- 11 Ağustos 2019
- 84
- 66
- 88
- 30
- Konu Sahibi yagmuraydnn
-
- #41
Ne kadar iyi yapmışsınız. Bizde de tam tersi ilişkimizin ta en başında o konuştu oraya döneceğim bunu bilerek ilerleyelim diye . Yobazdan kastım aynen dediğiniz gibi. Her türlü insana her türlü görüşe benim saygım sonsuz. Aynı saygıyı hoşgörüyü keşke diğer insanlarda benimseyebilseler.Sizin ki evliliğe alışamamak değil ki. Keşke baştan konuşsaydınız, öyle bir yerde mutlu olamayacağınız çok açık. Ben dediğiniz gibi bir ortamda 3-4 gün duruyorum kendimi inanılmaz kötü hissediyorum, benim eşim de İstanbullu değil ben olmasam kendi şehrine dönecekti, kendimi bildiğim için çok severek evlensem bile en başında konuşmuştum, ben orda asla mutlu olamam , yıllar sonra bana buradan oraya yerleşelim diye bir teklifle gelme, öyle bir durumda yalnız gidersin demiştim.
1 sene zorunlu görevle dediğiniz gibi yerde çalıştım da hiç öyle aaa şehire yobaz demeyin demekle olmuyor o işler. Kendilerinden olmayan kimseyi benimseyen insanlarla, ayrımcılığı , siyasi, dini baskıyı dibine kadar yaşıyorsunuz.
Kesinlikle çok rahatlarsınızSizim adınıza çok sevindim. Eşimin ablası da evli 2 tane çocuğu var inanın 2 günde bir birlikteler, ramazanlarda tamamen kv evinde kalıyorlar. Yazlığı en çok onlar isteyip aldırdılar. Hep birlikte olmaktan ailecek gerçekten zevk alıyorlar. Kendi aileleri hariç eşimin amcası, gelinleri onlarda bu düzen de yaşıyorlar. İşe girdim beni çok rahatlatacağını düşünüyorum.
O kadar içimi rahatlattınız ki. Şu an ailemden uzak olmak, evliliğe alışmak bile zorluyor beni. Bir de böyle bana tamamen yabancı bir ortama maruz kalmak çok yıprattı beni. Ağlamaktan bile bıktım. Böyle bir yaşam istemediğim için yaşamanın da bir manası kalmadı diye çok düşündüm. Mental olarak gerçekten iyi değilim. Cap canlı neşe dolu biriyken şu an kendimi bile sevemez kendimi çirkin bulan biri oldum. Umarım ben de kendi düzenimi kurarımİlk evlendiğim zamanlar bende böyleydim kafayı yicek gibi oluyordum sizi o kadar iyi anlıyorum ki. Bende bekarken çok sosyaldım aynı şehirdeyim ailemle ama eşimin ailesi dibimde. Sürekli birlikte olma yemeğe çağırma heryere birlikte gitme izin günlerimde rahat bırakmama dediğiniz gibi yanımda olma diye adlandırdıkları durumla psikolojimi bozdular. Ben diremdim ama sessiz kalmadım susmadım eşimle kavga ettim yılmadım. Alıştığı bi düzen vardı eşimin evli kardeşine gidip kayınçosula takılmak. Yeter bu ne surekli Allah aşkına evime gitmek istiyorum dedim. Sürekli ailesine gidnce bunaldım bak bizimde evimiz var dedim. Heryere birlikte gidnce biz neden tek başımıza gidemiyoruz dedim susmadım susmayacağım. Meyvelerini topluyorum. Haftada 1 ya da 2 dir görüşme. İzin günlerimde rahatsız edemez kimse. Haftasonlarıda yatıcam valla kaldıramaz kimse beni gidiceksekte kalkarız geç olmadan diyorum. İnsan yeni evlenince aklı duruyor susuyor kendini yiyor ağlıyor bende çok ağladım. Eşinize sarılıp ağlamak yerine bu duzeni kırıp kendi düzenine alıştırmaya çalışın lütfen ilerde bu böyle sürüp gider. Bi de gittiğiz bi yere yorum yapmışlar ne münasebet canım. Banada bi kere kaynanam o çamaşırlar kim asıyor öyle komşular dedikodu yapar dedi. Herkesin çamaşırı kendine dedim. Susmayın yani kimse size yorum yapamasın.
Eşim avukat bürosunu babasının desteğiyle açtı. Kp ve kardeşi ortaklar biz dahil tüm aile (eşimin ablası, kuzenleri) maddi olarak o işten destekliler. Eşim şu an maddi olarak kendi düzenimizi kurmaya çalışıyor. Hiç destek almamaya çalışıyor ve iş hayatına yeni girdi bundan önce baba imkanıyla rahat bir yaşam sürmüş biri. Evi geçindirme durumu da onu ciddi anlamda zorluyor. Kendime iş buldum bir kaç ay sonra başlıyorum. O zaman her şeyin çok daha iyi olacağına inanıyorumBen de başka bi şehire taşındım evlendiğimde ama ben çalışıyordum kendime ait bi çevrem olmaya başlamıştı, eşim ve onun ailesinden bağımsız. Diğer türlü tamamen eş ailesinin uydusu gibi oluyor insan. Bence en büyük hatalardan biri bu kendini o aileye ve eşin insafına bırakmak ben acilen iş bulun ve eş ailesiyle aranıza mesafe koyun diyorum. Umarım eş ailesinin imkanlarıyla açılmamıştır o işyeri yoksa çok zorlanırsınız çok.
Aman sakın karartmayın daya okurken tuhafıma da gitti, sanki apayrı bir kabileyi inceliyormuşsunuz gibi yazmışsınız, güldüm de biraz.
Demek ki size bu kadar farklı geliyorlar.
bana zaten çok garip geliyor "gelin gitmek"; başka bir şehre tamamen "eş"inin hayatının içine, kendi hayatından hiçbir şey götüremeden girivermek...
Bilmiyorum biraz cesaret de değil tamamen gözü kararmak olabilir.
Hiç bu kadar gözüm kararmadı sanırım toz pembe bakamadım hayata, o nedenle anlamakta zorlanıyorum bu şekilde evlenenleri.
yani ben de böyle düşünüyorum
mesela bir işe girerken bile yol uzun o kadar yolu nasıl gidip gelirim diye düşünüyorum ben. İnsan hiç düşünmez mi bundan sonra nasıl yaşayacağım ne yapacağım ben diye? Gerçekten inanın garip geliyor. Sizi eleştirmiyorum da bir yandan da hani ne bekliyordunuz da demek istiyorum.
Yobaz kelimesini gordukten sonra okumadim insanlar sizinle ayni görusu paylasmak zorunda degil keske evlenmeseydiniz adama yazik olmusHerkese merhaba
Olumlu-olumsuz yorumlarınıza ihtiyacım var.
3 yıllık bir ilişkinin ardından 8 ay önce eşim ile evlendik. Eşim istanbula okumaya gelmişti biz tanıştık ve sevgili olduk. İyi kötü güzel bir ilişkimiz vardı. Beni gerçekten çok sevdiğini biliyorum. Kötü kelimesini kullanmamım sebebi hayat tarzlarımızın çok farklı olması ve onun bana karışmasından dolayı. ( giyinme tarzı, eve geç gitme vs. ) bu süreçte oldukça çok tartışma yaşadık ve ben oldukça fedakarlık yaptım. 8 ay önce daha küçük, tek düze benim hayat görüşümle uyuşmayan insanların olduğu yobaz bir şehire geldim. Buraya hala alışmaya çalışıyorum. İstanbuldayken çok sosyal biriydim. Çalışıyordum, hafta içi en az 2 gün dışarıda , hafta sonu hiç evde oturmayan biriydim. Evlendikten sonra pandeminin de etkisiyle şu an sosyal hayatım hiç yok ve bu beni gerçekten çok zorluyor. Eşimin ailesi çok iyi insanlar. Maddi manevi her zaman yanımızdalar, beni burada yalnız bırakmamaya çalışıyorlar. Fakat burada alıştıkları bir düzen var haftanın 3 4 günü görüşmek gibi. Ve bunu bizden de bekliyorlar. Hafta içi 1-2 akşam birlikteyiz. Hafta sonu hep birlikte yazlıklarında kalıyoruz. Diğer akrabalarıyla da ev oturmalarını pek sık yapıyoruz. Koloni gibi hep birlikte hareket ediliyor. Bayanlar toplanıyor yufka açılıyor, sarma sarılıyor sabahtan akşama kadar. İlk başlarda beni yalnız kalmayayım diye aralarına alıyorlar gibi düşünüyordum ama artık biraz da kullanıldığımı hissediyorum. Yeni gelinim kendimi yanlarında rahat hissetmiyorum. Yazlıkta kalırken kayınpederimle, ablasının eşiyle rahat edemiyorum. Evimde şortla dolaşırken burada rahat bile oturamıyorum. Konuştukları konulara uzak kalıyorum, sürekli aynı konuların (köyleri, akrabaları vs.) sıkılıyorum. Ruhen kendimi iyi hissetmiyorum. Hemen hemen her gece ağlayarak uyuyorum. Dışarıya karşı mutluymuş gibi görünmek çok zor geliyor artık ve bunu başaramıyorum. Onların yanındayken de ağlayasım geliyor haliyle suratım modum düşüyor. İyi misin, uzan istersen gibi şeyler söylüyorlar. Onları da huzursuz ettiğimi farkettim artık. Ailemi ablamı, yeğenimi 3 aydır göremezken sürekli onlarla olmak biraz da koyuyo bana. Hayatımızın çok içerisindeler, kendi düzenleri, kendi yaşayış şekilleri gibi yaşamımızı istiyorlar. Her şeye müdahil oluyorlar. Üst komşumla birlikte onun arkadaşına gitmiştik bunu bile çok irdelediler. Tanıyor musun, neden gittin gibi. Kötü bir niyetleri asla yok biliyorum. Ama ben böyle bir yaşantıya alışık değilim ve alışabileceğimi düşünmüyorum. Kayınvalidemin bizde kaldığı bir gün eşim telefonumdan kv için yazdığım bir kaç şeyi görmüş. Terbiyesizlik yapmıştım. Bunun için bayağı bi tartıştık, onu çok şaşırttığımı iki yüzlü olduğumu benden beklemediğini söyledi. Şimdi her tartışmamızda bu gündem oluyor. Aslında ailesinin baskıncılığının o da farkında ve bunalıyor. Birbirimizi anlayamıyoruz. bana çok ılımlı yaklaşıyor ama problemlerimizi bir türlü çözemiyoruz. İlk defa iş hayatına atıldı bu konuda büyük sıkıntı çekiyor, kendi işi olduğundan maddi olarak da sıkıntıya giriyor. O da evlilik hayatına alışmaya çalışıyor. Hem iş, hem ben, hem ailesi o da ruhen iyi değil. Her gün ağlamalarım, çözümsüzlüğümüz onu da yıpratıyo. Artık aynı sıkıntılarımı tekrar tekrar ona anlatmak daha fazla dert yapmasını istemiyorum. Sarılıp her şey düzelecek diyoruz sadece. Kendimi buraya ait gibi hissetmiyorum. Her şey o kadar zıt ki bana. Hiçbir anımın olmadığı bana bir şey ifade etmeyen bu şehirde yaşamak her geçen gün beni daha kötü yapıyor. Ailemin özlemine dayanamıyorum artık. Kendimi çok yalnız, mutsuz , çaresiz hissediyorum..
Tam bir polyanna olmulsun .Sana yapılan haksızlıkları normal bir şey gıbı goruyosun.Tabıkı çözebılırsınız bu durumları .Çözülmücek hiç bir sey yok .Ama bı hayır dedıgınde eşinin tepkısını çok merak ettımHerkese merhaba
Olumlu-olumsuz yorumlarınıza ihtiyacım var.
3 yıllık bir ilişkinin ardından 8 ay önce eşim ile evlendik. Eşim istanbula okumaya gelmişti biz tanıştık ve sevgili olduk. İyi kötü güzel bir ilişkimiz vardı. Beni gerçekten çok sevdiğini biliyorum. Kötü kelimesini kullanmamım sebebi hayat tarzlarımızın çok farklı olması ve onun bana karışmasından dolayı. ( giyinme tarzı, eve geç gitme vs. ) bu süreçte oldukça çok tartışma yaşadık ve ben oldukça fedakarlık yaptım. 8 ay önce daha küçük, tek düze benim hayat görüşümle uyuşmayan insanların olduğu yobaz bir şehire geldim. Buraya hala alışmaya çalışıyorum. İstanbuldayken çok sosyal biriydim. Çalışıyordum, hafta içi en az 2 gün dışarıda , hafta sonu hiç evde oturmayan biriydim. Evlendikten sonra pandeminin de etkisiyle şu an sosyal hayatım hiç yok ve bu beni gerçekten çok zorluyor. Eşimin ailesi çok iyi insanlar. Maddi manevi her zaman yanımızdalar, beni burada yalnız bırakmamaya çalışıyorlar. Fakat burada alıştıkları bir düzen var haftanın 3 4 günü görüşmek gibi. Ve bunu bizden de bekliyorlar. Hafta içi 1-2 akşam birlikteyiz. Hafta sonu hep birlikte yazlıklarında kalıyoruz. Diğer akrabalarıyla da ev oturmalarını pek sık yapıyoruz. Koloni gibi hep birlikte hareket ediliyor. Bayanlar toplanıyor yufka açılıyor, sarma sarılıyor sabahtan akşama kadar. İlk başlarda beni yalnız kalmayayım diye aralarına alıyorlar gibi düşünüyordum ama artık biraz da kullanıldığımı hissediyorum. Yeni gelinim kendimi yanlarında rahat hissetmiyorum. Yazlıkta kalırken kayınpederimle, ablasının eşiyle rahat edemiyorum. Evimde şortla dolaşırken burada rahat bile oturamıyorum. Konuştukları konulara uzak kalıyorum, sürekli aynı konuların (köyleri, akrabaları vs.) sıkılıyorum. Ruhen kendimi iyi hissetmiyorum. Hemen hemen her gece ağlayarak uyuyorum. Dışarıya karşı mutluymuş gibi görünmek çok zor geliyor artık ve bunu başaramıyorum. Onların yanındayken de ağlayasım geliyor haliyle suratım modum düşüyor. İyi misin, uzan istersen gibi şeyler söylüyorlar. Onları da huzursuz ettiğimi farkettim artık. Ailemi ablamı, yeğenimi 3 aydır göremezken sürekli onlarla olmak biraz da koyuyo bana. Hayatımızın çok içerisindeler, kendi düzenleri, kendi yaşayış şekilleri gibi yaşamımızı istiyorlar. Her şeye müdahil oluyorlar. Üst komşumla birlikte onun arkadaşına gitmiştik bunu bile çok irdelediler. Tanıyor musun, neden gittin gibi. Kötü bir niyetleri asla yok biliyorum. Ama ben böyle bir yaşantıya alışık değilim ve alışabileceğimi düşünmüyorum. Kayınvalidemin bizde kaldığı bir gün eşim telefonumdan kv için yazdığım bir kaç şeyi görmüş. Terbiyesizlik yapmıştım. Bunun için bayağı bi tartıştık, onu çok şaşırttığımı iki yüzlü olduğumu benden beklemediğini söyledi. Şimdi her tartışmamızda bu gündem oluyor. Aslında ailesinin baskıncılığının o da farkında ve bunalıyor. Birbirimizi anlayamıyoruz. bana çok ılımlı yaklaşıyor ama problemlerimizi bir türlü çözemiyoruz. İlk defa iş hayatına atıldı bu konuda büyük sıkıntı çekiyor, kendi işi olduğundan maddi olarak da sıkıntıya giriyor. O da evlilik hayatına alışmaya çalışıyor. Hem iş, hem ben, hem ailesi o da ruhen iyi değil. Her gün ağlamalarım, çözümsüzlüğümüz onu da yıpratıyo. Artık aynı sıkıntılarımı tekrar tekrar ona anlatmak daha fazla dert yapmasını istemiyorum. Sarılıp her şey düzelecek diyoruz sadece. Kendimi buraya ait gibi hissetmiyorum. Her şey o kadar zıt ki bana. Hiçbir anımın olmadığı bana bir şey ifade etmeyen bu şehirde yaşamak her geçen gün beni daha kötü yapıyor. Ailemin özlemine dayanamıyorum artık. Kendimi çok yalnız, mutsuz , çaresiz hissediyorum..
Eşim avukat bürosunu babasının desteğiyle açtı. Kp ve kardeşi ortaklar biz dahil tüm aile (eşimin ablası, kuzenleri) maddi olarak o işten destekliler. Eşim şu an maddi olarak kendi düzenimizi kurmaya çalışıyor. Hiç destek almamaya çalışıyor ve iş hayatına yeni girdi bundan önce baba imkanıyla rahat bir yaşam sürmüş biri. Evi geçindirme durumu da onu ciddi anlamda zorluyor. Kendime iş buldum bir kaç ay sonra başlıyorum. O zaman her şeyin çok daha iyi olacağına inanıyorum
Ben bekarlık konforunu özlediğimden bahsetmedim ki. Evlilik bir olmak, birlikte bir hayat kurmak, hayatınızı sevdiğinizle birleştirmektir. Benimki öyle olmadı ama işte ben direkt bambaşka bir düzeninin içinde buldum kendimi. Sülalecek tüm çevrelerince özümsenmiş normalleri olan bir düzene. Şu an kendi hayatımı yaşıyor gibi değil de bana biçilmiş rolü istendiği şekilde yerine getirmeye çalışn biri gibiyim. Aile ilişkilerinde ve düzen kurumuyla ilgili zorluk çekiyorum. Belki de bahsettiğiniz olgunluk görememe budur. Teşekkür ederimEvlilik zaten yeni oluşuma adapte olmak demektir. Kaç evlilikte bekarlık konforu devam edebilmiş? Benim annem ve babam Çankırı’dan Ankara’ya taşınmışlar. İkisi de öğretmendi. Mesleğe atılmışlar. İlk seneler gecekonduda yaşamışlar. Beraber el ele verip bir hayat kurmuşlar.
Benim eşim doğma büyüme İstanbul bakırköylü. Bütün arkadaşları, çevresi İstanbul’da. Biz iş sebebiyle Antalya’ya taşındık.
siz karı koca evliliği çok özümseyememişsiniz. Daha küçük bir ilçeye taşınmanız sorun değil. İkiniz beraber kendi düzeninizi kurabilirsiniz. İlk bir kaç sene birbirinize alışmaya çalışırdınız. Sonra da kendi çocuklarınız olur, aile olursunuz. Evlilik zaten bundan daha farklı bir şey değil. Yaşınız 26, küçük değil. Ama ikinizde de bu olgunluğu göremiyorum.
Benimle aynı görüşü paylaşmasını kimseden bekleyemem. Bunlar kimseyi ilgilendirmeyen kişisel şeylerdir. Bahsettiğinizin aksine kendimden ödün verdim ben ilişkimde. Aslında tam tersi bir zorluk yaşıyorum diğer görüşlere fikirlere düşüncelere verdiğim saygıyı diğer insanlardan kendim için göremiyorum. Üstüne üstlük kendi görüşlerini herkese empoze etmeye çalışıyorlar. Bu da hayatımdaki bir sorun fakat yazının ana konusu zaten bu değildiYobaz kelimesini gordukten sonra okumadim insanlar sizinle ayni görusu paylasmak zorunda degil keske evlenmeseydiniz adama yazik olmus
evlilik kararı genelde duygusal alindigindan sonra bu durumlar yaşanıyor.Herkese merhaba
Olumlu-olumsuz yorumlarınıza ihtiyacım var.
3 yıllık bir ilişkinin ardından 8 ay önce eşim ile evlendik. Eşim istanbula okumaya gelmişti biz tanıştık ve sevgili olduk. İyi kötü güzel bir ilişkimiz vardı. Beni gerçekten çok sevdiğini biliyorum. Kötü kelimesini kullanmamım sebebi hayat tarzlarımızın çok farklı olması ve onun bana karışmasından dolayı. ( giyinme tarzı, eve geç gitme vs. ) bu süreçte oldukça çok tartışma yaşadık ve ben oldukça fedakarlık yaptım. 8 ay önce daha küçük, tek düze benim hayat görüşümle uyuşmayan insanların olduğu yobaz bir şehire geldim. Buraya hala alışmaya çalışıyorum. İstanbuldayken çok sosyal biriydim. Çalışıyordum, hafta içi en az 2 gün dışarıda , hafta sonu hiç evde oturmayan biriydim. Evlendikten sonra pandeminin de etkisiyle şu an sosyal hayatım hiç yok ve bu beni gerçekten çok zorluyor. Eşimin ailesi çok iyi insanlar. Maddi manevi her zaman yanımızdalar, beni burada yalnız bırakmamaya çalışıyorlar. Fakat burada alıştıkları bir düzen var haftanın 3 4 günü görüşmek gibi. Ve bunu bizden de bekliyorlar. Hafta içi 1-2 akşam birlikteyiz. Hafta sonu hep birlikte yazlıklarında kalıyoruz. Diğer akrabalarıyla da ev oturmalarını pek sık yapıyoruz. Koloni gibi hep birlikte hareket ediliyor. Bayanlar toplanıyor yufka açılıyor, sarma sarılıyor sabahtan akşama kadar. İlk başlarda beni yalnız kalmayayım diye aralarına alıyorlar gibi düşünüyordum ama artık biraz da kullanıldığımı hissediyorum. Yeni gelinim kendimi yanlarında rahat hissetmiyorum. Yazlıkta kalırken kayınpederimle, ablasının eşiyle rahat edemiyorum. Evimde şortla dolaşırken burada rahat bile oturamıyorum. Konuştukları konulara uzak kalıyorum, sürekli aynı konuların (köyleri, akrabaları vs.) sıkılıyorum. Ruhen kendimi iyi hissetmiyorum. Hemen hemen her gece ağlayarak uyuyorum. Dışarıya karşı mutluymuş gibi görünmek çok zor geliyor artık ve bunu başaramıyorum. Onların yanındayken de ağlayasım geliyor haliyle suratım modum düşüyor. İyi misin, uzan istersen gibi şeyler söylüyorlar. Onları da huzursuz ettiğimi farkettim artık. Ailemi ablamı, yeğenimi 3 aydır göremezken sürekli onlarla olmak biraz da koyuyo bana. Hayatımızın çok içerisindeler, kendi düzenleri, kendi yaşayış şekilleri gibi yaşamımızı istiyorlar. Her şeye müdahil oluyorlar. Üst komşumla birlikte onun arkadaşına gitmiştik bunu bile çok irdelediler. Tanıyor musun, neden gittin gibi. Kötü bir niyetleri asla yok biliyorum. Ama ben böyle bir yaşantıya alışık değilim ve alışabileceğimi düşünmüyorum. Kayınvalidemin bizde kaldığı bir gün eşim telefonumdan kv için yazdığım bir kaç şeyi görmüş. Terbiyesizlik yapmıştım. Bunun için bayağı bi tartıştık, onu çok şaşırttığımı iki yüzlü olduğumu benden beklemediğini söyledi. Şimdi her tartışmamızda bu gündem oluyor. Aslında ailesinin baskıncılığının o da farkında ve bunalıyor. Birbirimizi anlayamıyoruz. bana çok ılımlı yaklaşıyor ama problemlerimizi bir türlü çözemiyoruz. İlk defa iş hayatına atıldı bu konuda büyük sıkıntı çekiyor, kendi işi olduğundan maddi olarak da sıkıntıya giriyor. O da evlilik hayatına alışmaya çalışıyor. Hem iş, hem ben, hem ailesi o da ruhen iyi değil. Her gün ağlamalarım, çözümsüzlüğümüz onu da yıpratıyo. Artık aynı sıkıntılarımı tekrar tekrar ona anlatmak daha fazla dert yapmasını istemiyorum. Sarılıp her şey düzelecek diyoruz sadece. Kendimi buraya ait gibi hissetmiyorum. Her şey o kadar zıt ki bana. Hiçbir anımın olmadığı bana bir şey ifade etmeyen bu şehirde yaşamak her geçen gün beni daha kötü yapıyor. Ailemin özlemine dayanamıyorum artık. Kendimi çok yalnız, mutsuz , çaresiz hissediyorum..
Hayır dediğimde bu sefer annesi babasına durumu izah etmek bir şeyler uydurmak onları ikna etmek gönüllerini almakla uğraşıyor. Umarım çözebiliriz , teşekkür ederimTam bir polyanna olmulsun .Sana yapılan haksızlıkları normal bir şey gıbı goruyosun.Tabıkı çözebılırsınız bu durumları .Çözülmücek hiç bir sey yok .Ama bı hayır dedıgınde eşinin tepkısını çok merak ettım
uzun bir iş arayışından sonra sonunda buldum bir kaç ay sonra başlıyorum. Beni rahatlatacağını düşünüyorumevlilik kararı genelde duygusal alindigindan sonra bu durumlar yaşanıyor.
sosyal hayatınızdan izole oldugunuzu düşünüyorsunuz.
Istanbulda calisan kadın olarak hayatiniza devam etseniz bu kadar bunalmazdınız..
ise girme sansiniz var mi.
kesinlikle calisin, çocuğunuz bile olsa bebeklik donemi hariç isinizi bırakmayın derim.Hayır dediğimde bu sefer annesi babasına durumu izah etmek bir şeyler uydurmak onları ikna etmek gönüllerini almakla uğraşıyor. Umarım çözebiliriz , teşekkür ederim
uzun bir iş arayışından sonra sonunda buldum bir kaç ay sonra başlıyorum. Beni rahatlatacağını düşünüyorum
Eş ailesi seni çok baskılamış, buna izin verme her zaman onlarla olmakHerkese merhaba
Olumlu-olumsuz yorumlarınıza ihtiyacım var.
3 yıllık bir ilişkinin ardından 8 ay önce eşim ile evlendik. Eşim istanbula okumaya gelmişti biz tanıştık ve sevgili olduk. İyi kötü güzel bir ilişkimiz vardı. Beni gerçekten çok sevdiğini biliyorum. Kötü kelimesini kullanmamım sebebi hayat tarzlarımızın çok farklı olması ve onun bana karışmasından dolayı. ( giyinme tarzı, eve geç gitme vs. ) bu süreçte oldukça çok tartışma yaşadık ve ben oldukça fedakarlık yaptım. 8 ay önce daha küçük, tek düze benim hayat görüşümle uyuşmayan insanların olduğu yobaz bir şehire geldim. Buraya hala alışmaya çalışıyorum. İstanbuldayken çok sosyal biriydim. Çalışıyordum, hafta içi en az 2 gün dışarıda , hafta sonu hiç evde oturmayan biriydim. Evlendikten sonra pandeminin de etkisiyle şu an sosyal hayatım hiç yok ve bu beni gerçekten çok zorluyor. Eşimin ailesi çok iyi insanlar. Maddi manevi her zaman yanımızdalar, beni burada yalnız bırakmamaya çalışıyorlar. Fakat burada alıştıkları bir düzen var haftanın 3 4 günü görüşmek gibi. Ve bunu bizden de bekliyorlar. Hafta içi 1-2 akşam birlikteyiz. Hafta sonu hep birlikte yazlıklarında kalıyoruz. Diğer akrabalarıyla da ev oturmalarını pek sık yapıyoruz. Koloni gibi hep birlikte hareket ediliyor. Bayanlar toplanıyor yufka açılıyor, sarma sarılıyor sabahtan akşama kadar. İlk başlarda beni yalnız kalmayayım diye aralarına alıyorlar gibi düşünüyordum ama artık biraz da kullanıldığımı hissediyorum. Yeni gelinim kendimi yanlarında rahat hissetmiyorum. Yazlıkta kalırken kayınpederimle, ablasının eşiyle rahat edemiyorum. Evimde şortla dolaşırken burada rahat bile oturamıyorum. Konuştukları konulara uzak kalıyorum, sürekli aynı konuların (köyleri, akrabaları vs.) sıkılıyorum. Ruhen kendimi iyi hissetmiyorum. Hemen hemen her gece ağlayarak uyuyorum. Dışarıya karşı mutluymuş gibi görünmek çok zor geliyor artık ve bunu başaramıyorum. Onların yanındayken de ağlayasım geliyor haliyle suratım modum düşüyor. İyi misin, uzan istersen gibi şeyler söylüyorlar. Onları da huzursuz ettiğimi farkettim artık. Ailemi ablamı, yeğenimi 3 aydır göremezken sürekli onlarla olmak biraz da koyuyo bana. Hayatımızın çok içerisindeler, kendi düzenleri, kendi yaşayış şekilleri gibi yaşamımızı istiyorlar. Her şeye müdahil oluyorlar. Üst komşumla birlikte onun arkadaşına gitmiştik bunu bile çok irdelediler. Tanıyor musun, neden gittin gibi. Kötü bir niyetleri asla yok biliyorum. Ama ben böyle bir yaşantıya alışık değilim ve alışabileceğimi düşünmüyorum. Kayınvalidemin bizde kaldığı bir gün eşim telefonumdan kv için yazdığım bir kaç şeyi görmüş. Terbiyesizlik yapmıştım. Bunun için bayağı bi tartıştık, onu çok şaşırttığımı iki yüzlü olduğumu benden beklemediğini söyledi. Şimdi her tartışmamızda bu gündem oluyor. Aslında ailesinin baskıncılığının o da farkında ve bunalıyor. Birbirimizi anlayamıyoruz. bana çok ılımlı yaklaşıyor ama problemlerimizi bir türlü çözemiyoruz. İlk defa iş hayatına atıldı bu konuda büyük sıkıntı çekiyor, kendi işi olduğundan maddi olarak da sıkıntıya giriyor. O da evlilik hayatına alışmaya çalışıyor. Hem iş, hem ben, hem ailesi o da ruhen iyi değil. Her gün ağlamalarım, çözümsüzlüğümüz onu da yıpratıyo. Artık aynı sıkıntılarımı tekrar tekrar ona anlatmak daha fazla dert yapmasını istemiyorum. Sarılıp her şey düzelecek diyoruz sadece. Kendimi buraya ait gibi hissetmiyorum. Her şey o kadar zıt ki bana. Hiçbir anımın olmadığı bana bir şey ifade etmeyen bu şehirde yaşamak her geçen gün beni daha kötü yapıyor. Ailemin özlemine dayanamıyorum artık. Kendimi çok yalnız, mutsuz , çaresiz hissediyorum..
Hayatına bu kadar müdahil olmalarına izin verme , eşine de bunu belirt ailesine de , bu kadar sık görüşülmez... Pasif olmaHerkese merhaba
Olumlu-olumsuz yorumlarınıza ihtiyacım var.
3 yıllık bir ilişkinin ardından 8 ay önce eşim ile evlendik. Eşim istanbula okumaya gelmişti biz tanıştık ve sevgili olduk. İyi kötü güzel bir ilişkimiz vardı. Beni gerçekten çok sevdiğini biliyorum. Kötü kelimesini kullanmamım sebebi hayat tarzlarımızın çok farklı olması ve onun bana karışmasından dolayı. ( giyinme tarzı, eve geç gitme vs. ) bu süreçte oldukça çok tartışma yaşadık ve ben oldukça fedakarlık yaptım. 8 ay önce daha küçük, tek düze benim hayat görüşümle uyuşmayan insanların olduğu yobaz bir şehire geldim. Buraya hala alışmaya çalışıyorum. İstanbuldayken çok sosyal biriydim. Çalışıyordum, hafta içi en az 2 gün dışarıda , hafta sonu hiç evde oturmayan biriydim. Evlendikten sonra pandeminin de etkisiyle şu an sosyal hayatım hiç yok ve bu beni gerçekten çok zorluyor. Eşimin ailesi çok iyi insanlar. Maddi manevi her zaman yanımızdalar, beni burada yalnız bırakmamaya çalışıyorlar. Fakat burada alıştıkları bir düzen var haftanın 3 4 günü görüşmek gibi. Ve bunu bizden de bekliyorlar. Hafta içi 1-2 akşam birlikteyiz. Hafta sonu hep birlikte yazlıklarında kalıyoruz. Diğer akrabalarıyla da ev oturmalarını pek sık yapıyoruz. Koloni gibi hep birlikte hareket ediliyor. Bayanlar toplanıyor yufka açılıyor, sarma sarılıyor sabahtan akşama kadar. İlk başlarda beni yalnız kalmayayım diye aralarına alıyorlar gibi düşünüyordum ama artık biraz da kullanıldığımı hissediyorum. Yeni gelinim kendimi yanlarında rahat hissetmiyorum. Yazlıkta kalırken kayınpederimle, ablasının eşiyle rahat edemiyorum. Evimde şortla dolaşırken burada rahat bile oturamıyorum. Konuştukları konulara uzak kalıyorum, sürekli aynı konuların (köyleri, akrabaları vs.) sıkılıyorum. Ruhen kendimi iyi hissetmiyorum. Hemen hemen her gece ağlayarak uyuyorum. Dışarıya karşı mutluymuş gibi görünmek çok zor geliyor artık ve bunu başaramıyorum. Onların yanındayken de ağlayasım geliyor haliyle suratım modum düşüyor. İyi misin, uzan istersen gibi şeyler söylüyorlar. Onları da huzursuz ettiğimi farkettim artık. Ailemi ablamı, yeğenimi 3 aydır göremezken sürekli onlarla olmak biraz da koyuyo bana. Hayatımızın çok içerisindeler, kendi düzenleri, kendi yaşayış şekilleri gibi yaşamımızı istiyorlar. Her şeye müdahil oluyorlar. Üst komşumla birlikte onun arkadaşına gitmiştik bunu bile çok irdelediler. Tanıyor musun, neden gittin gibi. Kötü bir niyetleri asla yok biliyorum. Ama ben böyle bir yaşantıya alışık değilim ve alışabileceğimi düşünmüyorum. Kayınvalidemin bizde kaldığı bir gün eşim telefonumdan kv için yazdığım bir kaç şeyi görmüş. Terbiyesizlik yapmıştım. Bunun için bayağı bi tartıştık, onu çok şaşırttığımı iki yüzlü olduğumu benden beklemediğini söyledi. Şimdi her tartışmamızda bu gündem oluyor. Aslında ailesinin baskıncılığının o da farkında ve bunalıyor. Birbirimizi anlayamıyoruz. bana çok ılımlı yaklaşıyor ama problemlerimizi bir türlü çözemiyoruz. İlk defa iş hayatına atıldı bu konuda büyük sıkıntı çekiyor, kendi işi olduğundan maddi olarak da sıkıntıya giriyor. O da evlilik hayatına alışmaya çalışıyor. Hem iş, hem ben, hem ailesi o da ruhen iyi değil. Her gün ağlamalarım, çözümsüzlüğümüz onu da yıpratıyo. Artık aynı sıkıntılarımı tekrar tekrar ona anlatmak daha fazla dert yapmasını istemiyorum. Sarılıp her şey düzelecek diyoruz sadece. Kendimi buraya ait gibi hissetmiyorum. Her şey o kadar zıt ki bana. Hiçbir anımın olmadığı bana bir şey ifade etmeyen bu şehirde yaşamak her geçen gün beni daha kötü yapıyor. Ailemin özlemine dayanamıyorum artık. Kendimi çok yalnız, mutsuz , çaresiz hissediyorum..
3-4 aylık evliyken kp şehirdışında bi yere gitmişti. Kv bize gelmişti kalmaya ve daha öncede biz de kalmıştı. Ben de ablamla mesajlaşırken istemiyorum kızına gitsin çok konuşuyor vırvırkadın gibi şeyler yazmıştım. Şu an tam olarak ne yazdığımı neleri gördüğünü tam olarak hatırlamıyorum. Argo da yazmış olabilirim. Bu onu çok öfkelendirdi. Nasıl böyle terbiyesiz şeyler yazabiliyosun nasıl ikimizin konuşması gereken özel şeyleri rahatlıkla anlatabiliyorsun gibi şeyler söyledi. Benden hiç beklemediği bir şeydi. Bu konuda tamamen haksızım.Terbiyesizlik ettiğiniz mevzu nedir yazarsanız daha fazla yardımcı olabiliriz. Kilit nokta bu çünkü eşinize karşı kendinizi mahçup hissettiğinizden dolayı asıl sorunlarınızı rafa kaldırmak ses etmemek zorundaymışsınız gibi hissediyorsunuz buda sizi epey zorluyor anladığım kadarıyla
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?