Aslında ben de öyle sanıyordum.
Gelinimiz kendisi bahsetti, açıkçası çok da detaylı sormadım. Ama net olarak kendisi altını çizdi, "oturum ve çalışma izniniz olacak, aksi takdirde ben sizi nasıl davet edebilirim ki?" diyerek.
Anladığım kadarıyla belirli bir rakamın üzerinde kazanıyor olması gerekiyormuş ki kendisi pozisyon olarak iyi.
Bir de Türk asıllı Avusturyalı falan değil kendisi, her işinde Alman titizliği, düzeni ve işleyişi hakim. Türk kökenli olsaydı bu kadar güvenemezdim, bizde daima bir kenarından sistemi kandırmaya çalışmak var ya klasik... Kafasında iğne ucu kadar tereddüt olsa bana bu teklifle gelmezdi.
Yorum yapan herkese çok çok teşekkür ederim, inanın hepsini okuyorum, herkes terazinin kendine ağır basan kesesinden yazıyor ve her fikir son derece kıymetli.
Bugün 12 yaşına kadar Viyana'da yaşamış, sonra kesin dönüşle buraya gelmiş bir öğrencimle konuştum. Irkçılık, orada çocuk olmak vs. Ve sordum. "Bütün her şeyi değerlendirdiğinde, nerede olmayı tercih ederdin?" Bazı şeyler yaşadığını, kimi zaman zorlandığı şeyler olduğunu ama yine de ne olursa olsun orada kalmayı tercih edeceğini anlattı.
Bu yaz tatilimi denklik araştırarak geçireceğim galiba, iş imkanları vs.
Buradaki düzeni bozmadan orada bir deneyeceğiz. Olmaması için bir neden göremiyorum ama bir ihtimal olmazsa, döner gelir devam ederiz buradaki yaşantımıza. Çocuğum olursa ileride "Fırsatınız varken neden denemediniz?" demesini istemem.
İlgilenen herkese tekrar tekrar teşekkürler.