Çok iyi anlıyorum sizi o psikolojiyi, o sıkışmışlık hissini, şu an konuşurken bile o dönemlerimi yaşıyorum resmen ama inanın dışarıdaki ortamlar da rezalet, elbette alanınıza göre değişir ama ben devam etmediğine sabretmediğine pişman olanlardanım. Dediğim gibi aynı baskıyı ve stresi başka bir alanda da yaşıyorum çünkü ne için bıraktım ki oldum bir süre sonra. Biraz da belki karakter meselesi bilemiyorum insan nereye giderse kafasını da oraya götürüyor sonuçta

ama dönem dönem acaba geri mi dönsem dediğim çok oldu fakat bu saatten sonra en baştan aynı yolları yürüyemem nasip değilmiş diyorum artık.
Umarım sizin için de kolaylaşır açılır yollar hakkınızda güzeli iyisi neyse o olsun.


Sıkıntı, stres hangi kuruma gitseniz var doğru yani burda olmasam düz memur olsam yine sıkıntılar, dertler bitmeyecekti, bu sefer ordayken de aa keşke akademide mi olsaydım ben araştırmayı seviyodum dicektim.
Ben veteriner hekimiyim ve klinik bilimlerde doktoramı aldım, dahiliye uzmanlık alanım.
Burdan istifa etsem kendi işimi kurma imkanım da var, yarın öbür gün bi sebepten yolumu akademiyle ayırmaya karar verirsem işsiz kalmam bunu biliyorum.
Ama bu yolun sonuna doğru ilerledikçe kalbimden geçenin bu işi burada bu şekilde yapmak olup olmadığına dair sualler ve sorgularla dolu bir halet-i ruhiyeye büründüm. Çünkü gelişemiyorum, olduğum yerdeyim ve bi süre sonra da hep böyle olacak.
Mobbing, baskı, hatta ve hatta ülkenin doğusunda bir ilde olmamdan ve buraya batıdan gelmiş olmamdan mütevellit sözlü ve fiziki olmasa da hissettirilen sen farklısın bizden değilsin durumu ile de karşı karşıyayım. Bu da yıpratıyor ve her şeyi bırakasım geliyor. Bi yandan da diyorum ki e bırakıp gittin nolacak, “hahaha bak geldi ve yapamadı, biz zaten istemiyoduk onu, bak işte biz bişey yapmadık gitmesi için kendi isteğiyle gitti” dedirteceğim. Sonra diyorum ki ya ağaç değilsin doçent ve profesör olup mutsuz ve şevksiz olduktan sonra ne anlamı var bu işin? Di mi ama?
Çalıştığım yerde imkanlar çok kötü, gelişemiyoruz, yeni bir yöntem, yeni bir metot yok gelişmek için, ödenek kısıtlı veriliyor, e ben burda yükselsem nolacak, burdakiler gibi bişey bilmez kendini tekrar eder halde olmaktansa git kendi işin için çalış çabala diyorum. En azından kendine yorulursun, milletin angaryasıyla uğraşmazsın. Onun ders ücreti, bunun projesi, şunun araştırması, e ben peki? Ben kendime ne zaman yapacağım? Doçent olduktan sonra mı? Ne anladım bu işten.
Bilmiyorum.
Fazlaca arafta kaldığım vakitlere esirim şuan. hakkımızda hayırlısı.


