İyi de siz evlenme teklif eden sevgilisine 'beraber yasayalim' diyen kadınların düşüncelerini merak edip anlayabilmek için konu açmadiniz mi?
'ben de öyle düşünüyorum çünkü' diye fikrini acan her kadına '
hayir ama' diye evliliği öven cevaplar vermişsiniz :)
Verdiğiniz cevaba gelince zaten '
sifir toplumsal baski'yla cevap verdim. Çünkü siz ilk mesajınızda zaten bunu belirtmişsiniz:
Sıfır toplumsal baskı olsaydı, aileden-cevreden vs evlenir miydim?
Tabii ki evlenmezdim.
Ayrica Türkiye şartlarında 500 liraya gelinlik degil gelinlik danteli alamazsınız. Arayıp tarayip kenar mahallelerden sırf 'laf olsun da beyaz gelinlik giyeyim' diye gelinlik alsanız, en kıytırık düğün salonunda limonatasiz bayat pastalı düğün de yapsaniz cebinizden bir ton , hiç uğruna para çıkmış oluyor.
Zaten düğün bir endüstri. Normal saç maşasıni 30a yapan kuaför duvak takacaksa fiyatı bir anda 130 yapıyor (ki hiç 130 lira gelin saçı görmedim. En ucuz olarak cevap veriyorum). Herşey gelin ve damattan daha fazla para koparmaya yönelik...
Yani bunca tantanaya ne gerek var,aslında ben onu mantığıma oturtamiyorum.
Şahsen ben x kişisiyle y kişisinin evlendiğini duyurmak için bunca masraf yapmasını, herkesin birbirinin aynı bir törenler yapmasını,aylarca bu tören için uğraşmasını ve strese girmesini çok saçma buluyorum. Daha once nikah şahidi de oldum, ama yine de iki insan evleniyor diye abiye giyip kuaföre gidip oynamayı mantıklı bulmuyorum:) evlendiniz iyi hoş. Ama bundan bana ne?
Bunu bana duyurmanizin nasıl bir bağlayıcılığı olabilir ki? Siz boşanmaya karar verince düğününüze gelen kişi 'ama ben sizin aşkımıza şahidim. Ölümü öpün boşanmayın' mi diyecek

Kaldı ki 500-1000 hiç de az para değil benim için. Geçen sene 350 liraya gidiş dönüş moskova bileti bulmuştum birine :) yani en kıytırık gelinligi alip gelen hickimsenin memnun kalmayacağı 'laf olsun' diye bir tören yapincaya kadar 3 günlük tatil ayarlar sevgilimle yeni bir ülke keşfederiz daha güzel.
Bu arada sevgiliden ayrılmakla boşanmak bambaşka şeyler. Kesinlikle aynı travma olamaz. Yaşarken öyle gibi gelir belki ama birkaç sene sonra gerçeğin öyle olmadığını farkedersin.
En basitinden universite okurken aynı eve çıkan bir sürü genç var. Bir süre sonra ayrılıyorlar, ayrılınca iki ağlayıp, belki başka eve taşınıp bir süre sonra hayatlarına devam ediyorlar. İlerleyen yıllarda da bu durum karşılarına çıkmıyor...
Ama üniversite okurken evlenen bir insan için durum böyle değil. Çok daha sancılı bir süreç. Kaldı ki bir heves attığı imzanın bir ömür kahrını çeker. En basitinden yıllar sonra evlenmek ister 'boşanmiş' diye karşı tarafın ailesi için mutsuzluk sebebi olabilir. Ama birlikte yaşamışsa karşı tarafının ailesinin ruhu bile duymaz...
Bu cümleyi anlamadım.
Neden hak iddia edeyim ki? Çocuk varsa yasalar karşısında evli bir kadınla haklara sahip olursun zAten Cocuk konusunda. Ama çocuk yoksa adamdan neden bir hak talep edeyim? Ya da erkek için düşünelim. Beş sene evli kaldığı kadına neden ömür boyu maaşından nafaka odesin? Eğer birlikte gayrimenkul almışlarsa ve salak değillerse zaten tapuda ikisinin de adı yazar. Ama birlikte yaşadıkları zaman eve harcanan paradan hak talep etmek zaten mantıksız. O parayı kendi evinde yasasan da harcardin zaten..
Şu açıdan dediğiniz mantıklı olabilir;
Erkek tarafından aldatılmiştir, delilleri toplar dava açar ve bu yaptığı için tazminat talep edebilir evli kadın. Ama Sevgiliyken böyle bir hakkı olamaz. Kapıyı çekip gider sadece....
Öte yandan ölüm anında evlilik akti ya da bir vasiyet yoksa evi eşyaları vs hayat arkadasina degil akrabalarina kalır. Ya da evli kadinin hakkı olan iş tazminatindan emeklilikten vs yararlanamaz.
Bu açıdan ekonomik olarak ciftlerin kollanmasina sebep olabilir.
Aslında ben de eskiden evliliğin kadını koruyan yanını düşünürdüm.
Ama zamanla (geleneksel) evliliğin aslında tam tersi kadını korumayan / hatta mağdur eden yapısı da olduğunu fark ettim...
Emma Goldman'in dans edemeyeceksem bu benim devrimin değildir isimli kitabından cok güzel bir paragraf paylaşayim. 'bu kesin doğru, en haklı benim dusuncem' diye değil, sadece 'dunyada böyle düşünen insanlar da var ve evlilik istememelerinin bir sebebi de bu diye gostermek icin:
"
Evlilik genellikle salt ekonomik bir düzenlemedir, kadına süresi ömür boyu olan bir sigorta poliçesi sağlar, erkeğe de kendi türünü devam ettirmesini sağlayacak tatlı bir oyuncak. Yani evlilik ve bu yolla sağlanan eğitim düzeneği, kadını asalakça, bağımlı olarak ve çaresiz bir hizmetkarmış gibi sürdüreceği bir hayata hazırlarken, erkeğe bir insanın hayatını tapulu mülkmüş gibi sahiplenme hakkını tanır"
Buna itiraz edilebilir, ben öyle değilim , benim teyzemin bibisinin eşi mutfaktan çıkmaz falan diye örnekler sayılabilir. Ama tarafsız bir gözle geleneksel evliliklere şöyle bir bakan durumun çokça zaman bu olduğunu farkeder zaten. Üç doz BDV gezmek de ''dogru olabilir aslinda'' demek için yeterlidir :)
Ha ben evlenir miyim bir gün?
toplumsal baskılar olduğu için, ailem de mutlu olsun diye evlenirim heralde. Ayrıca evlilik cüzdanı vize almayı kolaylaştırır :) bankada param yoksa kocamin hesabini gösteririm. Vize şartlarını karsilayamasam bile karı koca oldugum için şartları karşılayan kocacim sayesinde sorunsuz alabilirim

Hastanelik bir durum yaşarsak birbirimize refakatci olabiliriz, çoğu konuda burokatik engellere takılmayiz...
Bu konular yüzünden belki bir gün ben de evlenirim (yaş 27) ama öncesinde mutlaka birlikte yaşamak, hiç değilse birlikte birkaç ay tatil yapmak isterim...