saveist, aslında eşinle ilişkinizi aranızda yaşanan şeyleri, çocuk sahibi olmak konusundaki tutumunuzun ne kadar birbirine benzediğini bilmeden sana şöyle böyle yap demek istemem. ama yine de eşin yardıma ihtiyacın olduğunu göremeyecek kadar çok üzülmüş olabilir. öyleyse belki de sen de ona destek olmalısın. ama öbür türlü bu bir yol ve biz bu yola birlikte çıkıyoruz. sorun ne olursa olsun tedavinin tüm güç yanlarını zaten kadın taşıyor. belki de her şeyi oturup baştan konuşmanızda fayda var.
ama sana bir başka şey daha söyleyeceğim. bence sen de bu biyokimyasal gebeliğe düşük gibi bakma. seninle aynı şeyi yaşadım ben de, söylemiştim daha önce. sonra araştırınca öğrendim ki düşük oranı % 25 iken bunun içine biyokimyasal gebeliği de katınca oran % 50 nin üstüne çıkıyor. ama tabi
tüp bebek tedavilerinde biz daha adet gecikmeden ölçmeye biçmeye başladığımız için kaybettiğimizin farkında oluyoruz. oysa biyokimyasal gebeliklerin çoğu farkedilmiyor bile. yani birçok kadın için adet birkaç gün gecikiyor o kadar.
ben güçlü olmaya çalıştım. eşim pozitif sonuç aldığımız gün yurt dışına çıkmıştı. ben kararı öğrendiğimde ve ardından gelen bir hafta içinde yalnızdım. hep şunu düşündüm; "benim suçum değil, benim kararlarım ya da yaptıklarım yüzünden bu olmadı, geriye dönsem düzelteceğim hiçbirşey yok, böylesi hayırlıydı ve vakti gelmemişti, doğru zamanı allah biliyor" Bunu tekrar ettikçe rahatladım.
birşey daha var gebe kaldığımı öğrenir öğrenmez herkese duyurmuştum. sevinçle normal olarak. zaten hem kısırlık hem de gebeliğin sona ermesiyle ilgili olarak çok dışsal/sosyal baskı hissediyoruz üstümüzde. dönüp de "hayır değilim artık, düştü" demek de zor geliyor insana. bu yüzden bu ikinci tedavimizden kimseye bahsetmedik, annelerimiz dahi bilmiyor. bir de ders oldu önce 12, gün sonra 14. gün testleri, sonra kese, ve sonra da kalp atışı duymadan "ben hamileyim" demeyeceğim bundan sonra.
ben sana bunları yazarken çöp konteynırına atılmış yeni doğmuş bir bebeğin haberi geçti tvde. gözlerim dolu izledim. hayat zor, güçlü olmalıyız, güçlü olmalısın. lütfen yıpratma kendini. kimbilir daha neler bekliyor bizi.