Arkadaşlar eski üye olduğunuzu söyleyince şöyle bir eski konulara baktım.
Ve o zaman yaptığım bir yorumun aynısını yapmak istiyorum;
"Zaten terapistlerin cogu der ki; eğer bir davranış seni haddinden fazla kızdirip sinirlendirdiyse biraz deşince aslında o denene/yapilana değil geçmişimizden bir şeye sinirlenmissinizdir.
Ben bu gözle bakmaya başladığımdan beri beni sinirlendiren çoğu konunun aslında sinirlenmemi gerektirecek bir şey olmadığını ,beni neden kötü hissettirdigini yavaş yavas çözmeye başladım. Size de tavsiye ederim.".
Bosanmanizi siz daha kendi içinizde atlatamamissiniz. Belki iğrenç bir evlilik olduğu için, belki sadece iki ay sürdüğü için bilmiyorum ama sizin teeeee ilk üye olduğunuz zamanki, hatta bu bebe hayatınıza girmeden önceki konularınızda bile hep 'bosandigini soylememek' var. Konuların çocuğunun alt metninde olduğu gibi ismi 'evlenip ayrılmis olmak' olan konunuz bile var.
Şöyle bir baktım da...
Daha çocukla tanismissin,bismillah başladığınız hafta demişsin ki
Zaten ilk günden kendin bu yargıya varmissin. Hiç 'ben böyle olacağını düşünmedim' diye kendini kandirma.
Bir ay geçmiş, bu sefer her şey çok güzel geçtiği halde sırf daha önceden bosandiginizi söylememek için durduk yere soğumussunuz,hatta ayrilmissiniz.
Bir de kendine hayrı olmayan salak psikologunuzun su vecizesini yazmışsınız - ki muhtemelen hala iç sesiniz size şu cumleleri söyleyip duruyor.
Bir başka konunuzda hayatıniza bir sürü saçma sapan kişi girdiğini ve sebepsiz yere/ hatta bazen evlenip boşandığıniz için terkedildiginizi yazmissiniz. Yani bu konu hep insanların sizi yaralamak istediğinde ilk vurdukları şey olmuş. Sizin yumuşak karnınız olmuş
Derken tekrar barismissiniz, bu sefer yine içinizde bir korku... Her konunuzda açmissiniz ilk evliliğinizin sorun cikarma ihtimalini
Yani hiç burada 'ay bilmiyordum, 'sana saygı duyarlar dedi sevgilim' diyip kendinizi kandırmayın.
Resmen kendi mutluluğunuza çomak sokmuşsunuz işte. Belki sizin konfor alaniniz, büyüdüğünüz ve yetistiğiniz ortam kaos,mutsuzluk dolu olduğu için hiç farketmeden kendinizi kaosa,mutsuzluğa,istenmemeye çekiyorsunuzdur.
Bir de şöyle demişsiniz;
Burada da kendinizi kandırmayın. Daha birkaç ay önce ben söylemesini istemedim,kimseye söylememe kararım var demiştiniz. Ayrıca adam ailesine tatili bile söyleyemeyen birisi. Gayet biliyorsunuz ailenizi. Saygı duyacaklar dediyse saygı duyacaklardir. Biraz sabredip o aşamaya gelmelerini bekleyebilirsin. Eşeğin hatri yoksa sahibinin hatri var derler. Oğulları için sizi tanimaya ve sevmeye çalışabilirler.
Sahsen tüm konularınıza hakim birisi olarak mutsuzlukla beslendiğinizi söyleyebilirim. Devamlı sorun cikarma arzusundasiniz.
Tabii ki isteyerek yapmıyorsunuz ama şu telefon isteğiniz bile sorun cikarma arzunuzdan. Hem kendiniz saklamak istiyorsunuz,böyle büyük bir olay sizin için. Hem de kadın ani tepki ile kötü şeyler söyledi diye ayrılmak istiyorsunuz.
Önemli olan ani tepki ile ağzından çıkan değil ki. Önemli olan size olan saygısından davranış şekli.
Benim şu anki erkek arkadaşım yabancı. Benim annem de çok agzindan çıkanı kulağı duyan biri değil, dünyanın hakaretini eder sonra unutur,bir gün hatirlatirsan 'ben asla öyle bi şey demedim' der


benim sevgilim mesela 'ya ailesi beni begenmezse' korkusunda olsa, ben de ona 'merak etme,saygı duyarlar' derim, sevgiliniz gibi. Çünkü elbet yolun sonunda saygı duyarlar,sadece bir ikna sürecinden geçmek lazım. Ama ısrarla yanında aratıp (ki aynı kötü haber verir gibi bu aramak. Gercekten çok sacma bir hamle) telefonda annemin cigliklarini duyunca gözleri yaşarıp 'yalniz kalmak istiyorum' triplerine girse gerçekten uyuz olurum . Sizin yaptığınıza da empati yapıp uyuz oldum.
Hayat zaten zor, neden kendinize daha da zorlastiriyorsunuz ki???? Bir diğer uyuz olduğum şey de , kırıcı olmak istemem ama tatile gittiğini söylemedigi konusunda da aynı şeyi savunmuştunuz.
Benim anneme birlikte tatile gittigimizi söyledim bir şey demedi, benim annem exin boşanmış olacağını duydu bir şey demedi.
Yani senin annen sence gerçek bir anne miydi? Her konunda yazmışsın çocukken ne varlığını hissettik ne sevgisini diye. Her zaman donuk,umursamaz bir kadinmis. Seni de çok evlattan saymamis. Krizler geçirdiğinde bile ertesi gün lütfedip 'iyi misin' diye arayan, çok zor dönemden geçip yanına gitmek istediğinde bilet fiyatlarını hatırlatıp gelme diyen annen sevgilinle tatile gitmene mi takılsın,evlendigin adamın boşanmış olmasına mi?
Kadının umru bile değil, he diyip geçiyor.
Sanki annenizin hali tavrı cok normalmiş gibi 'benim annem bir şey demedi' diyip durmayın. Keşke anneniz de biraz umursasa, biraz mutluluğunuz için endişe eden bir insan olsa belki de siz şu an bu kadar travma ile dolu bir kadın olmayacaktıniz...
Benim önerim kendini sabote etme, mutluluğunu sırf gerginlik ve dışlanma hissi sana kendini daha güvende hissettiriyor diye sabote etme. Mutluysan bir adım geri çekil, sevgilinin ailesinin sana saygı duyup güler yüzle yanına gelmelerini bekle.
Dediğim gibi ben de hemen bugün evlensem annem cam çerçeve indirir, büyük kaos yaşarız. Ama sonrasında ,o eşiği atlattıktan sonra sevgilime bayılırlar.
Dedemler de ikinci evliliği ve hakkında güzel şey duymamalari ve kendileri gibi memur/müdür olmadığı için babamı hiç sevmezlermis, ama zamanla ne kadar harika bir insan olduğunu görüp sevmeye başladılar.
Benim annem kedi fikrine nasıl karşıydı, ilk zamanlar eve kedi getirdim diye nasıl bağırıp çağırmıştı. Şimdiyse kedi koynunda uyuyor. Kedim de mi küssün 'ilk zaman beni dislamistin' diye



Çok anlam yükleme,kendini doldurma. Sana bireysel saygisizliklari olursa o zaman düşünürsün
PS; evet işsizim

