bu şekilde davranmasından anladığım bu hanım sizi biraz kıskanıyor, siz de onu kıskanın istediği için böyle davranıyor. siz eşinizle beraber gidin mağazaya, onlarla gitmek zorunda değilsiniz ki. ev konusunda da herkesin gönlü en iyisini ister tabii ama bazen imkanlar elvermeyebiliyor. bırakın ister 150 m2 ev tutsunlar ister 250. ev tutmakla bitmiyor ki, ne demişler "azıcık aşım, kaygısız başım". ben kirasını, masrafını, doğalgazını, aidatını zorlanarak ödeyeceğim lüks bir evde oturacağıma kendime bunları dert etmek zorunda kalmayacağım daha küçük bir evde olayım, huzurum yerinde olsun isterim. siz de öyle düşünün bence. hem kayınvalide yanında yaşadıktan sonra çıkacağınız ev ne kadar kötü bile olsa size saray gibi gelecektir. benim hala en kıymetli, en sevdiğim evim ilk mezun olduğum zaman tuttuğum bekar evimdir ki içinde bir büro koltuğundan başka mobilyam yoktu, yerleri taş ve marleydi, kutu gibi küçücüktü, mutfağına iki kişi giremezdi. ama gelin görün ki ben o evde çok mutluydum, çünkü benimdi, evimdi, yuvamdı. yurt hayatından sonra benim için saraydı. üzmeyin kendinizi, eşya satın alınır, ama eşinizle aranızdaki sevgi, saygı, bağlılık, huzur satın alınamaz. boşverin kimin ne eşyası olursa olsun, sizin onlarda olmayan çok daha kıymetli başka şeyleriniz vardır, onları görün derim.