Gerçeklikten koptum ve geri dönemiyorum.

Hepinize merhaba. Buraya çaresizce yazıyorum. Aslında kendi kendimi çaresiz bırakıyorum, farkındayım. Dertleşecek insanlara çok ihtiyacım var. Birkaç psikiyatra gittim; ancak pek sohbet etmedik, ilaç verdiler yalnızca (devlet hastanesi) ve ilacın etki edeceğinden yana karamsarım.
Uzun yıllardır hayallerde yaşıyorum. Daydreamingin dozunu kaçırdım. Mimiklerle, hareketlerle, konuşarak, eşlik ederek hayalin içine girme; şizofreninin bilinçli olan versiyonunu yaşıyorum. sosyal medyada gördüğüm rastgele birini stalklıyorum ve ilgimi çeken bir şey görürsem işim gücüm artık o oluyor. Bir zararım ya da iletişime geçme çabam yok, sadece stalklıyorum. O kişi olasım geliyor, mümkün olmadığı için ağlıyorum. Mesela burnumu yaptırmak istediğim bi dr vardı, kızını da paylaşmış ameliyatlarını paylaştığı hesapta, gördüm, stalkladım, kızı ev hallerini çekip youtube'a atıyordu. Doktor, kızını çok seviyordu ya da öyle yansıtıyor, ailecek araları çok iyi gibiydi, dr yakışıklıydı da. O kadar yakışıklı babasının olması, kızın çok güzel olması, eğlenceli videolar çekmesi, iyi ama mütevazı bir aile yaşantası resmetmesi beni çok kıskandırdı. O kızı senelerce stalkladım hedabi herkese acikti. O kız evli şu sıralarda. Allah mutlu mesut etsin. Artık stalklamıyorum onu. Daha eğlenceli hayatlar buldum lol.
Dünyayı gezen bir adam buldum sonra instagramda, güya onun ailesindendim abi kardestik onunla. beraber geziyorduk güya. Her an hikâye kuruyorum kafamda, ayağımı sakatlamışım beni hastaneye götürmüş. Hep sen mi beni gezdireceksin deyip ben onu hiç bilmediği bir ilginç cafeye götürüyorum filan güya. Erkek arkadaşım oluyor, onunla tanıştırıyorum, şakalaşıyor benimle şakasına mahçup ediyor beni.
Şu sıralar çok kötüyüm. Çünkü şimdiki stalkladığım kişi, kendi başarısızlıklarımla çok sert yüzleştirdi beni. Sürekli ağlıyorum ve kendimi günden güne daha az seviyorum.
Bir ünlü var; yaşlı biri. Ancak oldukça elit ve iyi, eli yüzü düzgün biri. (En azından ekran personası öyle.) Onun yanında çalışan elemanları kıskandım çünkü o elit ortamda 18-20 yaşlarından beri onunla çalışıyorlar ve o ünlü de onları çok seviyor ve sayıyor. Ben 27'yim, onların şimdiki yaşı da benimkine yakın. Düşünün, neredeyse hayatları boyunca hep öyle elit ortamda durmuşlar. Ben o yaşta, derslerim çok iyi olmasına rağmen okulu bırakmış, a101'de çalışmaya başlamıştım, çıplak ellerimle çitileye çitileye yer paspası temizliyordum ben o yaşta. Halbuki aşağı yukarı benzer okulları kazanmışız, onlar da bir noktadan sonra okumamış, ben de. Onlar o ünlünün yanına girmiş, ama ben a101'e. Neden ben doğru kararı veremedim; ancak onlar vizyonlu oldu. Neden ben bu yaşımda hâlâ sihirli annemi izliyorum, büyümedim, başkaları büyüdü ben neden küçük kaldım, cevabını kendime veremiyorum. Neden böyleyim sorusunun cevabını verememek beni derinden yaralayıp üzüyor.
Burada hayli zaman önce değinmiştim aile hayatıma.
Ben ortaokulda çok değiştim. Çünkü yeni gittiğim bir okulda çok zorbalık gördüm ama başa çıkmayı başaramadım, cevap vermeyi, kendimi savunmayı başaramadım. İçe kapanıktım. Bunu yadırgadılar. Bakalım konuşacak mı diye başımdan aşağı su döktüler, bir yerlere kitlediler, onların istediklerini yapıp da çöplerini atmadığım ve başka isteklerini yapmadığım için itip kaktıkları, vurdukları, cnsel laflar soktukları da oldu. O okulun ortami kotuydu, okulun geneli zorbaydi. O zamanlarda öğretmenlerime şikayet ettim; pek bir sey yapılmadı, hatta rehberlik ogretmeni gulerek, ceza mi verecegimizi sandin ki demisti, özür dileyip 2 gün sonra yine devam ediyorlardı. Bir sure sonra hic konusmamaya ve hic yerimden kalkmamaya basladim; ancak tepki vermemi saglamak icin esyalarima zarar vermeye, saclarima kagit toplari atmaya basladilar. Agir laflar ettiler, travesti suratli, erkek sesli... sen kiz misin ki? Cirkin... sosyal yeteneklerim cok koreldi, parmagi hep havada olan ben, yuksek sesle bir satir bile okuyamaz oldum. Yalnizlastim. Önceki okullarimda hic boyle degildim. Arkadaslarim da vardi.
Lisede acik ogretime gectim. Derslerim iyiydi hala, bir yerden burs teklifi almistim ama aciga gectim. Artik evden hic cikmiyordum. Sonra bazi bilgisayar ve kisisel gelisim kurslarina gittim. Ancak fazlasiyla ufak tefek, cocuksu, ice kapanik ve fiziksel guzellik anlaminda da epey dezavantajli oldugum icin bir asistanlik isi bile bulamadim. Suratima bakip, seni burada ezerler diyorlardi. Yasitlarimin girdigi lux bir genclik kafesi, "sen lokantalara bak burasi elit bir cafe" deyip almamisti ama ustum basim gayet normaldi aslinda, mizacim, atak olmamam ve fiziksel deformitelerim engel oluyordu biraz. Maddi olarak cok zordaydik. Bir ped bile alamiyordum. Ihtiyaclarimi karsilayamiyordum. Marketlere, pastanelere girdim sonunda.
Aile icinde de istedigi hizmeti goreyim diye abimden ve babamdan cok siddet goruyordum. Annem, kavga cikmasin diye genelde hep alttan almamdan yana olurdu. Universite kazanip ayrildim. Zamanla biraz acildim. Tek basima bir yerlere gidebilmeye basladim. Kendi evime ciktim kendimi gecindirdim. Ama universite kazanmis olmam da istedigim turde is bulmami saglamadi ve kasiyerlik yapmaya devam ettim. Okulu biraktim, calisirken gitmeye firsat bulamiyordum. Ama ayri sehirde tek yasamayi surdurdum. Laf aramizda bu donemde evi bazen cop eve ceviriyordum. Sonra bi enerji gelip bir gunde duvarlara varincaya dek her yeri temizliyordum filan. abim sonraki yillarda hastalanip vefat etti. Cok uzuldum cenazeye gittim, annemlere baslarda destek oldum. Annemler, yasarken, (hasta olmadan once dahil) hep onunla ilgilendikleri gibi vefat etmesiyle de durum pek degismedi. Diger abimin bebegi oldu, bu surecte yas tutmaktan yasayan abimin bebesini gormeye gitmediler. Bu vefat eden abim hasta olmadan once benim tam tersim cok hareketliydi, her an bir olay cikarmasindan yana tedirgindiler ve daha cok ustune dusup ne isterse yapiyorlardi. Bana okul gezisine gitmem icin izin verip ben yola cikinca, o o gun evde olacagi icin benim de evde durmami istedi diye, ben gitmiyorsam o da gitmesin dedi diye gelip beni alip eve geri goturuyorlardi. Okul etkinliklerine bile o karismazsa katilabiliyordum cunku ogretmenimle konusup beni cikarttiriyordu. Yasayan abimle ve esiyle iyi anlasiyordum; ancak yengemin sacma dolduruslari ve abimin yalanlari yuzunden aramiz bozuldu. (Abim, ona ettigim yardimlari erkeklik gururu incinmesin diye saklamis, yengem de yardim etmedim sanip tribe girmis. Ben kotu umursamaz gorumce oldum ve dislandim. Diger abim olunce yasayan abimle aramiz bir sure duzelse de yasayan abim esasinda, sorunlu aile yapisini kaziyip karisiyla kurdugu yuvasinda bizden uzakta mutlu kalmak istiyordu. o yuzden bilhassa sorun cikardigini hissediyordum cunku birkac kez bana "kendine baska bir hayat kur babamgille benimle kimseyle gorusme ben de oyle yapicam" demisti.)
Uzun uzun daha anlatamayacagim cok siddet ve mobbing gordum hem iste hem de ailede ama basa cikmayi basaramadim.
Simdi guvenlik gorevlisiyim. Schengen vizesi cikarttirdim gecen sene guzel yerlere gittim, az miktarda da olsa birikimim var ama ne hayalimdeki okulu bitirdim ne istediklerimi yaptim, ne guzellesebildim ne evlendim, isteyenler oldu ama hepsi ben sessizim diye benimle ilgilenen seriat yanlisi heriflerdi ben oyle biri degilim ki. Panik atak, parkinsonlu gibi hep titreyen, bircok kisinin deli zannettigi itibari dusuk biri oldum. Yapsam belki yaparim; ama enerjim yok modundayim. Gecen hic calismasan sinava girip ozel bir okulda tam burslu tasarim kazanmistim ama calisirken gidemem diye gitmedim. Bu surecte hep kotu seyler olmadi dedigim gibi az biraz param oldu, schengen cikarttim, birkac dost da biriktirdim. Soyadim cok alay edilen kotu bir kelimeydi soyadimi degistirdim mahkeme karariyla. Ama oldurmadigim cok sey var.
Hayallerden cikamiyorum.
Ne yapacagimi bilmiyorum. Bir hayat kuramiyorum. Bana neyin engel oldugunu bile bulamiyorum. Hala evi arada bir cop eve cevirdigim oluyor.
Kusura bakmayın uzun oldu ama anlatmaya ihtiyacim vardi bu uzun ve sıkici yazici okuduysaniz mutesekkirim. (Ayrica bahsettigim calisanlari kiskanip uzun bir elestiri yorumu yazdim internette. Kufur ve hakaret yoktu ve hepsini de gercekler uzerine yazdim. Ben yapamadim onlar yapti ama onlar da pek meziyetli degiller aslinda, dogru haberler yapamiyorlar. Diksiyonlari kotu. Hep bagirarak konusuyorlar. Onlari ozel yapan nedir anlayamadim. Uzun uzun elestirmemden rahatsiz olmuslar, hic kotu laf etmeyip etkilesimi cok az bi paylasimin altina yazdigim halde, hedef mi gosterdin bizi dediler bana sasirdim. Sildim ben de yorumu, uzmek istemedim, yalan haberler yapmaniza kizdim dedim ama dava acip gorunmezligimi yok etmelerinden cekiniyorum, artik ilgilenmemeye calissam da hala dusunup kendimi kiyaslayip uzulmeye devam ediyorum. Kotu hicbir sey yazmadim davadan korkmuyorum o sebeple, avukata danistim kovusturma bile olmaz sadece elestirmissin dedi, sadece acarlarsa desifre olurum diye uzuluyorum, yeterince rezil biri degilmisim gibi)
Merhaba. Ben de 20 yaşında ve yaklaşık olarak seninle aynı şeyleri yaşayan birisiyim. Kendim gibi birisini görünce çok şaşırdım. Bende çocukluğumdan beri daydreaming yapıyorum hayallerde yaşıyorum. Kafamda senaryolar kuruyorum ve gerçek hayatımda ne kadar mutsuzsam o hayal dünyamda çok mutluyum. Stalk konusunda da çok benzeriz. Birisini kafama takarım ve sürekli onu stalklarım. Ablam çok kızar bu huyuma. Bende üniversitesiyi sosyal anksiyete sebepli terk ettim. Şimdi kasiyerlik gibi bir işe gireceğim. Az buçuk aynıyız. Bu süreçte çok kilo da aldım. Ye iç uyu hayallere dal döngüsü sebepli. Çok şaşırdım senin yazdığını okuyunca, aaa bu ben dedim.
 
Merhaba. Ben de 20 yaşında ve yaklaşık olarak seninle aynı şeyleri yaşayan birisiyim. Kendim gibi birisini görünce çok şaşırdım. Bende çocukluğumdan beri daydreaming yapıyorum hayallerde yaşıyorum. Kafamda senaryolar kuruyorum ve gerçek hayatımda ne kadar mutsuzsam o hayal dünyamda çok mutluyum. Stalk konusunda da çok benzeriz. Birisini kafama takarım ve sürekli onu stalklarım. Ablam çok kızar bu huyuma. Bende üniversitesiyi sosyal anksiyete sebepli terk ettim. Şimdi kasiyerlik gibi bir işe gireceğim. Az buçuk aynıyız. Bu süreçte çok kilo da aldım. Ye iç uyu hayallere dal döngüsü sebepli. Çok şaşırdım senin yazdığını okuyunca, aaa bu ben dedim.
Gercekten mi? En azindan dunyadaki tek ve en mutsiz benim sanrisindan cikmamiza belki bu durum yardimci olur. Siz de almak istediginiz bir tavsiye ya da merak ettiginiz bir sey varsa sorabilirsiniz.
 
Zaman zaman pek cogumuz farklı hayatları merak edip hayaller kurabiliyoruz.Bunlar genelde yaşantımızdan çok daha ust seviyelerde tabi kötüyü kim ister.Ne zamanki rutinlerimizde bir bozulma oluyor iste o zaman elimizdekinin kıymetini anlıyoruz.Sizdeki biraz üst boyut ama farkındalığa sahipsiniz bu iyi.Aslında bunu avantaja cevirebilirsiniz.Hayal gücünüzü kitap yazmak için kullanabilirsiniz roman mesela.Hayali karakterler hayali yaşantılar neden olmasın.Bu arada tedavinizide aksatmadığınız sürece herşey cok daha iyiye gidebilir.Kimse sizi sevmek beğenmek zorunda değil belki ama siz zorundasınız.Kendinize bakışınızı değiştirin olumluya konsantre olun.Umarım bunu başarır ve hayalini kurduğunuz bir hayatın baş kahramanı olursunuz 🌺
Cok mantikli bir yorum yaptiniz ozellikle paragrafinizdaki ilk cumlelerle. Boyle dusununce akil hastasi olmadigima ikna oldum ve normal olduguna inandim sanirim. Cok tesekkur ederim degerli gorusleriniz icin 💖
 
Söyledikleriniz cok etkileyici çünkü benzer şeyleri yaşayan bir tanıdığım olmuştu.
Size en büyük tavsiyem çok iyi bir psikiyatri doktoruyla tedavi olun potansiyelinizi boşa harcamayın.
Buradan yazın icinize atmayın, sosyallesin, yeni hobiler edinin. Kendinizi sevin ihmal etmeyin.
Bir kediye bir yaşlıya yardım edin bu da ruhsal olarak sizi besleyecektir.
Cok tesekkur ederim. Kediler enn sevdigim canlilardır onlari cok severim hep beslerim hic kiyamam.
 
İçime öküz oturdu resmen. Çok üzgünüm ya. Umarım gerekli tedavilere ulaşabilirsiniz. İstanbuldaysanuz whrutomer var. Maddi durumu yetersiz olanlara ücretsiz destek veriyorlar. lütfen randevu alıp derdinizi anlatın.
Cok tesekkur ederim. Ucretsiz birkac kurumu sorusturdum, faal olmadiklarini ogrendim, orayi da sorustururum, sag olun. 🌸
 
Evet çünkü bir seyi 17 saniyeden cok düşünürsen kafanin icinde yer edinmeye başlar. Ama sen de sanki epeycene bir düşünürsem mutlak bir closure yapacak kadar çözerim kendi icimde ve bir daha açmam diye düşünüyorsun.

Ben seni Albert Camus e benzettim ve cok sevdim :) yaratici bir insansin tam klasik yazabilecek yalniz ve dogru miktardaki kırıklikta kafan :) cok baska yerlere hakikaten gelebilirsin. Ama kendini kanalize etmezsen adhd ye dönersin burdan gibi duruyor :). Camus'nün Yabancı romanini okudun mu? Okumadiysan:

Kitaptaki kahraman cinayetten
tutuklanıo ve hapishaneye konuyor. Burada, fiziksel olarak özgürlüğü kısıtlanmış ama zihinsel olarak hala serbest temel mantik bu. Özellikle gözlem yaparak, hayal kurarak ve anılarını hatırlayarak, dış dünyayla bağ kurmaya çalışıyor mesela denizi, kadınları, güneşi, sigarayı hatırlıyor camdan süzülen ışıkları izliyor kendini dışarıda hayal ediyor. O sekilde bi cope etme mekanizmasiyla hapishanenin rutiniyle barışıo ve iç dünyasında bir düzen kuruyor.

Yani i
nsan anlamsız bir dünyada yaşar ama yine de yaşar, alışır ve anlamı kendi içinde yaratır. Sen hayal kurarak miserable hayatindan kaça da bilirsin tam tersi güzel bi hayatini çöpe de cevirebilirsin. Ben mesela ikinci gruptanim :)) insanlarin cogu da oyle bence en azindan anksiyete sahibi olanlar. Hicbir sorunum yok, karnim tok, iliskilerim iyi sosyallesiyorum para kazaniyorum sagligim yerinde bir bakıyorum on yil once beni sinir eden bir olay dönüyor kafamin icinde. O an vucudun verdigi tepkiler sanki o kötü olayi su an yasiyormuscasina. E bunun tam tersi niye olmasin. Kotu bir ortamdasin, sartlarin kotu, hayatindan memnun degilsin eee baska guzel bir hayatta hayal et kendini o zaman... Ki bu benim daha bi hayran oldugum kafa ama iste senin dedigin gibi gerceklik algisini ortadan kaldiriyor.

O yuzden ortaya ve ana fikre geliyoruz ya da gelmemiz gerekiyor tam da o noktada:
Absurd bir dünyada anlam arayışıyla yüzleşmek ve bu anlamsızlık karşısında dürüst, bilinçli bir şekilde yaşamayı seçmeli insan. Çünkü hayatın nesnel bir anlamı yok; ama insan bu anlamsızlıkla yüzleşip kendi varoluşunun sorumluluğunu alarak yaşamaya devam edebilir neticede.

Velhasıli benim önerim bu özelliğini yaratici bir alana yönelmek için kullan sınırlarını zorla bir kac gömlek yüksel ve sonra mumkun mertebe orda kal hem soyut hem somut olarak.
Ha ha cok tesekkur ederim, bilmem ki😅😊 oyle olsa ne guzel olur gercekten.
Ben de cope cevirdigimi hissediyorum; ancak kim bilir belki de hayatimiz, aslinda kendimizin iyi ya da idare eder bir versiyonudur da biz doyumsuz veya yanilgi icerisinde oldugumuz icin bunun farkinda degilizdir.
Diger yandan soyle bir bakis acisi da var. Orhan Pamuk diyordu ki: "Gerceklige, ancak onu degistirerek katlanabiliyorum." Bizimki ilk yazdigim durum da olabilir, bu hesap da olabilir. Her iki durum ic ice de olabilir. Keske hayatimizla kolayca barismak mumkun olsaydi, bazen dunyaya bakiyorum ve niye bu kadar mucadele etmemiz gerek anlamiyorum.
 
Ha ha cok tesekkur ederim, bilmem ki😅😊 oyle olsa ne guzel olur gercekten.
Ben de cope cevirdigimi hissediyorum; ancak kim bilir belki de hayatimiz, aslinda kendimizin iyi ya da idare eder bir versiyonudur da biz doyumsuz veya yanilgi icerisinde oldugumuz icin bunun farkinda degilizdir.
Diger yandan soyle bir bakis acisi da var. Orhan Pamuk diyordu ki: "Gerceklige, ancak onu degistirerek katlanabiliyorum." Bizimki ilk yazdigim durum da olabilir, bu hesap da olabilir. Her iki durum ic ice de olabilir. Keske hayatimizla kolayca barismak mumkun olsaydi, bazen dunyaya bakiyorum ve niye bu kadar mucadele etmemiz gerek anlamiyorum.
Ahhh gercekten anlamasi cok zor, cok dogru soyledin. Hem fiziksel olarak tutunmasi zor, hem de zihnin yükü çok ağır. Asla güzelledikleri kadar harikulade bir yolculuk değil yaşamak. Daha çok acılarla uğraşlarla dolu bir deneyim 😁 ve bu kadar uğraşmamaliydik sanki, bir terslik var bu işte kesinlikle...
 
Hepinize merhaba. Buraya çaresizce yazıyorum. Aslında kendi kendimi çaresiz bırakıyorum, farkındayım. Dertleşecek insanlara çok ihtiyacım var. Birkaç psikiyatra gittim; ancak pek sohbet etmedik, ilaç verdiler yalnızca (devlet hastanesi) ve ilacın etki edeceğinden yana karamsarım.
Uzun yıllardır hayallerde yaşıyorum. Daydreamingin dozunu kaçırdım. Mimiklerle, hareketlerle, konuşarak, eşlik ederek hayalin içine girme; şizofreninin bilinçli olan versiyonunu yaşıyorum. sosyal medyada gördüğüm rastgele birini stalklıyorum ve ilgimi çeken bir şey görürsem işim gücüm artık o oluyor. Bir zararım ya da iletişime geçme çabam yok, sadece stalklıyorum. O kişi olasım geliyor, mümkün olmadığı için ağlıyorum. Mesela burnumu yaptırmak istediğim bi dr vardı, kızını da paylaşmış ameliyatlarını paylaştığı hesapta, gördüm, stalkladım, kızı ev hallerini çekip youtube'a atıyordu. Doktor, kızını çok seviyordu ya da öyle yansıtıyor, ailecek araları çok iyi gibiydi, dr yakışıklıydı da. O kadar yakışıklı babasının olması, kızın çok güzel olması, eğlenceli videolar çekmesi, iyi ama mütevazı bir aile yaşantası resmetmesi beni çok kıskandırdı. O kızı senelerce stalkladım hedabi herkese acikti. O kız evli şu sıralarda. Allah mutlu mesut etsin. Artık stalklamıyorum onu. Daha eğlenceli hayatlar buldum lol.
Dünyayı gezen bir adam buldum sonra instagramda, güya onun ailesindendim abi kardestik onunla. beraber geziyorduk güya. Her an hikâye kuruyorum kafamda, ayağımı sakatlamışım beni hastaneye götürmüş. Hep sen mi beni gezdireceksin deyip ben onu hiç bilmediği bir ilginç cafeye götürüyorum filan güya. Erkek arkadaşım oluyor, onunla tanıştırıyorum, şakalaşıyor benimle şakasına mahçup ediyor beni.
Şu sıralar çok kötüyüm. Çünkü şimdiki stalkladığım kişi, kendi başarısızlıklarımla çok sert yüzleştirdi beni. Sürekli ağlıyorum ve kendimi günden güne daha az seviyorum.
Bir ünlü var; yaşlı biri. Ancak oldukça elit ve iyi, eli yüzü düzgün biri. (En azından ekran personası öyle.) Onun yanında çalışan elemanları kıskandım çünkü o elit ortamda 18-20 yaşlarından beri onunla çalışıyorlar ve o ünlü de onları çok seviyor ve sayıyor. Ben 27'yim, onların şimdiki yaşı da benimkine yakın. Düşünün, neredeyse hayatları boyunca hep öyle elit ortamda durmuşlar. Ben o yaşta, derslerim çok iyi olmasına rağmen okulu bırakmış, a101'de çalışmaya başlamıştım, çıplak ellerimle çitileye çitileye yer paspası temizliyordum ben o yaşta. Halbuki aşağı yukarı benzer okulları kazanmışız, onlar da bir noktadan sonra okumamış, ben de. Onlar o ünlünün yanına girmiş, ama ben a101'e. Neden ben doğru kararı veremedim; ancak onlar vizyonlu oldu. Neden ben bu yaşımda hâlâ sihirli annemi izliyorum, büyümedim, başkaları büyüdü ben neden küçük kaldım, cevabını kendime veremiyorum. Neden böyleyim sorusunun cevabını verememek beni derinden yaralayıp üzüyor.
Burada hayli zaman önce değinmiştim aile hayatıma.
Ben ortaokulda çok değiştim. Çünkü yeni gittiğim bir okulda çok zorbalık gördüm ama başa çıkmayı başaramadım, cevap vermeyi, kendimi savunmayı başaramadım. İçe kapanıktım. Bunu yadırgadılar. Bakalım konuşacak mı diye başımdan aşağı su döktüler, bir yerlere kitlediler, onların istediklerini yapıp da çöplerini atmadığım ve başka isteklerini yapmadığım için itip kaktıkları, vurdukları, cnsel laflar soktukları da oldu. O okulun ortami kotuydu, okulun geneli zorbaydi. O zamanlarda öğretmenlerime şikayet ettim; pek bir sey yapılmadı, hatta rehberlik ogretmeni gulerek, ceza mi verecegimizi sandin ki demisti, özür dileyip 2 gün sonra yine devam ediyorlardı. Bir sure sonra hic konusmamaya ve hic yerimden kalkmamaya basladim; ancak tepki vermemi saglamak icin esyalarima zarar vermeye, saclarima kagit toplari atmaya basladilar. Agir laflar ettiler, travesti suratli, erkek sesli... sen kiz misin ki? Cirkin... sosyal yeteneklerim cok koreldi, parmagi hep havada olan ben, yuksek sesle bir satir bile okuyamaz oldum. Yalnizlastim. Önceki okullarimda hic boyle degildim. Arkadaslarim da vardi.
Lisede acik ogretime gectim. Derslerim iyiydi hala, bir yerden burs teklifi almistim ama aciga gectim. Artik evden hic cikmiyordum. Sonra bazi bilgisayar ve kisisel gelisim kurslarina gittim. Ancak fazlasiyla ufak tefek, cocuksu, ice kapanik ve fiziksel guzellik anlaminda da epey dezavantajli oldugum icin bir asistanlik isi bile bulamadim. Suratima bakip, seni burada ezerler diyorlardi. Yasitlarimin girdigi lux bir genclik kafesi, "sen lokantalara bak burasi elit bir cafe" deyip almamisti ama ustum basim gayet normaldi aslinda, mizacim, atak olmamam ve fiziksel deformitelerim engel oluyordu biraz. Maddi olarak cok zordaydik. Bir ped bile alamiyordum. Ihtiyaclarimi karsilayamiyordum. Marketlere, pastanelere girdim sonunda.
Aile icinde de istedigi hizmeti goreyim diye abimden ve babamdan cok siddet goruyordum. Annem, kavga cikmasin diye genelde hep alttan almamdan yana olurdu. Universite kazanip ayrildim. Zamanla biraz acildim. Tek basima bir yerlere gidebilmeye basladim. Kendi evime ciktim kendimi gecindirdim. Ama universite kazanmis olmam da istedigim turde is bulmami saglamadi ve kasiyerlik yapmaya devam ettim. Okulu biraktim, calisirken gitmeye firsat bulamiyordum. Ama ayri sehirde tek yasamayi surdurdum. Laf aramizda bu donemde evi bazen cop eve ceviriyordum. Sonra bi enerji gelip bir gunde duvarlara varincaya dek her yeri temizliyordum filan. abim sonraki yillarda hastalanip vefat etti. Cok uzuldum cenazeye gittim, annemlere baslarda destek oldum. Annemler, yasarken, (hasta olmadan once dahil) hep onunla ilgilendikleri gibi vefat etmesiyle de durum pek degismedi. Diger abimin bebegi oldu, bu surecte yas tutmaktan yasayan abimin bebesini gormeye gitmediler. Bu vefat eden abim hasta olmadan once benim tam tersim cok hareketliydi, her an bir olay cikarmasindan yana tedirgindiler ve daha cok ustune dusup ne isterse yapiyorlardi. Bana okul gezisine gitmem icin izin verip ben yola cikinca, o o gun evde olacagi icin benim de evde durmami istedi diye, ben gitmiyorsam o da gitmesin dedi diye gelip beni alip eve geri goturuyorlardi. Okul etkinliklerine bile o karismazsa katilabiliyordum cunku ogretmenimle konusup beni cikarttiriyordu. Yasayan abimle ve esiyle iyi anlasiyordum; ancak yengemin sacma dolduruslari ve abimin yalanlari yuzunden aramiz bozuldu. (Abim, ona ettigim yardimlari erkeklik gururu incinmesin diye saklamis, yengem de yardim etmedim sanip tribe girmis. Ben kotu umursamaz gorumce oldum ve dislandim. Diger abim olunce yasayan abimle aramiz bir sure duzelse de yasayan abim esasinda, sorunlu aile yapisini kaziyip karisiyla kurdugu yuvasinda bizden uzakta mutlu kalmak istiyordu. o yuzden bilhassa sorun cikardigini hissediyordum cunku birkac kez bana "kendine baska bir hayat kur babamgille benimle kimseyle gorusme ben de oyle yapicam" demisti.)
Uzun uzun daha anlatamayacagim cok siddet ve mobbing gordum hem iste hem de ailede ama basa cikmayi basaramadim.
Simdi guvenlik gorevlisiyim. Schengen vizesi cikarttirdim gecen sene guzel yerlere gittim, az miktarda da olsa birikimim var ama ne hayalimdeki okulu bitirdim ne istediklerimi yaptim, ne guzellesebildim ne evlendim, isteyenler oldu ama hepsi ben sessizim diye benimle ilgilenen seriat yanlisi heriflerdi ben oyle biri degilim ki. Panik atak, parkinsonlu gibi hep titreyen, bircok kisinin deli zannettigi itibari dusuk biri oldum. Yapsam belki yaparim; ama enerjim yok modundayim. Gecen hic calismasan sinava girip ozel bir okulda tam burslu tasarim kazanmistim ama calisirken gidemem diye gitmedim. Bu surecte hep kotu seyler olmadi dedigim gibi az biraz param oldu, schengen cikarttim, birkac dost da biriktirdim. Soyadim cok alay edilen kotu bir kelimeydi soyadimi degistirdim mahkeme karariyla. Ama oldurmadigim cok sey var.
Hayallerden cikamiyorum.
Ne yapacagimi bilmiyorum. Bir hayat kuramiyorum. Bana neyin engel oldugunu bile bulamiyorum. Hala evi arada bir cop eve cevirdigim oluyor.
Kusura bakmayın uzun oldu ama anlatmaya ihtiyacim vardi bu uzun ve sıkici yazici okuduysaniz mutesekkirim. (Ayrica bahsettigim calisanlari kiskanip uzun bir elestiri yorumu yazdim internette. Kufur ve hakaret yoktu ve hepsini de gercekler uzerine yazdim. Ben yapamadim onlar yapti ama onlar da pek meziyetli degiller aslinda, dogru haberler yapamiyorlar. Diksiyonlari kotu. Hep bagirarak konusuyorlar. Onlari ozel yapan nedir anlayamadim. Uzun uzun elestirmemden rahatsiz olmuslar, hic kotu laf etmeyip etkilesimi cok az bi paylasimin altina yazdigim halde, hedef mi gosterdin bizi dediler bana sasirdim. Sildim ben de yorumu, uzmek istemedim, yalan haberler yapmaniza kizdim dedim ama dava acip gorunmezligimi yok etmelerinden cekiniyorum, artik ilgilenmemeye calissam da hala dusunup kendimi kiyaslayip uzulmeye devam ediyorum. Kotu hicbir sey yazmadim davadan korkmuyorum o sebeple, avukata danistim kovusturma bile olmaz sadece elestirmissin dedi, sadece acarlarsa desifre olurum diye uzuluyorum, yeterince rezil biri degilmisim gibi)
Yazı diliniz, kendinizi ifade etme şekliniz çok güzel. Ne kadar hayallerde de yaşasanız gerçeğin de fazlaca farkındasınız sanki. Kimler istediği hayatı tam olarak yaşayabiliyor ki. Herkesin ara ara özendiği hayatlar oluyordur her zaman olmasa da..Kendinizi bu durumdan kurtaracak bir güç sezdim sizde. Lütfen tedavinize devam edin 🙏 Yazı ile ilgili birşeyler yapabilseniz ne iyi olur sanki..
 
Psikolog değil de keşke pisikraytire gitseniz konuşarak çözmeye çalışsan hiç ilaç taraftarı değilim zira o ilaçlar çok etkili yan etki olarak

Hepimiz zaman zaman hayal kurarız bence mesela ben özelikle müzik dinlerken daha önce yaşanmış bir anı hayal ederim ama kendi istediğime göre hayal ederim hani mesela mekan insan aynı ama davranışlar olaylar farkli veya elbisem beyaz ise hayalimdeki siyah olur umarım ifade edebilmisimdir kendimi uyurken de istemsizce kendimi hayal aleminde buluyorum ama kendi kendime yendiğimi düşünüyorum salsaydim bence benimde ilerlerdi
 
Merhaba seninle birebir aynı durumdaydım. anonim olarak kadınlar kulübünün bazı başlıkları nı okuyordum hep tesadüfen senin açtığın konuyu gördüm ve senin için kayit oldum buraya :) 2 senedir falan antidepresan kullanıyorum %90 geçti diyebilirim. Hatta benimki baya bir ileri seviyeydi kafam hic susmuyordu neredeyse istemeden hayallere daliyordum artik çıldıracak gibiydim temizlik takıntım falan da başlamisti anksiyete ve depresyon yuzunden antidepresana baslamistim bu hayalleride doktora söylediğimde onlara da etki edeceğini söylemişti. Ben hiç geçeceğini ummuyordum ama dediği gibi oldu çok şükür .yıllardır kafamın içinde yaşıyormuşum resmen hayata çok geç kaldim.Hayal sorunum cözülünce üniversiteye başladım şimdi yeni bir hayat kurmak için okulu bitirmeye çalisiyorum İstersen konusabiliriz :) mesajımı görünce yüzünün güleceğini biliyorum :) cunku ne berbat bir durum olduğunu anca senin gibi yaşayanlar anlar
 
Son düzenleme:
Ben de eskiden çok hayallerle yaşardım ama bunun bir sorun olduğunu düşünmemiştim hiç Çocukluğumdan beri öyleydim babamı kaybettiğim sene aşırı arttı. Üzüntüden kaçmak için verilen bir tepki galiba. Şu sıralar öyle yoğun bir hayatım var ki hayal kurmaya falan zamanım kalmıyor. Sen de hayatında bir şeyleri biraz daha yoluna koyduktan sonra azalacaktır. Yine de terapi almakta fayda var tabii hele hayatını etkiliyorsa ama beni bir çok kez depresyondan bu hayaller kurtardı.
 
Hepinize merhaba. Buraya çaresizce yazıyorum. Aslında kendi kendimi çaresiz bırakıyorum, farkındayım. Dertleşecek insanlara çok ihtiyacım var. Birkaç psikiyatra gittim; ancak pek sohbet etmedik, ilaç verdiler yalnızca (devlet hastanesi) ve ilacın etki edeceğinden yana karamsarım.
Uzun yıllardır hayallerde yaşıyorum. Daydreamingin dozunu kaçırdım. Mimiklerle, hareketlerle, konuşarak, eşlik ederek hayalin içine girme; şizofreninin bilinçli olan versiyonunu yaşıyorum. sosyal medyada gördüğüm rastgele birini stalklıyorum ve ilgimi çeken bir şey görürsem işim gücüm artık o oluyor. Bir zararım ya da iletişime geçme çabam yok, sadece stalklıyorum. O kişi olasım geliyor, mümkün olmadığı için ağlıyorum. Mesela burnumu yaptırmak istediğim bi dr vardı, kızını da paylaşmış ameliyatlarını paylaştığı hesapta, gördüm, stalkladım, kızı ev hallerini çekip youtube'a atıyordu. Doktor, kızını çok seviyordu ya da öyle yansıtıyor, ailecek araları çok iyi gibiydi, dr yakışıklıydı da. O kadar yakışıklı babasının olması, kızın çok güzel olması, eğlenceli videolar çekmesi, iyi ama mütevazı bir aile yaşantası resmetmesi beni çok kıskandırdı. O kızı senelerce stalkladım hedabi herkese acikti. O kız evli şu sıralarda. Allah mutlu mesut etsin. Artık stalklamıyorum onu. Daha eğlenceli hayatlar buldum lol.
Dünyayı gezen bir adam buldum sonra instagramda, güya onun ailesindendim abi kardestik onunla. beraber geziyorduk güya. Her an hikâye kuruyorum kafamda, ayağımı sakatlamışım beni hastaneye götürmüş. Hep sen mi beni gezdireceksin deyip ben onu hiç bilmediği bir ilginç cafeye götürüyorum filan güya. Erkek arkadaşım oluyor, onunla tanıştırıyorum, şakalaşıyor benimle şakasına mahçup ediyor beni.
Şu sıralar çok kötüyüm. Çünkü şimdiki stalkladığım kişi, kendi başarısızlıklarımla çok sert yüzleştirdi beni. Sürekli ağlıyorum ve kendimi günden güne daha az seviyorum.
Bir ünlü var; yaşlı biri. Ancak oldukça elit ve iyi, eli yüzü düzgün biri. (En azından ekran personası öyle.) Onun yanında çalışan elemanları kıskandım çünkü o elit ortamda 18-20 yaşlarından beri onunla çalışıyorlar ve o ünlü de onları çok seviyor ve sayıyor. Ben 27'yim, onların şimdiki yaşı da benimkine yakın. Düşünün, neredeyse hayatları boyunca hep öyle elit ortamda durmuşlar. Ben o yaşta, derslerim çok iyi olmasına rağmen okulu bırakmış, a101'de çalışmaya başlamıştım, çıplak ellerimle çitileye çitileye yer paspası temizliyordum ben o yaşta. Halbuki aşağı yukarı benzer okulları kazanmışız, onlar da bir noktadan sonra okumamış, ben de. Onlar o ünlünün yanına girmiş, ama ben a101'e. Neden ben doğru kararı veremedim; ancak onlar vizyonlu oldu. Neden ben bu yaşımda hâlâ sihirli annemi izliyorum, büyümedim, başkaları büyüdü ben neden küçük kaldım, cevabını kendime veremiyorum. Neden böyleyim sorusunun cevabını verememek beni derinden yaralayıp üzüyor.
Burada hayli zaman önce değinmiştim aile hayatıma.
Ben ortaokulda çok değiştim. Çünkü yeni gittiğim bir okulda çok zorbalık gördüm ama başa çıkmayı başaramadım, cevap vermeyi, kendimi savunmayı başaramadım. İçe kapanıktım. Bunu yadırgadılar. Bakalım konuşacak mı diye başımdan aşağı su döktüler, bir yerlere kitlediler, onların istediklerini yapıp da çöplerini atmadığım ve başka isteklerini yapmadığım için itip kaktıkları, vurdukları, cnsel laflar soktukları da oldu. O okulun ortami kotuydu, okulun geneli zorbaydi. O zamanlarda öğretmenlerime şikayet ettim; pek bir sey yapılmadı, hatta rehberlik ogretmeni gulerek, ceza mi verecegimizi sandin ki demisti, özür dileyip 2 gün sonra yine devam ediyorlardı. Bir sure sonra hic konusmamaya ve hic yerimden kalkmamaya basladim; ancak tepki vermemi saglamak icin esyalarima zarar vermeye, saclarima kagit toplari atmaya basladilar. Agir laflar ettiler, travesti suratli, erkek sesli... sen kiz misin ki? Cirkin... sosyal yeteneklerim cok koreldi, parmagi hep havada olan ben, yuksek sesle bir satir bile okuyamaz oldum. Yalnizlastim. Önceki okullarimda hic boyle degildim. Arkadaslarim da vardi.
Lisede acik ogretime gectim. Derslerim iyiydi hala, bir yerden burs teklifi almistim ama aciga gectim. Artik evden hic cikmiyordum. Sonra bazi bilgisayar ve kisisel gelisim kurslarina gittim. Ancak fazlasiyla ufak tefek, cocuksu, ice kapanik ve fiziksel guzellik anlaminda da epey dezavantajli oldugum icin bir asistanlik isi bile bulamadim. Suratima bakip, seni burada ezerler diyorlardi. Yasitlarimin girdigi lux bir genclik kafesi, "sen lokantalara bak burasi elit bir cafe" deyip almamisti ama ustum basim gayet normaldi aslinda, mizacim, atak olmamam ve fiziksel deformitelerim engel oluyordu biraz. Maddi olarak cok zordaydik. Bir ped bile alamiyordum. Ihtiyaclarimi karsilayamiyordum. Marketlere, pastanelere girdim sonunda.
Aile icinde de istedigi hizmeti goreyim diye abimden ve babamdan cok siddet goruyordum. Annem, kavga cikmasin diye genelde hep alttan almamdan yana olurdu. Universite kazanip ayrildim. Zamanla biraz acildim. Tek basima bir yerlere gidebilmeye basladim. Kendi evime ciktim kendimi gecindirdim. Ama universite kazanmis olmam da istedigim turde is bulmami saglamadi ve kasiyerlik yapmaya devam ettim. Okulu biraktim, calisirken gitmeye firsat bulamiyordum. Ama ayri sehirde tek yasamayi surdurdum. Laf aramizda bu donemde evi bazen cop eve ceviriyordum. Sonra bi enerji gelip bir gunde duvarlara varincaya dek her yeri temizliyordum filan. abim sonraki yillarda hastalanip vefat etti. Cok uzuldum cenazeye gittim, annemlere baslarda destek oldum. Annemler, yasarken, (hasta olmadan once dahil) hep onunla ilgilendikleri gibi vefat etmesiyle de durum pek degismedi. Diger abimin bebegi oldu, bu surecte yas tutmaktan yasayan abimin bebesini gormeye gitmediler. Bu vefat eden abim hasta olmadan once benim tam tersim cok hareketliydi, her an bir olay cikarmasindan yana tedirgindiler ve daha cok ustune dusup ne isterse yapiyorlardi. Bana okul gezisine gitmem icin izin verip ben yola cikinca, o o gun evde olacagi icin benim de evde durmami istedi diye, ben gitmiyorsam o da gitmesin dedi diye gelip beni alip eve geri goturuyorlardi. Okul etkinliklerine bile o karismazsa katilabiliyordum cunku ogretmenimle konusup beni cikarttiriyordu. Yasayan abimle ve esiyle iyi anlasiyordum; ancak yengemin sacma dolduruslari ve abimin yalanlari yuzunden aramiz bozuldu. (Abim, ona ettigim yardimlari erkeklik gururu incinmesin diye saklamis, yengem de yardim etmedim sanip tribe girmis. Ben kotu umursamaz gorumce oldum ve dislandim. Diger abim olunce yasayan abimle aramiz bir sure duzelse de yasayan abim esasinda, sorunlu aile yapisini kaziyip karisiyla kurdugu yuvasinda bizden uzakta mutlu kalmak istiyordu. o yuzden bilhassa sorun cikardigini hissediyordum cunku birkac kez bana "kendine baska bir hayat kur babamgille benimle kimseyle gorusme ben de oyle yapicam" demisti.)
Uzun uzun daha anlatamayacagim cok siddet ve mobbing gordum hem iste hem de ailede ama basa cikmayi basaramadim.
Simdi guvenlik gorevlisiyim. Schengen vizesi cikarttirdim gecen sene guzel yerlere gittim, az miktarda da olsa birikimim var ama ne hayalimdeki okulu bitirdim ne istediklerimi yaptim, ne guzellesebildim ne evlendim, isteyenler oldu ama hepsi ben sessizim diye benimle ilgilenen seriat yanlisi heriflerdi ben oyle biri degilim ki. Panik atak, parkinsonlu gibi hep titreyen, bircok kisinin deli zannettigi itibari dusuk biri oldum. Yapsam belki yaparim; ama enerjim yok modundayim. Gecen hic calismasan sinava girip ozel bir okulda tam burslu tasarim kazanmistim ama calisirken gidemem diye gitmedim. Bu surecte hep kotu seyler olmadi dedigim gibi az biraz param oldu, schengen cikarttim, birkac dost da biriktirdim. Soyadim cok alay edilen kotu bir kelimeydi soyadimi degistirdim mahkeme karariyla. Ama oldurmadigim cok sey var.
Hayallerden cikamiyorum.
Ne yapacagimi bilmiyorum. Bir hayat kuramiyorum. Bana neyin engel oldugunu bile bulamiyorum. Hala evi arada bir cop eve cevirdigim oluyor.
Kusura bakmayın uzun oldu ama anlatmaya ihtiyacim vardi bu uzun ve sıkici yazici okuduysaniz mutesekkirim. (Ayrica bahsettigim calisanlari kiskanip uzun bir elestiri yorumu yazdim internette. Kufur ve hakaret yoktu ve hepsini de gercekler uzerine yazdim. Ben yapamadim onlar yapti ama onlar da pek meziyetli degiller aslinda, dogru haberler yapamiyorlar. Diksiyonlari kotu. Hep bagirarak konusuyorlar. Onlari ozel yapan nedir anlayamadim. Uzun uzun elestirmemden rahatsiz olmuslar, hic kotu laf etmeyip etkilesimi cok az bi paylasimin altina yazdigim halde, hedef mi gosterdin bizi dediler bana sasirdim. Sildim ben de yorumu, uzmek istemedim, yalan haberler yapmaniza kizdim dedim ama dava acip gorunmezligimi yok etmelerinden cekiniyorum, artik ilgilenmemeye calissam da hala dusunup kendimi kiyaslayip uzulmeye devam ediyorum. Kotu hicbir sey yazmadim davadan korkmuyorum o sebeple, avukata danistim kovusturma bile olmaz sadece elestirmissin dedi, sadece acarlarsa desifre olurum diye uzuluyorum, yeterince rezil biri degilmisim gibi)
farkındalığınız çok yüksek. yazdıklarınızı kitap okur gibi okudum. çok ilgi çekiciydi. dili doğru ve akıcı kullanımınız da cabası.

verebilecek herhangi bir tavsiyem yok. iyi biri gibi görünüyorsunuz. dilerim hayatınızı istediğiniz formda yaşayacak enerjiyi kendinizde bulursunuz.

ailelerimizi seçemediğimiz gibi onların himayesinden de çıkmamıza izin verilmiyor. aile kutsaldır yalanıyla büyütülüyoruz. yanlış anlamayın, aileniz kötü demiyorum. kutsallıkla kötülük arasında da doğrudan bir ilişki yok diye düşünüyorum. aileler bizi kendi düşünceleriyle boğmaktansa birey olmamıza izin verselerdi bugün sizin teşhisini koyabildiğiniz rahatsızlığınız veya benim koyamadığım ama farklı reaksiyonlar gösteren olası rahatsızlığım bugün daha kabul edilebilir seviyede olabilirdi. tabi benim düşüncem.

kaldı ki her birimizin içinde ailelerimize karşı beslediğimiz bir vicdan var ki bunu nasıl başardılar çok merak ediyorum.

herkese de tek tek cevap vermişsiniz. çok da ince düşünceli birisiniz sanırım. sizin için en azından bundan sonra hep güzel şeyler olur umarım.
 
Hepinize merhaba. Buraya çaresizce yazıyorum. Aslında kendi kendimi çaresiz bırakıyorum, farkındayım. Dertleşecek insanlara çok ihtiyacım var. Birkaç psikiyatra gittim; ancak pek sohbet etmedik, ilaç verdiler yalnızca (devlet hastanesi) ve ilacın etki edeceğinden yana karamsarım.
Uzun yıllardır hayallerde yaşıyorum. Daydreamingin dozunu kaçırdım. Mimiklerle, hareketlerle, konuşarak, eşlik ederek hayalin içine girme; şizofreninin bilinçli olan versiyonunu yaşıyorum. sosyal medyada gördüğüm rastgele birini stalklıyorum ve ilgimi çeken bir şey görürsem işim gücüm artık o oluyor. Bir zararım ya da iletişime geçme çabam yok, sadece stalklıyorum. O kişi olasım geliyor, mümkün olmadığı için ağlıyorum. Mesela burnumu yaptırmak istediğim bi dr vardı, kızını da paylaşmış ameliyatlarını paylaştığı hesapta, gördüm, stalkladım, kızı ev hallerini çekip youtube'a atıyordu. Doktor, kızını çok seviyordu ya da öyle yansıtıyor, ailecek araları çok iyi gibiydi, dr yakışıklıydı da. O kadar yakışıklı babasının olması, kızın çok güzel olması, eğlenceli videolar çekmesi, iyi ama mütevazı bir aile yaşantası resmetmesi beni çok kıskandırdı. O kızı senelerce stalkladım hedabi herkese acikti. O kız evli şu sıralarda. Allah mutlu mesut etsin. Artık stalklamıyorum onu. Daha eğlenceli hayatlar buldum lol.
Dünyayı gezen bir adam buldum sonra instagramda, güya onun ailesindendim abi kardestik onunla. beraber geziyorduk güya. Her an hikâye kuruyorum kafamda, ayağımı sakatlamışım beni hastaneye götürmüş. Hep sen mi beni gezdireceksin deyip ben onu hiç bilmediği bir ilginç cafeye götürüyorum filan güya. Erkek arkadaşım oluyor, onunla tanıştırıyorum, şakalaşıyor benimle şakasına mahçup ediyor beni.
Şu sıralar çok kötüyüm. Çünkü şimdiki stalkladığım kişi, kendi başarısızlıklarımla çok sert yüzleştirdi beni. Sürekli ağlıyorum ve kendimi günden güne daha az seviyorum.
Bir ünlü var; yaşlı biri. Ancak oldukça elit ve iyi, eli yüzü düzgün biri. (En azından ekran personası öyle.) Onun yanında çalışan elemanları kıskandım çünkü o elit ortamda 18-20 yaşlarından beri onunla çalışıyorlar ve o ünlü de onları çok seviyor ve sayıyor. Ben 27'yim, onların şimdiki yaşı da benimkine yakın. Düşünün, neredeyse hayatları boyunca hep öyle elit ortamda durmuşlar. Ben o yaşta, derslerim çok iyi olmasına rağmen okulu bırakmış, a101'de çalışmaya başlamıştım, çıplak ellerimle çitileye çitileye yer paspası temizliyordum ben o yaşta. Halbuki aşağı yukarı benzer okulları kazanmışız, onlar da bir noktadan sonra okumamış, ben de. Onlar o ünlünün yanına girmiş, ama ben a101'e. Neden ben doğru kararı veremedim; ancak onlar vizyonlu oldu. Neden ben bu yaşımda hâlâ sihirli annemi izliyorum, büyümedim, başkaları büyüdü ben neden küçük kaldım, cevabını kendime veremiyorum. Neden böyleyim sorusunun cevabını verememek beni derinden yaralayıp üzüyor.
Burada hayli zaman önce değinmiştim aile hayatıma.
Ben ortaokulda çok değiştim. Çünkü yeni gittiğim bir okulda çok zorbalık gördüm ama başa çıkmayı başaramadım, cevap vermeyi, kendimi savunmayı başaramadım. İçe kapanıktım. Bunu yadırgadılar. Bakalım konuşacak mı diye başımdan aşağı su döktüler, bir yerlere kitlediler, onların istediklerini yapıp da çöplerini atmadığım ve başka isteklerini yapmadığım için itip kaktıkları, vurdukları, cnsel laflar soktukları da oldu. O okulun ortami kotuydu, okulun geneli zorbaydi. O zamanlarda öğretmenlerime şikayet ettim; pek bir sey yapılmadı, hatta rehberlik ogretmeni gulerek, ceza mi verecegimizi sandin ki demisti, özür dileyip 2 gün sonra yine devam ediyorlardı. Bir sure sonra hic konusmamaya ve hic yerimden kalkmamaya basladim; ancak tepki vermemi saglamak icin esyalarima zarar vermeye, saclarima kagit toplari atmaya basladilar. Agir laflar ettiler, travesti suratli, erkek sesli... sen kiz misin ki? Cirkin... sosyal yeteneklerim cok koreldi, parmagi hep havada olan ben, yuksek sesle bir satir bile okuyamaz oldum. Yalnizlastim. Önceki okullarimda hic boyle degildim. Arkadaslarim da vardi.
Lisede acik ogretime gectim. Derslerim iyiydi hala, bir yerden burs teklifi almistim ama aciga gectim. Artik evden hic cikmiyordum. Sonra bazi bilgisayar ve kisisel gelisim kurslarina gittim. Ancak fazlasiyla ufak tefek, cocuksu, ice kapanik ve fiziksel guzellik anlaminda da epey dezavantajli oldugum icin bir asistanlik isi bile bulamadim. Suratima bakip, seni burada ezerler diyorlardi. Yasitlarimin girdigi lux bir genclik kafesi, "sen lokantalara bak burasi elit bir cafe" deyip almamisti ama ustum basim gayet normaldi aslinda, mizacim, atak olmamam ve fiziksel deformitelerim engel oluyordu biraz. Maddi olarak cok zordaydik. Bir ped bile alamiyordum. Ihtiyaclarimi karsilayamiyordum. Marketlere, pastanelere girdim sonunda.
Aile icinde de istedigi hizmeti goreyim diye abimden ve babamdan cok siddet goruyordum. Annem, kavga cikmasin diye genelde hep alttan almamdan yana olurdu. Universite kazanip ayrildim. Zamanla biraz acildim. Tek basima bir yerlere gidebilmeye basladim. Kendi evime ciktim kendimi gecindirdim. Ama universite kazanmis olmam da istedigim turde is bulmami saglamadi ve kasiyerlik yapmaya devam ettim. Okulu biraktim, calisirken gitmeye firsat bulamiyordum. Ama ayri sehirde tek yasamayi surdurdum. Laf aramizda bu donemde evi bazen cop eve ceviriyordum. Sonra bi enerji gelip bir gunde duvarlara varincaya dek her yeri temizliyordum filan. abim sonraki yillarda hastalanip vefat etti. Cok uzuldum cenazeye gittim, annemlere baslarda destek oldum. Annemler, yasarken, (hasta olmadan once dahil) hep onunla ilgilendikleri gibi vefat etmesiyle de durum pek degismedi. Diger abimin bebegi oldu, bu surecte yas tutmaktan yasayan abimin bebesini gormeye gitmediler. Bu vefat eden abim hasta olmadan once benim tam tersim cok hareketliydi, her an bir olay cikarmasindan yana tedirgindiler ve daha cok ustune dusup ne isterse yapiyorlardi. Bana okul gezisine gitmem icin izin verip ben yola cikinca, o o gun evde olacagi icin benim de evde durmami istedi diye, ben gitmiyorsam o da gitmesin dedi diye gelip beni alip eve geri goturuyorlardi. Okul etkinliklerine bile o karismazsa katilabiliyordum cunku ogretmenimle konusup beni cikarttiriyordu. Yasayan abimle ve esiyle iyi anlasiyordum; ancak yengemin sacma dolduruslari ve abimin yalanlari yuzunden aramiz bozuldu. (Abim, ona ettigim yardimlari erkeklik gururu incinmesin diye saklamis, yengem de yardim etmedim sanip tribe girmis. Ben kotu umursamaz gorumce oldum ve dislandim. Diger abim olunce yasayan abimle aramiz bir sure duzelse de yasayan abim esasinda, sorunlu aile yapisini kaziyip karisiyla kurdugu yuvasinda bizden uzakta mutlu kalmak istiyordu. o yuzden bilhassa sorun cikardigini hissediyordum cunku birkac kez bana "kendine baska bir hayat kur babamgille benimle kimseyle gorusme ben de oyle yapicam" demisti.)
Uzun uzun daha anlatamayacagim cok siddet ve mobbing gordum hem iste hem de ailede ama basa cikmayi basaramadim.
Simdi guvenlik gorevlisiyim. Schengen vizesi cikarttirdim gecen sene guzel yerlere gittim, az miktarda da olsa birikimim var ama ne hayalimdeki okulu bitirdim ne istediklerimi yaptim, ne guzellesebildim ne evlendim, isteyenler oldu ama hepsi ben sessizim diye benimle ilgilenen seriat yanlisi heriflerdi ben oyle biri degilim ki. Panik atak, parkinsonlu gibi hep titreyen, bircok kisinin deli zannettigi itibari dusuk biri oldum. Yapsam belki yaparim; ama enerjim yok modundayim. Gecen hic calismasan sinava girip ozel bir okulda tam burslu tasarim kazanmistim ama calisirken gidemem diye gitmedim. Bu surecte hep kotu seyler olmadi dedigim gibi az biraz param oldu, schengen cikarttim, birkac dost da biriktirdim. Soyadim cok alay edilen kotu bir kelimeydi soyadimi degistirdim mahkeme karariyla. Ama oldurmadigim cok sey var.
Hayallerden cikamiyorum.
Ne yapacagimi bilmiyorum. Bir hayat kuramiyorum. Bana neyin engel oldugunu bile bulamiyorum. Hala evi arada bir cop eve cevirdigim oluyor.
Kusura bakmayın uzun oldu ama anlatmaya ihtiyacim vardi bu uzun ve sıkici yazici okuduysaniz mutesekkirim. (Ayrica bahsettigim calisanlari kiskanip uzun bir elestiri yorumu yazdim internette. Kufur ve hakaret yoktu ve hepsini de gercekler uzerine yazdim. Ben yapamadim onlar yapti ama onlar da pek meziyetli degiller aslinda, dogru haberler yapamiyorlar. Diksiyonlari kotu. Hep bagirarak konusuyorlar. Onlari ozel yapan nedir anlayamadim. Uzun uzun elestirmemden rahatsiz olmuslar, hic kotu laf etmeyip etkilesimi cok az bi paylasimin altina yazdigim halde, hedef mi gosterdin bizi dediler bana sasirdim. Sildim ben de yorumu, uzmek istemedim, yalan haberler yapmaniza kizdim dedim ama dava acip gorunmezligimi yok etmelerinden cekiniyorum, artik ilgilenmemeye calissam da hala dusunup kendimi kiyaslayip uzulmeye devam ediyorum. Kotu hicbir sey yazmadim davadan korkmuyorum o sebeple, avukata danistim kovusturma bile olmaz sadece elestirmissin dedi, sadece acarlarsa desifre olurum diye uzuluyorum, yeterince rezil biri degilmisim gibi)
Sadece piskiyatri ve ilaçlarla bu sorun çözülmez. Psikolojik durumunuz için terapi de almanız lazım mutlaka. İyi bir terapist bulun ve destek alın benze
 
Siz zaten çok zor bir şeyi başarmışsınız evden ayrılıp kendinize bir hayat kurmuşsunuz.
İş konusunda bu ülkede çoğu insan şanslı değil malesef zaten.
O yüzden denemeye iş aramaya devam edin evden de çalışabileceğiniz işler arayın derim.
Birde ilaçlar işe yaramaz demeyin düzenli kullanın mutlaka devlet hastanesi de olsa bir profesyonelin sizi görmesi takip etmesi önemli bir şey.
Diğer mevzular içinse hayatınızı ne kadar yoğun tutarsanız stalk işi o denli azalır bence.
Hayatınızı bi şekilde doldurmaya bakın spor yüyürüyüş çok basit düşünerek başlayın.
 
Yazdıklarınız bana çok dokundu ve üzüldüm sizin adınıza. Çocukluktan itibaren karşınıza çıkan kötü insanlar büyük bir talihsizlik olmuş fakat bunun suçlusu siz değilsiniz. Yaşadığınız zorbalığa karşı sizi korumaktan aciz ebeveynleriniz.

Çocuklukta uzun süreli maruz kalınan psikolojik, fiziksel ve duygusal şiddet benlik algınızı bozmuş. İçinizde bastırılmış olan her şeyi dış dünyaya projekte ediyorsunuz: kıskandığınız hayatlar, hayran olduğunuz insanlar, onların şanslılığı, güzelliği, elitliği... Aslında tüm bunlar kendi içinizdeki bastırılmış arzuların, potansiyellerin ve yarım kalmış parçalarınızın birer yansıması. Stalkladığınız kişiler, olamadığınız versiyonlarınız değil; olmak istediğiniz ama korktuğunuz kendilik imgeleri.
Yani siz aslında o insanlarda kendinizi görüyorsunuz. İçinizde bir ses "ben de böyle olabilirdim" diyor. Ama içinizde dışlanmış, değersizleştirilmiş bir çocuk olduğu için bu potansiyelinizi sahiplenemiyor ve kendinize güzel bir yaşam inşa etme yolunda attığınız her bir adımı geri çekiyorsunuz. Bir okulu burslu kazanıp gitmemek gibi.

Bir kere hak etmek kavramından bir uzaklaşın çünkü hayat mekanizması böyle işlemiyor. Sen şunu hak ediyorsun, o bunu hak ediyor böyle bir şey değil. Kendi içinde bir dengesi var ve akıp gidiyor. Tamamen hayalindeki hayatı kimse yaşamıyor, en zenginler bile. Mümkün mertebe memnun olacağımız ve kurması elimizdeki şartlar değerlendirildiğinde nispeten mümkün bir hayat inşa edebilirsek ne mutlu.

Bahsettiğiniz sessiz, deli zannedilen, titreyen hâl aile ve toplumun size taktığı bir "uyumsuz" maskesi ve sizin hatanız o maskeye kendiniz de inanıp özünüzden şüphe etmeye başlamanız. Bu hayal dünyasının gerçekliğin yerini almaya başlaması bir savunma hali. Yani, ruhunuz bu dünyaya artık dayanamadığı için kendi iç evrenini kurmuş. Evi bazen çöp eve çevirmeniz, bazen bir anda her şeyi silip süpürmeniz bu iki uç, ruhsal dalgalanmaların ve kontrol hissinin parçalanmış hali gibi geldi. Kendi kaderinizi hayallerle iyileştirmeye çalışıyorsunuz. Dış dünyada bulamadığınız şefkati, ilgiyi, başarıyı iç dünyada yaratıyorsunuz ama denge bozulmuş. Bilinçdışınız, gerçeklik sizi ezdiği için bir sığınak kurmuş. Bu sığınak bozulmadan bilinçli olarak yönlendirilmeli. Hayallerinizi bastırmayın ama onları tamamen ya da olduğu gibi olmasa da olabileceği seviyede gerçekliğe bağlamanız şart.

Bütün bunların arasında şöyle de bir detay var ki siz aslında bir şekilde işinizi yapıyor, kendi ayaklarınız üzerinde duruyorsunuz yani bir hayata tutunma isteği ve başarısı var. Bu önemli ama içten içe bitkinsiniz çünkü hayatınız sizin için değilmiş gibi hissettirilmiş. Enerjisizlik, kendine güvenememe, “benden bir şey olmaz” inancı bilinçaltınıza işlenmiş. Bir uzmanla görüşmeniz çok çok faydanıza olur kendinize yapabileceğiniz en büyük iyilik bu. Naçizane tavsiyelerim maladaptive daydreaming için hayal kurduğunuzda fark edin ve bir hayal defteri oluşturun. Beyin yazdıkça hayal ve gerçek arasındaki kontrolü daha iyi yönetir. Günde sadece 30 dakika ya da 1 saat hayal kurma izni verin mesela kendinize. Bu sizi baskılamaz ama kontrol eder.

Kıyaslamayı tetikleyen sosyal medyayı bırakın. Bunun iyileşmede çok faydası olacağına garanti verebilirim. Takibi bıraksanız da stalklama ara ara devam eder bence kökten silin sosyal medya detoksu yapın.Onları izledikçe kendinize işkence ediyorsunuz.

İçinizde yas tutan bir çocuk var. Çocukluğunu yaşayamamış, duygusal istismara uğramış ve varlığı hiçe sayılmış bir çocuk. O çocuk nasıl bir ebeveyne sahip olmak isterdi? Bunu düşünün ona yazın, resmedin ve onun istediği o ebeveyn olmaya çalışın, ailenizden hiçbir zaman tahsil edemeyeceğiniz bir borcunuz var gibi düşünün. Bunu kabul edip yola devam etmelisiniz. İçinizdeki çocuğu iyileştirip ona şefkat gösterebilecek tek kişi sizsiniz ve içinizdeki çocuğa "artık güvendesin" diyebilmeyi öğrenmelisiniz. Her ayağa kalkışınızda mücadelenizde sizinle gurur duyacaktır, kendini güvende hissedip geçmişin korkularıyla barışacaktır.

Küçük hedeflerle başlayın ki öz güveniniz tazelensin. O tasarım bursunu kazandığınız gibi, demek ki yapabiliyorsunuz. Şimdi 1 aylık bir hedef koyun mesela ve kendinizi ödüllendirin. Yürüyüş kulüpleri var, okuma kulüpleri var onlara katılın. Bir izin gününüzde tiyatro ya da sinemaya gidin. Hayata karışın yani.Tabii biz ne desek yetersiz kalır, mutlaka en kısa zamanda bir psikiyatriste görünün inanın yaşam kalitesini çok arttırıyor🌸🙏
 
Bu ruh haline sahip insanlar da olabilir; ancak ben gunluk hayatimda hic kimseye bunlari anlatmiyorum, kimse boyle detayli seyler bilmiyor, psikiyatra bile anlatma firsati bulamadim, dinlemedi o kadar sadece ilac verdi. Bunlari patlayacak gibi hissettigim anlarda kirk yilin basi yaziyorum. 1 sene kadar belki daha eski bir zaman once bir kez ailevi durumumdan burada bahsettim, hepsi o kadar. Insan ara sira dertlesmek istiyor. Yani oyle bahsettiginiz gibi manevi olarak desteklendigim ve bununla beslendigim bir hayatim yok. Sabahtan aksama kadar ne yaptigimi, zamani nasil gecirdigimi olumlu olumsuz her seyimle ve tum ozellerimle yazimda zaten anlattim. Benim korkum daha cok sunun uzerine: Ya potansiyelimi gerceklestirmeyi tum cabalarimla deneyip basarisiz olursam ve aslinda potansiyelsiz oldugumla ve kendimi potansiyelli zannetmis oldugumla yuzlesirsem, hayalini kuracak bir seyim kalmazsa demek istedim.
Farkli bakis acilari iyidir, tesekkur ederim, yazdiginiz yanlis olmamakla birlikte bana pek beni temsil etmiyor gibi geldi. Ancak bahsettiginiz durumda olan insanlar da gordum.
Ben de maddi olarak o kadar okudum ettim çalışıorum ama büyükşehirde geçineiyoum ve bu beni o kadar üzüyorki, bazen bnde instagramdaki hayatlara imreniyorum sonra kedi instama bakıyorum hep en güzel en gösterişli şeyleri atmaya çalışmışım mesela, insanlar öyle değerli hissediyor kendini , kendinizi ne yaparak değerli hissedeceksiniz onun peşinden gidin çünkü herkesin değr aracı farklıdır, birisi iyi bir çocuk yetiştirmekle değerli hisseder, diğeri ortaya güzel bir resim çıkararak hisseder bence kendinizi dinleyin siz ne istiyorsunuz bunu sorgulayın ve kendinizi sevin nasıl mı omzunuzdan öpmeye başlayarak 🤗🍀🌼
 
Back
X