aynı benim dayım. vallahi aynısı. senelerce beraber yaşadık, sormasın kimse o nasıl bi yaşam tarzı diye

bir ailenin aşırı iyi niyetli, herkesin sömürdüğü bir üyesi olur ya hani, işte o benim annemdi. gerçi yaptığı şeyin adı başka da biz iyi niyet diyelim... annemin sayesinde 30 küsür yaşına kadar çalışmadan ekmek elden su gölden yaşadı. tek fatura bile ödemedi. her konu hakkında sallardı, hayatın zerresini bilmezdi. asla dünyadan haberi yoktu, ekşi sözlükte gördüğü şeyleri bize satmaya kalkardı o derece bir insan düşün. hakikaten insan ev geçindirmiyorsa hayatı asla bilmiyor. çalışıyor olsa bile bilmiyor. ne zaman ki masrafları senden başka karşılayacak insan yok, o zaman anlıyorsun. sallayıp duruyordu yok ben işe en az 10 bin maaşla girerim, 6 ay içinde kapıya araba çekerim, birikim yapar 5 sene sonra ev alırım falan diyordu. şimdi o da evlilik arefesinde, işe başlayalı 2 ay oldu. işi yaşadığı şehirde bulamadı, taşındı kızın yanına. 5000 falan alıyor o da asgari ücret arttığı için yani. asgari 3000 olsa kimse ona 5000 vermezdi o rezil eğitim hayatı ve tembelliği ile. şimdi şeytanın pabucunu tersten görüyor. bu ülkede yaşanmaz falan diyormuş

muhtemelen kafayı sıyırıp coin'e girer, bir iki kazanınca özgüven patlaması yaşar, kredi çekip coin'e basar ve büyük batar diye düşünüyorum kendisiyle alakalı. kız tarafı düğün istiyormuş. annem uzaklaşmaya başladı, kapısını çalar da para isterler diye çekti kendini

insan ayçiçek yağı için market kavgasına şahit olunca, pazardan yarım kilosu 10 liraya biber alınca anlıyor gerçekleri.