• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Birilerinden akıl almazsam akıl sağlığımı kaybedeceğim; Eşimin yaptıkları!

sunflowr

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
Katılım
17 Mart 2020
Mesajlar
170
Emoji Skoru
-12
Puanlar
98
Yaş
30
Merhabalar. Öncelikle okuduğunuz için teşekkür ederim. Yazı biraz uzun olacak ama hıçkıra hıçkıra ağlayarak yazıyorum. Birilerinden akıl almazsam akıl sağlığımı kaybedeceğim. Sorun bende mi, eşimde mi bilmiyorum. Eşim beni öyle çok manipüle ediyor ki artık kendimi hastalıklı, memnuniyetsiz ve hiçbir şeyden mutlu olmayan biri gibi hissediyorum.

Kısaca özetlemeye çalışayım. Beş yıldır evliyiz, dokuz yıldır da birlikteyiz. Evliliğimizin başında kendi işimizi kurduk, pandemi dönemine denk geldik. Çok borca girdik, çok sıkıntılar çektik. Üç yıl boyunca bu borçları kapatmaya çalıştık. Eşimi çok severek evlendim. Ailesini de çok severim, her konuda destek olmuşlardır. Benim ailem de aynı şekilde.

Ancak son üç yıldır, borçlarımız bitmiş olmasına rağmen, eşimle birbirimizden neredeyse nefret eder hale geldik. Son iki yılda bir de oğlumuz oldu; şu an 19 aylık. O kadar çok kavga ediyoruz ki, çocuğumuzun varlığının keyfini bile çıkaramadık.

Kavgalarımızın en büyük sebebi ilgisizlik. Eşim kendi işini yaptığı için çok yoğun çalışıyordu ama kazancı da çok düşüktü. Üstelik son derece düşüncesiz biri haline geldi. Eskiden böyle değildi. Bir kere bile “Bir şeye ihtiyacın var mı?” diye sormaz. Üç yıldır ne doğum günümü kutlar ne de evlilik yıldönümümüzü. Eskiden “param yok” derdi, ben de “hediye istemiyorum, bari kutla” derdim. Şimdi ise “Sana hediye alsam da mutlu olmayacaksın, o yüzden almıyorum” diyor.

Haftanın beş günü alkol alıyor. Eve gelirken ben ne istersem alır ama istemezsem kendiliğinden “Şunu da aldım” demez. Ev faturalarını ben ödüyorum. Çocuğun tüm kıyafet ve ihtiyaçlarını ben karşılıyorum. Kendisi ayda bir paket bez alır, bir de bazen meyve getirir. İkimiz de çalışıyoruz; çocuğumuza benim annem bakıyor ve annem benden bile iyi bakıyor. Her gün oğluma et, balık yediriyor; babam köyden özel olarak horoz kestiriyor. Ben işe başlayalı dört ay oldu, bu süreçte ne anneme maddi bir destek olduk ne de “al, bunu çocuğumuz için kullan” diye bir paket bez verdik. Zaten eşim annemden bir şey istemez. Ben elimden geleni yapıyorum ama eşimin de yapmasını istiyorum. O ise elini hiçbir zaman taşın altına koymuyor.

Dört ay önce kurumsal bir şirkette işe başladım. Evimiz aileme uzaktı. Babam, emekli ikramiyesiyle bana bir ev aldı. Özellikle kendilerine yakın bir yerden aldı ki çocuğu getirip götürmek zor olmasın. Ev babamın üzerine; ne kira istedi ne de taşınma sürecinde bizden bir lira aldı. Nakliyeden boyaya, beş aylık aidattan temizliğe kadar her şeyi babam ödedi. Biz sadece eşyalarımızı alıp geldik. Bu süreçte eşim babama bir kez bile teşekkür etmedi. Bir kere arayıp “Bir şeye ihtiyacınız var mı?” demedi.

Daha da kötüsü, ona danışmadan karar verdiğimizi söyleyerek beni cezalandırdı. Taşınma sürecinde bana bir bardak su bile vermedi. Akşam yedi gibi eve geliyor, saat onda çocuğu uyutuyordu. Ben ise sabah üçe kadar evi toparlıyor, kolileri tek başıma hazırlıyordum. Aylarca vajinal enfeksiyon çektim. Gitmediğim doktor kalmadı, tüm testlerim temiz çıktı. Emzirdiğim için güçlü ilaçlar kullanamıyordum. En son doktor, emzirmeyi bırakıp iğne tedavisine gelmemi söyledi. O süreçte verilen ilaç 600 TL civarındaydı ve sigortamız yoktu. Eşimin çalıştığı yere gidip para istedim; ayakta duracak halim yoktu. Bana “Bir hafta sonra alırım” dedi. Akşam eve alkollü geldi ve bir daha o ilacı sormadı bile.

Geçen ay maaşımdan neredeyse hiç para kalmadı. Kilo aldığım için ceketlerim olmuyor, yenisini almam gerekiyordu. Şaka yollu “İndirim varken alsana, sabahları üşüyorum” dedim. “Maaşın yatınca alırsın” dedi ama almadı. AVM’ye ceket bakmaya gittim. Hava yağmurluydu, arabamız eskiydi. “Gelir misin, şemsiyem yok” dedim. “Bu araba bu yağmurda oraya gelmez” dedi. Aynı mesafedeki anne-babasının yanına ise arabayla gitti. Ben sırılsıklam otobüse bindim.

Çocuğum asla uyumayan bir çocuk. Geceleri 20 kez uyanır. Bazen üç saatlik uykuyla güne başlarım. Bunca zaman eşimin gece kalktığı toplam üç kez ya vardır ya yoktur. Bir kere altını değiştirmedi, bir kere “Yemeğini ben yedireyim” demedi. İşi erken biterse gelir, iki saat çocukla oynar, sonra gider.

Borçlu olduğumuz dönemde tekstil işini eve taşımıştı. Ev küçücükken, ben hamileyken evin içinde baskı yapıyordu; her yer toz ve tüy oluyordu. O işe gittikten sonra hamile halimle evi dip köşe temizlerdim. Bir kez düşük yaptım; ikinci haftamda hala kanamam varken atölyeye gidip ona yardım ettim. Yemek yemeyi sevmezdi; her sabah ona özel yüksek kalorili içecekler hazırlardım. Şimdi yemek yapmıyorum; kendisi ne isterse yapıyor ama bunu bile bana hesap sorar gibi söylüyor.

Diş tedavisi için onu ben ikna ettim. Son taksiti ödeyemedik, incecik kolyemi sattım. Bunca şeyi yaparken ben de zaman zaman sinirle laf soktum, inkar etmiyorum. Ama onun için bu kadar fedakarlık yaptıysam, arada söylenmeye de hakkım yok mu? Şimdi gözünde dırdırcı, memnuniyetsiz, mutsuz bir kadınım.

Uykusuzluktan tükenmiş durumdayım. Gecenin bir yarısı çocuğa bağırdığım oldu. Eşim gelip bana “Bunları biri görse çocuğu senden alırlar” diyor. “İşe girdin, kendini bir şey sandın” diyor. “Her gün işe makyaj yapacağına bana yapsaydın” diyor. Ben de “Hizmetçilik yapmaktan aynaya bakacak vaktim mi oldu?” diyorum.

İşe girdiğimden beri gözüm açıldı. Diğer kadınların gördüğü değeri, yaşadığı hayatı görünce “Ben kendimi harcamışım” diyorum. Ama sonra borç zamanlarını hatırlıyorum. Hacizler ailemin kulağına gitmesin diye eşek gibi çalıştı. Önce benim borçlarımı ödedi. Eskiden beni severdi, hediyeler alırdı. Çok gezmesek bile en azından gönlümüz hoştu.

Bazen diyorum ki: Acaba ben mi bu adamı bu hale getirdim? Bir yerde yanlış mı yaptım? Şu an ikimiz de mutsuzuz, her gün kavga ediyoruz. Çocuğumuz kavgalarımızı görünce dikkat çekmek için tehlikeli davranışlar yapıyor. Ama ben de tükendim. Evdeki varlığıyla yokluğu arasında benim için fark kalmadı. Yediği yemeğin tabağını bile kaldırmıyor. Her sabah içtiği şişeleri ben topluyorum. Ne maddi ne manevi bana artık hiçbir şey vermiyor.

Ama bir şey beni hala tutuyor. O eve geldiğinde oğlumun “baba” diye kahkahalarla onu karşılaması, onun mutluluğu, her gün boşanmayı ertelememe sebep oluyor. Bir de sürekli aklımla oynuyor. Beni insanlara olmadığım biri gibi anlattığımı söylüyor. “Psikoloğa git, hala lohusa depresyonundasın” diyor. Ama çevremdeki herkes “Nasıl dayanıyorsun, neyi bekliyorsun?” diyor.

Bana akıl verin. Nefes alamıyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Boşanma sürecine nereden başlayacağımı, sonrasında hayatın nasıl olacağını bilmiyorum.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Keşke babanızın aldığı eve kocanızı götürmeseydiniz. Burada size yazılmıştı ama çok lazım gibi haftanın 5 günü içen, size zerre faydası olmayan o ayyaş herefi koca diye yanınızda tutmuşsunuz.
Böyle bir tipin babalığından ne olur ki, çocuğu bahane ediyorsunuz? Baba diye her gün böyle birini göreceğine ne kadar az maruz kalsa o kadar iyidir.
Hayır o kadar utanmazki sizi psikoloğa göndermenin lafını ediyor.
Kovun evden defolup gitsin. Evli kalmak için elle tutulur en ufak bir sebebiniz yok.
 
Son düzenleme:
Böyle okuması çok zor. Bari paragraflara ayırdaydınız. Okuduğum kadarıyla surekli içen bir baba varken ,surekli kavga eden ebeveynlere sahipken 19 aylık bir bebek gülerek babasını karşılıyor diye bosanmaktan mı cekiniyorsunz. Gercekten mi? Küçücük bebek kavganız dursun diye elini prize sokuyor, adam bir kere altını dahi degistirmemis, siz mutsuzlugunuzu küçücük bebeğe yansitiyorsunuz ama bunlar önemsiz , kapıdan kahkahayla karşılaması yeterli devam etmek icin. Bebegin mutluluğu haa. Yazık gerçekten.
 
Evi babanız almış, borcu birlikte ödeyip adamı iş sahibi yapmışsınız, evin faturaları sizde, çocuk bakımı ve masrafı ailenizde, kendi ihtiyaçlarınızı kendiniz alıyorsunuz. Adamın bildigi tek şey her akşam alkol almak. Kazandığı parayı ne yapıyor? İlgi, sevgi deseniz zaten yok. Geriye bir şey kalmadı.
 
Yani çocuğunuza üzülüp erteleyebileceğiniz bir durumda değilsiniz çünkü eşiniz baba değil,ne diye kendinize yük ediyorsunuz iyice psikolojinizi bozuyorsunuz.Çocuğa bakan anneniz evi alan babanız ne kadar güzel tebrik ediyorum onları,lütfen sizde onlara,kendize ve çocuğunuza saygı duyun işiniz de var böyle bir adama gerek yok,borcunuzu ödedi diye neden vicdan azabı duyuyorsunuz misliyle ödemişsiniz adam sizden emin ondan böyle davranıyor alışmış hazıra.Kolay kolay boşanmayı önerecek biri değilim ama ortada zaten bir eş yok.Kamburunuzdan kurtulun.
 
İcki siselerini yerden topladigin biri baba figürü olamaz . Belki eskiden iyiydi vs ama artik değil. Ailenize tesekkur asla etmez kiskaniyo sizi o seviyeye ulasmis. Hastaliginizi bile umursamayan birinden olmaz. Acik acik konusun boyle böyleyse herkes yoluna baksin diye. Kendinizi heba etmeyin boyle genc kadinsiniz bakim önünüze
 
Babanın evinden bu alkolik pisliği kov, sen yazdıkça ben adamı dövesim geldi. Ne diye çekiyorsun bu adamı. Sizin rızkınızı gidip alkole veren adamı? Ortada bir koca, bir baba, bir damat YOK. İşiniz var eviniz var oturun konuşun sen beni mutlu edemiyorsun ben ekmeğimi kazanıyorum çok şükür açıktada değilim bize vereceğin bir ilgin bir sevgin bunlarıda veremiyorsun yollarımızı ayıralım sende kendineben kendime diyin. Bunları söylerkende kavga etmeden sakince söyleyin ve anlaşmalı boşanalım diyin. Sonra ki günde dilekçeyi verin eve de almayın
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Çocuğa üzüldüm başkasına değil elini prize sokuyormuş yavrum kıyamam bu alkoliğe çok afedersiniz tekmeyi basmak için neyi bekliyorsunuz çocuğun önünde sürekli kavga etmenin sonuçlarını ileride çekmeyin eşinizi karşınıza alın konuşun böyle devam ederse ayrılmak istediğinizi söyleyin birlikte terapiye gitmeyi teklif edin böyle rezil işe yaramaz heriflerin neyine katlanıyor bu kadınlar ben hiç anlamıyorum hastalıkta sağlıkta ee adam hastalıkta da yok yanınızda doğum günü deseniz yok özel gün bir şey yok Allah aşkına kendinize kıymet verin
 
Dokuz yılın alışkanlığı ,
Konfor alanında çıkamama ,
Belirsizlik ve çocuğunuza karşı vicdan .

Sizi bu evlilikte tutan şeyler bunlar .

Ama çizdiğini resimde elle tutulur hiç bir şey yok .
Eşiniz sizi kaybetmekten korkmuyor .

Ya sizi kaybedeceğini gösterin ,
Ya da sizi kaybetmesine izin verin .
 
Son düzenleyen: Moderatör:
At kapıya şunu Allaş aşkına
Evladına vuracak duruma gelmişsin ötesi mi var daha boşanmak için illa aldatılmayı, fiziksel şiddet görmeyi mi bekliyorsun
Bu adamın sana ne hayrı var?
Muhtemelen boşanmaya kalktığınnda sana kul köpek olacak ama sakın kanma!
 
39 yaşındayım. Hergün içen alkolik bir babaya sahiptim. 80'li yaşlara geldi hala fırsat bulsa çöker. Kendisinden nefret etmekle beraber annemede hep kızgın ve kırgınım. Böyle yararından çok zararı olan bir adamı boşamadı diye .Oysaki ne sığınacak bir kendi evi vardı ne anası babası. Bir noktada haklıydı diyebiliyorum mesela ama sizin çocuğunuz olsam siz annem olsaydınız sizden de nefret ederdim . Eviniz barkınız var çalışıyorsunuz , anneniz babanız arkanızda sizi bağlayacak hiç birşey yok . Babam annemi çalıştırmaz annem gizlice temizliğe gider evdeki 3 boğazı doyurmaya uğraşırdı. Çünkü babam tüm çalıştığını içkiye yatırırdı. Anladığım kadarıyla sizde de durum farklı değil.

Uzun lafın kısası çocuğunuz için asıl boşanın.
 
çalışıyorsunuz 4 ay olmuş
evi babanız verdi, kira vermiyorsunuz. çocuğa anneniz bakıyor pna da para vermiyorsunuz beslenmesini de onlar hallediyor.

borcu da bitirmişsiniz
e daha nasıl 1 ceket alacak paranız yok?

onu geçtim kredi kartı çıkartın internetten alın beğenmiyorsanız yollayın, 1-2 yanlış beden vs. alırsınız (hadi bedeniniz filan değişti diyelim) 3.süne alışırsınız

buradan bile sizin kendi kendinize eziyet etmeye bayıldığınızı anlıyoruz

konu ceket değil bu arada.
 
Çocuk için devam ediyorum demeyin hiç. Çocuk şu ortamda kalıp mutsuz olur, kötü ilişkiyi ve alkolik babayı normalleştirir ancak.
Ayrıca ne olursa olsun 2-3 yaşında bir bebeğe vuramazsınız. Başka şeylere olan öfkenizi çocuğa yöneltmeyin.
Bebeğe bağırmak zaten normal değil. Hele hele poposuna eline vurdum diye hafiflettiğiniz şey de şiddet. Küçücük çocuğa mı gücünüz yetiyor?
 
Adam size aşık değil hatta sevmiyor,onun için diken gibisiniz hep batıyorsunuz adamı ya ciddi ciddi karşınıza alın neymiş derdi öğrenin belki biraz uzatmaları oynarsınız ya da kıçına tekmeyi basın uzatmadan bitirin....
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Söyleyeceklerim biraz ağır olacak fakat yinede yazıcam. Şu yaşadığınız her şeyin sorumlusu sizsiniz. Güzel bir aileniz olmasına rağmen böyle bir adamla evlenmiş ve katlanıyorsunuz. Kocasız kalmamak için hem kendinizi sürmüyor hemde anne babanızın sömürülmesine izin veriyorsunuz.
Yapılacak şey burada bize anlattığıniz gibi onada rezil bir koca olduğunu anlatıp düzgün kocalık yapmasını söylemek anlamasada anında bu faydasız ayaşı kapı önüne koymak.
 
Back
X