tarafın sevdiğini düşünmüyorum okuduklarımdan. Şiddet uyguladığı için pişman değil üstelik size kızabiliyor neden anlattın başkalarına diye.
Naçizane tavsiyem terapiye devam edin, eski nişanlınızla bütün iletişimi kesin ailesi de dahil ve yaralarınızı sarmaya odaklanın. Kendinizi sevdikçe bağlanma tipiniz ve hayatınıza aldığınız insanlar bile değişecek. Ama önce kendinizi sevmeye başlayın 🌸
 
Şimdiden söyleyeyim konu baya bir uzun.

Merhaba, 26 yaşında bir mühendisim okulumu yüksek onur belgesi ile erken bitirdim. Kendimize ait fabrikamızda ailemle çalışıyorum. Maddi olarak bir sıkıntım yok, arabam altımda, ailem çok iyidir. Bunları yazıyorum ki salaklık ilim irfanla olmuyor görün diye :) Çok kiloluydum ama çok ağır diyetlerle epey kilo verdim şu an balık etliyim. 1,70 boyunda uzun saçlı etine dolgun beyaz tenli bir insanım.
2 sene önce tanıştık bu şahısla, arkadaşımın vasıtasıyla ben başta onaylamadım ama çok ısrar etti ''evlenilecek kız'' olduğum için. (kendisi benim ilk sevgilim ilk aşkım). Okuldu eğitimlerdi dil okullarıydı derken bir de vücudumla barışık bir insan olmadığım için hep bu konuda kendimi kapatmıştım. Neyse tanıştık ettik, başta kilomla dalga geçti kendisi 120 kg. Ben ölüm diyetlerine detokslarına girdim. Bana zayıf kızların fotosunu atıp düştüm dedi. Sonra iş ilerledi buluştukça falan sevgili olduk. İlk ayımızda rahatsız olduğum şeyler oldu bana tamamen itaat edeceksin yoksa giderim dedi. Ben de aşığım ya :) tamam dedim.
Bir kere arkadaşım ya dediği kızın aramalarına denk geldim terk ettim çok ağladı yalvardı barıştım. Meğerse bu kadar ağlama sebebi beni ilk ayımızda o kızla tek gecelik aldatması yüzünden vicdanıymış. Sonra bir kere denk geldi telefonunu karıştırdım şeytan dürttü ya; Beni aldattığını yakaladım yani 2 ay içinde 3 4 kız olmuş. Terk ettim. Salmadı beni. Çok ağladı yeminler etti konumunu açtı biraz süre verdikten sonra affettim bir daha da asla yapmadı.
Sonra çok büyük bir aşk yaşamaya başladık ama inanır mısınız rüya gibi. Böyle bir adamı yola getirmek gurur vericiydi. Çok sevdik çok güzeldi bütün ilklerimi onunla yaşadım. Evlenme teklifi etti 6. ayımızda kabul ettim. Sonraki ayda ilk şiddetini yaşadım sporu bırakmak istemiyorum diye bir vurdu kulağım zarar gördü 2 ay damla kullandım. Şok oldum. Hayatımda ilk kez böyle bir şey yaşadım. Çok ağladı çok özür diledi askere gidecek diye barıştık. Sonra küçük küçük şiddetler oldu artık ben de karşılık veriyordum saygı kalmadı küfür hakaret gırla gidiyordu. Genelde de ailevi kavgalar oluyordu. Boğazıma yapışmalar kafama vurmalar falan. Bir kere de biz bunla ortak para biriktiriyorduk kabataslak 100 bin birikmişti o 10 bin koymuş kalanı benden :) babam da bana dükkan almak istedi kendi paramı da katacaktım babam da katacaktı bir kısım da kendi üstüme kredi çekecektim maksat mülk sahibi olup borçlanmaktı. Vay siz benim paramla iş mi yaparsınız evlenmeden önce alınan mallar senin olur tapu kimin olacak saydı sövdü vurdu bana paragöz dedi parasını geri istedi. Üstelik yarın öbür gün dükkanı satıp bahçeli ev alırız demiştim ona. Kendi malımı satıp.
Mesela ablası annesi ile avm gezerken bana rastladılar ben de tektim. Nasılsın iyi misin diye ayak üstü konuştuktan sonra ikisi gezmeye devam etti ben yine tek. Bekledim açıkçası gel bizle ya da bir kahve içelim diye.
Sonra korona patladı. Nişan tarihi aldık ablası çıktı birden 8 senelik ilişkisini evlilikle taçlandırmak istedi. Tabi öncelik hep onun oldu. Ona göre tarihlerimiz değişti yerlerimiz değişti vs. vs.
Kayınvalidem hiçbir şeye karışmayan bir şey almamak için aramayan, 3 kere çarşıya gittik gelinlikçinin yanında ben bedavaya gitmişim ya diyen bir varoştu. Halıcıya günahımız ne diyerek fiyat soran. Varsa yoksa kocası kızı oğlu olan kendi bakımı olan bir kadındı. Nişana 4 gün kala aradı bir şey lazım mı dedi şaka gibi. Ne giyeceksin bile demedi. Kızlarına nişan yapmayacaklardı, sonradan ben ne yaptıysam aynısıyla yaptılar.
Kayınpederim inanılmaz kontrolcü her yerde görüntülü arayan. Durmadan baskı yapan biriydi. Nişanlım da babasına maddi olarak bağımlıydı. Ama aile bir türlü dikiş tutturamayan, sürekli borcu olan işleri hep ters giden kısacası ticaretten anlamayıp her duydukları işe girmek isteyen ayrılsak da beraberiz dizisindeki Feridun gibilerdi.
Sonra nişanlandık, çok güzeldi ama sıkıntı karşı tarafın bir şey yapmamasıydı. Ev tutuldu yatak odası sizin dediler oturma odası sizin biz kızımıza kendimiz aldık dediler tabi bu odaların (perde halı avize de bizde), bütün mutfak eşyaları bizim çamaşır mak. kurutma mak. biz aldık giyinme odasına dolaplar aldık. Onlar sade salon yaptılar bir de evi tuttular (hiç alamayacakları borç karşılığında oturacaktık o evde borçlu adam milyonlarca lira batık) . Neyse bunlar önemsiz dedim. Takılarımı beni götürmeden kendileri seçti aldı neyse dedim.
En büyük hayalim gelinliğimle doyasıya düğün yapmaktı çok istedim. Ablasının Ağustos düğünü için bizi Aralık ayına attılar. Düğünler yasaklandı. En son sadece su dağıtılan 1 saatlik nikaha eyvallah dedim. Kına çok özeniyordum ondan da vazgeçtim derken o güne komple sokağa çıkma yasağı geldi hafta içi diye. Açıkçası artık hiç hevesim kalmadığı ve psikolojik olarak her hafta bir şey iptal olunca yıprandığım için Mart ayına ertelemek istedim çünkü vakalar çok artmıştı kendi öz babaannem dedem gelemeyecekti. Nişanlım beni onu yeteri kadar sevmemekle suçladı. Sevseydin evlenirdin dedi. Ben de zaten hayatımızın kalanı beraber geçecek düğünümüz olsun bari dedim. Onun ailesi de Haziran olsun kesin olsun dedi benim ailem de siz bilirsiniz dedi Haziran ayının ikinci Pazarına gün aldık.
Tabi bu sürede çok kavgalar ettik. Her şey sorun oldu. Ne beğensem gerek yok gereksiz dendi. Genelde kendim aldım. Ailesi sürekli onlarda oturup kalmamı istedi. Babası bana 4 erkek torun vereceksin dedi.
Haziran ayına geldik, ev hazır gelinlik damatlık hazır davetiyeler dağıtıldı, ama Pazar gününe yasak geldi. Ben bir gün öncesine alalım dedim nişanlım da 2 hafta sonra Cumartesine alalım yemekli düğünlere izin var dedi tamam dedim. Gittik yeni bir yer tuttuk üstelik kınam da olacaktı çok mutluydum. Aile grupları var iki tane biri 4lü biri 6lı eniştesi ve ben de varım. Aile gruplarına mekanı attı. Zaten yasak gelince beni ne annesi ne ablası ne babası aramadı bile. Ben tabi üzgündüm. Annesi gruba hayırlı olsun ama bu sefer de yağmur yağar çamur olur diye iptal etmezsiniz dimi çok yorulduk artık sizin bu işlerden insanlara tarih vermekten dedi. Ben de annen ne diyor dedim haklı dedi yan yanaydık. İşe döndüm kadına keşke elimizde olsaydı ama bundan sonrası daha zorlu dedim.
Çünkü sabahtan beri organizasyonu fotoğrafçıyı kuaförü makyözü gelinlikçiyi salonu arayan yalvaran bendim.
Nişanlım da aradı sen benim anneme cevap veremezsin dedi, kötü bir şey demedim ama asıl annenin söylediği kötü niyet dedim çünkü bu bizim elimizde değil devlet yasak koydu bir tek marketler açık yani.
Sonra ablası gruba Valla Palmcığım çok sıkıldık sizin bu işten yılan hikayesine döndü artık kesinleştirin yani yazdı. Ben de aradım nişanlımı ne diyor ablan dedim sinir krizi geçirdi bağırdı çağırdı susacaksın dedi. Ben de dinlemedim zaten yasak gelmeseydi kesindi ama anlamadım ki:) yazdım sadece. Nişanlım aradı düğün iptal bitmiştir seninle işimiz dedi kapadı yüzüme beni de gruptan attı. Ben kaldım tabi. Aradın açmadı. 3 gün sonra aradı görüştük R yaptı bu sefer de ben çıkıştım sonra da eşyalarımı bile toplamayı düşündüm dedim tamam git topla eşyalarını dedi. Ve o gün bizim tanışma yıl dönümüzdü ben bir çiçek ve özür beklerken karşımda annem sana istediğini der sen susmalıydın ama barışalım diyen bir öküz vardı. Ama ben oradan sonra bir kaç kere aradım açmadı umursamaz cevaplar verdi.
Ailem de artık ayrılmam gerektiğini beni ezmeye çalıştıklarını söyledi. Eşyaları toplamaya gittik annesi aradı; nişanda taktıkları kolye ucu ve küpeyi çikolata getirdikleri gümüşü bana verdikleri amerikan servis hediyesini bir de kına kaftanımı kiralamak istemişti (şaşırmıştım) 1300₺ parayı geri istedi. Biz tabi şok. Babaannesi aradı beni o yılanlara (torunu ve gelini) nişanlını bırakma meydana onları dedi.
Ertesi gün babası beni aradı babamı aramadılar, yapma etme bu aşk acısıyla yaşayamazsın dedi annesi kocaman mesajlar attı aşk her şeyi affeder barışın dedi ama çocuktan tık yok. Bizimkiler bekledi ama 10 gün olunca eşyalar toplanmaya başladı çok ağırıma gitti. Babam aradı bu işin bittiğini üzüldüğümüzü söyledi babası son kez görüşsünler dedi babam da anlaşabilseler görüşsünler ama haftanın 3 günü tartışmalılar dedi bir daha aramayın dedi.
Neyse biz ayrıldık arkadaşlarıma yaşadıklarımı anlattım şiddet aldatma gibi içimde tutamadım. Psikolog ve psikiyatriste başladım. İlaç alıyorum.
Çocuk 1 ay sonra çıktı karşıma ben ağladım o ağladı acaba düzelir mi dedim ama yine siktir çekti ablasına laf etmişim diye. Sonra aramalar yazmalar doğum günümde falan. Bir kere gizli saklı görüştüm ama nasıl özlemişim ben ağlamaktan konuşamıyorum. Kaçırayım seni dedi saçmalama dedim. Git babamla konuş diyorum yok diyor korkuyor. Bir de benim ailemi suçluyor. Susacaktın diye de beni.
Şimdi 2,5 ay oldu yine yazıyor ama beni suçluyor hala sen bu hale getirdin. Sen herkese sana vurduğumu söylemişsin. Bizi mahvettin sen bensiz yaşayamazsın. 5 sene sonra sürüneceksin. Benden başka seni kimse sevmez ailen bile sevmiyor dedi.
Çok sevdik birbirimizi hem de çok anlatamam size, biz başkaydık herkes öyle derdi bize genelde ben idare eden taraftım o da kabul ediyor ama o da beni idare ederdi yalan yok. Babası inanılmaz baskın biriydi ve parayla adam alacağını sanan kafadaydı bu da babasının köpeğiydi gel gel git git işleri de bozulmuş iyice benden sonra. Az önce yine yazmış seni çok özledim benim kimsem yok bize bunu neden yaptın diye. Bir de her kavgada bitti derdi blöf yapardı ben giderdim peşinden şimdi ben bitirince çok koymuş. Ben hep derdim ama sen bir dedin bizi bitirdin diyor. Ben de sen beni terk ettin diyorum benim bitirmeyeceğimi bilmen lazımdı diyor. Bir şey yap diyorum gel babamdan özür dile diyorum yok sen önce seninkilerle sonra benimkilerle konuş ben bir şey yapamam baban yasak koydu diyor.
Çok özlüyorum çok üzülüyorum söyleyin ben başkasını sevebilir miyim yine? Yine mutlu olabilir miyim? Ya da keşke sussa mıydım? ama nereye kadar dedi psikoloğum da. Offff kafamda deli sorular. Ailem artık asla istemiyor, seni üzerler biz desteklemiyoruz diyor. Babam çeyizini yak ben sana yine alırım dedi. Şimdi ben suçlu oldum her şeyi anlattım diye e sen bunları yaptın deyince de ben böyleyim diyor. Kafam çok dolu çok seviyorum ama neden??
Başlıgi "Cehennemden nasıl kurtuldum " olarak değiştirin.

Evlenseniz aldatilmanin, dayagin sonu gelmeyecek.

K A Ç I N
 
Bu sevgi değil, bu aşk değil. Daha önce yaşamadığınız için bilmiyorsunuz belli ki. İnsan sevdiğinin saçının teline zarar gelsin istemez. Kazayla canını yaksa kahrolur, telafi edip gönül alma çabasına girer; değil ki dövmek! Sevginin olduğu yerde fiziksel ya da psikolojik, hiçbir şekilde şiddet olamaz. Bunu kendinize tekrar edin onu hatırladıkça: “Sevginin olduğu yerde şiddet olmaz, aldatma olmaz, küfür hakaret olmaz; o beni hiç sevmedi”, deyin kendinize. Biz başka seviyorduk, çok seviyorduk, kimse anlayamaz romantizmlerini de bırakın yalvarıyorum. Evet hiç kimse anlayamaz sizin sevginizi çünkü bu normal, sağlıklı bir sevgi değil.

Kendiniz iyileştikten sonra, sağlıklı bir ilişki içinde olduğunuzda siz de anlayacaksınız şu ankinin aşk değil bağımlılık, takıntı olduğunu. Ve inanın siz sağlıklı olduktan sonra 2. 3. 4. 5. aşk çok daha güzel olacak bundan. Önemli olan sizin düzelmeniz, düzgün sağlıklı bir psikoloji içinde olmanız. “Kendini sevmeyeni kimse sevmez” cümlesinin canlı örneği olmuşsunuz.

Sülalesine kadar herkesi engelleyin. Kimse ulaşamasın size, lütfen yapmayın kendinize bunu ya.
Aynen katılıyorum.

palm angels palm angels
Kendinizi sevmiyorsunuz. Şuan nasıl bir evlilikten kurtulduğunuzun farkında değilsiniz. Bugüne kadar ne yasadiysaniz 1000 katını yaşayacaksınız evlenince. Bu adamla evleneceğinize alın bir tabut girin icine.
 
paragraflarınızın her birine başlarken daha kötü ne olabilir ki diye düşündüm, daha da kötü neler olabildiğini gördüm. siz yaşarken görememişsiniz eyvallah ama yazdığınızı bir kaç kere okursanız belki bunların asla affedilmeyecek şeyler olduğunu idrak edersiniz. aldatma desen var, fiziksel şiddet desen var, psikolojik şiddet desen var.. daha ne olsun? kulağımı patlattı ama çok güzeldik, aldattı ama mükemmeldik, hakaret etti ama görseniz en iyisi bizdik diyorsunuz. herhalde sizin ve benim sevgi anlaşıyım birbirinden çok farklı. ve gerçekten bir insanın kendine yaptığını yapacağını dünyadaki tüm insanlar toplansa yapamazmış. hala son konuşmanızda bile babanızla konuşsa affedeceğinizi anlıyorum, anlamak istemesem de. bir daha sever miyim diyorsunuz ya inşallah bu sevgi anlayışıyla bir daha sevilmezsiniz. sevgi anlayışınızı değiştirip kendinize saygı duyarsanız da umarım size gerçekten sevgi ve saygı besleyen biri tarafından sevilirsiniz. durumunuz iyi, aileniz iyi. gerçekten hayatınızı alt üst etmek için ekstra çaba sarfetmiş ve sarfedecek gibi duruyorsunuz. önce gidin bir fakiri sevindirin, kurtulduğunuza şükredin sonra da yolunuza bakın
Maalesef barışacak bu adamla. Belki de beyin sarsıntısı yaşadı. Allah yardımcisi olsun. Tek umudum adam barismaz inşallah.
 
Ama iyiyken mükemmeldik, sorun da bu zaten inanılmaz büyük bir aşk vardı. Bunlar olurken mükemmel şeyler de olurdu sürprizler yemekler şarkılar şiirler.
İyiyken mükemmeldiniz. Aldatmadigi, dövmediği, aşağılamadigi zamanlar mi? Nasıl mükemmel mesela? İyi günlerinizi anlatır mısınız?
Bu adam iyi günlerinizde size neler söylüyordu? Neler yapıyordu? İyiyken çok iyiydik nasıl bir cümle gerçekten soruyorum.

Psikoloğu bırakmayın. Size kendinize değer vermeyi, kendinizi sevmeyi ogretmeli. Özgüveniniz çok düşük.
Bir deftere her gün, ben çok değerliyim. Çok güzelim ve kendimi çok seviyorum yazın. İçinizdeki küçük çocuğa sarılın. Çok mutsuz çok çaresiz hissediyor. Ama değil. Bunları hergun söyleyin kendinize.
 
Şimdiden söyleyeyim konu baya bir uzun.

Merhaba, 26 yaşında bir mühendisim okulumu yüksek onur belgesi ile erken bitirdim. Kendimize ait fabrikamızda ailemle çalışıyorum. Maddi olarak bir sıkıntım yok, arabam altımda, ailem çok iyidir. Bunları yazıyorum ki salaklık ilim irfanla olmuyor görün diye :) Çok kiloluydum ama çok ağır diyetlerle epey kilo verdim şu an balık etliyim. 1,70 boyunda uzun saçlı etine dolgun beyaz tenli bir insanım.
2 sene önce tanıştık bu şahısla, arkadaşımın vasıtasıyla ben başta onaylamadım ama çok ısrar etti ''evlenilecek kız'' olduğum için. (kendisi benim ilk sevgilim ilk aşkım). Okuldu eğitimlerdi dil okullarıydı derken bir de vücudumla barışık bir insan olmadığım için hep bu konuda kendimi kapatmıştım. Neyse tanıştık ettik, başta kilomla dalga geçti kendisi 120 kg. Ben ölüm diyetlerine detokslarına girdim. Bana zayıf kızların fotosunu atıp düştüm dedi. Sonra iş ilerledi buluştukça falan sevgili olduk. İlk ayımızda rahatsız olduğum şeyler oldu bana tamamen itaat edeceksin yoksa giderim dedi. Ben de aşığım ya :) tamam dedim.
Bir kere arkadaşım ya dediği kızın aramalarına denk geldim terk ettim çok ağladı yalvardı barıştım. Meğerse bu kadar ağlama sebebi beni ilk ayımızda o kızla tek gecelik aldatması yüzünden vicdanıymış. Sonra bir kere denk geldi telefonunu karıştırdım şeytan dürttü ya; Beni aldattığını yakaladım yani 2 ay içinde 3 4 kız olmuş. Terk ettim. Salmadı beni. Çok ağladı yeminler etti konumunu açtı biraz süre verdikten sonra affettim bir daha da asla yapmadı.
Sonra çok büyük bir aşk yaşamaya başladık ama inanır mısınız rüya gibi. Böyle bir adamı yola getirmek gurur vericiydi. Çok sevdik çok güzeldi bütün ilklerimi onunla yaşadım. Evlenme teklifi etti 6. ayımızda kabul ettim. Sonraki ayda ilk şiddetini yaşadım sporu bırakmak istemiyorum diye bir vurdu kulağım zarar gördü 2 ay damla kullandım. Şok oldum. Hayatımda ilk kez böyle bir şey yaşadım. Çok ağladı çok özür diledi askere gidecek diye barıştık. Sonra küçük küçük şiddetler oldu artık ben de karşılık veriyordum saygı kalmadı küfür hakaret gırla gidiyordu. Genelde de ailevi kavgalar oluyordu. Boğazıma yapışmalar kafama vurmalar falan. Bir kere de biz bunla ortak para biriktiriyorduk kabataslak 100 bin birikmişti o 10 bin koymuş kalanı benden :) babam da bana dükkan almak istedi kendi paramı da katacaktım babam da katacaktı bir kısım da kendi üstüme kredi çekecektim maksat mülk sahibi olup borçlanmaktı. Vay siz benim paramla iş mi yaparsınız evlenmeden önce alınan mallar senin olur tapu kimin olacak saydı sövdü vurdu bana paragöz dedi parasını geri istedi. Üstelik yarın öbür gün dükkanı satıp bahçeli ev alırız demiştim ona. Kendi malımı satıp.
Mesela ablası annesi ile avm gezerken bana rastladılar ben de tektim. Nasılsın iyi misin diye ayak üstü konuştuktan sonra ikisi gezmeye devam etti ben yine tek. Bekledim açıkçası gel bizle ya da bir kahve içelim diye.
Sonra korona patladı. Nişan tarihi aldık ablası çıktı birden 8 senelik ilişkisini evlilikle taçlandırmak istedi. Tabi öncelik hep onun oldu. Ona göre tarihlerimiz değişti yerlerimiz değişti vs. vs.
Kayınvalidem hiçbir şeye karışmayan bir şey almamak için aramayan, 3 kere çarşıya gittik gelinlikçinin yanında ben bedavaya gitmişim ya diyen bir varoştu. Halıcıya günahımız ne diyerek fiyat soran. Varsa yoksa kocası kızı oğlu olan kendi bakımı olan bir kadındı. Nişana 4 gün kala aradı bir şey lazım mı dedi şaka gibi. Ne giyeceksin bile demedi. Kızlarına nişan yapmayacaklardı, sonradan ben ne yaptıysam aynısıyla yaptılar.
Kayınpederim inanılmaz kontrolcü her yerde görüntülü arayan. Durmadan baskı yapan biriydi. Nişanlım da babasına maddi olarak bağımlıydı. Ama aile bir türlü dikiş tutturamayan, sürekli borcu olan işleri hep ters giden kısacası ticaretten anlamayıp her duydukları işe girmek isteyen ayrılsak da beraberiz dizisindeki Feridun gibilerdi.
Sonra nişanlandık, çok güzeldi ama sıkıntı karşı tarafın bir şey yapmamasıydı. Ev tutuldu yatak odası sizin dediler oturma odası sizin biz kızımıza kendimiz aldık dediler tabi bu odaların (perde halı avize de bizde), bütün mutfak eşyaları bizim çamaşır mak. kurutma mak. biz aldık giyinme odasına dolaplar aldık. Onlar sade salon yaptılar bir de evi tuttular (hiç alamayacakları borç karşılığında oturacaktık o evde borçlu adam milyonlarca lira batık) . Neyse bunlar önemsiz dedim. Takılarımı beni götürmeden kendileri seçti aldı neyse dedim.
En büyük hayalim gelinliğimle doyasıya düğün yapmaktı çok istedim. Ablasının Ağustos düğünü için bizi Aralık ayına attılar. Düğünler yasaklandı. En son sadece su dağıtılan 1 saatlik nikaha eyvallah dedim. Kına çok özeniyordum ondan da vazgeçtim derken o güne komple sokağa çıkma yasağı geldi hafta içi diye. Açıkçası artık hiç hevesim kalmadığı ve psikolojik olarak her hafta bir şey iptal olunca yıprandığım için Mart ayına ertelemek istedim çünkü vakalar çok artmıştı kendi öz babaannem dedem gelemeyecekti. Nişanlım beni onu yeteri kadar sevmemekle suçladı. Sevseydin evlenirdin dedi. Ben de zaten hayatımızın kalanı beraber geçecek düğünümüz olsun bari dedim. Onun ailesi de Haziran olsun kesin olsun dedi benim ailem de siz bilirsiniz dedi Haziran ayının ikinci Pazarına gün aldık.
Tabi bu sürede çok kavgalar ettik. Her şey sorun oldu. Ne beğensem gerek yok gereksiz dendi. Genelde kendim aldım. Ailesi sürekli onlarda oturup kalmamı istedi. Babası bana 4 erkek torun vereceksin dedi.
Haziran ayına geldik, ev hazır gelinlik damatlık hazır davetiyeler dağıtıldı, ama Pazar gününe yasak geldi. Ben bir gün öncesine alalım dedim nişanlım da 2 hafta sonra Cumartesine alalım yemekli düğünlere izin var dedi tamam dedim. Gittik yeni bir yer tuttuk üstelik kınam da olacaktı çok mutluydum. Aile grupları var iki tane biri 4lü biri 6lı eniştesi ve ben de varım. Aile gruplarına mekanı attı. Zaten yasak gelince beni ne annesi ne ablası ne babası aramadı bile. Ben tabi üzgündüm. Annesi gruba hayırlı olsun ama bu sefer de yağmur yağar çamur olur diye iptal etmezsiniz dimi çok yorulduk artık sizin bu işlerden insanlara tarih vermekten dedi. Ben de annen ne diyor dedim haklı dedi yan yanaydık. İşe döndüm kadına keşke elimizde olsaydı ama bundan sonrası daha zorlu dedim.
Çünkü sabahtan beri organizasyonu fotoğrafçıyı kuaförü makyözü gelinlikçiyi salonu arayan yalvaran bendim.
Nişanlım da aradı sen benim anneme cevap veremezsin dedi, kötü bir şey demedim ama asıl annenin söylediği kötü niyet dedim çünkü bu bizim elimizde değil devlet yasak koydu bir tek marketler açık yani.
Sonra ablası gruba Valla Palmcığım çok sıkıldık sizin bu işten yılan hikayesine döndü artık kesinleştirin yani yazdı. Ben de aradım nişanlımı ne diyor ablan dedim sinir krizi geçirdi bağırdı çağırdı susacaksın dedi. Ben de dinlemedim zaten yasak gelmeseydi kesindi ama anlamadım ki:) yazdım sadece. Nişanlım aradı düğün iptal bitmiştir seninle işimiz dedi kapadı yüzüme beni de gruptan attı. Ben kaldım tabi. Aradın açmadı. 3 gün sonra aradı görüştük R yaptı bu sefer de ben çıkıştım sonra da eşyalarımı bile toplamayı düşündüm dedim tamam git topla eşyalarını dedi. Ve o gün bizim tanışma yıl dönümüzdü ben bir çiçek ve özür beklerken karşımda annem sana istediğini der sen susmalıydın ama barışalım diyen bir öküz vardı. Ama ben oradan sonra bir kaç kere aradım açmadı umursamaz cevaplar verdi.
Ailem de artık ayrılmam gerektiğini beni ezmeye çalıştıklarını söyledi. Eşyaları toplamaya gittik annesi aradı; nişanda taktıkları kolye ucu ve küpeyi çikolata getirdikleri gümüşü bana verdikleri amerikan servis hediyesini bir de kına kaftanımı kiralamak istemişti (şaşırmıştım) 1300₺ parayı geri istedi. Biz tabi şok. Babaannesi aradı beni o yılanlara (torunu ve gelini) nişanlını bırakma meydana onları dedi.
Ertesi gün babası beni aradı babamı aramadılar, yapma etme bu aşk acısıyla yaşayamazsın dedi annesi kocaman mesajlar attı aşk her şeyi affeder barışın dedi ama çocuktan tık yok. Bizimkiler bekledi ama 10 gün olunca eşyalar toplanmaya başladı çok ağırıma gitti. Babam aradı bu işin bittiğini üzüldüğümüzü söyledi babası son kez görüşsünler dedi babam da anlaşabilseler görüşsünler ama haftanın 3 günü tartışmalılar dedi bir daha aramayın dedi.
Neyse biz ayrıldık arkadaşlarıma yaşadıklarımı anlattım şiddet aldatma gibi içimde tutamadım. Psikolog ve psikiyatriste başladım. İlaç alıyorum.
Çocuk 1 ay sonra çıktı karşıma ben ağladım o ağladı acaba düzelir mi dedim ama yine siktir çekti ablasına laf etmişim diye. Sonra aramalar yazmalar doğum günümde falan. Bir kere gizli saklı görüştüm ama nasıl özlemişim ben ağlamaktan konuşamıyorum. Kaçırayım seni dedi saçmalama dedim. Git babamla konuş diyorum yok diyor korkuyor. Bir de benim ailemi suçluyor. Susacaktın diye de beni.
Şimdi 2,5 ay oldu yine yazıyor ama beni suçluyor hala sen bu hale getirdin. Sen herkese sana vurduğumu söylemişsin. Bizi mahvettin sen bensiz yaşayamazsın. 5 sene sonra sürüneceksin. Benden başka seni kimse sevmez ailen bile sevmiyor dedi.
Çok sevdik birbirimizi hem de çok anlatamam size, biz başkaydık herkes öyle derdi bize genelde ben idare eden taraftım o da kabul ediyor ama o da beni idare ederdi yalan yok. Babası inanılmaz baskın biriydi ve parayla adam alacağını sanan kafadaydı bu da babasının köpeğiydi gel gel git git işleri de bozulmuş iyice benden sonra. Az önce yine yazmış seni çok özledim benim kimsem yok bize bunu neden yaptın diye. Bir de her kavgada bitti derdi blöf yapardı ben giderdim peşinden şimdi ben bitirince çok koymuş. Ben hep derdim ama sen bir dedin bizi bitirdin diyor. Ben de sen beni terk ettin diyorum benim bitirmeyeceğimi bilmen lazımdı diyor. Bir şey yap diyorum gel babamdan özür dile diyorum yok sen önce seninkilerle sonra benimkilerle konuş ben bir şey yapamam baban yasak koydu diyor.
Çok özlüyorum çok üzülüyorum söyleyin ben başkasını sevebilir miyim yine? Yine mutlu olabilir miyim? Ya da keşke sussa mıydım? ama nereye kadar dedi psikoloğum da. Offff kafamda deli sorular. Ailem artık asla istemiyor, seni üzerler biz desteklemiyoruz diyor. Babam çeyizini yak ben sana yine alırım dedi. Şimdi ben suçlu oldum her şeyi anlattım diye e sen bunları yaptın deyince de ben böyleyim diyor. Kafam çok dolu çok seviyorum ama neden??
Sorunuz ayrılmalı mıyım degil, yaptıklarına ragmen seviyorum, nasıl vazgeçebilirim olmalı. Bütün bağlarınızı kopartın. Yaşınız 26, 50 yaşında değilsiniz. Birdaha sevebilir miyim psikolojisinden çıkın. Terapide neden böyle bir adama ilgi gösteriyorum konusuna odaklanın. Psikologunuz buna ağırlık vermediyse değiştirin. Terapi yapan birisini bulun. Gerekirse birkac kişiyi deneyin bu sekilde. Sevgi görme duyunuz fazla, fitratınız bu. Sevgiyi anlamlandırmanizda da sıkıntı var. Buralara odaklanin. Okumussunuz, kilo vermissiniz, fedakarsiniz neden baska birisi sizi sevmesin? Muhtemelen kilolu halinizde yaşadıginiz seyler sizi etkiledi. Daha zayıf fotoğraf atıp düştum dediğinde, düştüğün yerde kal deyip bu işi bitirmeliydiniz. Zaten kilo problemi yaşamanız hassas biri olduğunuzu ve çocuklukta bazı tramvalar yaşadığınızı gösteriyor. Bu adamı sizin bunları fark etmenize vesile olan, kilo vermenize ve kendinize güveninizin gelmesine (terapi ile) vesile olan biri olarak görün geride bırakın. Ayrıca ailen seni sevmiyor demiş aileniz hep arkanızda nasil sevmiyor. Muhtemelen siz sevgiden yakınıyorsunuz sık sık o da bunu kullanıyor. Sevgi algınıza odaklanın.
 
Şimdiden söyleyeyim konu baya bir uzun.

Merhaba, 26 yaşında bir mühendisim okulumu yüksek onur belgesi ile erken bitirdim. Kendimize ait fabrikamızda ailemle çalışıyorum. Maddi olarak bir sıkıntım yok, arabam altımda, ailem çok iyidir. Bunları yazıyorum ki salaklık ilim irfanla olmuyor görün diye :) Çok kiloluydum ama çok ağır diyetlerle epey kilo verdim şu an balık etliyim. 1,70 boyunda uzun saçlı etine dolgun beyaz tenli bir insanım.
2 sene önce tanıştık bu şahısla, arkadaşımın vasıtasıyla ben başta onaylamadım ama çok ısrar etti ''evlenilecek kız'' olduğum için. (kendisi benim ilk sevgilim ilk aşkım). Okuldu eğitimlerdi dil okullarıydı derken bir de vücudumla barışık bir insan olmadığım için hep bu konuda kendimi kapatmıştım. Neyse tanıştık ettik, başta kilomla dalga geçti kendisi 120 kg. Ben ölüm diyetlerine detokslarına girdim. Bana zayıf kızların fotosunu atıp düştüm dedi. Sonra iş ilerledi buluştukça falan sevgili olduk. İlk ayımızda rahatsız olduğum şeyler oldu bana tamamen itaat edeceksin yoksa giderim dedi. Ben de aşığım ya :) tamam dedim.
Bir kere arkadaşım ya dediği kızın aramalarına denk geldim terk ettim çok ağladı yalvardı barıştım. Meğerse bu kadar ağlama sebebi beni ilk ayımızda o kızla tek gecelik aldatması yüzünden vicdanıymış. Sonra bir kere denk geldi telefonunu karıştırdım şeytan dürttü ya; Beni aldattığını yakaladım yani 2 ay içinde 3 4 kız olmuş. Terk ettim. Salmadı beni. Çok ağladı yeminler etti konumunu açtı biraz süre verdikten sonra affettim bir daha da asla yapmadı.
Sonra çok büyük bir aşk yaşamaya başladık ama inanır mısınız rüya gibi. Böyle bir adamı yola getirmek gurur vericiydi. Çok sevdik çok güzeldi bütün ilklerimi onunla yaşadım. Evlenme teklifi etti 6. ayımızda kabul ettim. Sonraki ayda ilk şiddetini yaşadım sporu bırakmak istemiyorum diye bir vurdu kulağım zarar gördü 2 ay damla kullandım. Şok oldum. Hayatımda ilk kez böyle bir şey yaşadım. Çok ağladı çok özür diledi askere gidecek diye barıştık. Sonra küçük küçük şiddetler oldu artık ben de karşılık veriyordum saygı kalmadı küfür hakaret gırla gidiyordu. Genelde de ailevi kavgalar oluyordu. Boğazıma yapışmalar kafama vurmalar falan. Bir kere de biz bunla ortak para biriktiriyorduk kabataslak 100 bin birikmişti o 10 bin koymuş kalanı benden :) babam da bana dükkan almak istedi kendi paramı da katacaktım babam da katacaktı bir kısım da kendi üstüme kredi çekecektim maksat mülk sahibi olup borçlanmaktı. Vay siz benim paramla iş mi yaparsınız evlenmeden önce alınan mallar senin olur tapu kimin olacak saydı sövdü vurdu bana paragöz dedi parasını geri istedi. Üstelik yarın öbür gün dükkanı satıp bahçeli ev alırız demiştim ona. Kendi malımı satıp.
Mesela ablası annesi ile avm gezerken bana rastladılar ben de tektim. Nasılsın iyi misin diye ayak üstü konuştuktan sonra ikisi gezmeye devam etti ben yine tek. Bekledim açıkçası gel bizle ya da bir kahve içelim diye.
Sonra korona patladı. Nişan tarihi aldık ablası çıktı birden 8 senelik ilişkisini evlilikle taçlandırmak istedi. Tabi öncelik hep onun oldu. Ona göre tarihlerimiz değişti yerlerimiz değişti vs. vs.
Kayınvalidem hiçbir şeye karışmayan bir şey almamak için aramayan, 3 kere çarşıya gittik gelinlikçinin yanında ben bedavaya gitmişim ya diyen bir varoştu. Halıcıya günahımız ne diyerek fiyat soran. Varsa yoksa kocası kızı oğlu olan kendi bakımı olan bir kadındı. Nişana 4 gün kala aradı bir şey lazım mı dedi şaka gibi. Ne giyeceksin bile demedi. Kızlarına nişan yapmayacaklardı, sonradan ben ne yaptıysam aynısıyla yaptılar.
Kayınpederim inanılmaz kontrolcü her yerde görüntülü arayan. Durmadan baskı yapan biriydi. Nişanlım da babasına maddi olarak bağımlıydı. Ama aile bir türlü dikiş tutturamayan, sürekli borcu olan işleri hep ters giden kısacası ticaretten anlamayıp her duydukları işe girmek isteyen ayrılsak da beraberiz dizisindeki Feridun gibilerdi.
Sonra nişanlandık, çok güzeldi ama sıkıntı karşı tarafın bir şey yapmamasıydı. Ev tutuldu yatak odası sizin dediler oturma odası sizin biz kızımıza kendimiz aldık dediler tabi bu odaların (perde halı avize de bizde), bütün mutfak eşyaları bizim çamaşır mak. kurutma mak. biz aldık giyinme odasına dolaplar aldık. Onlar sade salon yaptılar bir de evi tuttular (hiç alamayacakları borç karşılığında oturacaktık o evde borçlu adam milyonlarca lira batık) . Neyse bunlar önemsiz dedim. Takılarımı beni götürmeden kendileri seçti aldı neyse dedim.
En büyük hayalim gelinliğimle doyasıya düğün yapmaktı çok istedim. Ablasının Ağustos düğünü için bizi Aralık ayına attılar. Düğünler yasaklandı. En son sadece su dağıtılan 1 saatlik nikaha eyvallah dedim. Kına çok özeniyordum ondan da vazgeçtim derken o güne komple sokağa çıkma yasağı geldi hafta içi diye. Açıkçası artık hiç hevesim kalmadığı ve psikolojik olarak her hafta bir şey iptal olunca yıprandığım için Mart ayına ertelemek istedim çünkü vakalar çok artmıştı kendi öz babaannem dedem gelemeyecekti. Nişanlım beni onu yeteri kadar sevmemekle suçladı. Sevseydin evlenirdin dedi. Ben de zaten hayatımızın kalanı beraber geçecek düğünümüz olsun bari dedim. Onun ailesi de Haziran olsun kesin olsun dedi benim ailem de siz bilirsiniz dedi Haziran ayının ikinci Pazarına gün aldık.
Tabi bu sürede çok kavgalar ettik. Her şey sorun oldu. Ne beğensem gerek yok gereksiz dendi. Genelde kendim aldım. Ailesi sürekli onlarda oturup kalmamı istedi. Babası bana 4 erkek torun vereceksin dedi.
Haziran ayına geldik, ev hazır gelinlik damatlık hazır davetiyeler dağıtıldı, ama Pazar gününe yasak geldi. Ben bir gün öncesine alalım dedim nişanlım da 2 hafta sonra Cumartesine alalım yemekli düğünlere izin var dedi tamam dedim. Gittik yeni bir yer tuttuk üstelik kınam da olacaktı çok mutluydum. Aile grupları var iki tane biri 4lü biri 6lı eniştesi ve ben de varım. Aile gruplarına mekanı attı. Zaten yasak gelince beni ne annesi ne ablası ne babası aramadı bile. Ben tabi üzgündüm. Annesi gruba hayırlı olsun ama bu sefer de yağmur yağar çamur olur diye iptal etmezsiniz dimi çok yorulduk artık sizin bu işlerden insanlara tarih vermekten dedi. Ben de annen ne diyor dedim haklı dedi yan yanaydık. İşe döndüm kadına keşke elimizde olsaydı ama bundan sonrası daha zorlu dedim.
Çünkü sabahtan beri organizasyonu fotoğrafçıyı kuaförü makyözü gelinlikçiyi salonu arayan yalvaran bendim.
Nişanlım da aradı sen benim anneme cevap veremezsin dedi, kötü bir şey demedim ama asıl annenin söylediği kötü niyet dedim çünkü bu bizim elimizde değil devlet yasak koydu bir tek marketler açık yani.
Sonra ablası gruba Valla Palmcığım çok sıkıldık sizin bu işten yılan hikayesine döndü artık kesinleştirin yani yazdı. Ben de aradım nişanlımı ne diyor ablan dedim sinir krizi geçirdi bağırdı çağırdı susacaksın dedi. Ben de dinlemedim zaten yasak gelmeseydi kesindi ama anlamadım ki:) yazdım sadece. Nişanlım aradı düğün iptal bitmiştir seninle işimiz dedi kapadı yüzüme beni de gruptan attı. Ben kaldım tabi. Aradın açmadı. 3 gün sonra aradı görüştük R yaptı bu sefer de ben çıkıştım sonra da eşyalarımı bile toplamayı düşündüm dedim tamam git topla eşyalarını dedi. Ve o gün bizim tanışma yıl dönümüzdü ben bir çiçek ve özür beklerken karşımda annem sana istediğini der sen susmalıydın ama barışalım diyen bir öküz vardı. Ama ben oradan sonra bir kaç kere aradım açmadı umursamaz cevaplar verdi.
Ailem de artık ayrılmam gerektiğini beni ezmeye çalıştıklarını söyledi. Eşyaları toplamaya gittik annesi aradı; nişanda taktıkları kolye ucu ve küpeyi çikolata getirdikleri gümüşü bana verdikleri amerikan servis hediyesini bir de kına kaftanımı kiralamak istemişti (şaşırmıştım) 1300₺ parayı geri istedi. Biz tabi şok. Babaannesi aradı beni o yılanlara (torunu ve gelini) nişanlını bırakma meydana onları dedi.
Ertesi gün babası beni aradı babamı aramadılar, yapma etme bu aşk acısıyla yaşayamazsın dedi annesi kocaman mesajlar attı aşk her şeyi affeder barışın dedi ama çocuktan tık yok. Bizimkiler bekledi ama 10 gün olunca eşyalar toplanmaya başladı çok ağırıma gitti. Babam aradı bu işin bittiğini üzüldüğümüzü söyledi babası son kez görüşsünler dedi babam da anlaşabilseler görüşsünler ama haftanın 3 günü tartışmalılar dedi bir daha aramayın dedi.
Neyse biz ayrıldık arkadaşlarıma yaşadıklarımı anlattım şiddet aldatma gibi içimde tutamadım. Psikolog ve psikiyatriste başladım. İlaç alıyorum.
Çocuk 1 ay sonra çıktı karşıma ben ağladım o ağladı acaba düzelir mi dedim ama yine siktir çekti ablasına laf etmişim diye. Sonra aramalar yazmalar doğum günümde falan. Bir kere gizli saklı görüştüm ama nasıl özlemişim ben ağlamaktan konuşamıyorum. Kaçırayım seni dedi saçmalama dedim. Git babamla konuş diyorum yok diyor korkuyor. Bir de benim ailemi suçluyor. Susacaktın diye de beni.
Şimdi 2,5 ay oldu yine yazıyor ama beni suçluyor hala sen bu hale getirdin. Sen herkese sana vurduğumu söylemişsin. Bizi mahvettin sen bensiz yaşayamazsın. 5 sene sonra sürüneceksin. Benden başka seni kimse sevmez ailen bile sevmiyor dedi.
Çok sevdik birbirimizi hem de çok anlatamam size, biz başkaydık herkes öyle derdi bize genelde ben idare eden taraftım o da kabul ediyor ama o da beni idare ederdi yalan yok. Babası inanılmaz baskın biriydi ve parayla adam alacağını sanan kafadaydı bu da babasının köpeğiydi gel gel git git işleri de bozulmuş iyice benden sonra. Az önce yine yazmış seni çok özledim benim kimsem yok bize bunu neden yaptın diye. Bir de her kavgada bitti derdi blöf yapardı ben giderdim peşinden şimdi ben bitirince çok koymuş. Ben hep derdim ama sen bir dedin bizi bitirdin diyor. Ben de sen beni terk ettin diyorum benim bitirmeyeceğimi bilmen lazımdı diyor. Bir şey yap diyorum gel babamdan özür dile diyorum yok sen önce seninkilerle sonra benimkilerle konuş ben bir şey yapamam baban yasak koydu diyor.
Çok özlüyorum çok üzülüyorum söyleyin ben başkasını sevebilir miyim yine? Yine mutlu olabilir miyim? Ya da keşke sussa mıydım? ama nereye kadar dedi psikoloğum da. Offff kafamda deli sorular. Ailem artık asla istemiyor, seni üzerler biz desteklemiyoruz diyor. Babam çeyizini yak ben sana yine alırım dedi. Şimdi ben suçlu oldum her şeyi anlattım diye e sen bunları yaptın deyince de ben böyleyim diyor. Kafam çok dolu çok seviyorum ama neden??
Allah askina yasadiklariniz kolay degil ,ilerde iyi ki evlenmemisim diyeceginiz biri cikacak karsiniza emin olun.

O yuzden hic üzülmeyin .
 
Ama iyiyken mükemmeldik, sorun da bu zaten inanılmaz büyük bir aşk vardı. Bunlar olurken mükemmel şeyler de olurdu sürprizler yemekler şarkılar şiirler.
Ay dalga mı geçiyorsunuz ya ne mükemmeli, mükemmel olmanız için kusursuz olmanız lazım kusursuz musunuz? Şiddet görmüşsünüz afedersiniz hayatınıza mıcmıslar çok büyük bi aşk vardı diyosunuz hala.
 
Böyle sevgi olcaksa hiç olmasın daha iyi
Uğruna seviyorum geçer mi dediğin şey aldatma ve şiddet sonrasını okumadım, ama bir uzmandan yardım al bunun adı sevgi değil zira, şuan kurtulduğuna göbek atman gerekirdi
 
Bu adam(adam dediğine bakma lafın gelişi) gelse senden sülalenden özür dilese yoluna mücevherle donatılmış halılar serse de barışma. Hepsini sırf göz boyamak için yapar. Sonrasında içine düşeceğin cehennemi tahmin bile edemezsin. Yemin ederim dert oldu ya. Bi insan kendi kendini nasıl yakar ateşe nasıl yürürün örneğisin resmen.
 
Şimdiden söyleyeyim konu baya bir uzun.

Merhaba, 26 yaşında bir mühendisim okulumu yüksek onur belgesi ile erken bitirdim. Kendimize ait fabrikamızda ailemle çalışıyorum. Maddi olarak bir sıkıntım yok, arabam altımda, ailem çok iyidir. Bunları yazıyorum ki salaklık ilim irfanla olmuyor görün diye :) Çok kiloluydum ama çok ağır diyetlerle epey kilo verdim şu an balık etliyim. 1,70 boyunda uzun saçlı etine dolgun beyaz tenli bir insanım.
2 sene önce tanıştık bu şahısla, arkadaşımın vasıtasıyla ben başta onaylamadım ama çok ısrar etti ''evlenilecek kız'' olduğum için. (kendisi benim ilk sevgilim ilk aşkım). Okuldu eğitimlerdi dil okullarıydı derken bir de vücudumla barışık bir insan olmadığım için hep bu konuda kendimi kapatmıştım. Neyse tanıştık ettik, başta kilomla dalga geçti kendisi 120 kg. Ben ölüm diyetlerine detokslarına girdim. Bana zayıf kızların fotosunu atıp düştüm dedi. Sonra iş ilerledi buluştukça falan sevgili olduk. İlk ayımızda rahatsız olduğum şeyler oldu bana tamamen itaat edeceksin yoksa giderim dedi. Ben de aşığım ya :) tamam dedim.
Bir kere arkadaşım ya dediği kızın aramalarına denk geldim terk ettim çok ağladı yalvardı barıştım. Meğerse bu kadar ağlama sebebi beni ilk ayımızda o kızla tek gecelik aldatması yüzünden vicdanıymış. Sonra bir kere denk geldi telefonunu karıştırdım şeytan dürttü ya; Beni aldattığını yakaladım yani 2 ay içinde 3 4 kız olmuş. Terk ettim. Salmadı beni. Çok ağladı yeminler etti konumunu açtı biraz süre verdikten sonra affettim bir daha da asla yapmadı.
Sonra çok büyük bir aşk yaşamaya başladık ama inanır mısınız rüya gibi. Böyle bir adamı yola getirmek gurur vericiydi. Çok sevdik çok güzeldi bütün ilklerimi onunla yaşadım. Evlenme teklifi etti 6. ayımızda kabul ettim. Sonraki ayda ilk şiddetini yaşadım sporu bırakmak istemiyorum diye bir vurdu kulağım zarar gördü 2 ay damla kullandım. Şok oldum. Hayatımda ilk kez böyle bir şey yaşadım. Çok ağladı çok özür diledi askere gidecek diye barıştık. Sonra küçük küçük şiddetler oldu artık ben de karşılık veriyordum saygı kalmadı küfür hakaret gırla gidiyordu. Genelde de ailevi kavgalar oluyordu. Boğazıma yapışmalar kafama vurmalar falan. Bir kere de biz bunla ortak para biriktiriyorduk kabataslak 100 bin birikmişti o 10 bin koymuş kalanı benden :) babam da bana dükkan almak istedi kendi paramı da katacaktım babam da katacaktı bir kısım da kendi üstüme kredi çekecektim maksat mülk sahibi olup borçlanmaktı. Vay siz benim paramla iş mi yaparsınız evlenmeden önce alınan mallar senin olur tapu kimin olacak saydı sövdü vurdu bana paragöz dedi parasını geri istedi. Üstelik yarın öbür gün dükkanı satıp bahçeli ev alırız demiştim ona. Kendi malımı satıp.
Mesela ablası annesi ile avm gezerken bana rastladılar ben de tektim. Nasılsın iyi misin diye ayak üstü konuştuktan sonra ikisi gezmeye devam etti ben yine tek. Bekledim açıkçası gel bizle ya da bir kahve içelim diye.
Sonra korona patladı. Nişan tarihi aldık ablası çıktı birden 8 senelik ilişkisini evlilikle taçlandırmak istedi. Tabi öncelik hep onun oldu. Ona göre tarihlerimiz değişti yerlerimiz değişti vs. vs.
Kayınvalidem hiçbir şeye karışmayan bir şey almamak için aramayan, 3 kere çarşıya gittik gelinlikçinin yanında ben bedavaya gitmişim ya diyen bir varoştu. Halıcıya günahımız ne diyerek fiyat soran. Varsa yoksa kocası kızı oğlu olan kendi bakımı olan bir kadındı. Nişana 4 gün kala aradı bir şey lazım mı dedi şaka gibi. Ne giyeceksin bile demedi. Kızlarına nişan yapmayacaklardı, sonradan ben ne yaptıysam aynısıyla yaptılar.
Kayınpederim inanılmaz kontrolcü her yerde görüntülü arayan. Durmadan baskı yapan biriydi. Nişanlım da babasına maddi olarak bağımlıydı. Ama aile bir türlü dikiş tutturamayan, sürekli borcu olan işleri hep ters giden kısacası ticaretten anlamayıp her duydukları işe girmek isteyen ayrılsak da beraberiz dizisindeki Feridun gibilerdi.
Sonra nişanlandık, çok güzeldi ama sıkıntı karşı tarafın bir şey yapmamasıydı. Ev tutuldu yatak odası sizin dediler oturma odası sizin biz kızımıza kendimiz aldık dediler tabi bu odaların (perde halı avize de bizde), bütün mutfak eşyaları bizim çamaşır mak. kurutma mak. biz aldık giyinme odasına dolaplar aldık. Onlar sade salon yaptılar bir de evi tuttular (hiç alamayacakları borç karşılığında oturacaktık o evde borçlu adam milyonlarca lira batık) . Neyse bunlar önemsiz dedim. Takılarımı beni götürmeden kendileri seçti aldı neyse dedim.
En büyük hayalim gelinliğimle doyasıya düğün yapmaktı çok istedim. Ablasının Ağustos düğünü için bizi Aralık ayına attılar. Düğünler yasaklandı. En son sadece su dağıtılan 1 saatlik nikaha eyvallah dedim. Kına çok özeniyordum ondan da vazgeçtim derken o güne komple sokağa çıkma yasağı geldi hafta içi diye. Açıkçası artık hiç hevesim kalmadığı ve psikolojik olarak her hafta bir şey iptal olunca yıprandığım için Mart ayına ertelemek istedim çünkü vakalar çok artmıştı kendi öz babaannem dedem gelemeyecekti. Nişanlım beni onu yeteri kadar sevmemekle suçladı. Sevseydin evlenirdin dedi. Ben de zaten hayatımızın kalanı beraber geçecek düğünümüz olsun bari dedim. Onun ailesi de Haziran olsun kesin olsun dedi benim ailem de siz bilirsiniz dedi Haziran ayının ikinci Pazarına gün aldık.
Tabi bu sürede çok kavgalar ettik. Her şey sorun oldu. Ne beğensem gerek yok gereksiz dendi. Genelde kendim aldım. Ailesi sürekli onlarda oturup kalmamı istedi. Babası bana 4 erkek torun vereceksin dedi.
Haziran ayına geldik, ev hazır gelinlik damatlık hazır davetiyeler dağıtıldı, ama Pazar gününe yasak geldi. Ben bir gün öncesine alalım dedim nişanlım da 2 hafta sonra Cumartesine alalım yemekli düğünlere izin var dedi tamam dedim. Gittik yeni bir yer tuttuk üstelik kınam da olacaktı çok mutluydum. Aile grupları var iki tane biri 4lü biri 6lı eniştesi ve ben de varım. Aile gruplarına mekanı attı. Zaten yasak gelince beni ne annesi ne ablası ne babası aramadı bile. Ben tabi üzgündüm. Annesi gruba hayırlı olsun ama bu sefer de yağmur yağar çamur olur diye iptal etmezsiniz dimi çok yorulduk artık sizin bu işlerden insanlara tarih vermekten dedi. Ben de annen ne diyor dedim haklı dedi yan yanaydık. İşe döndüm kadına keşke elimizde olsaydı ama bundan sonrası daha zorlu dedim.
Çünkü sabahtan beri organizasyonu fotoğrafçıyı kuaförü makyözü gelinlikçiyi salonu arayan yalvaran bendim.
Nişanlım da aradı sen benim anneme cevap veremezsin dedi, kötü bir şey demedim ama asıl annenin söylediği kötü niyet dedim çünkü bu bizim elimizde değil devlet yasak koydu bir tek marketler açık yani.
Sonra ablası gruba Valla Palmcığım çok sıkıldık sizin bu işten yılan hikayesine döndü artık kesinleştirin yani yazdı. Ben de aradım nişanlımı ne diyor ablan dedim sinir krizi geçirdi bağırdı çağırdı susacaksın dedi. Ben de dinlemedim zaten yasak gelmeseydi kesindi ama anlamadım ki:) yazdım sadece. Nişanlım aradı düğün iptal bitmiştir seninle işimiz dedi kapadı yüzüme beni de gruptan attı. Ben kaldım tabi. Aradın açmadı. 3 gün sonra aradı görüştük R yaptı bu sefer de ben çıkıştım sonra da eşyalarımı bile toplamayı düşündüm dedim tamam git topla eşyalarını dedi. Ve o gün bizim tanışma yıl dönümüzdü ben bir çiçek ve özür beklerken karşımda annem sana istediğini der sen susmalıydın ama barışalım diyen bir öküz vardı. Ama ben oradan sonra bir kaç kere aradım açmadı umursamaz cevaplar verdi.
Ailem de artık ayrılmam gerektiğini beni ezmeye çalıştıklarını söyledi. Eşyaları toplamaya gittik annesi aradı; nişanda taktıkları kolye ucu ve küpeyi çikolata getirdikleri gümüşü bana verdikleri amerikan servis hediyesini bir de kına kaftanımı kiralamak istemişti (şaşırmıştım) 1300₺ parayı geri istedi. Biz tabi şok. Babaannesi aradı beni o yılanlara (torunu ve gelini) nişanlını bırakma meydana onları dedi.
Ertesi gün babası beni aradı babamı aramadılar, yapma etme bu aşk acısıyla yaşayamazsın dedi annesi kocaman mesajlar attı aşk her şeyi affeder barışın dedi ama çocuktan tık yok. Bizimkiler bekledi ama 10 gün olunca eşyalar toplanmaya başladı çok ağırıma gitti. Babam aradı bu işin bittiğini üzüldüğümüzü söyledi babası son kez görüşsünler dedi babam da anlaşabilseler görüşsünler ama haftanın 3 günü tartışmalılar dedi bir daha aramayın dedi.
Neyse biz ayrıldık arkadaşlarıma yaşadıklarımı anlattım şiddet aldatma gibi içimde tutamadım. Psikolog ve psikiyatriste başladım. İlaç alıyorum.
Çocuk 1 ay sonra çıktı karşıma ben ağladım o ağladı acaba düzelir mi dedim ama yine siktir çekti ablasına laf etmişim diye. Sonra aramalar yazmalar doğum günümde falan. Bir kere gizli saklı görüştüm ama nasıl özlemişim ben ağlamaktan konuşamıyorum. Kaçırayım seni dedi saçmalama dedim. Git babamla konuş diyorum yok diyor korkuyor. Bir de benim ailemi suçluyor. Susacaktın diye de beni.
Şimdi 2,5 ay oldu yine yazıyor ama beni suçluyor hala sen bu hale getirdin. Sen herkese sana vurduğumu söylemişsin. Bizi mahvettin sen bensiz yaşayamazsın. 5 sene sonra sürüneceksin. Benden başka seni kimse sevmez ailen bile sevmiyor dedi.
Çok sevdik birbirimizi hem de çok anlatamam size, biz başkaydık herkes öyle derdi bize genelde ben idare eden taraftım o da kabul ediyor ama o da beni idare ederdi yalan yok. Babası inanılmaz baskın biriydi ve parayla adam alacağını sanan kafadaydı bu da babasının köpeğiydi gel gel git git işleri de bozulmuş iyice benden sonra. Az önce yine yazmış seni çok özledim benim kimsem yok bize bunu neden yaptın diye. Bir de her kavgada bitti derdi blöf yapardı ben giderdim peşinden şimdi ben bitirince çok koymuş. Ben hep derdim ama sen bir dedin bizi bitirdin diyor. Ben de sen beni terk ettin diyorum benim bitirmeyeceğimi bilmen lazımdı diyor. Bir şey yap diyorum gel babamdan özür dile diyorum yok sen önce seninkilerle sonra benimkilerle konuş ben bir şey yapamam baban yasak koydu diyor.
Çok özlüyorum çok üzülüyorum söyleyin ben başkasını sevebilir miyim yine? Yine mutlu olabilir miyim? Ya da keşke sussa mıydım? ama nereye kadar dedi psikoloğum da. Offff kafamda deli sorular. Ailem artık asla istemiyor, seni üzerler biz desteklemiyoruz diyor. Babam çeyizini yak ben sana yine alırım dedi. Şimdi ben suçlu oldum her şeyi anlattım diye e sen bunları yaptın deyince de ben böyleyim diyor. Kafam çok dolu çok seviyorum ama neden??
Şok içerisindeyim dayat, aldatma üstelik aileis aile değil kusura bakma sen dqf mısın ya otur şükür namazı kıl düğünlerin ertelendiğine rabbim sana işaret vermiş ya anlamamışsın sakın barışma sakın 🧐
 
O kadar da değil.
Ne nefret dolu bir yorum bu !İnsanlar buraya dert anlatıp çare bulmaya geliyor hakaret duymaya değil.
Her türlü kötülüğü yaşayıp da daha hala seviyorum diyorsa bir insan sonuna kadar hakediyordur yaşadıklarını. Hepimizin aklı, mantığı var. Yaşadıklarımızı da bu filtreden geçirmek gerek. Bu kadar dayağa, hakarete, kötülüğe maruz kalıp da daha hala bırakıp gitmiyorsa hayatından memnundur demek. Çook büyük bir aşk yaşanmış ya işte yaşamaya devam etsinler işte.
Konu sahibi yediği dayaktan çok takıları, görümceyi, kaynanası falan dert ediyor. Dayak yemiş olmasının önemi yok onun için. Burada kaldırıp da onun gönlünü etmek için boş yorumlar yapmayacağım. Fikrimi beyan ettim. Bir kez daha söylüyorum. Sonuna kadar hak etmiş yaşadıklarını. Tüm bunları bitirmek elinde olduğu halde bitirmeyip, daha büyüklerini yutmaya devam etmiş demekki rahatsız da değil bu durumdan. Ben de evlensinler diyorum işte. Başkasının başı yanacağına, zaten halinden memnun olan bu kişiyle evlensinler işte.
 
Ama iyiyken mükemmeldik, sorun da bu zaten inanılmaz büyük bir aşk vardı. Bunlar olurken mükemmel şeyler de olurdu sürprizler yemekler şarkılar şiirler.
Siz gidemeyin diye bu tamamen. Size dibi yaşatırken tepeyi de yaşatacak ki siz gitmeyin. Hep kötü olsa devam edemezdiniz zaten. Cehennemi yaşatırken birden size cenneti de gösterecek ki ona bağımlı kalacaksınız. Hepsi taktik. Ben bu yüzden hemcinslerime ilişkinin daha ilk günlerinde müthiş romantik jestler yapan kişilerden kaçın diyorum. Sağlıklı bir ilişkide duygu yoğunluğu seviyesi bir yükselip bir alçalmaz. Kripto para değil bu, öyle dalgalanmaz. Dipten başlayıp istikrarlı şekilde yükselir. Bugüne kadar istisnasız benim gördüğüm çok yoğun duygularla başlayan ilişkilerin ömrü birkaç ay oluyor.
 
İlk sevgiliniz olduğu için sizin için mükemmel Bi hikaye oluşturup ona tutunmaya çalışmışsınız ama inanın bu hikaye o dillere destan aşk hikayesi değil. Başkasını da seversiniz başkası da sizi sever odak noktanız bu olmamalı. Bunlara katlanmanızı ve sürekli devam etmeye çalışmanızı yalnız kalma endişenize ve kendinize hak ettiğiniz sevgiyi vermemenize bağlıyorum. Mutlaka psikolojik desteğe devam edin ve o adamı katiyetle hayatınızdan çıkarın. Kendinizi sevip, kendi kendinize de mutlu olmayı öğrenince sadece bu olay için değil tüm hayatınızı şekillendirecek bir gücünüz olacak. Bi söz var ya hani "Kuş konduğu dalın kırılmasından korkmaz. Çünkü onun güvendiği dal değil kanatlarıdır." diye. Dalı bırakın, kanatlarınızı keşfedin ve bu hatalar silsilesini mükemmel Bi tecrübeye cevirinnn🙏🏻🙏🏻🙏🏻
Çok teşekkür ederim ne güzel yazmışsınız.
 
Bu adam(adam dediğine bakma lafın gelişi) gelse senden sülalenden özür dilese yoluna mücevherle donatılmış halılar serse de barışma. Hepsini sırf göz boyamak için yapar. Sonrasında içine düşeceğin cehennemi tahmin bile edemezsin. Yemin ederim dert oldu ya. Bi insan kendi kendini nasıl yakar ateşe nasıl yürürün örneğisin resmen.
haklısınız
 
Siz gidemeyin diye bu tamamen. Size dibi yaşatırken tepeyi de yaşatacak ki siz gitmeyin. Hep kötü olsa devam edemezdiniz zaten. Cehennemi yaşatırken birden size cenneti de gösterecek ki ona bağımlı kalacaksınız. Hepsi taktik. Ben bu yüzden hemcinslerime ilişkinin daha ilk günlerinde müthiş romantik jestler yapan kişilerden kaçın diyorum. Sağlıklı bir ilişkide duygu yoğunluğu seviyesi bir yükselip bir alçalmaz. Kripto para değil bu, öyle dalgalanmaz. Dipten başlayıp istikrarlı şekilde yükselir. Bugüne kadar istisnasız benim gördüğüm çok yoğun duygularla başlayan ilişkilerin ömrü birkaç ay oluyor.
Günaydın, evet çok teşekkürler. Bundan sonra söz konusu bir barışma yok. Son buluşmamız alkolün de etkisinde biraz fazla duygusaldı ama net ve mantıklı (arada sırada olsa da) bakınca zaten ömürlük bir sorunla evlenmiş olurdum. Maddi manevi her şeyi sorun olan ailesine tapan bir kukla o da sadece benim üzerimde güçlü gösteriyordu kendini tıpkı babasının annesine yaptığı gibi.
 
Şok içerisindeyim dayat, aldatma üstelik aileis aile değil kusura bakma sen dqf mısın ya otur şükür namazı kıl düğünlerin ertelendiğine rabbim sana işaret vermiş ya anlamamışsın sakın barışma sakın 🧐
Evet Allaha şükür olmamasında vardır bir hayır dedim hep acelemiz yok ya dedim ama demek ki varmış bir sebebi.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X