- 1 Ekim 2019
- 1.160
- 1.266
- 53
Geçmiyor.
Yıllar geçti.
28 yaşındayım.
Geçmiyor.
Ne öfkem, ne üzüntüm.
Anneme, ablama, babama, amcama, ölmüş dedeme, babaanneme...
Bir insan bir çocuğa o kadar yüklenmemeli idi.
Yıllar geçtikten sonra da hiç bir şey yokmuş gibi bir şeyleri anlattıklarında o kadar üzdüklerini yoksaydıklarında içimin ne kadar kan ağladığını görmüyorlar.
Bazen birilerine haksızlık mı yapıyorum, kıskanıyor muyum o yüzden mi diyorum kendimi ablama inanılmaz öfke doluyum. Sanki yanlış zamanda doğdum. Anneme de kızgınım eskisi kadar değil, bu aralar iyi davranıyor benimle anne kız gibi artık. Bu sefer kendime kızıyorum sırf o sevgiyi bu yaşında tattığın için kanıyorsun çok yaklaşma. Geçen hastalandım. Doktora götüreyim dedi. Yok ben hallederim dedim. Ben ortaokuldan beri kendim doktora gidiyorum. Götür dediğimde kendin git derken ablamın peşinden koşardı o halledemez diye... Şimdi ise onun yaptığı nankörlüklerden şikayetçi hayatlarını allak bullak etti annemlerin. Ona verdiği sevgi gibi yine değil ama daha yakın eskisine göre.
Kendime kızıyorum. Odaya geçtim şimdi düşünüyorum ağlamamak için zor tutuyorum salağım ben üç gün sonra ablamla yine iyi olsa yine ben öteleneceğim belki de annem öyle olduğunu zannetmezse de. Sürekli eski şeyler aklıma geliyor. Oturduğum semtte yürürken çok ağladım eşimle çok dertleşirdik. Üniversiteme çok yakındı dersi ekip bu sokaklarda yürürdüm akşamları düşünürdüm. Sonra çocukken aklıma geliyor her gece ağlardım her gece... O babannenin yengenin dışlayıp ablamı kucaklamasını. Büyüdüm ama geçmedi. Herkes beni görüp kendini iyileştirdin der, eşim hep helal olsun o kadar travmanın üstesinden geldin ne kadar içinde kalan şeyler olsa da kuvvetlisin der. Ama yok. Kendime ben acıyorum ama bir başkasının beni acıtmasına dışlamasına müsaade etmiyorum sadece. Yoksa hala o çocukken yaşadığım acıların yaşındayım.
Eş kısmına kadar acaba ben mi yazdım dedim bari orda yüzünüz gülmüş