Hayal dünyası mı gerçek Dünya mı

Kalbinin sesini dinle

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
20 Ocak 2019
216
381
İyi geceler herkese,

Bir konuda fikirlerinizi merak ediyorum. Benim yaşadıklarımı yaşayan var mı ben anormal miyim merak ediyorum.

Konum eşimle ilgili. Eşimle tanıştığımız zaman fikirsel olarak ve hayat beklentisi olarak uyuştuğumuzu düşünüyordum. Evlilikten önce de bu düşüncem sabitti. Evlendikten sonra ise kişiliklerimiz arasındaki fark beni şaşırtmaya başladı.

Ben iflah olmaz bir romantik,hayalperest,ince düşünceli,duygusal bir insanım. Eşim ise tam tersim. Aşırı işkolik, realist, biraz acımasız ve hayal kurmak hiç ona göre değil. Yani onun hayatında boş şeylere hiç yer yok. O sadece çalışmalı, para kazanmalı, kendini geliştirmeli.

Hayata çok farklı bakıyoruz. Ben ona bir filmden, müzikten, manzaradan ne kadar etkilendiğimi anlatırken onun böyle şeylerden hiç etkilenmediğini görüyorum. Yani ilişkimiz aşırı hassas bir insanla hiç hassas olmayan bir insanın ilişkisi.

Şu an çalışmıyorum. Bu yüzden de bazen diyorum ki ben şımarıklık mı ediyorum. Yani o hayat mücadelesinde tek başına. Tabi ki daha sert olacak benim gibi olmayacak. Hayal kurmaya vakti mi var falan filan.

Mesela tatile çıkma planımız vardı. Ben o kadar heyecanlıyım ki. Araştırıyorum neler yaparız ne yeriz şunu mu giysem vs diye. O ise 0 heyecan. Gidicez işte denize girip gelicez modunda.

Birde bazen onu aşırı severken bazen bu tarz olaylardaki bakış açısı yüzünden ondan aşırı derecede soğuyorum. Kendime diyorum ki o beni hiç anlamıyor ne hissettiğimi hiç fark etmiyor.

Sizlere sorum: Erkekler genelde böyle midir? Ben anormalsem nasıl daha vurdumduymaz, nasıl katı, nasıl hissiz olabilirim ? Bu şekilde olmak bana çok acı veriyor. İçime dünyalar kadar umudu, hayali sığdırmaktan çok yoruldum.
 
İyi geceler herkese,

Bir konuda fikirlerinizi merak ediyorum. Benim yaşadıklarımı yaşayan var mı ben anormal miyim merak ediyorum.

Konum eşimle ilgili. Eşimle tanıştığımız zaman fikirsel olarak ve hayat beklentisi olarak uyuştuğumuzu düşünüyordum. Evlilikten önce de bu düşüncem sabitti. Evlendikten sonra ise kişiliklerimiz arasındaki fark beni şaşırtmaya başladı.

Ben iflah olmaz bir romantik,hayalperest,ince düşünceli,duygusal bir insanım. Eşim ise tam tersim. Aşırı işkolik, realist, biraz acımasız ve hayal kurmak hiç ona göre değil. Yani onun hayatında boş şeylere hiç yer yok. O sadece çalışmalı, para kazanmalı, kendini geliştirmeli.

Hayata çok farklı bakıyoruz. Ben ona bir filmden, müzikten, manzaradan ne kadar etkilendiğimi anlatırken onun böyle şeylerden hiç etkilenmediğini görüyorum. Yani ilişkimiz aşırı hassas bir insanla hiç hassas olmayan bir insanın ilişkisi.

Şu an çalışmıyorum. Bu yüzden de bazen diyorum ki ben şımarıklık mı ediyorum. Yani o hayat mücadelesinde tek başına. Tabi ki daha sert olacak benim gibi olmayacak. Hayal kurmaya vakti mi var falan filan.

Mesela tatile çıkma planımız vardı. Ben o kadar heyecanlıyım ki. Araştırıyorum neler yaparız ne yeriz şunu mu giysem vs diye. O ise 0 heyecan. Gidicez işte denize girip gelicez modunda.

Birde bazen onu aşırı severken bazen bu tarz olaylardaki bakış açısı yüzünden ondan aşırı derecede soğuyorum. Kendime diyorum ki o beni hiç anlamıyor ne hissettiğimi hiç fark etmiyor.

Sizlere sorum: Erkekler genelde böyle midir? Ben anormalsem nasıl daha vurdumduymaz, nasıl katı, nasıl hissiz olabilirim ? Bu şekilde olmak bana çok acı veriyor. İçime dünyalar kadar umudu, hayali sığdırmaktan çok yoruldum.
Yeni evli misiniz? 1 yıl altı
 
İyi geceler herkese,

Bir konuda fikirlerinizi merak ediyorum. Benim yaşadıklarımı yaşayan var mı ben anormal miyim merak ediyorum.

Konum eşimle ilgili. Eşimle tanıştığımız zaman fikirsel olarak ve hayat beklentisi olarak uyuştuğumuzu düşünüyordum. Evlilikten önce de bu düşüncem sabitti. Evlendikten sonra ise kişiliklerimiz arasındaki fark beni şaşırtmaya başladı.

Ben iflah olmaz bir romantik,hayalperest,ince düşünceli,duygusal bir insanım. Eşim ise tam tersim. Aşırı işkolik, realist, biraz acımasız ve hayal kurmak hiç ona göre değil. Yani onun hayatında boş şeylere hiç yer yok. O sadece çalışmalı, para kazanmalı, kendini geliştirmeli.

Hayata çok farklı bakıyoruz. Ben ona bir filmden, müzikten, manzaradan ne kadar etkilendiğimi anlatırken onun böyle şeylerden hiç etkilenmediğini görüyorum. Yani ilişkimiz aşırı hassas bir insanla hiç hassas olmayan bir insanın ilişkisi.

Şu an çalışmıyorum. Bu yüzden de bazen diyorum ki ben şımarıklık mı ediyorum. Yani o hayat mücadelesinde tek başına. Tabi ki daha sert olacak benim gibi olmayacak. Hayal kurmaya vakti mi var falan filan.

Mesela tatile çıkma planımız vardı. Ben o kadar heyecanlıyım ki. Araştırıyorum neler yaparız ne yeriz şunu mu giysem vs diye. O ise 0 heyecan. Gidicez işte denize girip gelicez modunda.

Birde bazen onu aşırı severken bazen bu tarz olaylardaki bakış açısı yüzünden ondan aşırı derecede soğuyorum. Kendime diyorum ki o beni hiç anlamıyor ne hissettiğimi hiç fark etmiyor.

Sizlere sorum: Erkekler genelde böyle midir? Ben anormalsem nasıl daha vurdumduymaz, nasıl katı, nasıl hissiz olabilirim ? Bu şekilde olmak bana çok acı veriyor. İçime dünyalar kadar umudu, hayali sığdırmaktan çok yoruldum.
Erkekler Marstan kadınlar Venüsten. 😂 bu isimde bir kitap var hatta. Yalnız değilsiniz
 
Ben iki. Demek ki bu sorular hepimizde var:) ben kendimi asamadim sanıyordum kesin insanlar bunu halletti sorun etmiyor kafasında idim. Ondan bir mı dedim:) bence erkekler gerizekalı kadınlar prenses. Sorunun temeli
Eskisi kadar takmıyorum. Beklentilerimi düşürüyorum. Ama yine de bazen üzülüyor insan.
 
Esiniz benim erkek arkadasim ile birebir olmasa da benzer yanlari var. Bu tarz erkeklerle iliskiler yorucu oluyor ve istediginizi alamiyorsunuz. Tatili ornek verdiginiz icin oradan anlatayim. 2 sene once tatile gidelim dedim. Gunlerce tel arastirdim, ona da attim ama hic umurunda olmadi. Birini begenelim rezervasyon yapalim dedim, ne gerek var gider bakariz begendigimiz bir yerde kaliriz kafasindaydi. Ben birlikte tatile cikacagimiz icin heyecanliyken onun umurunda bile degildi. Sonra tartistik ve o yil tatile gidemedik. Bu yil yine ttail olayini gundeme getirdim. Tabi onceden tecrubem oldugu icin hic otel vs. arastirmadim. Bu defa o dedi biraz baksana vs. olmaz dedim, bakmadim. Taile ciktigimiz gun birkac otel gezdik, birini sectik ama sadece yatmaya gidecegimiz bir otel bulduk. Yani 2 yıl önce planladığım otel tatilinden vaz gectim ve otel tatili yapmadik cunku biliyorum ki 5 gun denize gir cik ye ic yat ona tatıl olarak gelmeyecekti. ben de 2 gun denıze girmeli 1 gün etrafı gezmeli sonra yıne 1 gün deniz 1 gün gezme seklinde tatil planı oluşturdum. Böylece hem o zevk aldı hem de ben birlikte güzel zaman geçirmiş oldum.

Yani bir yerde ortada buluşmak gerekiyor. Yine iş bize düşüyor belki ama ne yapalım erkekler bizim kadar becerikli değil.
 
Kalbinizin sesini dinlemekten asla vazgeçmeyin. İçinizdeki çocuğu öldürürseniz, geriye hiç bir şey kalmaz. Eşinizle kendinizi kıyaslamayın. Zaten herkes şahsına münhasır bu hayatta. Bence heyecanını, enerjisini kaybetmiş olanların, hayal kurmaktan vazgeçmiş yada hiç hayali olmayanların hayatları çok sıkıcı.
 
Esiniz benim erkek arkadasim ile birebir olmasa da benzer yanlari var. Bu tarz erkeklerle iliskiler yorucu oluyor ve istediginizi alamiyorsunuz. Tatili ornek verdiginiz icin oradan anlatayim. 2 sene once tatile gidelim dedim. Gunlerce tel arastirdim, ona da attim ama hic umurunda olmadi. Birini begenelim rezervasyon yapalim dedim, ne gerek var gider bakariz begendigimiz bir yerde kaliriz kafasindaydi. Ben birlikte tatile cikacagimiz icin heyecanliyken onun umurunda bile degildi. Sonra tartistik ve o yil tatile gidemedik. Bu yil yine ttail olayini gundeme getirdim. Tabi onceden tecrubem oldugu icin hic otel vs. arastirmadim. Bu defa o dedi biraz baksana vs. olmaz dedim, bakmadim. Taile ciktigimiz gun birkac otel gezdik, birini sectik ama sadece yatmaya gidecegimiz bir otel bulduk. Yani 2 yıl önce planladığım otel tatilinden vaz gectim ve otel tatili yapmadik cunku biliyorum ki 5 gun denize gir cik ye ic yat ona tatıl olarak gelmeyecekti. ben de 2 gun denıze girmeli 1 gün etrafı gezmeli sonra yıne 1 gün deniz 1 gün gezme seklinde tatil planı oluşturdum. Böylece hem o zevk aldı hem de ben birlikte güzel zaman geçirmiş oldum.

Yani bir yerde ortada buluşmak gerekiyor. Yine iş bize düşüyor belki ama ne yapalım erkekler bizim kadar becerikli değil.
Evet çok yorucu. Şu an onun hiç zamanı yok yemek bile zor yiyebildiği bir temposu var. Bu yüzden benim organizasyonu yapmam gerekiyor tabi ki.

Ama insan istiyor ki o da bir kere açıp baksın. Aa şurada da şu varmış şunu görelim mutlaka desin. Gözleri parlasın. O da benim yaptığım plana uyuyor sizinki gibi. Ama bunu bir görev olarak görüyor. Oraya gidilecek tatil yapılacak tamam bir tik atıldı. Geri çalışmaya dönecek.

Yemek yemek bile öyle. Ben gideceğim yeri araştırırım menüye bakarım manzarasına bakarım. Benim için sadece yemek yemek değil olay. Orada birlikte bir anı paylaşmak. Onun içinse en maksimum faydayı sağlayacak yerde yiyip kalkmalıyız.

Zor 🙂
 
Ben evli insanların aynı heyecanlarla coşan, aynı yoğun duygusallıkla yoğrulan, ikiz kişilikli insanlar olduğunu düşünmüyorum.

Mesela bir sevgilim basit bir konuda çırpına çırpına sevinişime biraz da şaşkın bir şekilde "nasıl bu kadar coşabiliyorsun böyle basit bir şeye ya, harikasın" diye gülmüştü. Sonra birbirimize bakıp birlikte gülmüştük :))

Ben küçük şeylerle mutlu olurken veya heyecan duyarken yanımdaki adam neden benim gibi duygulanmıyor, aynı şekilde coşup taşmıyor diye düşünmek ve bunu sorun etmek aklıma bile gelmez benim.

Açıkcası bir erkeğin de benim kadar minnak şeylere coşkulu sevinçler duymasından, duygularını abartmasından, tatilde onu mu giysek bunu mu yesek heyacanlarına kapılmasından , oleyy tatile gidiyoruuzzz modunda sevinmesinden de hoşlanacağımı hiç sanmıyorum. Laf aramızda ben daha çok ağır abi tiplemesini erkeksi bulduğumdandır belki :)
Yani o benimle birlikte olacağı tatil ayarlasın (ya da benim ayarladığımı kabul etsin) ben coşkuyla mutlu olayım, benim bayıldığım şarkıya gülümseyerek başını sallasın, ben film izlerken ağlayınca mendil uzatsın yeter bana. Sevinç krizlerine girmesine, aynı müziğe bayılmasına, filmde benimle birlikte ağlamasına hiç gerek yok, o kısımları bana kalsın, böyle duygusal ve coşkulu olmak bana yakışsın :KK39:

Bence sevdiğinizi olduğu gibi sevmeyi tercih edin. Duygusal ve tepkisel olarak sizinle aynı olmasını beklemeyin. Bana normali bu gibi geliyor
 
Son düzenleme:
Kalbinizin sesini dinlemekten asla vazgeçmeyin. İçinizdeki çocuğu öldürürseniz, geriye hiç bir şey kalmaz. Eşinizle kendinizi kıyaslamayın. Zaten herkes şahsına münhasır bu hayatta. Bence heyecanını, enerjisini kaybetmiş olanların, hayal kurmaktan vazgeçmiş yada hiç hayali olmayanların hayatları çok sıkıcı.
Evet tabi bu konuda Psikolog Tülay Kök’ün bir videosu var. Aşırı hassas olmak her zaman kötü değil. Çoğu insanın aldığı hazdan daha fazla haz alıyorum ben yaşadığım anlardan.

Belki kıyaslamamalıyım evet. O da apayrı bir kişilik.

Sadece merak ediyorum böyle çiftler var mıdır, birlikte aynı kitabı okuyan, aynı şarkıda duygulanan, yaşları kaç olursa olsun el ele tutuşup yürüyebilen?
 
bu kadar uc olmasa da biz de nisanlimla boyle farkliyiz. ama durum tam tersi. bizde o daha duygusaldir ben degilim.

mesela tatile cikiyoruz o iste erken uyanip gun dogumunu izleyelim diyor, ben de ne alaka zaten gece icicez sabah uyanmak eziyet olur diyorum. o gelecekle ilgili planlardan bahsediyor cocuk mocuk ben dinliyormus gibi yapiyorum acikcasi. bazen o da sakaya vuruyor cok ilgini cekti bu konu dimi diye :KK70:

ama hep de ayni dongude degiliz yani. birlikte de cok sey paylasiyoruz. hayatta her sey oturup hayal kurmak, plan yapmak degil ki. iki zit karakter ne kadar orta yolu bulabilirse o kadar bulmaya calisin bence.
 
Ben de eşimle aynı şeyi hissediyorum bazen.
Benim heyecan duyduğum şeye o normal tepki verirken güzel bir cihazı indirimli bulunca çocuklar gibi sevinebiliyor.

Şahsen ben boyle farklı olmamıza üzülüyorum.
Kendimi bir süre sonra yalnız hissetmeye başlıyorum.
 
X