Yazdıklarınızı okuyunca hak verdim aslında biraz genellemiş gibi oldum haklısın. Muhtemelen karşıma çıkan örneğinden ötürü böyle bir yargıya vardım. Ama erkekler konusunda biraz öyle düşünüyorum bende, toplumsal olarak erkeklere yüklenen roller sebebiyle bu durumu bir acizlik vb. kötü bir şey olarak algılayarak kabullenmemeyi tercih edenleri daha fazla muhtemelen. Çevremde duyduğum yada kkda gördüğüm konularda bunu destekliyor baya.
Keşke hiç böyle olmasa da grip, nezle olduğumuzda endişe etmeden, utanmadan yada kendimizi güçsüzmüş gibi hissetmeden doktora gidebiliyorsak psikolojik rahatsızlıklarda da aynı şekilde olabilse. Bende bu yaşadıklarım sonrasında psikolojim darbe aldı ve psikoloğa gitmeye başladım.
Erkeklerin çoğunda olan maalesef, çocuktan "Erkekler ağlamaz" vb denilerek duygularını görmezden gelmeyi, yok saymayı ve susmayı öğrenmiş olmaları. İfade edilmedikçe, yok sayıldıkça duygularına da yabancılaşıyorlar, baştan budanıyorlar bu konularda. Biraz duygu gösterisinde bulunan erkek çocuğa "Nazik misin kız mısın sen" deniyor. Maalesef bizim toplumda erkeklik demek duygusuzluk, sertlik, sorun varsa konuşmak yerine susup bi sigara yakmak demek, çoğu böyle. Hal böyle olunca adam hastalık aşamasında zaten ekstra inkara giriyor. 1) Deli miyim ben? 2)Ne duygusu ne konuşacağım karı mıyım ben?
Benim gördüğüm örneklerde de burada olsun, gruplarda ve benzer psikoloji platformlarında, kadınların bu tarz hastalıklarla baş etmede daha iyi, konuşkan, bilgi toplayıcı oldukları. Erkeklerin ise büyük çoğunluğunun hala kendine kondurma aşamasında takılı kalıyor, yargılanma korkusunu daha ağır yaşıyor. Erkekliğe zeval gelmek gibi de görüyor.
Bakarsanız altı çok derin bu mevzuların.
Cahillik çok büyük bir faktör mesela.
Baya bi oluyor haber olmuştu, bi bipolar hastası, aileden birini mi, çocuğunu mu birini öldürüyordu. Koca koca yazmışlar "Bipolar" diye ve altındaki yorumlar fecaat. İşte akıl hastası, ruh hastası, bu hastalığı olanları kapatacaksın ne geziyor toplum içinde filan.. Oysa bilseler o dinledikleri şarkıcıların, bayıla bayıla izledikleri oyuncuların çoğu bipolar.
Kaç bipolar hastasının nasıl eserlerde imzaları var bir baksalar akılları şaşar.
Yurt dışındaki refahla, bilgiyle, imkanla bu hastaların nasıl normal(!) bir insandan farkı olmadan ve hatta daha stabil, kontrollü yaşadıklarını görseler, belki uyanırlar.
Eskiden daha beterdi, hadi birine bipolarım deyin "Delisin yani?" denirdi. Bu kadar damgalama, ötekileştirme, canavar, sorunlu, ruh hastası ilan etme ve cahillik arasında nasıl kolay kabul bekleniyor acaba ben de buna şaşıyorum. O haberdeki aile de alıp doktora götürmemiş ha kriz anında, ilaçsız iyiydi ellemedik biz hocaya da götürdüydük diye anlatıyorlar. Nasıl ilerlemiş hastalığı.. Cahillik, fakirlik ne ararsan var.
Dediğim gibi bu konular derin, uzun.
Sizin mevzunuzda siz kendinizi korımakla yükümlüsünüz, anası babası kardeşi değilsiniz. İlişkiyi ileri taşıma konusunda da gördükleriniz yeter olmadığı gibi bitirme sinyali taşıyor. Kendi tedavi olmayan, iyi ruh haline kavuşamayan, içgörü sahibi olamamış insan, yanındakileri de hasta etmeye başlar maalesef, hayırlısı böyleymiş deyip yolunuza bakacaksınız artık.