şuanda görüşmüyorum. ama geçmişte yaptığım hatayı unutamıyorum.
bundan 5 yıl önceydi askerliği benim bulunduğum şehre yakın bir şehre çıkmış aradı beni bi kere görüşelim dedi çok mücadele ettim ama dayanamadım işte görüştüm.
Kişinin pişmanlığı ve vicdan azabından daha ağır bir ceza yoktur, kendi kalp muhakemenizde, kendinize en büyük cezayı kesmişsiniz zaten; gerisi mühim değil. Samimi pişmanlık, aynı hatayı tekrar ettirmez, vicdan azabı da insanı değiştirir, pişirir, olgunlaştırır.
Siz 11 sene aynı yastığa baş koymuşsunuz, iki evladınız da var. Eşinizi seviyorsunuz ki o da bu sevgiyi sonuna kadar hak ediyor anlattığınız kadarı ile. Artık 5 yıl önceki olaya bir sünger çekseniz? Silip yaşanmamış saysanız?
Belli ki anlık bir boşlukla böyle saçma bir harekette bulunmuşsunuz; insan an içine odaklanınca, geleceği, kaybedeceklerini, yaralayabileceklerini göremeyebiliyor. Bir andı, sonunu-devamını düşünemediniz buluştunuz, görüştünüz ve evinize geri döndünüz. O andan itibaren de; belki muhabbet ettiğiniz 1 saatin bedeli olarak yıllık vicdan azabını çekmeye başladınız; 5 yıl boyunca aklınıza geldikçe, eşinizi gördükçe, çocuklarınızı sevdikçe yaptığınız hareketi yadırgadınız ve kendinizden utandınız, kendinizi yerden yere vurdunuz. Tamam edin artık.
Kendinizi, kalbinizi, göze alabileceklerinizi-alamayacaklarınızı size öğreten bir ders olarak görün.
Hatalar, biz insanlar için. Utanma ve pişmanlık duygusu taşıyan herkesin de bir ikinci şansı hak ettiğini düşünürüm. Çünkü insanı insan yapan şey vicdanının keskinliğidir. İkinci şans verin kendinize ve artık hafızanızdan bu olayı çıkarın, yuvanıza, mutluluğunuza bakın.