Güçlü kadınların güçsüz olduğu saatindeyim.

Bir de şöyle bakalım duruma; sanırım lisans düzeyinde öğrencisin. Ben de doktora mezunu bir akademisyenim. Yurtiçi, yurtdışı pek çok yer gezdim, dünya kadar alandan dünya kadar kitap okudum araştırdım ve öğrendim, o alandaki uzmanlar kadar kaynakları referans göstererek konuşup tartışabilirim, pek çok farklı deneyim yaşadım, kendimi pek çok konuda geliştirdim, oldukça üst düzey eğitimli insanlardan oluşan bir iş ortamım var vs vs. Ben de seni kendimle bir tutamam o halde! Sen ve senin düşüncendeki ya da düzeyindeki insanları ben de ezebilirim. Neden? Çünkü ben senden vıdı vıdı hususlarda üstünüm ya hani!

Gerçekten güç, zeka, ilim bunlarla mı sınırlı sizin için? İnsanlara tepeden bakmak, aşağılamak sizi tatmin mi ediyor? Peki sizin de tepenizdeki insanlara aşağıdan baktığınız farkında mısınız? Üstün daima üstü, altın da daima altı var. Üst paragrafta yazdıklarımdan utanıyorum ama sizi, size ancak böyle anlatabilirdim. Gerçekten eğitilmiş insan bunlardan hiçbirini yapmaz. Yapıyorsa da okuduğu kitaplar, edindiği bilgiler eşeğin üstündeki yük gibidir!!!
 
Güçlü olmak demek salt paranı kazanmak yalnız olmak dimdik olmak vs demek değil ki. Sevmek sevilmek de ihtiyaç, böyle ihtiyaçlarımızın olması bizi güçsüz yapmaz.

Bence güçlü kadın kendini mutlu etmeyi bilen, hayatın zorluklarıyla baş ederken güzelliklerin de tadını çıkarmayı bilen kadındır. Kendisine zarar vereni hayatından çıkarabilen kadındır.

Bence siz güçlü kadın olmakla erkekleşmiş kadın olmayı karıştırmışsınız.
 

Tam olarak.
Nazlı olmak da güçlü olmak da mümkün, yani ikisi bir arada, biri birine tercih edilecek şeyler değil, hayatın öyle sert çizgileri olmuyo çoğu zaman
 
Yazmiyim diyorum da ya ne alaka Allah aşkına evde pilav pişirip dizi izliyorsa örneği nedir ya. cahilmidir yani . Ne biliyorsunuz kendini geliştirmediğini, Aman siz bir olmayın onla zaten . Bu kadar böbürlenme fazla..
Kendini geliştirmediğini bildiğim bir örnek verdim zaten, örnek verdiğim kişiyi bilmesem pilav yapıp dizi izlediğini nerden bileyim değil mi? Başkaları geliştiriyor da olabilir ama ben geliştirmeyen üzerinden örnek verdim. İki muhabbet edilmiyor şimdi yani, merhaba nasılsın dışında. Edilen varsa benim örneğime dahil değil zaten.

Bir olmam tabi, niye bir olayım? Benim bi tarafım çıkıyor okuyayım da meslek sahibi olayım, kendimi geliştireyim, bilmem hangi dili öğreneyim, bilmem hangi konular hakkında bilgi sahibi olayım diye; neden bir olayım? Sonunda onun sahip olacağı hayat belli, benim sahip olacağım hayat belli. En basit örnek, şu BDV'yi incelediğiniz zaman insanların yaşadıkları gönül ilişkilerinin birbirinden ne kadar farklı olduğunu görürsünüz. Her kadının duruşu, tutumu, yaptığı fedakarlık, verdiği taviz farklı. Her kadının kendisine verdiği değer farklı. Kimisi dayak yediği bir ilişkiyi sürdürmeye devam ediyor, kimisi de tek bir hakaret lafı duyduğu an ayrılıyor. Size uygulanan tavır, gösterilen değer sizin ve karşınızdaki insanın kişiliği ile çok alakalı. Ben bazı kadınlara çok kızıyorum mesela ve o kadar çok kızmamın sebebi kadınlara çok değer veriyor olmamdan kaynaklanıyor. Ben istiyorum ki kadınlar böyle "ay ben erkeksiz yapamam, kocam evimin direği olsun" falan kafasında olmasınlar, kendi kıymetlerini bilsinler, maddi manevi bir erkeğin karşısında kendilerini ezdirmesinler. O örneğini verdiğim evde oturup pilav ve dizi izlemekten başka bişey yapmayan kıza da bu yüzden kızıyorum işte. Çıtkırıldım olmaması lazım. Burda bi konu vardı kadının birisi yeni memur mu ne olmuş ama haftanın 3 günü işe geç kalıyormuş, sabahları uyanamıyormuş falan. Amiri de en sonunda kızmış o da buraya gelip konu açmıştı "ben bayanım ama, evim de uzak, geç kalıyorum bayanım ben bana anlayış göstermeleri lazım" falan demişti, ona da herkes kızmıştı yani.
 
Kadınlar erkeklerin üzerindeki tüm sorumluluğu kendi üzerine alarak, eşlerini amaçsız hale getiriyorlar ve genelde boşanmayla sonuçlanıyor.
Ben de vikvik tabir ettiğiniz ancak içeriğini son derece yanlış açıkladığınız türde bir evlilik yaşıyorum. Aynısından size de dilerim..
 
Elbette bir tutmayacaksın. Seninle ben bir olabilir miyiz? Benden kaç kat deneyimin var, tabi ki bir değiliz, olamayız da.
Benim anlatmaya çalıştığım şey, insanlar bir değildir ki. Neden bir tutalım? Beni bana anlatmaya kalkmışsın ama ben zaten ne olduğumu biliyorum ki. Ayrımları kabullenin lütfen, bunlar hayatın her alanında var. Askerlikte de var mesela, üniversite mezunu olanların askerliği farklı, lise mezunu olanların farklı, uygulanan muamele de farklı. Zaten bir olmayalım, neden olalım ki? Sen bana üstünlük tasladığın zaman ben rahatsız olmuyorum ama farkındaysan, birçok insanın aksine. İkimizin de yaşadığı hayat çok farklı doğal olarak. Ama ben erişmek istersem senin düzeyine erişebilirim. Aynı şekilde evde pilav yapıp dizi izleyen komşu kızı da isterse benim düzeyime erişir.
 
Bunu bu şekilde söylemek var,birde yererek,aşağılayarak söylemek var.

Elbette bende isterim kadınlarımız eğitimli olsun,kendine baksın,geliştirsin.ama bunu saygı çerçevesinde söylerim küçük görerek değil..

Çünkü eğitimli-eğitimsiz,çalışan-çalışmayan gibi karşılaştırmaları yaparken sizden olmayanı aşağı görmek doğru değil..

Bu kadar peşin hüküm de vermeyin ayrıca,dışardan biri de bana baksa gencecik kız oturmuş evde kös kös okumamış etmemiş heralde toto büyütüyor der.ama bilmez ki ben 4 duvar arasında ne yapıyorum.

Ben söylediklerinize kısmi katılıyorum ama savunduğum tek şey beni ilgilendiren kısım herkesin saygı çerçevesinde konuşması. Fikrini beyan ederken farklı gördüğü insanı incitici,aşağılayıcı konuşmaması...

Ha siz çok güzel bir bölümde okuyorsunuzdur, 5 dil biliyorsunuzdur eğer sizin gibi olmayanlara saygınız yoksa benim gözümde o eğitimin de dillerinde önemi yok..

Herşeyden önce insan olmak,insani konuşmak,kimseye alaycı yaklaşmamak daha önemli benim gözümde.
 

Ama rahatsız olmalısın, okumakla kendini geliştirmeye lafım yok, 50 60 70 neyse ne artık belli bir süre bu dünyadayız ve mümkün mertebe birşeyler öğrenmeliyiz ama herşey kitaplardan kurslardan falan öğrenilmiyor, kadının güçlü olması da her zaman okuması para kazanmasıyla ilgili değil bdv de bunu da görmüşsündür kocasının eline trink para sayan kadınlar var, dayak yiyip boşanmamayı seçen doktorlar mühendisler var, aksine lise mezunu olup kocasına tekmeyi basan kadınlar var, 40 yaşından sonra çalışma hayatına giren cevval kadınlar var

Özetle hayat p ise q gibilerinden mantıksal önermeler gibi olmuyo her zaman, ben okudum kendimi geliştirdim güçlü kadınım ezilmem o pilav yapıp dizi izliyo o ezilir gibi bir genelleme yok, ha nedir sen riski düşürmüş olursun, ama şans kader aura artık adını sen koy öyle bişey de var
 
Ben saygım yoktur demiyorum, bir değildir diyorum. Ama bir insan kendisine saygı duymuyorsa ona kimse saygı duymaz. Konuşmalarım aşağılayıcı gelmişse de o sizin görüşünüz.
 
Ben saygım yoktur demiyorum, bir değildir diyorum. Ama bir insan kendisine saygı duymuyorsa ona kimse saygı duymaz. Konuşmalarım aşağılayıcı gelmişse de o sizin görüşünüz.
Yahu tabiki hiçbir insan bir değil. Ama bunu siz benden aşağı benden yukarı olarak yorumluyorsunuz.
Bende diyorum ki kimseyi aşağı görmeyin. Belki eğitimi azdır ama insani ölçüleri daha fazladır . Misal sizden daha merhametlidir daha yardımsever daha duyarlıdır bilemeyiz.

Her insan bir değil lafını farklı yöne çekip sizin gibi olmayani aşağılayamazsınız.
 
Ben zaten söylediklerimi şimdilik tek bir açıdan söyledim, öteki değişkenleri işin içine katacak olsaydım konu çok uzardı. Ama bu hayatta bazı kesin şeyler de var, herkesin bir karakteri var öyle değil mi? Kesinlikle kocasının eline parasını sayacak olan kadınlar yok, aynı şekilde dayak yiyip oturacak olan karakterde insanlar da yok. Şansa, kadere bilmem neye fazla inanmam, karakterim bellidir anlatabildim mi; bir erkek benim paramı elimden alıyorsa, bana dayak atıyorsa, ben defalarca aldatılıyorsam bu şans değildir, kader hiç değildir. Benim elimde olan bişeyse o, şans ya da kader değildir. Dayak yiyip de boşanmayan doktor, mühendis de dayak yemeye devam etsin o zaman. İnsan onu kendisine yaptırmayacak işte, anlatabiliyor muyum? Zaten burada karakter işin içine girer. Karakterin kocandan dayak yemeye müsaitse aldığın eğitimi at çöpe gitsin. Sen kendine saygı duymayıp dayak yemeye devam ediyorsan kimse de sana saygı duymaz.
 
Ben aşağılamıyorum, anlatıyorum sadece. Aşağı yukarı meselesinde kendimi baz alarak kendimi anlatıyorum işte, dışarıda benden çok başka bir hayat yaşayan Fatma hanıma, Ayşe hanıma göre anlatamam doğal olarak.
 

Karakter zayıfsa eğitimin bir anlamı yok işte aşağı yukarı aynı şeyden bahsettim, güç=eğitim değil her zaman

Kİ konu sahibi vikvikleyen ev hanımlarını aşağılarken aslında bir omuz aradığını da söylüyor içten içe bir kıskançlık söz konusu, onlar gibi olmak istiyor, o yüzden konu temelsiz
 
Güçsüz olanı koruma mantığı işte. :)
Bu hayatta bazı şeyler insanın bizzat kendi elinde. Eş seçimi mesela. Ben kendime asla ve asla benim maaşımı elimden almak isteyen, bana hükmetmeye çalışan, bana hakaret etmeye kalkan hatta dayak atmaya kalkan birini eş olarak seçmem, seçemem. Bana denk olan adamla ben evlenmem ve bu bizzat benim kendi elimde. Kendimi hiçbir şeye mecbur hissetmiyorum ve bu toplumun bazı kuralları beni bağlamıyor çünkü.
 
Tamam aynı şeyden bahsediyoruz yalnızca fark şu, konu orada eğitimden açıldı ve ben de eğitim üzerinden konuştum. Karakteri karıştırmadım konu çok uzar diye.
 
Rahatsızlık duymamış olman benim seni ezmiyor olmamdan kaynaklanıyor. Seninki gibi bir üslupla alay ederek ve aşağılayarak yazsaydım bu cevabı vermezdin, emin ol! Seni okuduğun bölüme, o bölüm için elde ettiğin puanı kullanarak rencide etseydim de bu şekilde cevap vermezdin. Senin kimseyi aşağı görmeye hakkın yok. Hiçbirimizin yok! Bana yazmış olduğun sözlerin üslubuyla, diğer mesajlarını lütfen karşılaştır. Statüye göre nasıl halden hale girdiğini kendin de göreceksin. Gerçekten güçlü olan, güçlü olma yolunda olan bir insan 2 mesajda bu kadar farklılık gösteremez. Mesele karaktere gelecekse; ortada bir karakter de yok. İşte aşağılanması gereken budur!
 
Bazı kadınlar sahiden iğrenç oluyor. Bunun ekonomik özgürlükle ilgisi yok. Çalışan, maaş kartı kocasında olan, vikler mi viklemez mi bilmediğim tuhaf tuhaf tipler var. Hiç tahammül edemiyorum. Bu tiplerin saçını başını yolasım geliyor.
 
Ayrıca mutluluk eşittir kendini olduğun gibi kabul etmek. Hala beceremedim maalesef. Kendimle savaş halindeyim.
 
Burası özgür bir platform, istediğini konuşmakta ve yazmakta özgürsün. Ben evde pilav yapan kızı aşağılasam ne olur aşağılamasam ne olur, sen de beni aşağılasan ne olur aşağılamasan ne olur. Unutma ki burası sanal bir ortam, insanlar sallıyor da olabilir. Senin güçsüz ya da karaktersiz demenle ben karaktersiz ve güçsüz olmam, bunun farkındayım neticede. Asıl bunun farkında olmayanlar var, gerçekten var ve onlara söylenecek söz bile yok. Gerçek akademisyenin burada tanımadığı etmediği insanlarla tartışmaya girecek kadar boş vakti olması da ilginç. Beni okul puanımla aşağılama fikrin de ayrı komik, bunun için bu bilgiye sahip olman lazım. Belki Türkiye'nin en iyi üniversitesindeyim, belki de en kötü. Okuduğum bölümün puanları çok değişkenlik gösteriyor, her yerde aynı değil. Kim bilir? :)
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…