Hanımefendiye anlatamadığım şey buydu. Konuyu kişiselleştirip saldırı boyutuna getirdi ama evlilik ve sevgililik çok başka.
Sevgililikte giyinir süslenir kısa ama özel anlar geçirir evine gidersin. Sevişeceksen bile bu randevuludur, ona göre hazırlanırsın.
Ama evlilikte insan iyi kötü binlerce anına tanık oluyor. Sürekli dip dibesin. En ağır hasta zamanından, en depresif zamanına kadar o kişi yanında oluyor. Beraber ishal olup on dakika arayla tuvalete gidiyorsun mesela. Yada kilo alıyorsun veriyorsun, saçının boyası geçiyor bir hafta öyle geziyorsun binlerce ana şahitsin. Emzirme bitti memelerim sarktı mesela, amellyat olmayı da düşündüm eşim engel oldu o dönem. O kadar ciddi bir sorun olsa ben söylerdim yaptır diye saçmalama diye. Biz sevgiliğe ilk başladığımızda ben 27 eşim 28di. Bugün o neredeyse 38 olacak, aynı olabilir mi fiziken. Göbeği var, saçı beyazladı önleri açıldı. Ama ona saygım da sevgim de değişmedi. Hatta paylaştıklarımız arttıkça benim bir parçam gibi oldu. Aynı şekilde benim de göbekte çatlağım oldu, memelerim bana göre sarktı, ameliyat izlerim oldu binlerce ufak yıpranma. Onda da ben farklılık sezmedim. Kilolu olduğum dönemde seks hayatımız aynıydı, insan hisseder arzulanmadığını sevilmediğini. Zerre böyle bir şey hissetmedim. Çünkü o da benim gibi salt fiziğe aşık olmamıştı. İkimizde bu yola girdiğimizde beraber yaşlanacağımızı biliyorduk çünkü. Tepkim buna benim.