Evladın annesiyle her gün belli bir zaman konuşması bence hiç problem değil. Olmamalı da.. Ama erkekler denge kurmakta, kadınlar da "sahip olmak" takıntısında ipin ucunu kaçırıyorlar..
Benim eşim de evlendiğimizde sürekli resim atardı rapor verir gibi. Bu hoş değil. Ortak alanda benimle yaptığı hiç bir faaliyetin, özelimin birisiyle paylaşılmasını istemem. Bunu iyi niyetle istemiyorum. Ne çok eğlendiğim ve ne de çok meşgul oluşum, hasta oluşum, aldıklarım, verdiklerim vs. kimseyi ilgilendirmez, kaldı ki yapan var yapamayan var..
Kayınvalide elbette oğluyla konuşacak, art niyetler beslemeden ve yahut otoriter yapı kurmaya çalışmadan.. İsterlerse iki saat görüşsünler.. Annesidir.. Başımın üstüne..
Eşim de beni, benimle yaşadığı ortak hayatı azıcık dahi ilgilendiren hiç bir şeyi bana sormadan paylaşamaz.. Annesine gösterdiği ihtimam ve özene saygı duyarım ancak aynı dengede benzer bir özeni bana da göstermek zorunda.. Elbette annesinin eşiti değiliz ancak evlatlarının annesiyiz. Bu denge çok mühim..
Bu tarz durumları tartışmaya açarken, asıl sorunun annesiyle görüşmesi ya da aralarında ki ilişki olmadığını üslup ve tavırla belirtmek gerekir. Doğru kelimeleri seçmek gerekir. Asıl rahatsızlığın ne olduğunu, kişisel rahatsızlıklarımızın aslında tam olarak başka bir şey olduğunu anlatabilirsek olay çözülür. Annesine düşman olmuş gibi konuşursanız erkeklerin çoğunluğu elbette durumu vahimleştirir. Bunu kadınlar da yapar.. Biz bayanlar biraz çetrefilli ve geniş alanda tartışıyoruz. Bir meseleyi anlatmaya çalışacakken başka şeyleri de döküyoruz, erkekler anlamıyorlar.. Ya da belki asıl niyetimizi kendimiz ele verdiğimiz için başarılı olamıyoruz..
Umarım ağız tadıyla evlilikleriniz olur..