evden çalışıyoruz.Açıkçası köy hayatı bana göre değil herkesin bayildigi bir yaylan var ev var ama oraya gittiğimde depresiflesiyorum birgün zor dayaniyirum köyde insanlar bile olsa kafa dengi kimse yok psikolojik olarak beni kötü etkiliyor tedbir senden takdir Allah'tan nezamana kadar olacak bu durum birde işiniz yokmu geçimimizi nasıl sağlıyorsunuz
Eyvahhh o zaman yazmadım sayın gerçek ama ananemden kalma kendi gençliğinde aldığı kürkü benım üstüme göre yaptırdık öyle diyim, ben gidip alıp bu sektöre katkı sağlamadımÇok güzel anlatıyorsunuz şehir yaşamını işte şehir insanları bunları seviyor. Ha bir avm falan ben de gezerim şehirde ama o insan kalabalığı da çok sıkıcı gelir ve devamlı olunca çok bunaltıcı geliyor. Bu arada bir doğa severe kürklerimizi giyiyoruz demeyin sakın Sahtedir dimi? hayvan hakları savunucusuyum ben :)
Şehrin o düzeni herşeyin ulaşılabilir olması konforu beni cezbediyor kucuklugumdede sevmezdim bağı bahçeyi hala öyleyim istemediği bir hayati yasamakno insana zulüm gelir ben okadar dikkat ederken korona oldum tamam izole olunda bukadar degilevden çalışıyoruz.
Anlıyorum. Benim de annemin kürkü vardı; anneme dedem almış ta gençliğinde. O zamanlar yoktu o bilinç yani normal geliyordu insanlara. Ben annemim kürkünü ablama verdim, giyemezdim. Cidden çok üzülüyorum hayvanlara. nedir bu insanların bencilliklerinden çektikleri? Neyse üzücü konular bunlar, umarım biter o sektör yakında.Eyvahhh o zaman yazmadım sayın gerçek ama ananemden kalma kendi gençliğinde aldığı kürkü benım üstüme göre yaptırdık öyle diyim, ben gidip alıp bu sektöre katkı sağlamadım
Ben anneanneminkini attim. Evde durmasina bile tahammülüm yokAnlıyorum. Benim de annemin kürkü vardı; anneme dedem almış ta gençliğinde. O zamanlar yoktu o bilinç yani normal geliyordu insanlara. Ben annemim kürkünü ablama verdim, giyemezdim. Cidden çok üzülüyorum hayvanlara. nedir bu insanların bencilliklerinden çektikleri? Neyse üzücü konular bunlar, umarım biter o sektör yakında.
Üsten bakmak değil aslında. Şehrin bir aurası var ya bazı insanlar bunu çok seviyor, cidden arıyorlar bunu. Bazı (bizim gibi) insanlara ise o aynı aura boğucu geliyor, çekilmez oluyor, o korna sesleri, insan kalabalığı korkunç geliyor. Ben doğanın sakinliğinde buluyorum kendimi, yaşadığımı hissediyorum. Şehir insanları ise şehirde yaşadıklarını hissediyorlar, köy ise bir kaç günlüğüne kafa dinlemek için güzel ama ondan sonrası da hayat yokmuş gibi geliyor onlara.
konu dışı ama biraz da sohbet edelim açılalım
mesela benim hiç köyde yaşayım bağ bahçe ekeyim hayalim olmadı
ben hep şehirde büyüdüm ama babaannemin bağı bahçesi vardı babam o ortamda büyümüş ama o da ne çalışırken ne de emekli olduğunda toprağa döneyim moduna girmedi
o insanın içinden gelir, bizde yok
gidip otursam bile bahçe falan ekmek istemiyorum şu an :)))
Yok ben de dedim geberirim diyeTabi ki bu sizin kişisel tercihiniz.beniim şehirde evim olsa ben de orda bunalırım.ben daha sakin bir hayatı ve doğada olmayı seviyorum.siz daha ılımlı yorum yapmışsınız ama diğer arkadaşlar köyde yaşarsak geberirdik bileklerimizi keserdik diye bayağı abartmışlar.kim nerde mutluysa orda yaşamalı ama köy yeri diye de üstten bakmamalı bence.benim demek istediğim buydu..
virüs riski olmayan doğası güzel yerlere gezintiye gidin yeni bişeyler yapın insan sosyal bi varlık hele ki sosyalliği seviyosa böyle durumlarda depresyona girmesi normal yaşadığınız yeri değiştirme imkanınız varsa bu da çok iyi gelirEşimle büyük bir aşkla evlendik. Yaklaşık 5 yıldır evliyiz, 6 yıldır birlikteyiz, çocuğumuz yok.
Biz şu anda yazlık bir ilçenin bir köyünde oturuyoruz. Ben eşimle daha tanışmadan önce buraya yerleşmeyi istemiştim. Şimdi pandemi nedeniyle bir yıldır köydeki evimize kapandık. Eşim Koah olduğu için de gerekmediği sürece insan içine çıkmıyoruz, kimseyle bir araya gelip sosyaleşmiyoruz. Bazen arabayla çıkıp dolaşıyoruz.
Ben ezelden beri pek sosyal bir insan değildim ve burada köyümüzde bahçemizde mutluyum aslında. Eşimse tam aksine çok sıcak kanlı, sosyal bir insan ve köy yaşamını hiç sevmiyor, şehir insanı o. Kayın ailem çok uzak bir şehirde oturuyor ve benim hiç sevmediğim bir şehir. Eşim ailesiyle bir yılı aşkın süredir hiç görüşemedi. Gidemedik, gelemediler. Bu bir yıl aslında bizim için kimi zaman balayı gibi geçti kimi zamansa biraz sıkıntılı geçti ama genel olarak mutlu bir çiftiz diyebilirim. Şu an ise bundan çok emin değilim. Eşimle çok farklıyız karakter olarak, hoşlandığımız şeyler farklı, yemek istediğimiz şeyler farklı, ben yürüyüş severim o hiç sevmez, bunun gibi şeyler. Velhasıl ben hep ona uydum bu konularda. Pandemiden önce arada bir o dışarıdayken kendime istediğim şeyler pişirirdim, bazen doğa yürüyüşlerine katılırdım. Bir yıldır yapamıyorum.
Yine de şikayetçi değilim. Ancak eşim mutsuz. Bana belli etmiyor ama mutsuz olduğunu iliklerime kadar hissediyorum. Pandeminin bu kadar süreceğini o da tahmin etmiyordu, şimdi uzun süre daha devam edeceğe benziyor. En önemlisi de bitince ne olacak? onu da bilmiyorum.
Ben burada yaşamaktan mutluyum ve doğrusu pek bir yere gitmek de istemiyorum ama o mutlu değil. Son iki aydır tansiyon ilacı almaya başladı ve bazı cinsel sorunlarımız başladı, artık yakınlaşmamız da olmuyor. Ben çok kilo aldım onun yediklerini yemekten ve yürüyüş yapamamaktan, ona çekici gelmediğimi düşünmeye başladım. Son iki aydır ilişkimiz de bir garip ama en önemlisi de o çok mutsuz. Bana "mutluyum" diyor ama sabahtan akşama kadar bilgisayarında takılıyor. Bazen benim zorumla hava alalım diye bahçeye çıkıyoruz onda da bir iki iş yapıyor “yoruldum” diyor “ben köylü olacak adam mıydım?” diye şaka yapıyor. Ama biliyorum aslında şaka değil o mutsuz…
siz de söylemişsiniz zaten eşinizle hayata bakış açınız, zevk aldığınız şeyler bambaşka.Eşimle büyük bir aşkla evlendik. Yaklaşık 5 yıldır evliyiz, 6 yıldır birlikteyiz, çocuğumuz yok.
Biz şu anda yazlık bir ilçenin bir köyünde oturuyoruz. Ben eşimle daha tanışmadan önce buraya yerleşmeyi istemiştim. Şimdi pandemi nedeniyle bir yıldır köydeki evimize kapandık. Eşim Koah olduğu için de gerekmediği sürece insan içine çıkmıyoruz, kimseyle bir araya gelip sosyaleşmiyoruz. Bazen arabayla çıkıp dolaşıyoruz.
Ben ezelden beri pek sosyal bir insan değildim ve burada köyümüzde bahçemizde mutluyum aslında. Eşimse tam aksine çok sıcak kanlı, sosyal bir insan ve köy yaşamını hiç sevmiyor, şehir insanı o. Kayın ailem çok uzak bir şehirde oturuyor ve benim hiç sevmediğim bir şehir. Eşim ailesiyle bir yılı aşkın süredir hiç görüşemedi. Gidemedik, gelemediler. Bu bir yıl aslında bizim için kimi zaman balayı gibi geçti kimi zamansa biraz sıkıntılı geçti ama genel olarak mutlu bir çiftiz diyebilirim. Şu an ise bundan çok emin değilim. Eşimle çok farklıyız karakter olarak, hoşlandığımız şeyler farklı, yemek istediğimiz şeyler farklı, ben yürüyüş severim o hiç sevmez, bunun gibi şeyler. Velhasıl ben hep ona uydum bu konularda. Pandemiden önce arada bir o dışarıdayken kendime istediğim şeyler pişirirdim, bazen doğa yürüyüşlerine katılırdım. Bir yıldır yapamıyorum.
Yine de şikayetçi değilim. Ancak eşim mutsuz. Bana belli etmiyor ama mutsuz olduğunu iliklerime kadar hissediyorum. Pandeminin bu kadar süreceğini o da tahmin etmiyordu, şimdi uzun süre daha devam edeceğe benziyor. En önemlisi de bitince ne olacak? onu da bilmiyorum.
Ben burada yaşamaktan mutluyum ve doğrusu pek bir yere gitmek de istemiyorum ama o mutlu değil. Son iki aydır tansiyon ilacı almaya başladı ve bazı cinsel sorunlarımız başladı, artık yakınlaşmamız da olmuyor. Ben çok kilo aldım onun yediklerini yemekten ve yürüyüş yapamamaktan, ona çekici gelmediğimi düşünmeye başladım. Son iki aydır ilişkimiz de bir garip ama en önemlisi de o çok mutsuz. Bana "mutluyum" diyor ama sabahtan akşama kadar bilgisayarında takılıyor. Bazen benim zorumla hava alalım diye bahçeye çıkıyoruz onda da bir iki iş yapıyor “yoruldum” diyor “ben köylü olacak adam mıydım?” diye şaka yapıyor. Ama biliyorum aslında şaka değil o mutsuz…
Ben severim mesela bahçe işini. Şimdi bile balkonumda saksıya ekili soğan sarımsak var. Maydonoz dere otu tohumu aldım bugün de onları ekecem.konu dışı ama biraz da sohbet edelim açılalım
mesela benim hiç köyde yaşayım bağ bahçe ekeyim hayalim olmadı
ben hep şehirde büyüdüm ama babaannemin bağı bahçesi vardı babam o ortamda büyümüş ama o da ne çalışırken ne de emekli olduğunda toprağa döneyim moduna girmedi
o insanın içinden gelir, bizde yok
gidip otursam bile bahçe falan ekmek istemiyorum şu an :)))
Aslında çok önemli konularda anlaşıyoruz, hayat görüşümüz, çocuk sahibi olma ile ilgili karalarımız vs ama onun dışında zevk aldığımız şeyler açısından uyuma saatlerimiz açısından bile çok uyumsuzuz ama birbirimize çok toleranslıyız. Bazen birlikte bazen ayrı ayrı da takılabiliyoruz. İşte bu pandeminin uzaması bizi bozdu. Eşim de isteyerek buraya geldi pandemi döneminde tercih etti burada olmayı ama ama tahminimizden çok fazla uzadı. Ha biraz daha duralım da önümüzü görelim, görelim derken, göremez olduk.siz de söylemişsiniz zaten eşinizle hayata bakış açınız, zevk aldığınız şeyler bambaşka.
dolayısıyla birlikte bir şeyler yapamıyorsunuz, aynı şeylerden keyif almıyorsunuz, ki bu çok kötü bir şey evlilik için.
sevgiliniz olsa denersiniz bakarsınız ayrılırsınız ama evli olup ayrılmak bana çok kolay bir eylem gibi gelmiyor.
birbiriniz için çok uyumsuz geldiniz bana.
en mantıklısı bir araya gelip konuşmak, sorunları biriktirdikçe içinizde büyüyecek daha da mutsuz olacaksınız. eğer olmuyorsa da en son çare ayrılıp kendinize yeni hayatlar kurarsınız.
bir ömür kimse mutsuz olmaya ve mecburiyetlere mahkum olmamalı.
Yorumunuzdaki bu kediler kısmını anlayamamıştım. Diyorum ne kediler, kediler yüzünden ne yapmışım eşime falan diye? Şimdi anladım. Biz kayınvaldemlere gidince 1-2 ay kalıyoruz onların da düzenleri bozuluyor derken Kayınvalidemlerin düzenleri bozuluyor demeyi kastetmiştim kedilerin değil :)Ve siz sadece kediler için bile onun dediği, istediği hiçbirşeyi yapmıyorsunuz. Eşinizin bu hayata bu kadar süre dayanması bile büyük emek. Siz de karşılığını vermelisiniz bence.