Başlığa cevaben;
Pişmanlık ne ki, elimden gelse zaman makinesi icat edip; ilk konuşmaya başladığım zamanlardaki kendimi tokatlayıp "kendine gel sen ankasın, yol ver." der ve geri dönerdim.
Anladım ki asssla evlilik kadını değilim.
Asssla kendi çocuğumu doğurup, bakabilecek içgüdüye sahip değilim. (çocukları severim o ayrı)
Assla 'doğru adam' diye bir oluşum yok.
Ve ennnn önemlisi, daha doğrusu hayatın kafama vura vura öğrettiği "aşk" denen hormon karmaşası sadece insanın benliğinin ilüzyonu.
En kısa zamanda boşanıp,
"akşam ne yemek yapsam?" demek yerine; işten gelir gelmez, sütyenimi dans ederek çıkardıktan sonra ayaküstü atıştıracağım.
Yurtdışına çıkıp, parsel parsel gezeceğim.
Yeni yemekler deneyip, yeni insanlar tanıyacağım ancak hiçbirini kalıcı olarak hayatıma almayacağım.
Anka kuşunun bir imgesini dövme yaptıracağım.
Ben bu prangadan Kurtulacağım.