Galiba ayrılıyoruz

maydanozca06

Üye
Kayıtlı Üye
10 Temmuz 2021
225
245
Aslında çok uzun bir mesele ama kimseyi sıkmamak için bir kaç ayrılma sebeplerimizden bahsedip sizlerden iyi yada kötü ama kırıcı olmayan (yeterince boşluktayım) bir kaç cümle duymak istiyorum. Evlendiğimizde başlayan bir takım sıkıntılar kaynana kayınbaba tarafından istenmemek görümce kaynana fesatlıkları, eşimin benim aileme saygısı sevgisi olmasın diye sürekli doldurmak düğünde tartışma çıkartmak annemi bayıltmak sinirden sonra yalandan bayıldı demek ve iftiralar yalanlar atmak ile başlayan bu mevzu, iki yüzlülük ile devam etti çünkü eşimin sevgisine engel olamayıp bunu mecburen iki yüzlülükle yapmak zorunda kaldılar, yüzüme gülüp ardımdan şizofren cahil diye lakap takan insanlar kendileri.
Dahası, eşimle aramda bi problem olmamasına rağmen sürekli her şeyimize karışmaları uzakta mesafeler bile olsa arada bunu yapmaya kendilerini hak görmeleri,eşimin oyun oynaması yardımcı olmaması, ailesi bir şey dediğinde kendisi cevap vermeyip seni üzüyorlarsa cevabını sen ver demesi kaç kere verdim sonsuz devam ettiler buna halbuki eşim bir kızıp tavrını koysa belki susacaklardı. Hayatımıza geleceğimize hayallerimize her şeyimize türlü engeller çıkarttılar biz başka şehirde yaşama hayalleri ve işimizi düzenimizi oturturken eşyalarımız taşınmışken gelip ailesinden birilerinin evli çocuklu adamı tekrar memlekete götürmek istemesi. Sormadan mutlu olur musunuz denilmeden. Kısaca her şeye her konuda müdahiller anneliğime kadar. Annem babam (ailemin tek evladı ve biyolojik değilim) benim evime rahatça gelemiyorlar ama onun ailesi habersiz uzak mesafeden gelip bir de bitmeyen rahatlıkları var. Ben memleketime gidecekken kayınvalidem neden gönderdin diye arayıp oğlunu haşlıyor para gidiyor bilmem ne gibisinden ama oğlu kardeşinin yanına gidince hiç bir problem yok 3 saat yol benzin parası aynı yani.
Eşimin oyun oynaması, beni başka kadınlarla kıyasa tutması zaman zaman, dilinin sinirliyken ağır olması, siniri geçince özür dilemesi, yine sinirli anında çoluk çocuk var demeden duvarları kapıları yumruklaması, 26 yaşında saçımın yarısının beyazlaması; aynaya baktığımda mutsuzluğum başarılı olma hayallerimin hepsi ekside yüzmesi. Evlilikte sözümün dinlenilmemesi hep başkalarının lafının önemli olması. Cümle içinde ; annemle babam şöyle dedi , teyzem böyle dedi gibi... yoruldum ayrılalım dedim. O istemiyor bir yolunu da bulacaktır barışmak için. Ama barışsam döngü aynı döngü.

Dipnot:güzel giden evlilik yine bu karışıp durmalar vs aramızdaki problemlerin dozu artınca kötüye gitti
 
Son düzenleme:
Aslında çok uzun bir mesele ama kimseyi sıkmamak için bir kaç ayrılma sebeplerimizden bahsedip sizlerden iyi yada kötü ama kırıcı olmayan (yeterince boşluktayım) bir kaç cümle duymak istiyorum. Evlendiğimizde başlayan bir takım sıkıntılar kaynana kayınbaba tarafından istenmemek görümce kaynana fesatlıkları, eşimin benim aileme saygısı sevgisi olmasın diye sürekli doldurmak düğünde tartışma çıkartmak annemi bayıltmak sinirden sonra yalandan bayıldı demek ve iftiralar yalanlar atmak ile başlayan bu mevzu, iki yüzlülük ile devam etti çünkü eşimin sevgisine engel olamayıp bunu mecburen iki yüzlülükle yapmak zorunda kaldılar, yüzüme gülüp ardımdan şizofren cahil diye lakap takan insanlar kendileri.
Dahası, eşimle aramda bi problem olmamasına rağmen sürekli her şeyimize karışmaları uzakta mesafeler bile olsa arada bunu yapmaya kendilerini hak görmeleri,eşimin oyun oynaması yardımcı olmaması, ailesi bir şey dediğinde kendisi cevap vermeyip seni üzüyorlarsa cevabını sen ver demesi kaç kere verdim sonsuz devam ettiler buna halbuki eşim bir kızıp tavrını koysa belki susacaklardı. Hayatımıza geleceğimize hayallerimize her şeyimize türlü engeller çıkarttılar biz başka şehirde yaşama hayalleri ve işimizi düzenimizi oturturken eşyalarımız taşınmışken gelip ailesinden birilerinin evli çocuklu adamı tekrar memlekete götürmek istemesi. Sormadan mutlu olur musunuz denilmeden. Kısaca her şeye her konuda müdahiller anneliğime kadar. Annem babam (ailemin tek evladı ve biyolojik değilim) benim evime rahatça gelemiyorlar ama onun ailesi habersiz uzak mesafeden gelip bir de bitmeyen rahatlıkları var. Ben memleketime gidecekken kayınvalidem neden gönderdin diye arayıp oğlunu haşlıyor para gidiyor bilmem ne gibisinden ama oğlu kardeşinin yanına gidince hiç bir problem yok 3 saat yol benzin parası aynı yani.
Eşimin oyun oynaması, beni başka kadınlarla kıyasa tutması zaman zaman, dilinin sinirliyken ağır olması, siniri geçince özür dilemesi, yine sinirli anında çoluk çocuk var demeden duvarları kapıları yumruklaması, 26 yaşında saçımın yarısının beyazlaması; aynaya baktığımda mutsuzluğum başarılı olma hayallerimin hepsi ekside yüzmesi. Evlilikte sözümün dinlenilmemesi hep başkalarının lafının önemli olması. Cümle içinde ; annemle babam şöyle dedi , teyzem böyle dedi gibi... yoruldum ayrılalım dedim. O istemiyor bir yolunu da bulacaktır barışmak için. Ama barışsam döngü aynı döngü.
Evlilik terapistine gidin derim
 
Aslında çok uzun bir mesele ama kimseyi sıkmamak için bir kaç ayrılma sebeplerimizden bahsedip sizlerden iyi yada kötü ama kırıcı olmayan (yeterince boşluktayım) bir kaç cümle duymak istiyorum. Evlendiğimizde başlayan bir takım sıkıntılar kaynana kayınbaba tarafından istenmemek görümce kaynana fesatlıkları, eşimin benim aileme saygısı sevgisi olmasın diye sürekli doldurmak düğünde tartışma çıkartmak annemi bayıltmak sinirden sonra yalandan bayıldı demek ve iftiralar yalanlar atmak ile başlayan bu mevzu, iki yüzlülük ile devam etti çünkü eşimin sevgisine engel olamayıp bunu mecburen iki yüzlülükle yapmak zorunda kaldılar, yüzüme gülüp ardımdan şizofren cahil diye lakap takan insanlar kendileri.
Dahası, eşimle aramda bi problem olmamasına rağmen sürekli her şeyimize karışmaları uzakta mesafeler bile olsa arada bunu yapmaya kendilerini hak görmeleri,eşimin oyun oynaması yardımcı olmaması, ailesi bir şey dediğinde kendisi cevap vermeyip seni üzüyorlarsa cevabını sen ver demesi kaç kere verdim sonsuz devam ettiler buna halbuki eşim bir kızıp tavrını koysa belki susacaklardı. Hayatımıza geleceğimize hayallerimize her şeyimize türlü engeller çıkarttılar biz başka şehirde yaşama hayalleri ve işimizi düzenimizi oturturken eşyalarımız taşınmışken gelip ailesinden birilerinin evli çocuklu adamı tekrar memlekete götürmek istemesi. Sormadan mutlu olur musunuz denilmeden. Kısaca her şeye her konuda müdahiller anneliğime kadar. Annem babam (ailemin tek evladı ve biyolojik değilim) benim evime rahatça gelemiyorlar ama onun ailesi habersiz uzak mesafeden gelip bir de bitmeyen rahatlıkları var. Ben memleketime gidecekken kayınvalidem neden gönderdin diye arayıp oğlunu haşlıyor para gidiyor bilmem ne gibisinden ama oğlu kardeşinin yanına gidince hiç bir problem yok 3 saat yol benzin parası aynı yani.
Eşimin oyun oynaması, beni başka kadınlarla kıyasa tutması zaman zaman, dilinin sinirliyken ağır olması, siniri geçince özür dilemesi, yine sinirli anında çoluk çocuk var demeden duvarları kapıları yumruklaması, 26 yaşında saçımın yarısının beyazlaması; aynaya baktığımda mutsuzluğum başarılı olma hayallerimin hepsi ekside yüzmesi. Evlilikte sözümün dinlenilmemesi hep başkalarının lafının önemli olması. Cümle içinde ; annemle babam şöyle dedi , teyzem böyle dedi gibi... yoruldum ayrılalım dedim. O istemiyor bir yolunu da bulacaktır barışmak için. Ama barışsam döngü aynı döngü.

Dipnot:güzel giden evlilik yine bu karışıp durmalar vs aramızdaki problemlerin dozu artınca kötüye gitti
Doğru karar
 
Barışmak istediğinde eğer bizim ailenden ayrı bir aile olduğumuzu kabul edersen onlar müdahil olmak istediğinde benim evim benim evliliğim benim hayatım karışmayın diye set çekebilirsen devam edelim de( tabi devam etmek istiyorsan)
Ayrıca ben senin görünüşünle alakalı iyi kötü bişey demiyorum, ki kimse kusursuz değil , sen de beni insanlarla kıyaslama; eğer istiyorsan git kimi beğeniyorsan onunla evlen bana bu tarz argümanlarla gelme de. Çok güzel bi twit var “yamuk şeylerine adriana lima arıyorlar” sanki bana brad pitt
 

Bu siz misiniz?
 
Valla ben okurken daraldım sizi bu hayatın içinde düşünemiyorum. Ben de aşağı yukarı aynı yaştayım ve çok şükür güzel giden bir evliliğim var. Ama bu yazıyı okuduktan sonra anladım ki güzel gitmesinin sebebi eşimin, sizin eşinizin yaptığı şeyleri yapmaması.
annesi en ufak bir karışmaya yeltense resti çeker, karışma der. Güzellik-kıyas mevzusu olsa ben dünyanın en yakışıklı erkeği değilim sen de en güzel kadını değilsin,olamayız da ama her şeyimsin der.
güzelliğin de üst sınırı yok, ailelerin müdahale etmesinin de üst sınırı yok. Kendi aileniz de dahil olmak üzere kime ne kadar müsaade edilirse bu olay artarak devam eder. Bana kalırsa eşinizin durumu karakteriyle ilgiliyse bu durumu değiştirmek çok zor. Evlilik yıkmak da kolay değil ama siz bitirme girişimine girin baktınız gerçekten çabalıyor, bi durup düşünürsünüz. Ama aynen devam ediyorsa bu hayatı bu şekilde sürdürmek için çok gençsiniz yazık olur bence.
 
Aslında çok uzun bir mesele ama kimseyi sıkmamak için bir kaç ayrılma sebeplerimizden bahsedip sizlerden iyi yada kötü ama kırıcı olmayan (yeterince boşluktayım) bir kaç cümle duymak istiyorum. Evlendiğimizde başlayan bir takım sıkıntılar kaynana kayınbaba tarafından istenmemek görümce kaynana fesatlıkları, eşimin benim aileme saygısı sevgisi olmasın diye sürekli doldurmak düğünde tartışma çıkartmak annemi bayıltmak sinirden sonra yalandan bayıldı demek ve iftiralar yalanlar atmak ile başlayan bu mevzu, iki yüzlülük ile devam etti çünkü eşimin sevgisine engel olamayıp bunu mecburen iki yüzlülükle yapmak zorunda kaldılar, yüzüme gülüp ardımdan şizofren cahil diye lakap takan insanlar kendileri.
Dahası, eşimle aramda bi problem olmamasına rağmen sürekli her şeyimize karışmaları uzakta mesafeler bile olsa arada bunu yapmaya kendilerini hak görmeleri,eşimin oyun oynaması yardımcı olmaması, ailesi bir şey dediğinde kendisi cevap vermeyip seni üzüyorlarsa cevabını sen ver demesi kaç kere verdim sonsuz devam ettiler buna halbuki eşim bir kızıp tavrını koysa belki susacaklardı. Hayatımıza geleceğimize hayallerimize her şeyimize türlü engeller çıkarttılar biz başka şehirde yaşama hayalleri ve işimizi düzenimizi oturturken eşyalarımız taşınmışken gelip ailesinden birilerinin evli çocuklu adamı tekrar memlekete götürmek istemesi. Sormadan mutlu olur musunuz denilmeden. Kısaca her şeye her konuda müdahiller anneliğime kadar. Annem babam (ailemin tek evladı ve biyolojik değilim) benim evime rahatça gelemiyorlar ama onun ailesi habersiz uzak mesafeden gelip bir de bitmeyen rahatlıkları var. Ben memleketime gidecekken kayınvalidem neden gönderdin diye arayıp oğlunu haşlıyor para gidiyor bilmem ne gibisinden ama oğlu kardeşinin yanına gidince hiç bir problem yok 3 saat yol benzin parası aynı yani.
Eşimin oyun oynaması, beni başka kadınlarla kıyasa tutması zaman zaman, dilinin sinirliyken ağır olması, siniri geçince özür dilemesi, yine sinirli anında çoluk çocuk var demeden duvarları kapıları yumruklaması, 26 yaşında saçımın yarısının beyazlaması; aynaya baktığımda mutsuzluğum başarılı olma hayallerimin hepsi ekside yüzmesi. Evlilikte sözümün dinlenilmemesi hep başkalarının lafının önemli olması. Cümle içinde ; annemle babam şöyle dedi , teyzem böyle dedi gibi... yoruldum ayrılalım dedim. O istemiyor bir yolunu da bulacaktır barışmak için. Ama barışsam döngü aynı döngü.

Dipnot:güzel giden evlilik yine bu karışıp durmalar vs aramızdaki problemlerin dozu artınca kötüye gitti
Aslında evlilikte hiç sorun yok diyorsun ama çok sorun var..herşeyden önce dışarıdan dahil olmalarına izin veriyor eşin..onun dışında eminim anlattıkların kadar anlatmadıklarında var..sıkıntını dille getirdiğin zaman agresifleşiyor etrafına saldırıyor..yani sus sesini çıkartma diyor başka bir deyimle. Ailesini tabiki değiştiremez ama dahil olmalarını engelleyebilir. Sesini çıkartmadığı için zaten bukadar karışabiliyorlar. Evet bazı şeyler hiç değişmeyecek gibi..bunu istemediğiniz ortada!
 
Evlilik algısı çok garip ülkemizde. Sürdürülmesi gereken birşey gibi veya boşanmak başarıszlık gibi. Bu algıyı keşke silebilse kadınlarımız kafalarından.. ne gerek var bu kadar çileye. Karşılığında affern iyi dayandın diye madalya da verilmeyecek.. yalnızca bir hayatınız var 26 senesi bitmiş belki 50 sene daha kaldı (yaşadığınızdan 2 tane daha böyle, su gibi geçiyor zaman) veya 1.. gerek var mı bu kadar tek insanda diretip zorlamaya.. kendinize şu soruyu sorun ben bu şekilde hayatımı yaşayıp, yaşlanıp ölmek istiyor muyum? Cevabınız hayırsa yapacağınız belli.
 
Aslında çok uzun bir mesele ama kimseyi sıkmamak için bir kaç ayrılma sebeplerimizden bahsedip sizlerden iyi yada kötü ama kırıcı olmayan (yeterince boşluktayım) bir kaç cümle duymak istiyorum. Evlendiğimizde başlayan bir takım sıkıntılar kaynana kayınbaba tarafından istenmemek görümce kaynana fesatlıkları, eşimin benim aileme saygısı sevgisi olmasın diye sürekli doldurmak düğünde tartışma çıkartmak annemi bayıltmak sinirden sonra yalandan bayıldı demek ve iftiralar yalanlar atmak ile başlayan bu mevzu, iki yüzlülük ile devam etti çünkü eşimin sevgisine engel olamayıp bunu mecburen iki yüzlülükle yapmak zorunda kaldılar, yüzüme gülüp ardımdan şizofren cahil diye lakap takan insanlar kendileri.
Dahası, eşimle aramda bi problem olmamasına rağmen sürekli her şeyimize karışmaları uzakta mesafeler bile olsa arada bunu yapmaya kendilerini hak görmeleri,eşimin oyun oynaması yardımcı olmaması, ailesi bir şey dediğinde kendisi cevap vermeyip seni üzüyorlarsa cevabını sen ver demesi kaç kere verdim sonsuz devam ettiler buna halbuki eşim bir kızıp tavrını koysa belki susacaklardı. Hayatımıza geleceğimize hayallerimize her şeyimize türlü engeller çıkarttılar biz başka şehirde yaşama hayalleri ve işimizi düzenimizi oturturken eşyalarımız taşınmışken gelip ailesinden birilerinin evli çocuklu adamı tekrar memlekete götürmek istemesi. Sormadan mutlu olur musunuz denilmeden. Kısaca her şeye her konuda müdahiller anneliğime kadar. Annem babam (ailemin tek evladı ve biyolojik değilim) benim evime rahatça gelemiyorlar ama onun ailesi habersiz uzak mesafeden gelip bir de bitmeyen rahatlıkları var. Ben memleketime gidecekken kayınvalidem neden gönderdin diye arayıp oğlunu haşlıyor para gidiyor bilmem ne gibisinden ama oğlu kardeşinin yanına gidince hiç bir problem yok 3 saat yol benzin parası aynı yani.
Eşimin oyun oynaması, beni başka kadınlarla kıyasa tutması zaman zaman, dilinin sinirliyken ağır olması, siniri geçince özür dilemesi, yine sinirli anında çoluk çocuk var demeden duvarları kapıları yumruklaması, 26 yaşında saçımın yarısının beyazlaması; aynaya baktığımda mutsuzluğum başarılı olma hayallerimin hepsi ekside yüzmesi. Evlilikte sözümün dinlenilmemesi hep başkalarının lafının önemli olması. Cümle içinde ; annemle babam şöyle dedi , teyzem böyle dedi gibi... yoruldum ayrılalım dedim. O istemiyor bir yolunu da bulacaktır barışmak için. Ama barışsam döngü aynı döngü.

Dipnot:güzel giden evlilik yine bu karışıp durmalar vs aramızdaki problemlerin dozu artınca kötüye gitti
En önemlisi arada saygı kalmamış bu nedenle konuşmayı rahatsız olduğunuz konuları söyleyin.Bu şekilde devam edemezsiniz gibi duruyor.Terapist deneyin en azından
 
Aslında çok uzun bir mesele ama kimseyi sıkmamak için bir kaç ayrılma sebeplerimizden bahsedip sizlerden iyi yada kötü ama kırıcı olmayan (yeterince boşluktayım) bir kaç cümle duymak istiyorum. Evlendiğimizde başlayan bir takım sıkıntılar kaynana kayınbaba tarafından istenmemek görümce kaynana fesatlıkları, eşimin benim aileme saygısı sevgisi olmasın diye sürekli doldurmak düğünde tartışma çıkartmak annemi bayıltmak sinirden sonra yalandan bayıldı demek ve iftiralar yalanlar atmak ile başlayan bu mevzu, iki yüzlülük ile devam etti çünkü eşimin sevgisine engel olamayıp bunu mecburen iki yüzlülükle yapmak zorunda kaldılar, yüzüme gülüp ardımdan şizofren cahil diye lakap takan insanlar kendileri.
Dahası, eşimle aramda bi problem olmamasına rağmen sürekli her şeyimize karışmaları uzakta mesafeler bile olsa arada bunu yapmaya kendilerini hak görmeleri,eşimin oyun oynaması yardımcı olmaması, ailesi bir şey dediğinde kendisi cevap vermeyip seni üzüyorlarsa cevabını sen ver demesi kaç kere verdim sonsuz devam ettiler buna halbuki eşim bir kızıp tavrını koysa belki susacaklardı. Hayatımıza geleceğimize hayallerimize her şeyimize türlü engeller çıkarttılar biz başka şehirde yaşama hayalleri ve işimizi düzenimizi oturturken eşyalarımız taşınmışken gelip ailesinden birilerinin evli çocuklu adamı tekrar memlekete götürmek istemesi. Sormadan mutlu olur musunuz denilmeden. Kısaca her şeye her konuda müdahiller anneliğime kadar. Annem babam (ailemin tek evladı ve biyolojik değilim) benim evime rahatça gelemiyorlar ama onun ailesi habersiz uzak mesafeden gelip bir de bitmeyen rahatlıkları var. Ben memleketime gidecekken kayınvalidem neden gönderdin diye arayıp oğlunu haşlıyor para gidiyor bilmem ne gibisinden ama oğlu kardeşinin yanına gidince hiç bir problem yok 3 saat yol benzin parası aynı yani.
Eşimin oyun oynaması, beni başka kadınlarla kıyasa tutması zaman zaman, dilinin sinirliyken ağır olması, siniri geçince özür dilemesi, yine sinirli anında çoluk çocuk var demeden duvarları kapıları yumruklaması, 26 yaşında saçımın yarısının beyazlaması; aynaya baktığımda mutsuzluğum başarılı olma hayallerimin hepsi ekside yüzmesi. Evlilikte sözümün dinlenilmemesi hep başkalarının lafının önemli olması. Cümle içinde ; annemle babam şöyle dedi , teyzem böyle dedi gibi... yoruldum ayrılalım dedim. O istemiyor bir yolunu da bulacaktır barışmak için. Ama barışsam döngü aynı döngü.

Dipnot:güzel giden evlilik yine bu karışıp durmalar vs aramızdaki problemlerin dozu artınca kötüye gitti
Seni o kadar çok iyi anlıyorumki canım bunların daha fazlasını yaşadım dediğin gibi dögü hic değişmeyecek
 
X