Gelecekten bildiriyorum. Psikolojinizi düzeltmeden devam etmeyin. Kasım ayına çok var. 1-2 ay yeterliliğe çalışmak için yeterli. Hiç doktora yokmuş gibi ne yapıyorsanız yapın. Dizi, film, kitap, gezi, altın günü... Kafanız bir rahatlasın. İkilemlerden de kurtulun. Sonbaharda oturun çalışmaya. Ders döneminiz lay lay lom geçtiyse hiç bilmediğiniz konulara arada göz atın. Sonbaharda tekrar yapınca pekişir.
Gerekirse psikiyatriye gidip destek alın. Birike birike affedersiniz ama ağzıma etti bu süreç.
kendi bölümüm için konuşuyorum bizde 2 ayda yeterlilik filan veremez. kişiyi tanıdığımdan değil, kimse veremez.
bizde mesela SQL, R, python full bilmen lazım (ki bilgisayar mühendisi değilim, alan multidisipliner) + alanın sabit konuları/dersleri ne derseniz artık, ki mesela en basiti istatistik, tamamından sorumluyuz, sonra 5 hocadan 15 makale üstüne 2 tane de diğer disiplinden kişiye özel verilen konu oluyor. sınav 2 gün (her seans 4-5er saat) oluyor..1 gün sadece yazılı + uygulamalı 1 gün sadece sözlü sınav. tüm format bu herkes de bunu bilir. siz de okulun formatını biliyorsunuzdur. bizim eski sınavlarımızın da hepsine erişim sağlanıyor. çünkü herkes bu formatta sınava girdi şimdiye kadar. 2 ayda verilememesinin sebebi tek tek bunlara çalışmak değil- hadi bunların hepsini biliyor olsun, sebebi bizde kümülatif olarak hepsini içeren şeyler sorulması. konuları tek tek öğrenmek kafi gelmiyor. özellikle de alanda hali hazırda çalışmayan insanların bunları birleştirmesi zor oluyor.
tamam bazı okulların çok rahat oluyor bizim aynı okulun multidipliner olmayan, dersleri de Türkçe olan başka anabilim dallarında mesela günde 1 saat çalışsan rahat rahat geçersin...böyle de bir durum var mesela.
ama rahat geçilmeyen bir okulsa ve geçemezse bu sefer 2.de mutlak geçmem lazım diye iyice strese girecek. ha rahat geçilen okulsa - ki sadece okunacak yerler var dediğine göre herhalde daha sözel bir alan- hocaların ne sorduklarını neye önem verdiklerini biraz biliyorsa da zaten stres olacak bir şey yok o zaman?
Oh ya rahatlatacaksın diyen biri

bu umutla yaşıyorum galiba tünelin sonu yakın

ümarim yani

yalnız..
bu arkadaş sanırım doktor ve sanırım PhD yapılan bilimlerde doktora yapmış...(biyokimya farma filan neyse)
o tabi ki rahatlar her gün normal mesai yapıp üstüne doktorayı süresi içinde bitirmek kolay değil.
şunu belirteyim ki. bizde de en kasıp bitirenler hep bir yandan çalışıp bir yandan akademiyi severek, isteyerek doktora yapanlar ya da direkt ar gör olup doktora yapanlar. ne yapacağı konusunda kafası karışıklar genelde bıraktı. bizde sektörde çalışan akdemide çalışandan fazla kazanıyor. devlette olmayan bir iş.
Bir akademisyen olarak doktora bitince hiç öyle yan gelip yatmıyorsunuz. Okumayı, araştırmayı ve yazmayı hayat biçimi haline getirmeniz lazım.
eskiden ar gör'ler bile hep kadroluydu...
isterse hiç birşey de yapmasa bile kimse kimsenin kadrosunu alamıyordu...
şimdi dr öğr gör olanlar bile sözleşmeli. okul puan toplamazsan atarım diyebilir. rektör beğenmez uzatmayabilir... şimdiye kadar hep sözleşmeler uzadığı için atılamaz sanıyorlar da bunun bir garantisi de yok ki. herkes kendi zamanındaki gibi sanıyor.
prof'lardan filan hala var yatanlar ama çoğu yerde hocalar yükselebilmek için birşeyler yapmaya çalışıyor.
Bende kadro bulamam diye özel düşünüyorum. Geçende uzaktan bir arkadaşım aynı alandayiz doktorasını bitirdi özel unide kadroya girdi haftada üç gün sadece ders yükü varmış. Başka da idari falan görev yuklememisler. Yani özel üniversiteler de korkulacak yerler değil bence iş yükü bakımından
o kadroya girmek değil... işe girmek. özelde hiçbir yerde kadroya giremezsiniz her yer sözleşmeli.
arkadaşınızın yaptığı şey devletteki öğretim görevlisi kadrosundaki dr. öğretim görevlisi (ama devlette bu kişiler kadrolu), haftada 12 saat ders karşılığı maaşını hak eder. fazlasına ek ders alır.