Gaza gelmeye ihtiyacım var (Akademik)

Arkadaşlar utanmasaniz bi yoruldum dedim diye beni akademiden atacaksınız ya durun yavaş hiç siz yorulmadınız mi hiç gaza ihtiyaç duymadınız mi bu nedir ya 😂
 
Akademik prenses olmak cok guzel. Atandim simdi docentlige ugrasiyorum. Yuksek lisans tez ogrencilerim var onlari yonlendiriyorum. Insallah sizin de hayalleriniz gerceklesir.
Ya hay Allah razı olsun geleceğe ümitle bakmamı sağladınız ya. Diğerleri az daha konuşursak bırak akademiyi diyecek. Ben seviyorum istiyorum yani sadece biraz yoruldum toparlanirim yarın. Güzel cümlelere ihtiyacım vardı sadece.
 
Sizi üzmek istemem ama akademik kadro bulmak çok zor birşey. Hele özel okullar çok fazla yayın ister. Özellikle dışarıdan doktora bitirip (araştırma görevlisi olmayıp), akademiye geçmek daha da zordur. Hayatını akademiye adayan araştırma görevlileri bile doktoraları bittikten sonra kadro (doktor öğretim üyeliği) bulamıyor ve işsiz kalıyor. Ayrıca doktor öğretim üyeliği kadroları için özel alan açıklaması vardır; yayın, tebliğ vb. şartları vardır; ve öğretim üyeliği için hayat boyu her zaman yoğun çalışma söz konusudur. Arkadaşların da belirttiği gibi uzman kadroları (öğretim görevlisi kadroları) dışarıdan başvurular için daha uygun ve sürekli ders çalışma, yayın yapma vb. zorunluluklara tabii değildir, daha rahattır; dersinizi anlatır çıkarsınız.
 
Sizi üzmek istemem ama akademik kadro bulmak çok zor birşey. Hele özel okullar çok fazla yayın ister. Özellikle dışarıdan doktora bitirip (araştırma görevlisi olmayıp), akademiye geçmek daha da zordur. Hayatını akademiye adayan araştırma görevlileri bile doktoraları bittikten sonra kadro (doktor öğretim üyeliği) bulamıyor ve işsiz kalıyor. Ayrıca doktor öğretim üyeliği kadroları için özel alan açıklaması vardır; yayın, tebliğ vb. şartları vardır; ve öğretim üyeliği için hayat boyu her zaman yoğun çalışma söz konusudur. Arkadaşların da belirttiği gibi uzman kadroları (öğretim görevlisi kadroları) dışarıdan başvurular için daha uygun ve sürekli ders çalışma, yayın yapma vb. zorunluluklara tabii değildir, daha rahattır; dersinizi anlatır çıkarsınız.
Alanım hala bu konuda bakir. Birçok arkadaş tanıdık dr ogr üyesi olarak en azından özelde kolay iş buldu.
 
Insanin yorulunca degil yuregi soguyunca hikayesi biter. Bence odullendirme mekanizmasi kurun ders calismak icin. Yani beyninizin isleme mekanizmasini degistirin. Once odul sonra ders sonra yine odul. 4 donemde doktorayi bitirdim 30 yasimda dr.ogr. uyesi oldum. Cikolata kebap ve san sebastianla gecti gunlerim. Cips bile odul olabilir.
 
Insanin yorulunca degil yuregi soguyunca hikayesi biter. Bence odullendirme mekanizmasi kurun ders calismak icin. Yani beyninizin isleme mekanizmasini degistirin. Once odul sonra ders sonra yine odul. 4 donemde doktorayi bitirdim 30 yasimda dr.ogr. uyesi oldum. Cikolata kebap ve san sebastianla gecti gunlerim. Cips bile odul olabilir.
Bu yöntemi çok sevdim kesinlikle uygulayacağım 🤩🥰❤️🙏
 
Sizi üzmek istemem ama akademik kadro bulmak çok zor birşey. Hele özel okullar çok fazla yayın ister. Özellikle dışarıdan doktora bitirip (araştırma görevlisi olmayıp), akademiye geçmek daha da zordur. Hayatını akademiye adayan araştırma görevlileri bile doktoraları bittikten sonra kadro (doktor öğretim üyeliği) bulamıyor ve işsiz kalıyor. Ayrıca doktor öğretim üyeliği kadroları için özel alan açıklaması vardır; yayın, tebliğ vb. şartları vardır; ve öğretim üyeliği için hayat boyu her zaman yoğun çalışma söz konusudur. Arkadaşların da belirttiği gibi uzman kadroları (öğretim görevlisi kadroları) dışarıdan başvurular için daha uygun ve sürekli ders çalışma, yayın yapma vb. zorunluluklara tabii değildir, daha rahattır; dersinizi anlatır çıkarsınız.
Cok da olumsuz olmamak lazim
 
Sizin gibi düşünüyorum şuan ve bırakmayı istiyorum, kafam hiçbir zaman rahatlamayacak diye. Tamamen farklı bir alana yönelsem mi diye düşünüyorum ama konfor alanı dediğimiz şey beni sıkı sıkıya tutuyor.
Ve dediğiniz gibi torpil, üstlerin angarya baskısı, bir ton gereksiz iş, kadro sorunları.
Yıldırıyor insanı.
Devam etme gücü ve isteği bırakmıyor.
Doçent olana kadar rahat yok gibi gözüküyor.

Çok iyi anlıyorum sizi o psikolojiyi, o sıkışmışlık hissini, şu an konuşurken bile o dönemlerimi yaşıyorum resmen ama inanın dışarıdaki ortamlar da rezalet, elbette alanınıza göre değişir ama ben devam etmediğine sabretmediğine pişman olanlardanım. Dediğim gibi aynı baskıyı ve stresi başka bir alanda da yaşıyorum çünkü ne için bıraktım ki oldum bir süre sonra. Biraz da belki karakter meselesi bilemiyorum insan nereye giderse kafasını da oraya götürüyor sonuçta 😄 ama dönem dönem acaba geri mi dönsem dediğim çok oldu fakat bu saatten sonra en baştan aynı yolları yürüyemem nasip değilmiş diyorum artık.
Umarım sizin için de kolaylaşır açılır yollar hakkınızda güzeli iyisi neyse o olsun. ☺️🙏💙
 
Çok küçük bir şehirde yaşıyorum. Hiçbir şey yok kreşi zor buluyoruz. Şu doktorayı bitirsem önüme güzel kapılar açılacak güzel bir şehre gidebileceğim alanım müsait biliyorum. En azından özel bir üniversitede bile kolaylıkla kadro bulabilirim. Yeterlilik aşamasındayım Kasım'da sinavim var. Ama tükenmişlik yaşıyorum. Sevmiyor da değilim akademik kariyeri. Aksine hep sevmişimdir. Ama yoruldum galiba. benim ne zaman su kafam rahat olacak artık ya. Ne zaman çocuğumla ilgilenirken aklım derste olmayacak. Gönül rahatlığıyla vicdan yapmadan dizi izlicem. Daha en azından 3 yıl var bitirmeye. Kosturmaktan yoruldum. Bıraksam olmaz yani hayat kalitemi yükseltmemin tek şansı devlet olsun özel olsun üniversite kadrosu. Benim herşeyi bırakıp şöyle temiz bir ay full dizi izlemeye ihtiyacım var ama 4 ay kaldı sınava okunacak binlerce sayfa konu var. Ühhüü anne yaaaa 😭
Ben bu tükenmişlik durumlarına pek inanmıyorum açıkçası
O koşuşturmayı yaşarken hafif bir stres oluyor, neden bu şekilde yaşıyorum diyorsun ama bence 2 gün evde kalsan ne oluyoruz yaa böyle bomboş hayat mı yaşanır dersin. Benim tecrübem nu yönde.yoğunken neyi ne zaman yapsam diye tatlı bir stresim vardı.bir anda bıçak gibi kesildi.mal gibi bomboş kaldım ortada 😁 tempoyu kesmek zor değil ama bence gereksiz. Otur otur bakit geçniyor.her allahın günü insan ne yapacağını şaşırıyor saatlerce. Çocuk diyorsunuz ama ben kaliteli zamandan yanayım.sen televizyonun başında o kendi aleminde olduktan sonra aynı mekanda olmanın bir anlamı yok bence. Çalışırken insan dinç okuyor, zihni açık oluyor, üşengeç olmuyor. Ben işe gitmesem.gece 1 saatte yaptığım ev işini koca gün kıçımı kaldırıp yapamam.motive olamam çünkü.o yüzden çalışmıyorken daha fazla vaktim olmuyor benim.bence herkes böyledir.
 
Yazmayayım yazmayayım diyorum ama tutamıyorum kendimi. Başlığa yazanlar beni de boş geçmezseniz sevinirim🙈 ben akademik personel olmayı çok istesem de mezun olduğum dönem maddi olarak yoğunlaşabilecek durumda değildim ve özelde çalışmaya başladım. Aynı zamanda kpss çalıştım. Atanırsam maddi gücüm olur ve yükseğe başlayabilirim diye düşündüm ancak hepsini bir arada yapamadım tabi ki. Henüz atanamadım bunda bölümümün kontenjan azlığı ve haftanın 6 günü fiilen çalışmam büyük oranda etkili olsa da maalesef başaramadım ve geçen sene artık yüksek lisansı ertelemek istemediğime kanaat getirip başvurdum ve başladım. Bu sene tez dönemine geçiyorum . Konum çok içime sindi ve mutluyum 💃🏻yani sizlere göre yolun çok çok başındayım ve aşırı geç kalmışlık duygusu yaşıyorum öyle ki bu çalışmalarımı dahi etkiliyor zaman zaman. Önceki sayfalardan birinde arkadaşlardan biri 30 yaşımda dr oldum yazmış ben 28 yaşındayım ve okuyunca yine stres oldum😁. Bu sene teze endekslenicem + yds çalışıcam inşallah + bir de yarı zamanlı işe başlıyorum henüz atanamadığım için. Ancak umut etmek istiyorum ya, seviyorum okumayı ve bir şeyler üretme çabasını ve de hala nefes alıyorum ben de artık başarmak istiyorum 🎈 bölümümün özellerde pek kontenjanı yok hatta hiç komtenjanı yok onu da belirteyim . Biraz sevgili günlük tadında oldu ama mazur görün🍀
 
Ben bu tükenmişlik durumlarına pek inanmıyorum açıkçası
O koşuşturmayı yaşarken hafif bir stres oluyor, neden bu şekilde yaşıyorum diyorsun ama bence 2 gün evde kalsan ne oluyoruz yaa böyle bomboş hayat mı yaşanır dersin. Benim tecrübem nu yönde.yoğunken neyi ne zaman yapsam diye tatlı bir stresim vardı.bir anda bıçak gibi kesildi.mal gibi bomboş kaldım ortada 😁 tempoyu kesmek zor değil ama bence gereksiz. Otur otur bakit geçniyor.her allahın günü insan ne yapacağını şaşırıyor saatlerce. Çocuk diyorsunuz ama ben kaliteli zamandan yanayım.sen televizyonun başında o kendi aleminde olduktan sonra aynı mekanda olmanın bir anlamı yok bence. Çalışırken insan dinç okuyor, zihni açık oluyor, üşengeç olmuyor. Ben işe gitmesem.gece 1 saatte yaptığım ev işini koca gün kıçımı kaldırıp yapamam.motive olamam çünkü.o yüzden çalışmıyorken daha fazla vaktim olmuyor benim.bence herkes böyledir.
Aynen öyle oluyor zaten sağolun 🙏🥰
 
Yazmayayım yazmayayım diyorum ama tutamıyorum kendimi. Başlığa yazanlar beni de boş geçmezseniz sevinirim🙈 ben akademik personel olmayı çok istesem de mezun olduğum dönem maddi olarak yoğunlaşabilecek durumda değildim ve özelde çalışmaya başladım. Aynı zamanda kpss çalıştım. Atanırsam maddi gücüm olur ve yükseğe başlayabilirim diye düşündüm ancak hepsini bir arada yapamadım tabi ki. Henüz atanamadım bunda bölümümün kontenjan azlığı ve haftanın 6 günü fiilen çalışmam büyük oranda etkili olsa da maalesef başaramadım ve geçen sene artık yüksek lisansı ertelemek istemediğime kanaat getirip başvurdum ve başladım. Bu sene tez dönemine geçiyorum . Konum çok içime sindi ve mutluyum 💃🏻yani sizlere göre yolun çok çok başındayım ve aşırı geç kalmışlık duygusu yaşıyorum öyle ki bu çalışmalarımı dahi etkiliyor zaman zaman. Önceki sayfalardan birinde arkadaşlardan biri 30 yaşımda dr oldum yazmış ben 28 yaşındayım ve okuyunca yine stres oldum😁. Bu sene teze endekslenicem + yds çalışıcam inşallah + bir de yarı zamanlı işe başlıyorum henüz atanamadığım için. Ancak umut etmek istiyorum ya, seviyorum okumayı ve bir şeyler üretme çabasını ve de hala nefes alıyorum ben de artık başarmak istiyorum 🎈 bölümümün özellerde pek kontenjanı yok hatta hiç komtenjanı yok onu da belirteyim . Biraz sevgili günlük tadında oldu ama mazur görün🍀
Bu planlamaya yaparsın da özelde kontenjan yoksa devlette de çok zor olmalı girmek. Yüksek lisans hocan ile konuştun mu hic
Çok azimli ve enerjiksin en önemlisi seviyorsun bence bunlar yolun yarısı
 
Yaziniz beni huzunlendirdi. Üniversite hazirlik sinifinda akademisyen olacagim dedim. Okulda birsuru projeye katildim, not ortalamami yuksek tuttum, yabanci dil kastim, yuksek lisans yapmak istedigim alanda kendimi hep gelistirdim. Lisanstan mezun oldum 3 ay sonra yuksek lisansa 2.en yuksek puanla girdim. Ders asamasinda projeler, makalaler, 3 saatlik uykuyla derse girmeler, asiri derecede heyecanliydim ve seviyordum. Sira tez asamasina geldiginde ise tam bir fiyaskoydu. Danismanima akademik kariyer yapmak istedigimi belirttim. Bu konu hakkinda konusurken ilanlarin kisiye ozel acildigini, kendilerininde bu sekilde kadroya alindigini alenen beyan etti. Acilan ilanlarda bunu zaten goruyordum ama yinede bir umudum vardı. Bu arada Sinifimda dekanin oglu vardi ve oda akademik olarak ilerleme hedefindeydi. Bu yuzden inancim kalmamisti.
Bu arada danismanim bolumumuzde yer alan profesorun eski asistaniydi. Profesörün yazacağı kitabin konusu hakkinda tez yazmami ve arastirmalarimi o profesorlede paylasmami istedi. Konuyu istememe ragmen resmen diretti. Baska alternatifleri dikkate almadi. Tez asamasinda birakmak zorunda kaldim. Bu arada izmirde bilindik bir kurum icin proje hazirliyorduk, ucret verilecek ve projede adimiz yer alacakti. Emeklerimizin ustune coktuler. Ucreti gectim projede adimiz yoktu :) Bu konulari okuyunca kalbim cız ediyor. Su an baska birinin cok istedigi hayali yasiyorsunuz, lutfen birakmayin :)
 
Benim 2 yl ogrencim 40 yasinda yuksege basladi. 2 cocugun ustune basladilar. Gayet de iyiler. Bu islerin yasi yok bence. Bolumumuzdeki cok yetkin hocalardan biri de 40 yasinda baslamis doktoraya. Profluktan emekli oldu. Yani onemli olan istek bence. Kac kisi de erken baslayip 22 yasinda fln birakiyor istekleri bitince. Lisansin hemen ustune yuksek lisans cok agir geliyor bazilarina.
 
Yaziniz beni huzunlendirdi. Üniversite hazirlik sinifinda akademisyen olacagim dedim. Okulda birsuru projeye katildim, not ortalamami yuksek tuttum, yabanci dil kastim, yuksek lisans yapmak istedigim alanda kendimi hep gelistirdim. Lisanstan mezun oldum 3 ay sonra yuksek lisansa 2.en yuksek puanla girdim. Ders asamasinda projeler, makalaler, 3 saatlik uykuyla derse girmeler, asiri derecede heyecanliydim ve seviyordum. Sira tez asamasina geldiginde ise tam bir fiyaskoydu. Danismanima akademik kariyer yapmak istedigimi belirttim. Bu konu hakkinda konusurken ilanlarin kisiye ozel acildigini, kendilerininde bu sekilde kadroya alindigini alenen beyan etti. Acilan ilanlarda bunu zaten goruyordum ama yinede bir umudum vardı. Bu arada Sinifimda dekanin oglu vardi ve oda akademik olarak ilerleme hedefindeydi. Bu yuzden inancim kalmamisti.
Bu arada danismanim bolumumuzde yer alan profesorun eski asistaniydi. Profesörün yazacağı kitabin konusu hakkinda tez yazmami ve arastirmalarimi o profesorlede paylasmami istedi. Konuyu istememe ragmen resmen diretti. Baska alternatifleri dikkate almadi. Tez asamasinda birakmak zorunda kaldim. Bu arada izmirde bilindik bir kurum icin proje hazirliyorduk, ucret verilecek ve projede adimiz yer alacakti. Emeklerimizin ustune coktuler. Ucreti gectim projede adimiz yoktu :) Bu konulari okuyunca kalbim cız ediyor. Su an baska birinin cok istedigi hayali yasiyorsunuz, lutfen birakmayin :)
Baska okullara gecemez miydiniz? Daha dogudaki okullara? Ben de Izmir'de okudum ve oradaki cogu ars gorden ayni seyleri duyuyorum.
 
Çok iyi anlıyorum sizi o psikolojiyi, o sıkışmışlık hissini, şu an konuşurken bile o dönemlerimi yaşıyorum resmen ama inanın dışarıdaki ortamlar da rezalet, elbette alanınıza göre değişir ama ben devam etmediğine sabretmediğine pişman olanlardanım. Dediğim gibi aynı baskıyı ve stresi başka bir alanda da yaşıyorum çünkü ne için bıraktım ki oldum bir süre sonra. Biraz da belki karakter meselesi bilemiyorum insan nereye giderse kafasını da oraya götürüyor sonuçta 😄 ama dönem dönem acaba geri mi dönsem dediğim çok oldu fakat bu saatten sonra en baştan aynı yolları yürüyemem nasip değilmiş diyorum artık.
Umarım sizin için de kolaylaşır açılır yollar hakkınızda güzeli iyisi neyse o olsun. ☺️🙏💙
Sıkıntı, stres hangi kuruma gitseniz var doğru yani burda olmasam düz memur olsam yine sıkıntılar, dertler bitmeyecekti, bu sefer ordayken de aa keşke akademide mi olsaydım ben araştırmayı seviyodum dicektim.

Ben veteriner hekimiyim ve klinik bilimlerde doktoramı aldım, dahiliye uzmanlık alanım.
Burdan istifa etsem kendi işimi kurma imkanım da var, yarın öbür gün bi sebepten yolumu akademiyle ayırmaya karar verirsem işsiz kalmam bunu biliyorum.

Ama bu yolun sonuna doğru ilerledikçe kalbimden geçenin bu işi burada bu şekilde yapmak olup olmadığına dair sualler ve sorgularla dolu bir halet-i ruhiyeye büründüm. Çünkü gelişemiyorum, olduğum yerdeyim ve bi süre sonra da hep böyle olacak.

Mobbing, baskı, hatta ve hatta ülkenin doğusunda bir ilde olmamdan ve buraya batıdan gelmiş olmamdan mütevellit sözlü ve fiziki olmasa da hissettirilen sen farklısın bizden değilsin durumu ile de karşı karşıyayım. Bu da yıpratıyor ve her şeyi bırakasım geliyor. Bi yandan da diyorum ki e bırakıp gittin nolacak, “hahaha bak geldi ve yapamadı, biz zaten istemiyoduk onu, bak işte biz bişey yapmadık gitmesi için kendi isteğiyle gitti” dedirteceğim. Sonra diyorum ki ya ağaç değilsin doçent ve profesör olup mutsuz ve şevksiz olduktan sonra ne anlamı var bu işin? Di mi ama?

Çalıştığım yerde imkanlar çok kötü, gelişemiyoruz, yeni bir yöntem, yeni bir metot yok gelişmek için, ödenek kısıtlı veriliyor, e ben burda yükselsem nolacak, burdakiler gibi bişey bilmez kendini tekrar eder halde olmaktansa git kendi işin için çalış çabala diyorum. En azından kendine yorulursun, milletin angaryasıyla uğraşmazsın. Onun ders ücreti, bunun projesi, şunun araştırması, e ben peki? Ben kendime ne zaman yapacağım? Doçent olduktan sonra mı? Ne anladım bu işten.
Bilmiyorum.
Fazlaca arafta kaldığım vakitlere esirim şuan. hakkımızda hayırlısı.🙏😊🌸
 
Back
X