Evden Kaçmak?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Canım öncelikle aile bizim seçimimiz olmadığı gibi ,onları da biz eğitemeyiz bu yaştan sonra..Al karşına sevgilini babanın psikolojik bir hastalıgi oldugunu söyle.Şizofren diyebilirsin bipolar diyebilirsin.Topluma giremediğini ,insanlarla sohbet edemediğini söyle.Annen kabul ederse dışarda bir yemek yiyin birlikte.Söz isteme nişan merasimi tarzı şeyleri bu yüzden atlamak istediğini, direk nikah başvurusu yapmak istediğini anlat.Sevgilin de yetişkin bir adam neticede .Oluruyla anlatır ailesine.Eğer bu adam senin nasibinse hiçbirsey engel olamaz.Ama değilse iki dünya bir araya gelse bu iş olmaz.Fazla irdeleme herşey olacağına varır.
 
Öncelikle merhabalar. Konuya nereden başlayacağımı ben de bilmiyorum, özetlemeye çalışacağım.

Yirmi yedi yaşındayım. Çocukluğum cehennem gibi geçti. Küçücük bir çocukken intiharı bile düşündüm. Çünkü ruh sağlığı bozuk babam sebebiyle sürekli psikolojik ve fiziksel şiddet gördüm. Bana çok fazla şey yaptılar. Keyfi olarak dövüp okula göndermediği de oldu, ben seni artık istemiyorum deyip evden kovduğu da. Her neyse bir şekilde üniversitede giderim zaten dedim, sabrettim. Fakat üniversite döneminde de başka şehre gitmeme engel oldu. Mecbur kaldım sevmediğim halde yaşadığımız şehirde üniversite okudum, hemşirelik bölümünü. Sonra pes etmedim çalışırken üniversite sınavına da hazırlandım. Şu an psikoloji öğrencisiyim. Nöbet usulü çalışıp okula gidiyorum. Kardeşlerim var. Anneme gelince, o da çok iyi biri değil. Çalışıp eline para tutuşturunca senden iyisi yok. Ama bir kez beni koruduğunu, bana bir faydası olduğunu görmedim. Çok fazla antidepresan kullandım, bir şekilde bu günlere geldim.

Evden kaçmayı düşündüm. Fakat dünyanın bin bir türlü hali olduğu için ve babamın davranışlarına pek güvenemediğim için bunu yapamadım. Belki yapmam gerekirdi ama cesur davranamadım. Zaten son yıllarda gecede çalıştığım için pek kimseyi de görmüyordum. Evi otel gibi kullanıyordum.

Bu arada çevremdeki kimse de bunları bilmiyor. Kan kusarım kızılcık şerbeti içtim derim. Bakımlı biriyim de güzel olduğum da söylenir çoğu zaman, aynı zamanda başarılı bir öğrencilik hayatım da oldu. Hatta hocam yüksek lisansa kalayım diye çok ısrar etti ama ben zaten mesleği sevmediğim için istemedim.

Sonra aşık oldum. Bir üsteğmene. Bana aşık olduğunu, çok sevdiğini söylüyor. Pandemi başladığı ilk zamanlar evlilik teklifi etti. Düşünmem gerekiyor, seninle evlenmek isterim ama evlilik konusunda zamana ihtiyacım var dedim. Zaten yaşım 26 o zamanlar ve ben aslında şimdi bile erken olduğunu düşünüyorum.

Bir gün otururken ailemden bahsetmemi istedi. Yani ondan önce de aslında hep sorular soruyordu ama ben geçiştiriyordum. Babamı sordu, kaskatı kesildim. Çünkü ondan öylesine nefret ediyorum ki adı geçince midem kasılıyor. Geri zekalı olmadığı için bir problem olduğunu anladı. "Doğruyu söyle, sana bir şey mi yaptı? Öldürürüm onu." Dedi. Sadece aramız iyi değil, annemi aldatmıştı bu yüzden onunla küs gibiyiz dedim geçiştirdim. Bu yüzden aslında ilk sorum, ona tüm yaşadıklarımı anlatmalı mıyım? Aslında psikoloji eğitimi alıyorum, belki benim insanlara akıl vermem gerekir ama olmuyor, terzi kendi söküğünü dikemiyor işte.

Şimdilerde yine artık aileler tanışsın, seni isteyelim falan demeye başladı. Anneme açtım konuyu, babama bahsetmiş. Ben uğraşamam öyle şeylerle, evlilik falan nereden çıktı falan demiş. Eve katkı sağlıyorum, bu yüzden evlenmemi istemediklerini düşünüyorum. Gerçi çalışmasaydım bile nasıl desem biz aile gibi değiliz, birlikte yaşıyoruz sadece. Babam sadece içkiyi, kumarı, eskortları falan sever kazandığı iki kuruşu böyle şeylere harcar. Yani böyle bir süreçte kız babası olması, bu onun üstlenebileceği bir rol değil. Bunun yanında sevgilimin ailesi varlıklı insanlar, babası emekli subay. Evimizi görseler sadaka bırakırlar, öyle durumdalar. Yani iki aileyi karşı karşıya getirmek de pek içimden gelmiyor aslında.

Sevgilimi seviyorum. Bazen kaçayım, öyle evleneyim diyorum ama çoğu kişi foruma böyle evliliklerden hayır gelmez falan yazmış. Kafam çok karışık. Nasıl bir yol izleyeceğimi biraz bile bilmiyorum.
Babani beyefendi gibi başda da oturtsan illaki gerçek yuzunu zamanla herkes gorucek. Bence cesaretini topla ve ona aileni anlat. Gelişmeler ondan sonra nasilsa oyle de devam edicek. Benim eşimin anne babasi amca çocuklari. Koy yerinde işte kim kime uyuyorsa evlendirmişler. 3 kardeş olmuşlar eşim. Abisi ve ablasi hastalikli dogdu. Hatta abisi yatak hastasiydi 19 yaşinda vefat etti. Ablasi zihinsel sorunu var. Aşiri asosyel ve garip tepkileri var. Hormonal bozukluk da kendini gosteriyor gorunuşde. Biz tanişdikdan 1 hafta sonra seninle konuşmak istiyorum deyip herseyi anlatti. Benim ona alişmami beklemedi. O an ayrilalim demedim ama çok korktum benim çocuğum da engelli olur diye. Hala o korku var gerçi. Neyse eşim o kadar beyefendi biriki. Hem bana mukemmel eş, hem aileme mukemmel damat oldu sagolsun. Ilk tanişmaya gelince tüm akrabalarim ablasinin davranişlarini gorup kulakdan kulağa konuşdular gozumun onunde. Aldirmadim. Risk aldim ama çok seviyorum eşimi. Yani demem o ki seven insan zaten her durumu kabullenir. Ben kabullendim. Ve çok mutluyum Şukurler olsun. Akrabalarim da aşiri seviyorlar eşimi. Sen de durumu anlat seni olduğun gibi kabul etsinler. Zaten bir aile oldukdan sonra babanin annenin nasil olduğunu umursamiycaklar.
 
Öncelikle merhabalar. Konuya nereden başlayacağımı ben de bilmiyorum, özetlemeye çalışacağım.

Yirmi yedi yaşındayım. Çocukluğum cehennem gibi geçti. Küçücük bir çocukken intiharı bile düşündüm. Çünkü ruh sağlığı bozuk babam sebebiyle sürekli psikolojik ve fiziksel şiddet gördüm. Bana çok fazla şey yaptılar. Keyfi olarak dövüp okula göndermediği de oldu, ben seni artık istemiyorum deyip evden kovduğu da. Her neyse bir şekilde üniversitede giderim zaten dedim, sabrettim. Fakat üniversite döneminde de başka şehre gitmeme engel oldu. Mecbur kaldım sevmediğim halde yaşadığımız şehirde üniversite okudum, hemşirelik bölümünü. Sonra pes etmedim çalışırken üniversite sınavına da hazırlandım. Şu an psikoloji öğrencisiyim. Nöbet usulü çalışıp okula gidiyorum. Kardeşlerim var. Anneme gelince, o da çok iyi biri değil. Çalışıp eline para tutuşturunca senden iyisi yok. Ama bir kez beni koruduğunu, bana bir faydası olduğunu görmedim. Çok fazla antidepresan kullandım, bir şekilde bu günlere geldim.

Evden kaçmayı düşündüm. Fakat dünyanın bin bir türlü hali olduğu için ve babamın davranışlarına pek güvenemediğim için bunu yapamadım. Belki yapmam gerekirdi ama cesur davranamadım. Zaten son yıllarda gecede çalıştığım için pek kimseyi de görmüyordum. Evi otel gibi kullanıyordum.

Bu arada çevremdeki kimse de bunları bilmiyor. Kan kusarım kızılcık şerbeti içtim derim. Bakımlı biriyim de güzel olduğum da söylenir çoğu zaman, aynı zamanda başarılı bir öğrencilik hayatım da oldu. Hatta hocam yüksek lisansa kalayım diye çok ısrar etti ama ben zaten mesleği sevmediğim için istemedim.

Sonra aşık oldum. Bir üsteğmene. Bana aşık olduğunu, çok sevdiğini söylüyor. Pandemi başladığı ilk zamanlar evlilik teklifi etti. Düşünmem gerekiyor, seninle evlenmek isterim ama evlilik konusunda zamana ihtiyacım var dedim. Zaten yaşım 26 o zamanlar ve ben aslında şimdi bile erken olduğunu düşünüyorum.

Bir gün otururken ailemden bahsetmemi istedi. Yani ondan önce de aslında hep sorular soruyordu ama ben geçiştiriyordum. Babamı sordu, kaskatı kesildim. Çünkü ondan öylesine nefret ediyorum ki adı geçince midem kasılıyor. Geri zekalı olmadığı için bir problem olduğunu anladı. "Doğruyu söyle, sana bir şey mi yaptı? Öldürürüm onu." Dedi. Sadece aramız iyi değil, annemi aldatmıştı bu yüzden onunla küs gibiyiz dedim geçiştirdim. Bu yüzden aslında ilk sorum, ona tüm yaşadıklarımı anlatmalı mıyım? Aslında psikoloji eğitimi alıyorum, belki benim insanlara akıl vermem gerekir ama olmuyor, terzi kendi söküğünü dikemiyor işte.

Şimdilerde yine artık aileler tanışsın, seni isteyelim falan demeye başladı. Anneme açtım konuyu, babama bahsetmiş. Ben uğraşamam öyle şeylerle, evlilik falan nereden çıktı falan demiş. Eve katkı sağlıyorum, bu yüzden evlenmemi istemediklerini düşünüyorum. Gerçi çalışmasaydım bile nasıl desem biz aile gibi değiliz, birlikte yaşıyoruz sadece. Babam sadece içkiyi, kumarı, eskortları falan sever kazandığı iki kuruşu böyle şeylere harcar. Yani böyle bir süreçte kız babası olması, bu onun üstlenebileceği bir rol değil. Bunun yanında sevgilimin ailesi varlıklı insanlar, babası emekli subay. Evimizi görseler sadaka bırakırlar, öyle durumdalar. Yani iki aileyi karşı karşıya getirmek de pek içimden gelmiyor aslında.

Sevgilimi seviyorum. Bazen kaçayım, öyle evleneyim diyorum ama çoğu kişi foruma böyle evliliklerden hayır gelmez falan yazmış. Kafam çok karışık. Nasıl bir yol izleyeceğimi biraz bile bilmiyorum.
Öldürürüm onu diyen birini daha iyi taniyin bence.
 
Babanızı tanıştırmamıza gerek yok bence. Baba evinden çıkmazsan ezerler falan diyorlar, bu genel bir kanun mu bilmiyorum, ama o ev “baba evi” değil ki. Ortada bir baba yok çünkü. Psikolojik sorunları var, ben sadece annemle tanışmanızı istiyorum de. Dışarıda bir yemekte tanışın. O zamandan sonra rahat vermezse babanız bir aparta veya arkadaş yanına geçersiniz. Babanızın yaptıklarını çok detaya girmeden (eskortlar falan) anlatın sevgilinize ama mahçup bir şekilde ezile büzüle değil. Kendinizle gurur duyarak anlatın, onun yaptıklarına rağmen hayata küsmemiş ve başarılı olmuşsunuz. Tanışırsa çıkaracağı rezillikler sizi daha çok ezmelerine neden olacak belkide. O yüzden babanız yokmuş gibi davranın bence.
 
Öncelikle pandemi zamanı tanışmışsınız, sağlık görevlisisiniz ve sizin çok yoğun bir temponuz var. Bu şartlar altında sevgilinizle yeterince görüştüğünüze onu yeterince iyi tanıdığınıza emin misiniz? Emin olmadan evlenmeyin derim.

Sonra kaygılarınıza gelirsek, ilk olarak subay emeklileri öyle aman aman zengin olmaz. Sevgiliniz orta, ortanın az üstü memur bir aileden geliyor. Ailenizin maddi durumuna takılacaklarını düşünmüyorum ben. Yine de bu durumla ilgili kaygılarınız varsa en azından misafir ağırlayacanız salonu ufaktan elden geçirebilirsiniz kendi imkanlarınızla. Uygun fiyatlı bir oturma grubu belki bir badana ile gayet derli toplu gözükür eviniz eminim. Bir ihtimal bu harcamaları planlamanız annenizin de evlilik için daha hevesli olmasını babanızı ikna etmek için uğraşmasını sağlar.

Zaten babanız şuan huysuzluk yapıyor anladığım kadarıyla. Ortada planlı bir tarih olduğunda, kendisine şu tarihte istemeye gelecekler uygun musun diye sorulduğunda hayır diyemez diye düşünüyorum. Alt tarafı bir kahve içip gençler aralarında anlaşmış filan diyecek zor bir iş değil.

İsteme öncesi erkek arkadaşınızla da aileleri çok işin içine dahil etmek istemediğinizi herşeyi ikiniz birlikte yapmak istediğinizi ve nişanlılığı kısa tutmak istediğinizi, ailenizin baskıcı olduğunu isteme olduktan sonra evlenene kadar sizi bunaltacaklarını konuşursunuz olur biter. Aileler fazla dahil olmaz böylece birbirlerine.
 
Nedense sevgilinizi de tam seviyor ya da güveniyor gibi gelmedi bana anlatımınız .. yanlış anlamayın bir hatadan kaçarken başka bir hata yapmayın diye paylaşmak istedim. İsterseniz baba aile meselesini şu an bir kenara kaldırıp karşınızdaki kişiye yoğunlaşın , kendinizi ve sevginizi güveninizi sorgulayın.. hepsinden geçer not alıyorsa gönül rahatlığıyla ailenizi hiç dert etmenize bile gerek kalmadan el ele yürürsünüz zaten.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X