Evim cennet ama mahallemi sevmiyorum.

Gulunuyor aglancak halimize. Boyle yetisiyor onlarda oyle yetistirecek kısır döngü. Aslinda yasa gelecek ses kaydi yapacaksin. O kisiler 1 hafta ya da ne kadarsa ahirda yasayacak belki ogrenirler.
 
Dilerim daha iyi bir muhitte seveceğiniz ve huzurla oturacağınız bir eviniz olur, İstanbul maalesef gerçekten artık oturulacak gibi değil, ilçeleri genelleyemem ama ne yazık ki çoğu semti çok bozuldu, taciz, tecavüz, gasp vakaları da arttı, toplu yaşam kurallarına uymayan insanlar da arttı.

Her yer böyle midir bilemem de bizde sizden pek farklı değiliz, çok şükür bizde tecavüz gibi çirkin olaylar yok denecek kadar az, en azından günün istediğiniz saatinde istediğiniz kıyafetle gezebiliyorsunuz dönüp bakan olmaz, abuk sabuk şeyler yapanlar ya dışarıdan gelmiştir ya da uçuşa geçecek kadar kendini bilmez halde biridir, ki aşırı sarhoş olan 100 kişiden ancak 1 tanesi densizlik yapar fakaaaat iş gürültüye gürültü ne ki kavgaya gelince görüp görebileceğiniz en çılgın mahalle, aksiyon bizim göbek adımız

Emniyet bile artık bizim sokağı mimledi, buraya özel şube açarlarsa da şaşırmam zira çoğu mesailerini bizim sokağa harcıyorlar, gündüz çıkan seslere, gece yarılarına kadar süpürge çalıştırıp evde ne varsa silkeleyip 5 çocuğuna fa notasından başlayıp si notasında biten ses tonuyla 7/24 bağıran komşuya, çevresindeki evlerin penceresi balkonu açık mı umursamadan mangal dumanını mahalle semalarına gönderen komşuya alıştık da gece 3'te mahalleyi sokağa döken kavgacılara, gece 3'te başlayıp 5'te bitirdiği ve tüm mahalleye naklen telefon görüşmesi yayınlayan komşulara alışamadık:)))

Mahallede akli melekeleri olmayan biri var demişsiniz, valla bizim sokakta normal insan sayısı az, bir çalgıyla gezen akli melekeleri yerinde olmayan insana razıyım gerçekten, en azından hasta derim kimseye zararı yok kendi kendine konuşuyor, flüt çalıyor, darbuka çalıyor derim ama bizdekiler sağlıklı olduğunu iddia edip kapı pencere indiren, gece yarısı kavga krizleri tutup ellerine geçirdikleri her şeyi sokağa fırlatıp küfür eden, bıçak çekip avazı çıktığı kadar bağıran tipler ve maalesef çoğunluğu kadın, kavgaları karı-koca kavgası değil, hani desem ki kadınların canına tak ediyor da kocasıyla kavga ediyor öyle değil, ya başka bir komşu kadınla ya da ergenlik çağındaki çocuklarıyla kavga ediyorlar.

Elbette böyle bir ortamda büyüyen çocuklarda annelerine küfür ediyor, onlarda kapıları yumruklayıp kapıları çerçeveleri kırıyor, bağırış çağırış kıyamet kopuyor, burası ne güzel küçük bir yerdi, biz geldiğimizde doğru dürüst ev bile yoktu ama artık her yer insan kaynamaya başladı, biz buraya açık hava tımarhanesi diyoruz:))) kiracı olanlar kaçıyor bir daha bu sokaktan geçmek bile istemiyoruz diyorlar :))))
 
Ege demişken biz egedeyiz ama maalesef bu tür insanlar her yerde aynı. Kedi besliyorsun laf ediyorlar, biri geliyor meraktan hemen ellerine bir şey tutuşturup gelip kim gelmiş diye öğrenmeye çalışıyorlar, karşı komşumuz sinekliğin arkasından bizi gözetliyor görüyorum görmemezlikten geliyorum, baskı kuruyolar insanın üzerinde. İlk başlarda çok sık geliyolardı neyseki mesafe koyunca gelmiyolar. Karşı komşumuz durmadan telefonla bizi ariyodu. Neyseki biraz kurtulduk. Ben de memnun değilim, nereye gitsen var. Sürekli dedikodu, gürültü çekilecek gibi değil. Kafam kaldırmıyor. Birileri taşındı hergün müzik açıp şarkı söylüyolar, konser veriyolar filan sdfghjkl
 
Istanbul ne yazikki pekcok semti bu sekilde. Yalniz degilsiniz. Ben de evim kutu gibi olmasina ragmen seviyorum ama apartmani ve daracik caddeleri, gecenin korunde hali silkeleyen cagnim ust komsumu, arabalarin ustunde tepinen cocuklari, pencereden baktigimda karsi apartmanin salonunu gormeyi hic ama hic sevmiyorum.
Hepimize gonlumuze gore evler nasip olsun insallah
 
Teşekkür ederim. Günde iki kez apartmandan biri kavuruyor ama nasıl keskin bir koku anlatamam. Ben de evimde kavuruyorum bırakın sokağa taşmasını ev bile kokmuyor.


Bu yemek işi biraz hüner istiyor, annem neredeyse kokusuz kızartma ve kavurma yapabiliyor, ama komşumuz çok fena kokutuyor. Aspiratörden desem ben de denedim yemek benimki de koktu, sanırım kokusuz yapmayı bilmekle ilgili.
 
Alt katımda oturan ev sahibi 40 yaşlarında aşırı playboy bir adam gerçi şimdi sabit biri var cunkı hep aynı bağırış sesi apartman adamın seks hayatıyla yıkılıyor öyle böyle değil arkadaşlar Üstümdede 20 yaşlarında iki çocuk annesi bir kızcağız kocası 40 li yaslarda bıryere çıkarmaz cocukları kızı eve hapıs edıyor ıkı kız çocuğu ağlama krizleri oluyor babası dövüyor kız aşagıya örtü silkelıyor sanırım zeytin cekırdeklerı ekmek parçaları balkonuma dökülüyor bir kere konustum aradan bıraz zaman gectı tekrar aynı manzara neyseki pandemide başka bir yere gittiler 6 ay yoklardı gelmişler şimdi Bu benım 3.taşındığım ev konumu güzel yeni bir binada değil kullanıslı eşimin ve benım işime yakın ama gel gelelim ki hepsi biarada olmuyor apartman hayatında yaşadıkça böyle insanlar her daim olacak.Evler değişiyor binalar yenileniyor ama insanoğlu gene öküz gene öküz
 
Son düzenleme:
O bahsettiğiniz çöp olayı aynı şekilde benimde yaşadığım yerde var.Evin karşısında tam.Bi tane karı koca var gece gündüz kağıt topluyorlar (öyle öyle 2 tane ev almışlar) plastikleri filan ben ayrı poşete topluyorum onlar için komşuların çoğuda öyle yapıyor fakat ısrarla çöp poşetlerini yırtıyorlar.Apartmanın altında 4 tane dükkan var gece gündüz açıklar müşteri yoksa bile dükkan sahipleri kapının önündeler sürekli,bir gün yine böyle çöp attım herkeste oturuyordu kapının önünde.Balkondan gördüm bende bu karı koca geldi tamda benim attığım poşeti yırttılar,içinde pedler vardı ve yolun ortasına saçıldı resmen,herkesler gördü,2 gün başımı çıkartamadım evden utançtan...Karşı mahalle roman mahallesi,her Allahın günü Teksas gibi,geçen sokağın köşesinde adamın birini vurdular,sürekli bir olay...Sonradan büyükşehir olmuş küçük bir ilde yaşıyorum,ilçeleri tatil cenneti ama merkezinin Bağcılar’dan bir farkı yok (semt aşağılamak için söylemiyorum kesinlikle sadece tabaka o tarz bir tabaka)...Zamanla görmezden gelmeyi öğrendim.
 
Bu yemek işi biraz hüner istiyor, annem neredeyse kokusuz kızartma ve kavurma yapabiliyor, ama komşumuz çok fena kokutuyor. Aspiratörden desem ben de denedim yemek benimki de koktu, sanırım kokusuz yapmayı bilmekle ilgili.
Bizde de birisi her akşam abartısız her akşam kızartma yapıyor.
 
Velhasıl M meredithgrey yalnız değilsiniz, memleketin dört bir köşesinde komşusunu çıldırtmak üzere programlanmış marslılar mevcut, kimi yere bolca, kimi yere nispeten az sayıda gönderilmişler, herkes payına düşen nispette çılgın komşuyla yaşamaya çalışıyor işte :)))
 
Teşekkür ederim. Günde iki kez apartmandan biri kavuruyor ama nasıl keskin bir koku anlatamam. Ben de evimde kavuruyorum bırakın sokağa taşmasını ev bile kokmuyor.
Ben o isi cozdum.Bir arkadasin annesinin evinde de Allahim oyle sogan kokardi ki hamileyken bile bukadar tiksinmedim sogandan.
Kadin soguk ve genelde islak tencereye yagi sogani atiyor,oyle ocaga koyuyor.
O buharlasirken cikiyor o korkunc koku...
 
Çocuğunuz yok sanırım 2 tane olursa cevreyi bu kadae gozlemlemez ve sizde gece 12 de safiye gibi temizlik yapar hatta ertesi aksamin yemegini pişirirsiniz. Mahallede degistireceginiz bir sey yok gibi tek care dağ basina taşınmak.
 
Ahhh bende ilk zamanlar ay bu su sesi çocuk sesleri ne kadar güzel derdim şimdi kusucak gibi oluyorum
Sizin bide kendi eviniz sanırım. Allah sabır versin.
Eşim müstakil ev hayali kurar hep. Ben aman napıcaz şehrin dışında, apartman olsun merkez olsun derdim. Ay tövbe. Yıldım yeminlen.
 
Canım nezih bir semtteyim ama inan satıcılar buradan da geçiyor hatta yasaklar varken ekmekçiler geçiyordu biri almış eline mikrofonu şarkı söylemediği kaldı adamın içinde ukdeymiş resmen her neyse bir gün kızım yeni yürüyor bahçeye indik yine bunlar geçiyordu çok ses yapıyorsunuz hastalar yaşlılar bebekler var 500 kere söylemeyin dedim sonra başka bir adam da sert bir uslupla bağırma bu kadar ayıp ne bağırıyosun dedi sesini kesti ondan sonra geldiklerinde sessizlerdi sarımsakçılar da bu ara arada geçiyor yani büyükşehirdeysen illa ki ses oluyor
 
Benzer sebeplerden dolayı taşındım bir ay önce. Evim daha 1.5 senelikti ama yapamadım. Daha düzgün bir muhite, kurallara uyulan düzgün yönetilen bir siteye taşındım. Bazen gözünü karartmalı.
 
Bizim kağıtçıların hepsi yabancı afgan sanırım hiç dağıtmazlar kağıt varsa alırlar yoksa poşet yırtma falan olmuyor
 
Bizim kağıtçıların hepsi yabancı afgan sanırım hiç dağıtmazlar kağıt varsa alırlar yoksa poşet yırtma falan olmuyor
Yani bu karı koca sadece kağıt plastik falan toplamıyor sanırsam..çöpten hani işe yarar bir şeyler çıkartma derdiyle yırtıp dağıtıyorlar..burada pazar günleri bir pazar kuruluyor eskici,çöpe atılan sağlam/defolu tabak çanak neler neler satılıyor,çöpe attığım melamin tabakları görmüştüm gezerken,aynısıydı çünkü birinin köşesinde pembe defo vardı
 
Ben de kendi semtime has sanıyordum bu durumu. Yeni bebeğim oldu. Önceden de seyyar satıcılar geçerdi sokaktan ama bu kadar çok muydu yoksa bebekten sonra malum en ufak sese uyanması nedeniyle benim algıda seçiciliğimle mi alakalı bilmiyorum ama bitmiyorlar asla. Hurdacı bitiyor kastamonu sarımsakçısı başlıyor, o bitiyor overlokçu başlıyor, o bitiyor bir başkası... derken kendimi cinnete 5 kala halde buluyorum. Ben artık apartmandaki sesleri, çocuk çığlıklarını, üst komşumun çocuklarının dana gibi tepinmesini hepsini geçtim. Ama şu seyyar satıcılardan geçemiyorum. Aynı sokakdan günde 20 kez neden geçilir yani? Biri alır belki diye geçiyorlardır ama yaktıkları mazot benzin her neyse ne olacak peki nasıl bir fayda zarar hesabıdır bu anlamış değilim
 
istanbulun sorunu değil sadece Ankara da aynı durum da İzmir de Antalya da maalesef.ülkemizin bir çok şehrinde var her tür insan ve beraber yaşamak zorundayız iyi semtte oturarak az görüyoruz ama devlet dairelerinde okul da sokakta merkezi yerlerde mesela kızılay gibi karşılaşmak zorundayız garipliklerine .ben alışamadım sevemedim ama tepki de vermiyorum çözümü yok çünkü
 

Üç kedim var, çocuğum yok. Öneriniz dağ başına taşınmak ya da iki çocuk doğurmak mı?
 

Mune son cümlende gizli aslında derdim. Ve bu muhitle, şehirle de alakalı değil ülkeyle alakalı. Yaşamaya çalışıyoruz hepimiz. Ne acı değil mi? Cennet gibi coğrafyada, eskiden sınırsız olan kaynaklarla bu güzel ülkede ne hale geldik. Sinirlenmemek, dayanmak, duymamak için insanüstü çaba gösteriyoruz ve kendi adıma bu çok yorucu. Güzel dileklerin için çok teşekkür ederim, dilerim herkes evinde ve dışarıda istediği huzuru bulur.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…