her ikisi de çok büyük derecede önemli. lisesi, üniversitesi, doktarası önemli değil de, kişinin kendini eğitememesi çok büyük sorun. yüksek lisans yapmak için uğraşıyorum, eşim ise ilkokul'dan sonrasını ( 5. sınıftan sonrası ) açıköğretimde okumuş liseye kadar. ona bakılırsa, kadın evinde oturup çocuklarına bakmalı, yemek yapmalı, temizlik yapmalı. dışarıya arkadaşlarıyla çıkmayıp benimle çıktığı için ona minnet duymalıymışım. eteğim belimde elim hamur mayasında olmalı yani. evlenmeden önce böyle miydi? değildi tabi ki !
bir de tutup beni başkalarıyla kıyaslar, alışkanlık oldu bu biraz. şöyle bir kopukluğumuz var, ya ben anlatamıyorum ya da o anlamıyor. arkadaşıyla konuşurken geçen atamalardan söz ediyorlardı, laf arasında arkadaşına dedi o öyle yapıyordu sen yapamadın mı, o çok iyi yapıyor falan filan kıyaslamanın dibine vurdu. arkadaşı da bozuldu tabi, belli oldu bayağı. akşam eve geldiğimizde yine laf lafı açtı beni tuttu başkasıyla kıyasladı, o daha güzel yapıyordu sen yapamıyorsun, onun şu özelliği böyle vs vs. " sürekli kıyaslamaktan bıkmadın mı beni ? " dedim. bir de bana demesin mi " yoo ben seni kıyaslamıyorum, hiç de kıyaslamam. niye kıyaslayayım ki ? " 2 yıldır beraberiz 2 yıldır sürekli yaptığı şey ama bir türlü farkında değil. neyse " bak arkadaşına da bugün yaptın aynısını adam bozuldu, insanları kıyaslama birbiriyle çok kötü bir şey " dedim. " ben kıyaslamıyorum, o adam kim ki diğeri daha iyi şeyler yapıyor o yapamıyor, ben kıyaslamıyorum, hem sen benim arkadaşımla ne konuştuğuma karışamazsın, sanane " dedi. insan ne diyeceğini bilmez ya bazen , aynen öyle kaldım. ben de mi bir sorun var acaba diyorum.
3 ay olacak doğum yapalı, " eski kıyafetlerini giymeyeceksin di mi ? " " kot pantolon giyme ! "
sonra bir de arkadaşlarıyla çıkmayıp, benimle dışarıya çıktığı için ona minnet edecekmişim, etrafta nasıl erkekler varmış şükredicekmişim.
yaz okulunda ders vermem için rica ettiler, ilk sorusu " kaç erkek var, erkek öğrenciler kaç yaşında ? " yaz okulu yahu, ilköğretim öğrencisi çocuk hepsi.
çok biliyormuş gibi ukalalık yapar ama nedense kötü adam hep ben olurum, ona göre ukala, kendini beğenmiş, insanları aşağılayan biriyim. ama nedense aynı özellikleri ben onda görüyorum. hiç fikri olmayan konularda bile, benim yıllarca okuduğum alanda bile benden daha çok şey biliyormuş gibi davranır. beni küçümser bazen, o derece. ben senin kadar okusaydım senden çok daha iyi olurdum bile demişliği vardır. film izleriz, " bu aktörü tanıyor musun, tanımazsan bilgilendiriyim ? " espri geçer dizide espriyi açıklar sonra da anladın mı der.
kitap okumaz, ben okurken insanın çok kitap okuması iyi değil, sonra kendini kaybediyor der. yani ben her gün bu şekilde kendimi kaybediyorum.