Evliliklerinizi uçurumdan aşağı atmayın

nazelmassaati

sıcacık bir gülümseme
Kayıtlı Üye
14 Eylül 2013
613
16
18
35
Bayburt
MERHABA HANIMLAR,

Bu konuyu açmamın en önemli sebepleri burda okuduğum mutsuz evlilikler ve birebir şahit olduğum bitmeye yüz tutmuş evliliklerdir.
Evlilik iki insanın bir araya gelmesi, bir çatı altında farklı kültürlerleyaşaması demektir. Evlilik kolay kurulmaz, kolay kurulmadığı gibi çok çabuk yıkılmamalı
Önce emin olun ki tanıyım ya da tanımayım kim olursa olsun kimin evliliği bitsin ya da bitmeye yüz tutsun o kadar üzülüyorum ki içim cız ediyor.
İşte bundan dolayı evlilik üzerine yapılan yanlışları, yapılmayanları ve yapılması gerekenlerin ne olduğunu burda sizlerle paylaşıcam.
hergün yeni bir bilgi, yeni bir hikaye, evliliği anlatan karikatür, skeç, .......... daha neler neler paylaşıcam sizlerle.
Yeterki siz ve eşiniz mutu huzurlu yuvanız olsun diye.

Bütün evli çiftlere saygı duyuyorum. Bir ömür boyu mutlu olmanızı diliyorum.
 
Evlilik nedir?

Evlilik, aile yaşantıları ve kültürleri farklı olan iki insanın aynı mekanı, aynı zamanı paylaşmaya başlamasıyla oluşan bir partner ilişkisidir. Evlilik, tüm dünyada olduğu gibi toplumumuzda da var olan en önemli ve en temel kurumlardan biridir. Sağlıklı ve mutlu bir evlilikte olması gereken saygı, sevgi, bağlılık ve güven duygularıdır. Bu duyguların eksilmesiyle veya yara almasıyla birlikte evlilik kurumunda anlaşmazlıklar, çatışmalar ve iletişim problemleri çıkabilmekte ve evlilikler sarsılarak boşanma davalarıyla sonuçlanabilmektedir. Boşanma davalarının artması ve evlilik kurumlarının yıkılması dolayısıyla yeni bir kavram olarak evlilik ve çift terapisi, evlilik danışmanlığı alanları doğmuştur.

Evlilik-Çift Terapisi Nedir?

Çift terapisi; birbirleriyle çatışmada olan iki insanın etkileşimini değiştirmek için düzenlenmiş , çiftin uyumlarını bozan davranış biçimlerini tersine çevirmelerine ya da değiştirmelerine destek olan bir psikoterapi biçimidir. Çift terapisi klinikte karşımıza evlilik terapisi olarak çıkar. Evlilik terapisinin duygusal içeriği daha fazladır, daha derin kişilik ve uyum problemleri olan kişilerle, hastalarla ilgilenir. Evlilik terapisi, evliliği kurtarma terapisi değildir. Evlilikte neyin iyi gidip neyin gitmediğinin anlaşıldığı, ne yapılırsa iyi gidebileceğinin konuşulduğu, bundan sonraki yolun beraber mi yoksa ayrı mı gidileceği konusunda verilen kararın netleştiği yerdir. Evlilik Terapisinin amacı; çiftlerin aralarındaki iletişim sorunlarını çözebilmeleri için kendilerine gerekli becerileri kazandırmaya çalışmak, empati ve uyumu arttırarak evlilik ilişkisini düzenlemek, var olan ilişki problemlerini çözebilmelerine yardımcı olmak ve bu sırada eşlerde görülen davranış bozukluklarını ortadan kaldırmaktır.

Evlilik terapisi, çift olarak sürdürebildiği gibi, çiftlerden birinin terapiye gelmeyi kabul etmediği durumlarda bireysel olarak ta sürdürülebilmektedir. Bireysel Evlilik Terapisi var olmakla birlikte çok tercih edilen bir durum değildir. Çünkü, tek başına yapılan evlilik terapisinde dengesizlik olur, evlilik sorunları terapistle paylaşılırken diğer kişi dışarıda kalır ve bu haksızlık yaratabilir.

Evlilikte Tehlike Çanları Ne Zaman Çalmaya Başlar?

Evlilikte birçok önemli sorun vardır. Bunların arasında iletişim eksikliği, sorun çözmede kullanılan hatalı yollar, çocuk yetiştirme konusundaki farklı bakış açıları, akraba ilişkileri, mesleki durumlar, ekonomik sorunlar, cinsel hayattaki yetersizlikler ve uygunsuzluklar sayılabilir. Evlilikte çiftler arasında aldatma ve aldatılmaya dair şüpheler artmışsa, boşanma kelimesi çok sık sarf edilir olmuşsa, sevgi, saygı, güven ve bağlılık duygularında eksilme varsa, çiftler arasında çıkan tartışmalar çok sıklaşmışsa ve sonucunda kavgaya dönüşüyorsa, çiftler birbirlerine artık yeteri kadar zaman ayırmıyorlarsa, cinsel yaşamda uygunsuzluklar ve tatminsizlikler başlamış ise, özel günler hatırlanmaz olmuş ve çiftler birbirlerine iltifat etmiyorlarsa, evlilikte güç ve otorite savaşları başladıysa; o evlilik için tehlike çanları çalmaya başlamış demektir. Fakat bu durumu düzeltmek elimizdedir, önemli olan değişimi ne yönde istediğimiz ve gerekli olan sorumluluğu alabilmemizdir.

Cinsel Sorunların Evlilik Sorunları Üzerindeki Etkileri Nelerdir?

Evlilikte sorunlara yol açan cinsel sorunlar arasında; kadınlarda vajinismus, anorgazmi, cinsel isteksizlik, erkeklerde; erken boşalma, iktidarsızlık, cinsel isteksizlik sayılabilir. Çiftler arasındaki cinsel sorunlara baktığımızda evlilik sorunlarının bu tür problemlere yol açabildiğini görebildiğimiz gibi, cinsel sorunların da aynı şekilde evlilik-ilişki problemlerine yol açtığını görebiliriz. Cinsel sorunlar evlilik sorunlarının sebebi olabileceği gibi aynı zamanda sonucu da olabilir. Böyle bir durumda cinsel problemleri halledebilmek için öncesinde ilişkisel problemleri çözüme kavuşturmak gerekir. Örneğin; erkek, evlilik ilişkisinde karısının dominant olduğunu görüyor ve bundan rahatsızlık duyuyorsa , eşine içten içe bir düşmanlığı varsa, evlilik içerisinde kendini rahat bir şekilde ifade edemiyorsa ve cinsel tatminin eşi için ne kadar önemli olduğunu biliyor ise, bu erkek karısından intikam almak için boşalmasını geciktirmeyecek bu şekilde hem karısını hem de kendisini bilinçdışı olarak cezalandıracaktır. ilişkisel sorunların, cinsel sorunları nasıl doğurduğu bu örnekle ifade edilmiştir. Bu problemi çözebilmek için ilk önce çiftler arasındaki ilişki problemine odaklanmak gerekecektir.

Son olarak; evlilik içerisinde çok çeşitli problemlerle karşı karşıya kalınabilir. Önemli olan saygı, sevgi, güven, anlayış ve hoşgörü içerisinde, sorunların çözüm yollarını aramaktır.

Referans Kaynak: Evlilik Terapisi | Aile, Evlilik ve Çift İlişkileri Enstitüsü
Psk.Dan. Sezen Salihoğlu
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Kuranda evlilik

Güzel Kurani kerimimizde geçen evlilik ile ilgili ayetler. Kuranda geçen evlilik ile ilgili ayetler tarafmizca seçilip otomatik listelenmekte.
�������������������������
Kuranda evlilik ile alakali tahmini 25 ayet geçiyor
2:221 -Müşrik kadınları, iman etmedikçe nikâhlamayın. Bir müşrik kadın, sizin hoşunuza gitse bile, iman etmiş olan bir cariye herhalde ondan daha hayırlıdır. Müşrik erkeklere de mümin kadınları nikâh ettirmeyin. Bir müşrik, sizin hoşunuza gitse bile, mümin bir köle elbette ondan daha hayırlıdır. Onlar sizi ateşe davet ederler, Allah ise, kendi izniyle cennete ve mağfirete davet ediyor ve âyetlerini insanlara açıklıyor. Umulur ki onlar hatırda tutup, öğüt alırlar.
2:230 -Eğer kadını bir daha boşarsa, bundan sonra artık başka bir kocaya varıncaya kadar ona helâl olmaz. Eğer ikinci koca da onu boşarsa, Allah'ın hududunu sağlam tutacaklarını ümid ettikleri takdirde öncekilerin birbirlerine dönmelerinde her ikisine de günah yoktur. İşte bunlar, Allah'ın tayin ettiği hudududur. Bunları, bilen bir kavim için açıklıyor.
2:232 -Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiklerinde, aralarında meşru bir şekilde rızalaştıkları takdirde, kendilerini kocalarıyla nikâhlanacaklar diye sıkıştırıp, engellemeyin. İşte bu, içinizden Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere verilen bir öğüttür. Bu, sizin hakkınızda daha hayırlı ve daha nezihtir. Allah bilir, siz bilemezsiniz.
2:235 -Böyle kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde çıtlatmanızda veya gönlünüzde tutmanızda size bir vebal yoktur. Allah biliyor ki siz onları mutlaka anacaksınız. Fakat meşru bir söz söylemekten başka bir şekilde kendileriyle gizlice sözleşmeyin. Farz olan iddet sona erinceye kadar da nikâh akdine azmetmeyin (kesin karar vermeyin). Bilin ki Allah gönlünüzdekini bilir. Öyle ise O'nun azabından sakının. Yine bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok yumuşaktır.
4:3 -Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o zaman bir tane ile veya elinizin altındakiyle (sahip olduğunuz câriye ile) yetinin. Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir.
4:6 -Evlenme çağına gelinceye kadar yetimleri gözetip deneyin. Onların akılca olgunlaştıklarını görürseniz, mallarını kendilerine teslim edin. "Büyüyecekler de mallarına sahip olacaklar" endişesiyle onları israf ederek, tez elden yemeyin. Zengin olan, onların malını yemekten çekinsin. Fakir olan ise, meşrû sûrette yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman, bunu şahitler karşısında yapın. Hesap görücü olarak Allah yeter.
4:19 -Ey iman edenler! Kadınlara zorla varis olmanız size helal değildir. Verdiğiniz mehrin bir kısmını kurtaracaksınız diye, onları sıkıştırmanız da helal değildir. Ancak açık bir hayasızlık yapmış olurlarsa başka. Onlarla iyi geçinin. Eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmasanız da Allah onda bir çok hayır takdir etmiş bulunur.
4:22 -Cahiliye devrinde geçenler müstesna, babalarınızın nikahladığı kadınlarla evlenmeyiniz. Şüphe yok ki o, pek çirkindi, iğrenç idi, o ne fena bir âdetti.
4:25 -Sizden her kim hür mümin kadınları nikah edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa, ona da ellerinizin altındaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rızası ile nikahlamak var. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz. O halde sahiplerinin izni ile ve mehirlerini örfe göre vermek suretiyle cariyelerden iffetli olan, zina etmeyen, dost da edinmeyenlerle evlenin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, o vakit hür kadınlar hakkında gerekli bulunan cezanın yarısı kendilerine lazım gelir. Bu hükümler, içinizden günah işlemekten korkanlaradır. Sabretmeniz ise, sizin için daha hayırlıdır. Allah Gafûrdur, Rahimdir (çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir).
4:34 -Erkekler, kadın üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.
4:35 -Eğer karı-koca arasının açılmasından endişeye düşerseniz bir hakem erkeğin tarafından, bir hakem de kadının ailesinden kendilerine gönderin. Bu arabulucu hakemler gerçekten barıştırmak isterlerse, Allah karı-koca arasındaki dargınlık yerine geçim verir. Şüphesiz ki Allah hakkıyla bilendir, her şeyin aslından haberdardır.
4:127 -Kadınlar hakkında senden fetva isterler. De ki: Onlar hakkındaki fetvayı size Allah veriyor: Yazılmış hakları olan mirası kendilerine vermediğiniz ve nikahlanmayı istemediğiniz öksüz kızlar ve zavallı çocuklara ve bir de yetimlere adaletle davranmanız hakkında Kitap'ta size okunan âyetler vardır. Sizin her yaptığınız iyiliği, muhakkak Allah bilir.
4:128 -Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden, yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında, onlara bir günah yoktur. Sulh hep hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve geçimsizlikten sakınırsanız, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
4:129 -Kadınlarınız arasında her yönden adaletli davranmaya ne kadar uğraşsanız buna güç yetiremezsiniz. Bari birisine tamamen kapılıp da diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve haksızlıktan korunursanız, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
5:5 -Bugün size iyi ve temiz şeyler helal kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Ve müminlerden iffetli hür kadınlar ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden namuslu hür kadınlar, zina etmeksizin, gizli dost tutmaksızın, namuslu bir şekilde mehirlerini ödediğiniz takdirde, size helâldir. Her kim imanı inkâr ederse, ameli boşa gitmiş olur ve o, ahirette zarara uğrayanlardandır.
24:3 -Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenemez; zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenebilir. Bu, müminlere haram kılınmıştır.
24:32 -Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir.
24:33 -Evlenme imkanını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köleler ve cariyelerden) mükatebe yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde (hürriyete kavuşmalarında kendileri için) bir iyilik görüyorsanız, hemen mükatebe yapın. Allah'ın size vermiş olduğu malından siz de onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor altında bırakırsa, bilinmelidir ki, zorlanmalarından sonra Allah (onlar için) çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
24:60 -Bir nikah ümidi kalmayan, çocuktan kesilmiş yaşlı kadınların ise, zinetlerini (yabancı erkeklere) göstermeksizin dış elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir vebal yoktur. Yine de iffetli olmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir.
33:37 -Hem hatırla o vakti ki, o kendisine Allah'ın nimet verdiği ve senin de ikramda bulunduğun kimseye: "Hanımını kendine sıkı tut ve Allah'tan kork" diyordun da nefsinde Allah'ın açacağı şeyi gizliyordun. İnsanlardan çekiniyordun. Halbuki Allah kendisini saymana daha lâyıktı. Sonra Zeyd o kadından ilişiğini kestiği zaman, biz onu sana eş yaptık ki, oğulluklarının ilişkilerini kestikleri hanımlarını nikâhlamada müminlere bir darlık olmasın. Allah'ın emri de yerine getirilmiştir.
33:49 -Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâh edip de sonra onlara dokunmadan boşadığınız zaman, sizin için üzerlerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Derhal müt'alarını (mehirleri belirlenmediği takdirde yararlanacakları bir mal) verip onları güzel bir şekilde salıverin.
33:50 -Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
33:52 -Bundan başka kadınlar sana helâl olmaz. Bunları başka eşlerle değiştirmek de olmaz. İsterse güzellikleri hoşuna gitsin. Ancak sahip olduğun cariyen başka. Allah her şeye gözcü bulunuyor.
33:53 -Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin. Fakat çağırıldığınız vakit girin. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın. Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu haliniz peygambere eziyet veriyor, ama o sizden utanıyor. Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz. Hem O'nun hanımlarına bir ihtiyaç soracağınız vakit de perde arkasından sorun. Böyle yapmanız hem sizin kalbleriniz ve hem de onların kalbleri için daha temizdir. Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkınız yoktur. Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz. Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır.
60:10 -Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz onları kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. Allah'ın hükmü budur. Aranızda O, hükmeder, Allah bilendir, hikmet sahibidir.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Eşinizle ne kadar uyumlu olduğunuzu merak ediyor musunuz? Uzman Danışman Psikolog ve Yaşam Koçu Manolya Özekin hazırladığı testi çözerek ne kadar uyumlu olduğunuzu öğrenebilirsiniz.

]1. Aşağıdaki yıldızlardan evliliğinizin mutluluk derecesini belirleyin.

0= Kötü
1= Çok mutsuz
2= Mutsuz
3= Fena değil
4= Mutlu
5= Çok mutlu
6= Aşırı mutlu

Sonuçlardan çıkan mutluluk derecesi ilk sorunuzun puanlaması olacaktır.
Lütfen evliliğinizi en iyi ifade ettiğine inandığınız bir cevabı işaretleyiniz.

10. Ortaya çıkan uyumsuzluklar genellikle:

Erkeğin susması ile ( )
Kadının susması ile ( )
Karşılıklı tavizlerle anlaşmaya varılarak ( ) sonuçlanır.

11. Ev dışı etkinliklerinizin ne kadarını eşinizle birlikte yaparsınız?

Hepsini ( )
Bazılarını ( )
Çok azını ( )
Hiçbirini ( )

12. Boş zamanlarınızda genellikle aşağıdakilerden hangisini tercih edersiniz?

Bir şeyler yapmayı ( )
Evde oturmayı ( )

* Eşiniz genellikle aşağıdakilerden hangisini tercih eder?

Bir şeyler yapmayı ( )
Evde oturmayı ( )

13. Hiç evlenmemiş olmayı istediğiniz olur mu?

Sık sık ( )
Arada sırada ( )
Çok seyrek ( )
Hiçbir zaman ( )

14. Hayatınızı yeniden yaşabilseydiniz...

Aynı kişiyle evlenirdiniz ( )
Farklı bir kişiyle evlenirdiniz ( )
Hiç evlenmezdiniz ( )

15. Eşinize güvenir, sırlarınızı ona açar mısınız?

Hemen hemen hiçbir zaman ( )
Nadiren ( )
Çoğu konularda ( )
Her konuda ( )

Sonuçlar

1. soru:
Çok mutsuz- 0 * Çok mutlu- 6
2- 9 arası sorular: Hiç anlaşamayız- 0 * Her zaman anlaşırız- 5 (0-5 arası artarak puanlanır)
10. soru: Erkeğin susması- 1 * Kadının susması- 1 * Karşılıklı anlaşma- 2
11. soru: Hiçbiri- 0 * Çok azını- 1 * Bazılarını- 2 * Hepsini- 3
12. soru: Anlaşmazlık varsa- 0 * Dışarıda bir şeyler yapmayı- 2 (İkiniz de) * Evde oturmayı- 2 (ikiniz de)
13. soru: Sık sık- 0 * Arada sırada- 1 * Çok seyrek -2 * Hiçbir zaman- 3
14. soru: Hiç evlenmezdiniz- 0 * Farklı biriyle evlenirdiniz- 1 * Aynı kişiyle evlenirdiniz- 2
15. soru: Hemen hemen hiçbir zaman- 0 * Nadiren- 1 * Çoğu konuda- 2 * Her konuda- 3

Toplam puanınız 43 ve üzeriyse UYUMLU, 43 altındaysa UYUMSUZ bir çiftsiniz.


NOT: Bu test, akademik çalışmalarda kullanılan bir testtir. Hurriyet Aile yazarı bir psikolog olarak sizlerle paylaşmak istedim. Evlilik uyum ölçeği, Locke ve Wallace (1959) tarafından geliştirilmiş, Huntın (1978) ve Freeston ile Plechatynin (1997) puanlama sistemleri doğrultusunda, ölçeğin geçerlik ve güvenirliği Tutarel-Kışlak (1999) tarafından yapılmıştır.

kaynak:hürriyet
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Evlenirken ağırlığını koyar, damat adayından istediği kadar "mihir" alır. Mihir onun Allah tarafından belirlenmiş en tabii hakkı ve hayat garantisidir. Harcama sahası, meşru çerçevede tamamen kendi iradesine bağlıdır. Mihrini, ya da varsa diğer mal varlığını, hayır yolunda harcayabileceği gibi ticarî işletmelerde kullanabilir, şirketler kurar, şirketlere hisse senetleriyle ortak olur, kazanır ve kazandığını da istediği yerde harcar. Çünkü kendi sosyal güvenliği, kocaya varmakla garanti altına alınmıştır. Ev için ve kendisi için gerekli bütün zarûri harcamalar erkeğin sırtınadır. Erkek, elbiseni ya da süs malzemeni kendi kazancınla al, diyemez. Kendi varlığı ölçüsünde kadının nafakasını sağlamak zorundadır. Sağlayamayacaksa evlenemez. Evlendikten sonra sağlamazsa kadının boşanma talebi olumlu sonuçlanır.
Kocası onu tahkir edemez, onun hayat arkadaşı olduğunu unutmamak zorundadır, darılıp evinde yalnız bırakamaz. Erkeğin en hayırlısı, kadına en iyi davranandır. (bk. Buhâri, nikâh 43; Müslim, fedâil 68)
Evde hanımıyla şakalaşmak, eğlenmek ve onu eğlendirmek kocanın görevlerindendir.
Kadının hak-hukuk tanımayıp isyan etmesi dışında, sudan bahanelerle erkek karısını dövemez, (1) hastalık kıskançlığından kaynaklanan şüphesinden ötürü, karısını anî baskınlarla rahatsız edemez. Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadîslerinde ailesinden uzun zaman ayrı kalan birisinin, haber vermeden gece ansızın eve gelmesini yasaklamıştır. Bunda ayrıca koltuk altı, etek tıraşı ve süslenip taranmayla kocasına hazırlık yapabilme imkânı bulması da, sebep olarak zikredilmiştir. Bu konuda bir hadîs-i şerîfin meâli şöyledir:
"(Uzaklardan) geceleyin geldiğinde hanımmn yanına girme ki, bıçak kullanıp tıraş olsun, dağınıksa tarasın. (gelişine hazırlansın)"(Buhârî, nikâli 121,122; Müslim, radâ' 58, imâret 181,182; Dârimî, nikâh 32, cihâd 163; Müsned NI/298.)
Hadîs şerhleri buna sebep olarak bir de, eve geceleyin aniden girmesinin, hanımının ihanetinden şüphelendiği anlamına gelebileceği ihtimalini gösterirler.
Kocanın karısını cinsel yönden tatmin görevi de vardır. Peygamberimiz (asv), karısını düşünmeden, işini bitirerek hemen inen insanları horoza, yani hayvana benzetmiş ve sevişip okşama olmadan cinsel ilişkiye geçilmemesini tavsiye etmiştir.(2) Çünkü erkek bakmakla hemen tahrik olabilir, ama kadın cinsel ilişkiye ancak uzun bir okşama döneminden sonra hazır hale gelir. Iyi bir erkek, karısını bu işe hazırlamayı başarabilen ve kendi doyduğu gibi onu da doyurabilen erkektir. Cinsel ilişkide sadece kendisini düşünen erkekler, karşısındakine zulmettiklerini ve işkence ederek zevk aldıklarını unutmamalıdırlar.
Evlendikten sonra bir yıl içerisinde hiç cinsel ilişki yapamayan erkekten kadının ayrılma hakkı vardır. Kadın "peşin mihrini" almadan kendisini erkeğe teslim etmeyebilir.
Kadının nafakası gibi, tedavisi ve ilâç harcamaları da kocaya aittir.Kadın ekmek yapamayan birisi ise, erkek hazır ekmek almak zorundadır. Süslenmesini istiyorsa, süs malzemeleri ve koku masrafi erkeğe aittir. Yılda yazlık ve kışlık olmak üzere iki takım elbise erkeğe aittir. Anlaşmazlik söz konusu olursa elbisenin nitelikleri mahalli idarelerce tesbit edilir. Kadın, kocası sefere çıkarken, gelmediği günler için nafakasına, ondan kefil alabilir. Âdetli günlerinde kocasından ayrı yatmak isterse, ayrı bir yatak istemek hakkıdır.
Durumuna göre kadın kocasından hizmetçi isteyebilir. Hizmetçinin ücreti kocasına aittir. Örfe göre kadınların yapmaması ayıplanan ev işleri dışında kadın, hiçbir iş yapmak zorunda değildir.
Ihtiyaç duyarsa kocasıyla aylık nafaka miktarında anlaşırlar. Yetmediğini anlarsa artırmasını ister, koca kabul etmezse mahkemeye başvurabilir.
Kadın, kocanın yakınlarını istemediği takdirde, kocası onu müstakil bir evde oturtmak zorundadır. Buna sebep olarak, kocasıyla oynaşmak ve yararlanmak arzusuna, onların bulunmasının engel olacağı gösterilmiştir. Hattâ cinsel ilişkiyi bilmeyecek kadar küçük olan çocuğu dışındakiler için de aynı sebeble ayrı odalar istemek, kadının hakkıdır.
Kadının, haftada bir kez anne-babasını ziyaret hakkı vardır, erkek buna engel olamaz.
Erkeğin haklarına bir zarar vemeyen meşru işlerde; kadının meşru çerçevede çalışmak hakkıdır.
Âdet ve lohusalıktan ötürü hamama gitmek istediği takdirde, hamam parasını erkek verir, ancak hamamda avret yerlerinin açılmamasına riayet edilmediği biliniyorsa, kadın hamama gönderilmez.
"Ric'î" (dönülebilir) ya da "bâin" talakla boşanan karısının her türlü nafakasını, iddeti içerisinde erkek verir.
Bu söylediklerimiz bütün fıkıh kitaplannda kadının erkek üzerindeki hakları sayılırken açıklanan konulardan sadece birkaç örnektir. Sonra bunlar birer tavsiye niteliğinde değil, yaptırımı olan kanûni haklardır.
Karadeniz'de, Anadolu'da. şurada-buradâ kadınlar çalıştırılıyor ve ancak erkeğin yapabileceği zor işler altında eziliyorlarsa, bunun suçu İslam'ın değil, Islâmı onların hayatından uzaklaştıranların olsa gerektir.,
Bir seçim söz konusu olduğunda kadının seçme hakkının bulunduğunu çoğu Islâm bilginleri söylemişlerdir. Çünkü onların böyle bir hakkının olmadığına dair hiçbir delil yoktur. Kaldı ki seçme, "bey"at"tan ibarettir. Halbuki, Peygamberimiz (asv) kadınlardan da bey'at almıştır. (bk. Mümtahine, 60/12 âyeti ve tefsirleri.) Hz. Ömer (ra)'den sonra seçilecek halife için, evlenmemiş genç kızlar dahil, herkesten fikir alınmıştır.[bk. Muhammed Hamîdullah, Islâm Müesseselerine Giriş Ist.1981, s. 112 (Ibn Kesîr'den nakil)]
Nihayet kadın öldüğünde kefeni de kocasına aittir. (3)
Görüldüğü gibi kadın geçim konusunda hiçbir derdi ve endişesi olmayan, yani alabildiğine sosyal güvenliği bulunan bir insandır. Ve bütün bunlar bir anlaşmazlık söz konusu olduğunda mahkeme kararı ile belirlenecek olan kanunî haklardır. Yoksa Islâm'da karı-koca birbirinden devamlı hak koparmak için çekişip duran iki düşman kutup değildirler. Birbirlerini tamamlayan, birbirlerine yardım eden, destek olan, huzur ve moral kaynağı oluşturan, bir bütünün iki yarım parçasıdırlar. Tıpkı Peygamberimiz (asv)'in ev işlerine yardım etmesi, Hz. Ali (ra) ile eşi Fatıma (r.anha) arasında iş bölümü yapması gibi.
 
ERKEĞİN HANIMI ÜZERİNDEKİ HAKLARI

3267 - Hz. Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şayet ben bir insanın başka bir insana secde etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim."

Tirmizi, Rada' 10, (1159).

3268 - Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Hangi kadın, kocası kendisinden razı olarak vefat ederse, cennete girer.''

Tirmizi, Radâ 10, (1161).

3269 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Nefsim kudret elinde olan Zât-ı Zülcelâl'e yemin ederim, bir erkek hanımını yatağa davet ettiğinde kadın imtina edip gelmezse, kocası ondan râzı oluncaya kadar semada olan (melekler) ona gadab ederler.''

3270 - Bir başka rivâyette şöyle denmiştir: "Erkek, kadınını yatağına çağırır, kadın da gelmeye yanaşmaz, erkek öfkelenmiş olarak sabahlarsa, melekler sabaha kadar -bir rivayette yatağa gelinceye kadar- kadına lânet okurlar.''

3271 - Bir başka rivâyette: "Kadın küskünlükle kocasının yatağından ayrı olarak sabahlarsa, melekler onu lânetler" denmiştir.

Buhari, Nikâh 85, Bed'ü'l-Halk 6; Müslim, Nikâh 120 - 122 (1436); Ebu Dâvud, Nikâh 41, (2141).

3272 - Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulü. dendi, hangi kadın daha hayırlıdır?''

"Kocası bakınca onu sürura garkeden, emredince itaat eden nefis ve malında, kocasının hoşuna gitmeyen şeyle ona muhalefet etmeyen kadın!" diye cevap verdi."

Nesâi, Nikâh 14 (6,68).

3273 - Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Erkeğe, hanımını ne sebeple dövdüğü sorulmaz."

Ebu Davud, Nikah 43, (2147).

3274 - Ebu Sa'id (radıyallahu anh) anlatıyor: "Safvân İbnu Muattâl (radıyallahu anh)'ın hanımı, yanında Safvân da bulunduğu bir anda Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek:

"Ey Allah'ın Resülü, namaz kıldığım zaman kocam beni dövüyor, oruç tuttuğum zaman da orucumu bozduruyor, güneş doğuncaya kadar da sabah namazı kılmıyor!'' dedi. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), hanımının bu söyledikleri hakkında Safvân'a sordu. Safvân:

"Ey Allah'ın Resülü! "Namaz kıldığım zaman dövüyor '' sözüne gelince,

o zaman (bir rekatte uzun) iki süre okuyor. Halbuki ben bunu yasakladım'' dedi. Resulullah kadına:

"İnsanlara tek surenin okunması yeterlidir '' buyurdu. Safvân devam etti:

"Oruç tuttuğum zaman bozduruyor '' sözüne gelince, "Hanımım oruç tutup duruyor. Ben gencim, hep sabredemiyorum." dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Bir kadın kocasının izni olmadan (nafile) oruç tutamaz!'' buyurdular.

Safvân devamla:

"Güneş doğuncaya kadar sabah namazı kılmadığım sözüne gelince, biz (gece çalışan) bir âileyiz, bunu herkes biliyor. (Sabaha yakın yatınca) güneş doğuncaya kadar uyanamıyoruz'' diye açıklama yaptı. Aleyhissalatu vesselam:

"Ey Safvân, uyanınca namazını kıl!" buyurdular."

Ebu Dâvud, Savm 74, (2459).

3275 - Ebu'I - Verd İbnu Sümâme anlatıyor: "Hz. Ali (radıyallahu anh) İbnu Ağyed'e dedi ki: "Sana kendimden ve Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ın kızı Fâtıma (radıyallahu anhâ)'dan -ki o, babasına, ailesinin en sevgili olanı idi- bahsedeyim mi?''

"Evet, bahsedin!'' dedim. Bunun üzerine:

"Fâtıma radıyallahu anhâ değirmen çevirirdi; elinde yaralar meydana gelirdi. Kırba ile su taşırdı. Bu da boynunda yaralar açtı. Evi süpürüyordu. Üstü başı toz-toprak oldu. (Bu sıralarda) Rasûlüllah'a bir kısım köleler getirilmişti.. Fâtıma 'ya:

"Babana kadar gidip bir köle istesen!" dedim. Gitti. Aleyhisselâtu vesselâm'ın yanında bazılarının konuşmakta olduklarını gördü ve geri döndü. Ertesi gün Resulullah Fâtıma'ya gelerek:

"Kızım ihtiyacın ne idi?" diye sordu. Fâtıma süküt edip cevap vermedi. Ben araya girip:

"Ben anlatayım Ey Allah'ın Resülü!'' dedim ve açıkladım: "Fatıma'nın değirmen kullanmaktan elleri yara oldu, kırba ile su taşımaktan da omuzları incindi. Köleler gelince ben kendisine, size uğramasını, sizden bir hizmetçi istemesini ve böylece biraz rahata kavuşmasını söyledim. Bu açıklamam üzerine Resulullah:

"Ey Fatıma, Allah'tan kork, Allah'a olan farzlarını eda et, aileyin işlerini yap. Yatağına girince otuzüç kere sübhanallah, otuzüç kere elhamdülillah, otuzüç kere Allahuekber de. Böylece hepsi yüz yapar. Bu senin için hizmetçiden daha hayırlıdır.." buyurdular. Fatıma (radıyallahu anha):

"Allah'dan ve Allah'ın Resulünden razıyım" dedi. Resulullah ona hizmetçi vermedi."

Buhari, Fedailul Ashab 9, Humus 6, Nafakat 6, 7, Da'avat 11; Müslim, 80, (2727); Tirmizi, Da'avat 24, (3405); Ebu Davud, Harac 20, (2988, 2989), Edeb 109, (5062, 5063).
 
Evliliği bir sanata benzeten ve bu nedenle de son derece özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Selin Özkök Karacehennem mutlu ve uyumlu evliliğin sırlarını kitabında anlattı. Evlilik ve Aile Terapisti Selin Özkök Karacehennem'in Evlilik Sanatı -1 adlı kitabına göre işte mutlu evliliğin 13 Altınkuralı;- Daima neşeli, bakımlı, Pozitif görünün. Güzel kokun, temiz olun ve en baştan çıkarıcı kıyafetleri kocanız için giyin.-Münakaşalarınızda yapıcı, arabulucu, şahsiyetli olun fakat ısrarcı olmayın. Sakın aşağılamayın, erkeklik veya kazanç ileilgili bir şey söylemeyin.-Seksi asla bir ceza olarak uygulamayın. Yatak ayırmak yapılacak en büyük hatadır.-Birbirinizle daima flört edin. Elinize geçen her anı dokunarak, öperek, el ele tutuşarak veya uzaktan dahi olsa bakışarak değerlendirin.-Münakaşalarda 1-2 Dakika sonra başka odaya geçin ve daha ileri gitmesini önleyin. Kızgınlık veya küfürlerinizi kendinize saklayın. Karşı taraf bunları duymasın. İleride yalnız bu lafları hatırlar.-Tenkitlerinizde önce iyi tarafları ön plana çıkarın. Sonra değişmesini istediğiniz konuları zarifçe belirtin.-Açken, yorgunken, kızgınken , arabada, yemek sofrasında, başkalarının yanında münakaşa yaratabilecek konulara girmeyin.-Alttan alırken kendinizi ezilen, taviz veren, kendisine haksızlık yapılan taraf diye görmeyin. Siz aslında ' huzurunuzu satın alıyorsunuz'. Birkaç Gün sonra her şey yolunda iken kırgınlığınızı yumuşak ifadelerle dile getirin ve bir daha olmamasını dileyin, isteyin.-Romantik Atmosfer yaratın, çocuklar olmadan baş başa kalma yollarını arayın.-İletişim evlilikte esastır. Aranızda halledemeyeceğiniz hiçbir şey olmamalı, ruhsal olarak aranızdan bir parşömen kağıdını bile geçirtmeyecek kadar kenetlenmelisiniz.-Birbirini sevmeyen kişiler belki çocukları için dayanırlar. Ancak giden; gençlikleri, huzurları ve sıhhatleridir. Panik ataklar, korkular, psikosomatik rahatsızlıklar hep böyle evliliklerin bize seneler içinde getirdikleridir.-İyi bir evlilik ortada ne kadar birleştiğimizdir. DNA ve yetiştirilme farklılıkları değişmez. Ancak hangi konularda ne kadar eğilebiliyor, birbirimize ne kadar değebiliyorsak, o kadar başarılı bir evliliğimiz var demektir.-Birlikte hareket ederek, çocuğunuza karşı tek ses olun ve tek terbiye verin.

kaynak:selin özkök karacehennem
 
1) Birbirinizin en yakın arkadaşı olun. Ona karşı dürüst olun. İhtiyacı olduğunda yanında olun. Unutmayın aslında her biriniz, bir diğeri için oradasınız. Hiçbir şey bundan daha değerli olamaz.
2) Asla kin tutmayın. Geceleri yatak odasında birlikte uyuyacağınızı veya evin içinde yine baş başa olacağınızı aklınızdan çıkarmayın.
3) Sizin için önemli olan her konuyu mutlaka konuşun. Onun için önemli olanları dinleyin. Böylece akrabalarla ilgili durumları, maddi sorunları, gelecek planları hakkında düşüncelerinizi ortaya açıkça koymuş olacaksınız. Eşinizi, daha ilk günden ve her yönüyle tanımak, ilerleyen zamanlarda karşınıza çıkabilecek sorunlarda nasıl davranacağınızı bilmeniz açısından önemlidir.
4) Düzenli olarak ona "Nasılsın? Gerçekten nasıl hissediyorsun?" sorularını sormayı ihmal etmeyin.
5) Gerekli olduğu zaman yaptığınızdan emin olabilmeniz açısından, onun için önem taşıyan detayları mutlaka öğrenin.
6) Bağlılık hissiyle aşk arasında nasıl bir fark olduğunu bilmelisiniz. Aşk nasıl hissettiğinizle ilgilidir. Bağlılık ise sevdikleriniz için neler yapabileceğinizle ilgilidir.
7) Evliliğinizde bir sorun olduğunda uzmanlara danışma fikri sizi korkutmasın. Evlilik danışmanları eşinizle aranızdaki olası problemlerde iletişim kurmanızı kolaylaştırır.
8) İkinizi ilgilendiren herhangi bir konuda cümleye "Ben" kelimesi ile başlamanız eşiniz tarafından saldırgan bir tutum gibi algılanabilir.
9) Fikir ayrılıkları rahatsız edici değildir. Hatta eşinizi daha iyi anlamanız için size fırsat yaratır. Onu dikkatli biçimde dinleyin ve tam olarak ne söylemek istiyor bunu anlamaya çalışın.
10) Bir konuyu tartışırken, eşinizin size karşı tavrından rahatsız olabilirsiniz. Bu gibi durumlarda sorun yaratmaktansa konuyu mümkün olduğu kadar kısa kesmeye çalışın. Ona dönüp "Bu konuyu burada kapatalım. Şimdi söyler misin, akşam yemeğinde kırmızı mı yoksa beyaz şarap mı tercih edersin?" tarzı bir cümle yeterince etkileyici olacaktır.
11) Her ikiniz için aynı şeyi ifade eden kelimeler edinin. Dolunay, dondurma, şekerleme, kırmızı vs. gibi. Bu kelimeler sizin için normal anlamlarının dışında ikinci bir anlam taşıyor olmalı. Böylece kimsenin bilmediği, sadece ikinize ait ortak bir diliniz olacak. Bir tartışmada veya konuşma sırasında duygularınızı uzun uzadıya ifade etmek yerine bunlardan birini söylemeniz yeterli olur. Eşiniz o anda rahatsız olduğunuzu kolayca anlayacak, konuşmayı başka bir zamana erteleyecektir.
12) Onunla ilgili güzel şeyler düşündüğünüzde, ona, bunu söyleyin. Hemen söyleyin! Güzel sözler ve iltifatlar, sizin ilişki bankanızdaki en önemli yatırımınızdır.
13) Aşık olmak hayattaki en güzel ödüldür. Bundan daha iyi olansa artık hayatın zorluklarına karşı tek başınıza değil, çift olarak durabilme hissidir. Bu sözü unutmayın ve her ne olursa olsun daima onun yanında olduğunuzu bilmesini sağlayın.
14) Anlaşmazlıklarınız olabilir. Önemli olan anlaşmazlıkların varlığı değil, onları çözerken ilişkinizi en az yıpratacak yöntemi uygulamanızdır.
15) Eşinizin ailesiyle güzel ilişkiler kurmayı başardığınızda, onların sizi desteklediğini ve daha kolay mutlu olduğunuzu görürsünüz. Nihayetinde evlilik kararı aldığınızda, onun ailesiyle de birlikte olma karan alıyorsunuz. Eşinizin ailesiyle iyi ilişkiler kurmayı başardığınızda bu size kendi ilişkinizin sağlamlaşması olarak geri dönecektir. Onlan ilk anda sevmeseniz dahi saymak zorundasınız.
16) Evlilik kararı alırken, ben bu kişiyle hayatımı geçirebilirim, o benim için doğru kişi hissi olmalı. Onunla evliliği hayal ettiğinizde, heyecanlanmanız, kalbinizin çarpması gerekir. En önemlisi "Ben, bu insanla evlenmek için önüme çıkabilecek tüm zorlukları, aşamaları ve olası sıkıntıları göğüsleyebilir miyim?" sorusuna "Evet" diyebilmektir.
17) "Evlenirken bir gözünü kapa, evlendikten sonra gözünü dört aç!" yani evlenirken küçük farklılıkları görmemeye çalış, evlendikten sonra beraberliği yürütmek için çok çabala.
18) Evlilikte en önemli şey sevgi ve saygı. Bu ikisini yitirmediğinizde evliliğinizde çözülmeyecek sorun yoktur.
19) Her zaman ortak karar alın ve aldığınız kararlara ailelerinizi karıştırmayın.
20) Birbirinizi hep ön planda tutun ve bunu eşinize daima hissettirin.
21) Her gün taze bir başlangıçtır. Her yeni güne bu inançla başlayın ve evliliğinizin yıllar geçtikçe eskimesine izin vermeyin.
22) Birbirinizin ailesi hakkında kötü konuşmayın.
23) Çocuklar olduktan sonra hayatınızı çocuklara göre değiştirip kısıtlamayın. Eşlerden biri çocuklara çok düşkün olursa evliliğin dengesi bozulur.
24) İlişkinizin sağlamlığını test etmeye çalışmayın ve bu konu üzerine asla oyun oynamayın. Bunun yerine ilişkinizin başarısı için yeterli zamanı ve çabayı harcayıp harcamadığınızdan emin olun.
25) Eşinize önemsendiğini ve sevildiğini hissettirin. Bunun için büyük şeylere gerek yoktur. Gün içinde edeceğiniz iltifatlar, söyleyeceğiniz güzel sözler ona kendini çok özel hissettirecektir.
26) Hangi sözü veya davranışı sizi incitmişti? Geçmişte sizi yaralayan veya inciten olaylara geri dönüp birlikte bir göz atın bazen. Bunu zaman zaman ve sırayla yapın.
27) Birlikte veya ayrı ayrı geçireceğiniz zamanlar konusunda aranızda bir anlaşmaya varmayı unutmayın.
28) İlişkinizi daha iyiye taşımak için, evlilik konusunda sizden daha tecrübeli kişilerden tavsiye almaktan çekinmeyin.
29) İlişkinizin geleceği hakkındaki olası planlarınızı konuşun. Henüz sahip olmadığınız çocuklar, seyahatler gibi...
30) Eğer ilişkinizin olumlu biçimde etkileneceğinden eminseniz, ne değişimden ne değiştirmekten korkmalısınız.
31) Evlilik sadece birlikte yaşamak değildir. Onunla evli olmanın yanında, sanki bir aktivite (takım) arkadaşıymışsınız gibi davranmaya ne dersiniz?
32) İyi iletişim, iyi evlilik demektir. İyi bir dinleyici olun! Söylemek istediğinizi dolambaçlı yollara sapmadan direkt ifade edin! Eğer iletişim konusunda sorun yaşıyorsanız eşinizle birlikte kurslara (danışmanlara) gidin. İnanmayacaksınız ama günümüzde hemen her konuda size yardımcı olabilecek eğitici kurslar bulmak mümkün.
33) Birbirinizle konuşurken "Lütfen" ve "Teşekkür Ederim" sözcüklerini sık kullanın. Bu ikisi basit ama pozitif sözcüklerdir.
34) Sizin için önemli olan kimi şeyler, eşiniz için aynı önemi taşımaz. Bu durumu anlayışla karşılamalı ve mutlu olabilmek için ortalama bir yol bulmalısınız. Çünkü, iki kişi arasındaki mutluluk, karşıdakinin isteklerine saygılı olmakla yakından ilgilidir.
35) Eşinizle konuşurken düşünmeden, kendinizi tartmadan tepki göstermeyin, ona sinirli yanıtlar vermeyin. O an ortam uygun değilse konuşmayı başka bir zamana erteleyin.
36) Eşinizin ailesiyle ilişkisine müdahale etmeyin. Onları ziyaret etmesi, onlara vakit ayırması gerektiğinde anlayışlı olun.
37) Yemek saatleri, kahvaltı zamanları muntazam olmalı. Çocuklar büyüyünce sofraya ailece oturamasanız bile siz eşinizle yemeğinizi birlikte yiyin.
38) Mutlu evliliğin gizli bir formülü ya da sırrı yok. Mutlu evlilik, iki kişilik bir ilişkinin iyi ve başarılı bir yönetiminden ibaret.
39) Çiftlerin birbirleri ile konuşabilmeleri en önemi olgu. Evliliğin ilerleyen sürecinde, eşler birlikteliklerinden neler beklediklerini, taleplerini, eleştirilerini ve sorunlarını konuşabilmeli. Çözüme ancak konuşarak ulaşabilirsiniz.
40) Eşinizin evliliğe kadar farklı bir hayatı, geçmişi, alışkanlıkları, yaşanmışlıkları olduğunu asla unutmayın. Birinin diğerini değiştirmeye çalışması, anlamsız bir çabadan ibarettir. Farklılıkların kabul gördüğü bir beraberlik uyum içinde yürür.
41) Bir konuda uyumsuzluğa düştüğünüzde bunu kişisel bir saldırı olarak görmeyin. Bir konuyu tartışırken, geçmiş hataları tekrar tekrar gündeme getirmek yanlıştır.
42) Ailelerinizin veya başkalarının yanında asla birbirinizi eleştirmeyin. İyi bir çift olmanın temel şartı, diğer kişileri birlikteliğinizin sınırları dışında tutmaktır.
43) Evlilik yıl dönümleri bir şişe şampanya açmak için, doğum günleri sürpriz partiler için bahanedir. Bu tür günler her yıl mutlaka kutlanmalı ve öylesine geçiştirilmemelidir.
44) Para hakkında konuşun. Öncelikle her ay bir bütçe planı yapın, ödemeleri ve muhtemel harcamaları birlikte belirleyin. Birlikte bütçe planı yapmak, ekonomik hedefinize daha çabuk ulaşmanızı sağlar.
45) Farklı sosyal ve kültürel bir geçmişiniz varsa önemli günler, bayramlar, adet ve gelenekler hakkında beklentilerinizi açıkça belirtin.
46) Ruhsal ve bedensel sağlığınız konusunda konuşun. Yaşadığınız depresyonlar, bağımlı olduğunuz şeyler, sigara, alkol, kumar vs, konusunda mutlaka dürüst olun. Bu tür konuları en baştan konuşmayı deneyin çünkü daha sonra öğrenildiklerinde yıkıcı olacak konulardır bunlar.

Kaynak:
Uzun ve mutlu evliliğin altın formülü
 
erkekleri doğru düzgün yetiştirin sorun erkekte
 
kımbılır belkıde oyledır...ama böyle yazmakla dırek vurduk erkegı...azıcık ucundan bızlerdede vardır demı:)
 
Bir gün evlendiğinizde dayak yiyip aldatılırsanız tatlı dil ve güler yüzle sorunlarınızı çözmenizi dilerim
bahsettiğiniz durumun önceki bir süreci vardır. Bu süreç de ne yaşandı da buraya gelindi suçlu kim? etkiden tepki doğmuştur yoksa böyle olmasına sebep etkenler mi vardır ben şuna inanıyorum ve savunuyorum
herzaman hatalar karşılıklıdır tek taraflı değildir mesela bir tarafda hata %80 dir diğer tarafda%20 veya %50-%50 dir yada %90-%10 dur
 
Bir gün evlendiğinizde dayak yiyip aldatılırsanız tatlı dil ve güler yüzle sorunlarınızı çözmenizi dilerim


kımbılebılır ınsanlar ne yaşamıştır...sız benı bılırmısınız neler yaşadım...belkıde sızden daha otesını yaşadım.....düzeltmek ısteyıpte düzeltememek acı ..işte o yaral benı..tabıkı hıc bır kadın hak etmez aldatılmayı dayağı...belkı sızde hata yoktur kendınızce..yaşadığı aıleden kaynaklanan bır sorundur..bılemıyorum kı şuan...
 
İlişkide yapmanız ve yapmamanız gerekenler

1. Durup durup kötü anılardan bahsetmeyin. Salt kötü ilişki hiçbir
zamanyoktur, her ilişkinin mutlaka iyi yanları, güçlü yönleri vardır. Sorun yaşadığınızda sorunun çözümü için öncelikle kendi alet çantanıza göz atın; daha önce eşinizle üstesinden gelmeyi başardığınız sorunlarda ne yaparak ya da ne yapmaktan kaçınarak durumun üstesinden geldiğinizi gözden geçirin.

2. Çözüm uğruna yaptığınız şeyler işe yaramıyorsa yapmaktan vazgeçin. Alternatif çözüm yolları deneyin.

3. İster markete kimin gideceği, ister çocuğun bakımı, isterse ayrılık konusunu konuşuyor olun, tartışmalara sert başlangıçlar yapmaktan kaçının. Sert bir başlangıcın ağır sonuçlar getirebileceğini her zaman hatırlayın.

4. İlişkinin kötü gidişinden her ikinizin de sorumlu olduğunu unutmayın.
Bir yerde denge bozulduysa sizin de dengeyi kaybetme konusunda payınız mutlaka vardır.

5. Sürekli suçlu aramaktan ve eşinizi suçlamaktan vazgeçin. Her suçlama, bir savunmayı gerekli kılar ve bu döngüsel bir biçimde devam eder. En sert tartışmalardan sonra bile aranıza duvar örmeyin. Küsmenin işe yaradığı hiçbir ilişki türü yoktur.
 
Cinsel hayat evlilikte neden önemlidir?
Allah (c.c) sevgi ve sadakat için bir hormon yaratmış. Bilim adamları adına Oksitosin demişler. Muhabbet hormonu diyebiliriz. Muhabbet hormonu en çok dokunarak ve göz göze bakışma ile üretiliyor. Bir de kadın hamile olduğunda ve doğumda bolca oksitosin salgılıyor. Hayvanlarda da var bu hormon. Hamile iken oksitosin salgısı durdurulan hayvanlar doğurdukları bebeklere bakmadıkları gibi eşlerini terk edip başka eş arayışına giriyorlar.Oksitosin bir cinsellik hormonu değil. Bir bağ hormonudur. Çocuğumuza dokunduğumda ya da gözlerine bakarak konuştuğumuzda, arkadaşlarımızla musafaha yaptığımızda, namazda omuzları birbirine değdirdiğimizde üretilen sevgi ve sadakat hormonu.Allah Rasulü Bir erkek karısının elini tutar ve göz göze bakışırlarsa Allah onlara rahmet nazarı ile bakar, günahları parmakları arasından dökülür gider. buyurmuştur. Peygamberimiz eşlerinin yanına girdiğinde, ellerini tutar gözlerine bakarak selam verirmiş.Bilim bize anlatmasa da sevgili peygamberimiz bize Muhabbet hormonunu nasıl çalıştıracağımızın yolunu göstermiş.Karı koca birbirine ne kadar dokunursa o kadar sevgi ve sadakatleri artıyor. Dokunmanın illa cinsellik için olması gerekmiyor. Yan yana oturmak, omzuna yaslanmak, el ele tutşmakBuradaki hassas nokta, birbirine az dokunan çiftlerde, erkekler eşlerinin dokunmasıyla çabuk tahrik olabildikleri için bir el ele tutuşmanın sonu yatakta bitebiliyor.Bu da dokunmayı seven kadınların eşlerinden uzak durmalarına sebep olabiliyor.Kadın cinselliği sevse bile şimdi zamanı değil, en iyisi uzak durayım diye eşinden uzak durmaya gayret ediyor. Cinselliği sevmiyorsa zaten uzak duruyor. Bu sorunun çaresi birbirine daha çok dokunmak. Her dokunmanın yatakta bitme ihtimali azalır, dokunmak hemen yatağı çağrıştırmaz. Bir birine az dokunan karı kocalarda uyarılma daha çok olur. Karı kocanın birbirine çok dokunması sevgi ve bağlılıklarının artması için önemlidir.
Oksitosinin iki yan etkisi var: Birincisi unutkanlık etkisi yapıyor; fakat iyi bir unutkanlık bu. acıyı unutturuyor. Annede doğum sancılarını, çocuğun huysuzluklarını, uykusuzluklarını, çocuğu için çektiği sıkıntıları unutturuyor. Bebeğine olumlu duygular hissetmesine sebep oluyor. Bu horman olmasa kadınlar ikinci çocuğu doğurmazlardı herhalde.Karı koca arasında da birbirinin hatalarını unutmalarına ve yaşanan tatsızlıklara rağmen birbirlerini sevmeye ve muhabbet etmelerine sebep oluyor.İkinci yan etkisi ise oksitosin uyku getiriyor. Mesela annede bebeğe sütle en yüksek oranda oksitosin geçer ve bebeğin rahatlamasını ve uykusunun gelmesini sağlar. Bebek ve anne açısından iyi bir şey.Sadece cinsellik açısından kadınları rahatsız eden bir durum ortaya çıkabiliyor. Oksitosin erkeklerde en yüksek seviyeye cinsel tatmin sonrası ulaşıyor. Yükselen oksitosin erkekte cinsel ilişki sonrası uyku getiriyor. Kadın da sohbet etmek isteyebiliyor, uyuduğu için erkeğe kızgınlık duyabiliyor, erkeği bencil olmakla suçlayabiliyor. Demek ki neymiş Erkeğin cinsel ilişki sonrası uyuması kendi elinde değilmiş, hormon uyutuyormuş. Bırakın uyusun. Sizi sevmediği ile alakası yok yani. Tam aksi sizi çok sevdiği için uyuyor.Cinselliğin Faydaları:Cinsellik Allah (c.c) ın karı koca muhabbet etsin diye yarattığı eşlere verdiği bir hediyedir.Karı kocanın ikisinin de tatmin olduğu düzgün bir cinsel ilişki beden ve ruh sağlığı için faydalıdır.Cinsel ilişki karı koca arasında sevgi ve sadakati artırır.Cinsel birliktelik, kadın ve erkeğin birbirlerine sunduğu sevginin ulaştığı en yüksek noktadır. Ayrıca ibadet hükmündedir.Cinsellik bütün tıp kitaplarında en ucuz, en sağlıklı, en kolay, en zevkli spor olarak geçer.Kadınların haz duyduğu ilişki sayısı ne kadar fazla ise uyluk ve kalça sarkmaları, gevşemesi de o kadar geç oluyor.20 saniyelik haz sırasında 200-300 kalori harcanıyor ve vücut enerjisi en yüksek seviyesine çıkıyor.Cinsel ilişki kalbi çalıştırır.Kasları gevşetir, bağırsakları çalıştırır.Zayıflatır.Cinsel ilişki sırasında salgılanan endorfin dopamin ve seratonin maddeleri baş ağrısını geçiriyor. Endorfin acıları azaltır.Cinsel ilişki sırasında mutluluk hormonu olan seratonin salgılandığı için depresyona karşı etkilidir.Cinsel ilişki başlangıcında vücut sevgi ve bağlılık hormonu olan oksitosin salgılamaya başlar. İlişki sonrası oksitosin vücutta en yüksek seviyeye çıkar. Erkeklerde yüzde beş yüz artır.Allah (c.c) bekarlara hayırlı eş versin, evlilere de Rabbimizin verdiği nimetlerden en güzel şekilde faydalanmayı nasip etsin.

kaynak: Evlilikte Cinsellik Ne Kadar Önemli?(Evlilik Okulu 6.Ders) « Çocuk & Aile
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…