- 23 Haziran 2014
- 5.094
- 10.843
- 448
teşekkür ederim canım allahın izni ile hareket başladıHarikaaabütün güzellikler bizimle daha da güzell olucakk herşey yoldalar sevindimm adına
Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
teşekkür ederim canım allahın izni ile hareket başladıHarikaaabütün güzellikler bizimle daha da güzell olucakk herşey yoldalar sevindimm adına
Bir sey soylemek istiyorum. Gecmis sayfalari okurken anadolunun kucuk bir sehrinde yasarken yapiyordum imajinasyonlarimi yaziyirdun. Sokaklarda gezerken sanki abd sokaklarinda geziyormus gibi hayal ediyorum diyordun. Tam cumleler boyle olmasa da:)) o zaman benim aklima bir sehir gelmisti, ortasindan nehir gecen. Simdi sen de oyle is yerimle evim arasindan nehir geciyor dediginde cok sasirdim. Elbette tek degil ulkemizde nehir gecen sehir ama yine de bana degisik geldi:)Malumunuz canlar ülke degistirdim.İsime tekrar basladim.Kurumum yillardir oldugu bulundugu yerden tasinmis bu surede.Kurumumum tasindigi icin evimi de tasidim yakina.Yani geldigimde hem is yerim hem de evim degisti.Nehir geciyor aradan.Her gecerken akan nehire-baya gurul gurul akiyor :))) tum negatiflerimi birakip pozitiflerimi cekiyorum sukurlerle. Hem disimda hem icimde yani benim de nehir![]()
olduyildiz123 çok teşekkr ederiz :) biz zaten 21 günlük süreç içindeyiz
HayallerimGercekOldu ile birlikte ama olumsuz düşündüğümüz zamanlarda kesinlikle uygulayacğım .
25 ocakta baslayan:)olduyildiz123 çok teşekkr ederiz :) biz zaten 21 günlük süreç içindeyiz
HayallerimGercekOldu ile birlikte ama olumsuz düşündüğümüz zamanlarda kesinlikle uygulayacğım .
Merhaba. Güneş Tanın kitabını aldım. Bilinçaltını temizleme yöntemini anlatmış ama youtube daki videodaki temizleme yöntemi farklı.Kendimize artt uygularken hangi yöntemi kullanmalıyız?
25 ocakta baslayan:)
Mutlu huzurlu akşamlar... Su gibi eşsiz bir nimetin kıymetını yeni yeni anlıyorum... Vücudumda, hücrelerimde kanımdaki her bir su molekülüne sevgi ve şükranlarımı yolluyorum... şükürler olsun ....
****
••• Suyun inanılmaz gücü: Telepati - Nesrin Dabağlar -
Suya yazılan alfabe, suyun H2O kimyasal formülünü değiştirmeyen ve bu sebeple şimdiye kadar okunamayan titreşimsel bir alfabedir. Bu alfabe, “Niyet” in alfabesidir…
Hani bir söz vardır; “Suya yazı yazılmaz” diye… Kaldırıp atmalı artık o sözü bence… Suya yazı yazılır… Lakin suya yazılan yazıyı okuma marifetini geliştirmek şartıyla… Ona yazılan cümlelerin alfabesi; bir takım fizik kuralları ile kurulmuştur. Ne mutlu ki bilim, artık o alfabeyi okunur hale getirmeye başlamıştır.
Su ile irtibata geçen her madde suda iz bırakır.
Suya iz bırakan maddeler onun kimyasını değiştirebilir. Ama suya yazılan alfabe, suyun H2O kimyasal formülünü değiştirmeyen ve bu sebeple şimdiye kadar okunamayan bir alfabedir. Bu alfabe, ” Niyet” in alfabesidir aslında…
Gümüş bir kaptan içtiğimiz su ile toprak kaptan içtiğimiz su, hele de plastik kaptan içtiğimiz su birbirinden neden farklıdır? İnce belli bardaktan içtiğimiz çay ile porselen fincandan içilen çayın aynı olmaması gibi… Çay tiryakileri bu farkı ayırt ederler her nedense. Hepsinin molekül yapısına baktığımızda; kimya bilimi bize aralarında bir fark olmadığını söylüyorken, bizim değişik algılamamızın sebebi nedir?
İşte bu farkı fark eden bilgi; kimyada değil, rezonans kanunlarındandır… Nasıl mı?
Su bilgiyi kaydeder ve kaydettikçe yeni nitelikler kazanır. Ama kimyasal bileşimi değişmez, rezonansı değişir. Kimyaya göre suyun bileşimi önemlidir, ayrıştırıcı kimya bilimi onun sadece H2O moleküllerine ve taşıdığı elementlere bakar. Oysa rezonans; suyun sadece moleküllerine değil, yapısına ve taşıdığı titreşime bakar. Suyun yapısı demek, onun moleküllerinin nasıl organize olduğu demektir. Su molekülleri bir araya gelerek bir grup oluştururlar. Bu gruplara da kümeler denir. Bu kümeler ise bir hafıza hücresi görevi görür.
Bu hafıza sisteminin çalışmasını ve etkileşimin okunmasını sağlayan alfabe; yapılanma kümelerini oluşturan su molekülü gruplarıdır. Ve siz isterseniz bu alfabe ile cümleler yaratabilir ve bu cümleleri değiştirebilirsiniz…
Suyun her bir hafıza hücresinde 440.000 bilgi hücresi bulunduğu kaydedilmiştir.
Bu hücrelerin her biri çevreleriyle kendilerine özgü bir etkileşim sağlar. Bu etkileşim sırasında su, dünya ile ilişkisini bir manyetik band gibi kaydeder. Odadaki elektriği açtığınızda, ona dua ettiğinizde, teşekkür ettiğinizde, öfke duyduğunuzda su değişir.
Bu işlemlerin hepsi suyu farklı bir rezonansta yapılandırır. Pozitif duygularla yapılandırılmış suyla beslenen bitkiler, diğerlerine göre çok daha fazla gelişir ve güzelleşir. Çünkü yapılandırılmış su, diğer suya göre 6 kat daha fazla foton enerjisi taşır. Yapılandırılmış sudan aldığınız çok küçük bir miktar su, çok daha büyük hacimli yapılandırılmamış suya katıldığında kendi içindeki cümleleri o suya yazar. Kutsal suların bir zerresinin katılmasıyla diğer suyun da kutsallaşmasının sebebi budur.
Roraima Dağının gizemli suyu
Suyun enerjisi ve yapısı ile ilgili en ilginç çalışmalardan biri, Brezilya ve Venezuela arasında bulunan 2270 metrelik Roraima Dağı’nda yapılmıştır. Dünyanın en gizemli yerlerinden birisi olarak kabul edilen ve son derece sert kuvars taşından oluşan bu dağın en tepesinde çok sayıda şelale bulunuyor. Kirlian tekniği ile çalışan bir cihazla bu dağın suyunun yaydığı ışık ölçülmüştür. (Işığın gücü, nesnenin taşıdığı enerjiyi yansıtır) Normal bir su ile Roraima dağının suyunun taşıdığı enerji karşılaştırılırken, hiç beklenmeyen bir sonuçla karşılaşıldı:
Roraima dağının suyu 40.000 kat fazla enerji taşıyordu. Bilim adamlarına göre bu su, bakir bir zamanın enerjisini yansıtıyordu. Çünkü dağ; dünyanın şimdiki titreşimlerine çok uzak ve gizemli Amazon Ormanlarındaydı. Üstelik suyu yapılandırdığını bildiğimiz kuvars kristallerinin içinden akıp geçiyordu. En ilginç olan ise; Roraima kelimesi bütün suların anası anlamına geliyordu…
Dünyanın hiçbir yerindeki su, bir diğer bölgedeki suyla aynı değildir. Çünkü su çıktığı toprakların mineral ve madenlerini aldığı kadar, o toprakların titreşimini ve enerjik bilgilerini de alır. O toprakların geçmiş tarihi bile suyunun üzerinde yazılıdır. İnsanın doğduğu toprakların karakterini yansıttığı söylenir ve eski insanlar bunu o toprağın suyuna bağlamıştır.
İşlenmiş, zenginleştirilmiş, arıtılmış su, kimyasal olarak mükemmel bile olsa, yaşamayan ölü bir sudur. İçinde yaşam ve enerji bulunmaz. Çünkü üzerine yazılan doğal yazı silinmiştir. Kaynaktan içilen doğal su bu yüzden şifalıdır. Doğanın üzerine cümleler yazdığı su, onu içen insan tarafından rezonans yasaları gereği kimyasal değil titreşimsel olarak algılanır.
Telepatinin taşıyıcısı, düşüncenin titreşimlerini kaydeden su molekülleri midir?
Suyun alfabesini çözmeye çalışan bilim insanlarının bir de yeni teorisi var: İnsanlar arasında gerçekleşen telepatinin aracısı, hücrelerinde taşıdıkları sudur.
İnsanların vücut sıvılarının (özellikle de ayna nöronlardaki) mesafeler arasındaki titreşimlerin dalgalarını kaydedip veriye çevirdiği gibi bir durum çıkıyor ortaya. Nobel ödüllü fizikçi Garnier Malet’e göre de; rüya sırasında yaşananlar, enerji bedenimiz aracılığıyla fizik bedenimizdeki suya kaydediliyor. Suyun tüm bunları yapabilmesi için, bir alfabe sistemine duyarlı olmasından başka bir açıklama yok. Evrendeki inanılmaz düzenin bilgi alışverişinin, bizim dünyamızdaki aracısının su olması hiç de inanılmaz değil. Düşünceler ve niyetler suya yazılabilir, niyetin alfabesini çözebilirseniz eğer. Çünkü niyetin bileşenleri çok boyutludur ve düşünce kadar lineer değil, bütünseldir…
Şeklini hatırlayan madde
Son yılların yine enteresan buluşlarından birisi, “Meta hidrojel” adı verilen ve şeklini hatırlayabilen maddedir. Doğada bulunmayan ve yapay olarak üretilen bu jeller, havada su gibi davranıyor, ama suya atıldığında katı hal alıyor.
Bu yeni meta-hidrojel madde kendi orijinal yapısını hatırlıyor. Bir kalıp içinde üretildikten sonra, suya atıldığında kalıba atılan haline tekrar tekrar giriyor. Bu madde, havaya maruz bırakılsa ya da sıvıya benzer haline geri sokulsa bile bu durum değişmiyor. Araştırmacılar bu maddenin su ilave edildiğinde harfleri oluşturan performansın görüntülerini hazırlamış.
Araştırmacı ekibinin başı olan Luo ve ekibi daha önce sentetik DNA kullanarak hidrojeller veya çoğunlukla su içeren jeller hazırlamıştı. Bu sefer, farklı bir mikroskopik yapıya sahip bir DNA hidrojeli hazırlamak istemişlerdi. Meta-hidrojellerini hazırladıktan kısa bir süre sonra benzersiz özelliklerini keşfettiler ve araştırmalarının sonucunu Nature Nanotechnology dergisinde bir makalede yayınladılar.
İsa’nın denizi şaraba dönüştürmesi, Musa’nın denizi ikiye ayırması, edilen yağmur dualarının yağmurla cevaplanması, vaftizin ve abdestin kutsallığı, ninelerimizin dualarını suya okuyup üflemesi, büyülerin suya konulup içilmesi, mantraların ve seslerin titreşiminin bedeni iyileştirmesi, yenilen yemeğin dua ve şükürle kutsanması, dünyadaki suyun başka hiç bir gezegende yaşam endeksi yaratamaması, müzik dinleyen bitkilerin çok daha fazla çiçek açması, suyun hafızasında taşıdığı cümlelerin eseridir.
Dünyada ilk anda ne kadar su varsa, hala aynı miktarda duruyor. Hepimiz ilk okyanusun suyundan bir parça taşıyoruz. Her bir kelimemiz bir su damlası için bir düşünce ve bilgi kaynağı oluşturuyor. Düşüncelerimizi ve dünyayı ne kadar kirlettiğimize bakarsak eğer, yaşam kaynağımız olan suyun ne kadar acı kelimelerle dolu bir kitap haline geldiğini anlamamak mümkün değil. Suyu en kısa sürede yapılandıran kelimeler ise Sevgi ve şükran…
Gelin hep birlikte suya yeni bir yazı yazalım…
Suyun bize verdiği yaşam titreşimi için, içinde 7 Milyar kere sevgi ve şükran kelimesi geçen bir kitap olsun… Bu yeni kitabı ona borçlu muyuz? Evet borçluyuz, çünkü tüm hücrelerimizden onu çekip aldığımızda biz bir hiçiz. Tüm damarlarımızda “O” aziz dolaşıyor…
*****
Amin amin amin isteyen dileyen herkese hepimize şifa olsun inşallah.Güzel paylaşım teşekkürler:)
Evet ben suya okuyup içerim onu hatta 21 gun uygulayacağım duam var suya okuyp içiyorum:))
Şifa olduu oldu çok şükür
Cok guzel bir yaziydi:)Mutlu huzurlu akşamlar... Su gibi eşsiz bir nimetin kıymetını yeni yeni anlıyorum... Vücudumda, hücrelerimde kanımdaki her bir su molekülüne sevgi ve şükranlarımı yolluyorum... şükürler olsun ....
****
••• Suyun inanılmaz gücü: Telepati - Nesrin Dabağlar -
Suya yazılan alfabe, suyun H2O kimyasal formülünü değiştirmeyen ve bu sebeple şimdiye kadar okunamayan titreşimsel bir alfabedir. Bu alfabe, “Niyet” in alfabesidir…
Hani bir söz vardır; “Suya yazı yazılmaz” diye… Kaldırıp atmalı artık o sözü bence… Suya yazı yazılır… Lakin suya yazılan yazıyı okuma marifetini geliştirmek şartıyla… Ona yazılan cümlelerin alfabesi; bir takım fizik kuralları ile kurulmuştur. Ne mutlu ki bilim, artık o alfabeyi okunur hale getirmeye başlamıştır.
Su ile irtibata geçen her madde suda iz bırakır.
Suya iz bırakan maddeler onun kimyasını değiştirebilir. Ama suya yazılan alfabe, suyun H2O kimyasal formülünü değiştirmeyen ve bu sebeple şimdiye kadar okunamayan bir alfabedir. Bu alfabe, ” Niyet” in alfabesidir aslında…
Gümüş bir kaptan içtiğimiz su ile toprak kaptan içtiğimiz su, hele de plastik kaptan içtiğimiz su birbirinden neden farklıdır? İnce belli bardaktan içtiğimiz çay ile porselen fincandan içilen çayın aynı olmaması gibi… Çay tiryakileri bu farkı ayırt ederler her nedense. Hepsinin molekül yapısına baktığımızda; kimya bilimi bize aralarında bir fark olmadığını söylüyorken, bizim değişik algılamamızın sebebi nedir?
İşte bu farkı fark eden bilgi; kimyada değil, rezonans kanunlarındandır… Nasıl mı?
Su bilgiyi kaydeder ve kaydettikçe yeni nitelikler kazanır. Ama kimyasal bileşimi değişmez, rezonansı değişir. Kimyaya göre suyun bileşimi önemlidir, ayrıştırıcı kimya bilimi onun sadece H2O moleküllerine ve taşıdığı elementlere bakar. Oysa rezonans; suyun sadece moleküllerine değil, yapısına ve taşıdığı titreşime bakar. Suyun yapısı demek, onun moleküllerinin nasıl organize olduğu demektir. Su molekülleri bir araya gelerek bir grup oluştururlar. Bu gruplara da kümeler denir. Bu kümeler ise bir hafıza hücresi görevi görür.
Bu hafıza sisteminin çalışmasını ve etkileşimin okunmasını sağlayan alfabe; yapılanma kümelerini oluşturan su molekülü gruplarıdır. Ve siz isterseniz bu alfabe ile cümleler yaratabilir ve bu cümleleri değiştirebilirsiniz…
Suyun her bir hafıza hücresinde 440.000 bilgi hücresi bulunduğu kaydedilmiştir.
Bu hücrelerin her biri çevreleriyle kendilerine özgü bir etkileşim sağlar. Bu etkileşim sırasında su, dünya ile ilişkisini bir manyetik band gibi kaydeder. Odadaki elektriği açtığınızda, ona dua ettiğinizde, teşekkür ettiğinizde, öfke duyduğunuzda su değişir.
Bu işlemlerin hepsi suyu farklı bir rezonansta yapılandırır. Pozitif duygularla yapılandırılmış suyla beslenen bitkiler, diğerlerine göre çok daha fazla gelişir ve güzelleşir. Çünkü yapılandırılmış su, diğer suya göre 6 kat daha fazla foton enerjisi taşır. Yapılandırılmış sudan aldığınız çok küçük bir miktar su, çok daha büyük hacimli yapılandırılmamış suya katıldığında kendi içindeki cümleleri o suya yazar. Kutsal suların bir zerresinin katılmasıyla diğer suyun da kutsallaşmasının sebebi budur.
Roraima Dağının gizemli suyu
Suyun enerjisi ve yapısı ile ilgili en ilginç çalışmalardan biri, Brezilya ve Venezuela arasında bulunan 2270 metrelik Roraima Dağı’nda yapılmıştır. Dünyanın en gizemli yerlerinden birisi olarak kabul edilen ve son derece sert kuvars taşından oluşan bu dağın en tepesinde çok sayıda şelale bulunuyor. Kirlian tekniği ile çalışan bir cihazla bu dağın suyunun yaydığı ışık ölçülmüştür. (Işığın gücü, nesnenin taşıdığı enerjiyi yansıtır) Normal bir su ile Roraima dağının suyunun taşıdığı enerji karşılaştırılırken, hiç beklenmeyen bir sonuçla karşılaşıldı:
Roraima dağının suyu 40.000 kat fazla enerji taşıyordu. Bilim adamlarına göre bu su, bakir bir zamanın enerjisini yansıtıyordu. Çünkü dağ; dünyanın şimdiki titreşimlerine çok uzak ve gizemli Amazon Ormanlarındaydı. Üstelik suyu yapılandırdığını bildiğimiz kuvars kristallerinin içinden akıp geçiyordu. En ilginç olan ise; Roraima kelimesi bütün suların anası anlamına geliyordu…
Dünyanın hiçbir yerindeki su, bir diğer bölgedeki suyla aynı değildir. Çünkü su çıktığı toprakların mineral ve madenlerini aldığı kadar, o toprakların titreşimini ve enerjik bilgilerini de alır. O toprakların geçmiş tarihi bile suyunun üzerinde yazılıdır. İnsanın doğduğu toprakların karakterini yansıttığı söylenir ve eski insanlar bunu o toprağın suyuna bağlamıştır.
İşlenmiş, zenginleştirilmiş, arıtılmış su, kimyasal olarak mükemmel bile olsa, yaşamayan ölü bir sudur. İçinde yaşam ve enerji bulunmaz. Çünkü üzerine yazılan doğal yazı silinmiştir. Kaynaktan içilen doğal su bu yüzden şifalıdır. Doğanın üzerine cümleler yazdığı su, onu içen insan tarafından rezonans yasaları gereği kimyasal değil titreşimsel olarak algılanır.
Telepatinin taşıyıcısı, düşüncenin titreşimlerini kaydeden su molekülleri midir?
Suyun alfabesini çözmeye çalışan bilim insanlarının bir de yeni teorisi var: İnsanlar arasında gerçekleşen telepatinin aracısı, hücrelerinde taşıdıkları sudur.
İnsanların vücut sıvılarının (özellikle de ayna nöronlardaki) mesafeler arasındaki titreşimlerin dalgalarını kaydedip veriye çevirdiği gibi bir durum çıkıyor ortaya. Nobel ödüllü fizikçi Garnier Malet’e göre de; rüya sırasında yaşananlar, enerji bedenimiz aracılığıyla fizik bedenimizdeki suya kaydediliyor. Suyun tüm bunları yapabilmesi için, bir alfabe sistemine duyarlı olmasından başka bir açıklama yok. Evrendeki inanılmaz düzenin bilgi alışverişinin, bizim dünyamızdaki aracısının su olması hiç de inanılmaz değil. Düşünceler ve niyetler suya yazılabilir, niyetin alfabesini çözebilirseniz eğer. Çünkü niyetin bileşenleri çok boyutludur ve düşünce kadar lineer değil, bütünseldir…
Şeklini hatırlayan madde
Son yılların yine enteresan buluşlarından birisi, “Meta hidrojel” adı verilen ve şeklini hatırlayabilen maddedir. Doğada bulunmayan ve yapay olarak üretilen bu jeller, havada su gibi davranıyor, ama suya atıldığında katı hal alıyor.
Bu yeni meta-hidrojel madde kendi orijinal yapısını hatırlıyor. Bir kalıp içinde üretildikten sonra, suya atıldığında kalıba atılan haline tekrar tekrar giriyor. Bu madde, havaya maruz bırakılsa ya da sıvıya benzer haline geri sokulsa bile bu durum değişmiyor. Araştırmacılar bu maddenin su ilave edildiğinde harfleri oluşturan performansın görüntülerini hazırlamış.
Araştırmacı ekibinin başı olan Luo ve ekibi daha önce sentetik DNA kullanarak hidrojeller veya çoğunlukla su içeren jeller hazırlamıştı. Bu sefer, farklı bir mikroskopik yapıya sahip bir DNA hidrojeli hazırlamak istemişlerdi. Meta-hidrojellerini hazırladıktan kısa bir süre sonra benzersiz özelliklerini keşfettiler ve araştırmalarının sonucunu Nature Nanotechnology dergisinde bir makalede yayınladılar.
İsa’nın denizi şaraba dönüştürmesi, Musa’nın denizi ikiye ayırması, edilen yağmur dualarının yağmurla cevaplanması, vaftizin ve abdestin kutsallığı, ninelerimizin dualarını suya okuyup üflemesi, büyülerin suya konulup içilmesi, mantraların ve seslerin titreşiminin bedeni iyileştirmesi, yenilen yemeğin dua ve şükürle kutsanması, dünyadaki suyun başka hiç bir gezegende yaşam endeksi yaratamaması, müzik dinleyen bitkilerin çok daha fazla çiçek açması, suyun hafızasında taşıdığı cümlelerin eseridir.
Dünyada ilk anda ne kadar su varsa, hala aynı miktarda duruyor. Hepimiz ilk okyanusun suyundan bir parça taşıyoruz. Her bir kelimemiz bir su damlası için bir düşünce ve bilgi kaynağı oluşturuyor. Düşüncelerimizi ve dünyayı ne kadar kirlettiğimize bakarsak eğer, yaşam kaynağımız olan suyun ne kadar acı kelimelerle dolu bir kitap haline geldiğini anlamamak mümkün değil. Suyu en kısa sürede yapılandıran kelimeler ise Sevgi ve şükran…
Gelin hep birlikte suya yeni bir yazı yazalım…
Suyun bize verdiği yaşam titreşimi için, içinde 7 Milyar kere sevgi ve şükran kelimesi geçen bir kitap olsun… Bu yeni kitabı ona borçlu muyuz? Evet borçluyuz, çünkü tüm hücrelerimizden onu çekip aldığımızda biz bir hiçiz. Tüm damarlarımızda “O” aziz dolaşıyor…
*****
Sağol canım okuyunca hemen sizlerle paylaşmak istedimCok guzel bir yaziydi:)
aminnn, inşallah canım. Rabbim hepimizin gönüllerindekini hayırlı eylesin, hayırlı dileklerimizi kabul eylesin. Bolluk, bereket, sağlık, sıhhat, huzur dolu yaşamlarımız olsun, öyle de oldu, şükürler olsun.Sağol canım okuyunca hemen sizlerle paylaşmak istedimbuttrfly ın dediği gibi içimizden nehir aksın herşeyi temizlesin
bende O suya sevgi ve şükran gönderelim dedim hep birlikte
![]()
25 ocakta baslayan:)
Amin güzel dileklerine canımaminnn, inşallah canım. Rabbim hepimizin gönüllerindekini hayırlı eylesin, hayırlı dileklerimizi kabul eylesin. Bolluk, bereket, sağlık, sıhhat, huzur dolu yaşamlarımız olsun, öyle de oldu, şükürler olsun.![]()
Amin canım öyle olsunGüzel şeyler oluyor olduuuu şükürler olsun bugünümüze
Parayı seviyor ve çekiyorum
Para benimle
Onaa sahibimm
Sağlığım çok iyii
Şükürler olsun
Herkesi affediyor
Gönlümdekini hayırlıya yoruyorum ve öylede oldu![]()