- 17 Ağustos 2011
- 4.514
- 7.491
- 358
- Konu Sahibi nomunomuchua
-
- #121
Beni mi anlattın ?
Arkadaşlarımın sevgilisi dahi yokken ben evlilik hayali kuruyordum
Çark döndü
Onlar evlendi çoluk çocuğa karıştı
Bende aday adayı bile Yok
Hem çocuk isteyip hem evlilikten korkuyorum
Yaş 26 oldu, etrafın baskısı çoğaldı, evli arkadaşlar birbirine gidip gelmeye başladı eee sen teksin çift olarak da takılamıyorsun..
İşin kötüsü arkadaş da kalmıyo hepsi evli nişanlı vs
Offff bazen sadece arkadaş olsun diye evlenmeyi düşünüyorum
O adamlar aslinda yok. Bizim zihnimizde oyle canlandirdiklarimiz var. Bu canladirmada hormonlarin ve kendi bilincimizin payi buyuk. Yani biz isteyerek asik olabiliriz hormonlar yerindeyse.Ben inanıyorum o bizim de ayaklarımızı yerden kesecek adamlar,eninde sonunda gelecek ;bir şekilde çıkacak karşımıza.
Gerçekten buna inanıyorum,o yüzden sanırım artık rahatım.
Bazen belkide tevekkül etmek gerekli
Ben bu şehirde 6 yıldır yaşıyorum
Ablamlar 1 yıldır felan yaşıyor
Bana evimizin yolunda ki bir mağazayı söyledi inanın bilemedim
Neden çünkü aidiyetim yok
Evimden birşey gitse inanın fark etmem bile
Neden çünkü kendime ait hissetmiyorum
6 yıldır yaşadığım memlekette toplasan 5 tane arkadaşım yok
Üniversite hayatımı düşünüyorum
Ne kadar çok dostum arkadaşım vardı
Bir insan herkes tarafından mı sevilir
Yada bir insan bu kadar insani nasıl gönlünde taşıyabilir
Eşimle çok şükür istediğim yönde düzelmeler çok hakkını yiyemem
Bir kaç gündür göreve gitti bilmem şimdilik özlemde yok
Bu gece sigaramı ne kadar huzurlu içtiğimi fark ettim
Ama alışverişten gelirkende o torbaların ağırlığından dolayı eşimin varlığına da şükrettim
Her gün boşanma planım var ama her gün de onunla mutlu olmak için çabam
Tuhaf bir ruh hali işte
İçim geçmiş benim :)
Bence bu yola önce aklımızda ki şu boşanma fikrini atarak başlamalıyız
Çocuğum olursa mutlu olur muyum bilmiyorum ama pişman çok olurum gibime geliyor
Bazen amann Pink sen bunuistiyorsun kaç yıllık kaç çocuklu evliler boşanıyor
Kaderde bu varsa zaten yaşarsın diyorum
Bir taraftanda bile bile ateşe atlamak gibi geliyor
Bir yanım o olmasada bir evladı büyütebilirsin diyor
Bir yanım başka birşey
Aslında galiba çokta şaapmamak gerek
Üye olduğum zamanları hatırlayınca çok şükür mezun olabilmişim diyorum. :d hiç mi bir şey olmadı yav 4 yılda? Aşık da mı olmadın?
Ya ben napam ?
Ben de aynı duygular içerisindeyim.. Sanki son üç senem yaşanmamış gibi benim de.. Mesela 22 yaşımı hatırlamıyorum.. Boş benim için..birden 23'e, 24'e geçtim sanki..
Hayat bizlerden alıyor hep.. Bir şey verirken başka bir şeyi alıyor.. Evlenmeden önce sevdiğin adama hasret kalırsın, evlenir ailene hasret kalırsın.. Çocuk yokken çocuğa, varken çocuksuz günlere.. İşteyken alarmsız günlere, iş yokken düzenli hayata..
Topluca bunalıma mı girdik yoksa ben mi bu kadar dipteyim bilemiyorum.. Ama yalnız değilsin..
bir arkadaş mükemmelliyetçi olduğunu yazmış.
bu yüzden mi acaba evliliği sürdürme çaban, kocanı terketmemen? yanlış eş, yanlış evlilik, hatalı da olsalar kimseyi yarı yolda bırakamama hislerin mi galip geliyor? mükemmelliyetçi yanından dolayı mı kabullenemiyorsun bir şeyler istediğin gibi gitmeyince olduğu gibi bırakmayı?
Bundan 4 yıl öncesine kadar yakın arkadaşlarımın hiç birinde sevgili dahi yokken ,ben evlilik tarihi belirliyordum .
Sonra çark döndü,ben ayrıldım o arkadaşlarım tek tek evlendiler.Birinin nikah şahidi bendim,diğerinin her şeyinde ben vardım.
Kendi yaşayamadığım bir şeyin,hep içinde oldum.
Sonra Neden ben? diye sordum kendime..Aylarca çıkamadım o dipden.Hani kısmet dedikleri ve benim duymaktan çok sıkıldım o tek kelime gerçeğini kabullendim.
Kabullenince oluyormuşş herşey.Akışına bırakıp çok da düşündünmediğinde yolunu buluyor hayat.
Biz debelendikçe,sarpasarıyoruz ..
Beni çok etkileyen bir yazı,umarım size de iyi gelir..
ÖLÜM DÖŞEĞİNDEYDİ
Efsane Wimbledon'un ilk zenci şampiyonu Arthur Ashe kan naklinden kaptığı AIDS'den ölüm döşeğindeydi...
Dünyanın her köşesindeki hayranlarından mektuplar yağmaktaydı.
Bunlardan bir tanesi şöyle soruyordu:
-Tanrı böylesine kötü bir hastalık için neden seni seçti?
Arthur Ashe cevap verdi:
-Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar. 5 milyonu tenis oynamayı öğrenir.
500 bini profesyonel tenisçi olur, 50 bini yarışmalara girer, 5 bini büyük turnuvalara erişir, 50'si Wimbledon'a kadar gelir, 4'ü yarı finale, 2'si finale kalır.
Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrı'ya 'Neden ben?' diye hiç sormadım. Şimdi sancı çekerken, Tanrı'ya nasıl 'Niye ben' derim? "Mutluluk insanı tatlı yapar.
Başarı ışıltılı. Zorluklar güçlü.
Hüzün insanı insan yapar,Yenilgi mütevazi.
Tanrı'ya asla 'Neden ben?' diye sormayın. Ne olacaksa zaten olur..." .
30 yaş ne ki?
Hayat 20 li yaşlarda evlenip çocuk sahibi olmaktan ibaret mi.
İnsanlar okuyor çalışıyor kariyer yapıyor yaş anca 35 i bulup evleniyorlar.Hayatını değiştirmek sadece evlilikle mi oluyor.
Evet yuva kurmak güzel ama hayırlısını dile yoluna bak.Kendini bu kadar karamsarlığa itme hem de en güzel yaşın başlarındayken.
Maddiyata endeksli yaşıyorsunuz nomu.. ve bu gerçekten korkunç.
Bir ev parası borcun olsun, ee? Evin araban olmasn, ee? Dünyada çoğu kisinin evi arabasi yoktur eminim, neden sürekli maddiyat maddiyat sayıklayıp duruyorsun?
Kocanı her sorununun nedeni olarak göreceksen de boşa o halde? Ama olmaz, bu sefer kimi suçlayacaksın di mi? Yakışmıyor nomu yakışmıyor.. ne yaşıyorsan tercihlerin neyse hepsi seninle alakalı başkasıyla degil. Oldugun mevkide de eminim sükrecek mutlu olacak tonlarca sey vardır da sen habire ev araba borç....
Sen yılların sana kattiklarina bak, ama manevi seylere. Öğrendin mi biseyler, olgunlaştın tatlandın mı? Ot gibu gecmemistir herhalde onca yıl..
Bilmiyorum fazla maddiyatcı görüyorum sizi, bence biraz manevi değerlerine yönel. Illaki dinden bahsetmiyorum. Manevi zevklerden bahsediyorum.
Sizin konularınız nedense hep bu tarz. Ortada somut bir şey anlatmıyorsunuz mutsuz olmak için. Ama hep mutsuzsunuz.
Bu biraz yapısal bir şey aslında. Bazı insanlar ne olursa olsun mutsuz olmanın bir yolunu buluyorlar.
Psikoloğa gitmeyi düşünmez misiniz? Belki de algı sistemlerinizin yeniden yapılandırılmaya ihtiyacı vardır. Oldukça faydalı olacağını düşünüyorum sizin için.
Hayır mükemmelliyetçiliğimin bununla hiç ilgisi yok.
Bende vefa ve sorumluluk duygusu çok yoğun.
Alacağım kararlar kimi ne derece etkiler, kendimden çok bunları hesaplayan biriyim.
.
Maddiyata endeksli yaşıyorsunuz nomu.. ve bu gerçekten korkunç.
Bir ev parası borcun olsun, ee? Evin araban olmasn, ee? Dünyada çoğu kisinin evi arabasi yoktur eminim, neden sürekli maddiyat maddiyat sayıklayıp duruyorsun?
Kocanı her sorununun nedeni olarak göreceksen de boşa o halde? Ama olmaz, bu sefer kimi suçlayacaksın di mi? Yakışmıyor nomu yakışmıyor.. ne yaşıyorsan tercihlerin neyse hepsi seninle alakalı başkasıyla degil. Oldugun mevkide de eminim sükrecek mutlu olacak tonlarca sey vardır da sen habire ev araba borç....
Sen yılların sana kattiklarina bak, ama manevi seylere. Öğrendin mi biseyler, olgunlaştın tatlandın mı? Ot gibu gecmemistir herhalde onca yıl..
Bilmiyorum fazla maddiyatcı görüyorum sizi, bence biraz manevi değerlerine yönel. Illaki dinden bahsetmiyorum. Manevi zevklerden bahsediyorum.
vefa ve sorumluluk seni mutsuz ediyorsa, artık yük olmuşsa neden taşımak için ısrar edesin ki?Ayy aynı ben..
Üç yıl yaşadığım yerde de evin az ilersinde gözlemeci varmış.
Arkadaşla gezerken ''Aa burda gözlemeci mi varmış'' dedim de bana Çüşş dedi
Ait hissetmediğim yeri öğrenmek, çözmek istemem.
Ot gibi sadece yaşarım..
İhtiyacım olmadan bir şeyin yerini merak edip öğrenmem bile
Evliydim yine evliyim.
Pişmanlıkla başladım, pişman olmak için başka sebepler buldum falan.
Duygularım olumlu anlamda değişemedi yani.
4 yılda sadece şehir ve ev değiştirdim işte onlar da daha mutsuz edici oldu.
Sen boşver canım. Bana bakma :)
Bunalımda olmayan çok az evet.
Hayat herkese başka yerden zor..
Hayır mükemmelliyetçiliğimin bununla hiç ilgisi yok.
Bende vefa ve sorumluluk duygusu çok yoğun.
Alacağım kararlar kimi ne derece etkiler, kendimden çok bunları hesaplayan biriyim.
Bu hikayeyi ilk okuduğumda ben de çok etkilenmiştim.
Güzel bir hatırlatma oldu teşekkürler.
Ay ben evliyim zaten.
Yuva muva benim için en önemsiz şey. :)
Hayatımın ilk hatası orda başladı zaten.
Bence ben hiç evlenmemesi gereken insanlardanım.
Ben sadece ev araba demedim ki ama..
Kimi kimi diye sıraladım.
Bebek sahibi oldu dedim mesela ya da meslek dedim.
Bunlar maddi değil ki..
Elbette bu aptal borçlar benim hayatımı ciddi etkileyen bir sorun.
Ama tek derdim hiç bir zaman maddiyat olmadı.
Bu konunun özünde de bu yok.
Haa etki ediyor mudur?
Elbette etki ediyordur.
Bu da çok normal diye düşünüyorum.
Yanlış anlamışsınız.
Psikolog düşündüm aslında.
Taşınmadan evvel psikolog tadında bir arkadaşlığım vardı.
1 sene kurtarıcım oldu cidden.
Ama artık yanımda değil..
Telefonla idare ediyoruz.
Somut tek nedenim yok, genel olarak pek çok nedenim var.
Aslında çoğu konumda mutsuzluğumun nedenlerini açıkça belirtirim.
Ama evet şu yaş sendromunda tek sebebe bağlı bir durum yok.
Genel bir mutsuzluk hali söz konusu.
Bence yanlış algılamışsınız.Maksat kendine bir hedef belirlemek.Durduğu yerde kalmamak.Ev olur araba olur bebek olur kariyerde ilerleme ya da yeni bir iş olur.
Sıradan gündelik hayatlarda insanlar okulunu bitirir, işe giren girer girmeyen girmez , sonra evlenir.Şuan Nomu tam bu noktada şimdiye kadar bunları yapmış 4 sene geçti diyor.Bundan sonra da yapacak birşeyler arıyor.Bazılarına maddi manevi konulardan dolayı cesaret edemiyor bazılarında da adım attı bekliyor.
Bi kötü tecrübe de bende var.. nişana 1 gün kala ayrıldım.. herşeyi planlayan ben tepede bi göz olarak başıma gelenleri izledim.. o gün bugündür de plan yapmadım.. aşka inanıyor muyum? Kesinlikle hayır.. vefa gücen sadakat dürüstlük bunların hiçbirine inanmıyorum. Senin için ölürüm biterimlere de inanmıyorum.. ama yanıma arkadaş istiyorum artık.. anne olmak istiyorum.. ama kimseyi de içim almıyo garip bi çıkmazdayım.Hiç öyle düşünme..Evlilik bir kafes; içindekiler çıkmak için ,dışındakiler girmek için uğraşır derdi bir büyüğüm.
Her şey;zaman.Biliyorum bizim yaşlar için o kadar bıkkınlık veren bir kelime yok.Kısmet ve zaman; en çok duyduğumuz ve artık nefret ettiğimiz kelimeler .
Ama olmayınca,olmuyor.İllaki bir yerde kısmetimiz var.
Ben çok kötü bir şey atlattım, geceleri kalkıp soruyordum bu benim başıma mı geldi,ben mi yaşadım diye.
Artık rüya mı gerçek mi ayırt edemediğim geceler oldu.
Çevrem de bekar arkadaşım kalmadı desem yeridir,çoğu evli ve çoçuklu oldu.Ben dert etmiyorum inan,kendimi başka şeylerle oyaladım;baktım alışkanlık oldu.
Birileriyle tanıştırmak istediklerinde gitmedim bile.Aşka inanıyorum,bu şekilde istemedim hiç.
Aşk yoksa,ne yapalım evliliği.İnsan,sevdiği için evlenir;evlenmek için değil.
Ben inanıyorum o bizim de ayaklarımızı yerden kesecek adamlar,eninde sonunda gelecek ;bir şekilde çıkacak karşımıza.
Gerçekten buna inanıyorum,o yüzden sanırım artık rahatım.
Konunun özü aslında bu cümlen Nomu bende dahil kendimizden önce başkalarını düşündüğümüz an arada kalıp mutsuz oluyoruz.Gönlümüzden geçen başka olması gereken başka.Sıkışmış güvercin misali.Çıksan oradan özgürlüğüne kavuşacaksın.Beyninde ruhunda özgür olacak.
Çevresel faktörler olmasa radikal karar almak daha kolay .Belki sevdiğin işi yapacaksın belki tek başına hayat kuracaksın belkide yeni bir hayat arkadaşın olacak.
Benim en kıymetlim kendimden bile çok sevdiğim kişi evladım.Gözündeki bir damla yaşa kıyamam.
Herkesin başka başkadır.Kimi önce kendi mutluluğum der çocuğum,eşim,ailem sonra gelir der .Kimiside farklı.Kimi çok sıkı dokur inceler ne kadar az zararla çıksam diye düşünür cesaret edemez.
Kimiside daha çabuk karar verir benim bunu seçmem şuan üzücü olsa da sonrası için iyi olacak der.
Kimisinin bir gram sızlamaz kolayca kestirip atar ,soğukkanlıdır ,daha mantıklı yaklaşır olaylara ,diğeri daha duygusaldır .
Bence yanlış algılamışsınız.Maksat kendine bir hedef belirlemek.Durduğu yerde kalmamak.Ev olur araba olur bebek olur kariyerde ilerleme ya da yeni bir iş olur.
Sıradan gündelik hayatlarda insanlar okulunu bitirir, işe giren girer girmeyen girmez , sonra evlenir.Şuan Nomu tam bu noktada şimdiye kadar bunları yapmış 4 sene geçti diyor.Bundan sonra da yapacak birşeyler arıyor.Bazılarına maddi manevi konulardan dolayı cesaret edemiyor bazılarında da adım attı bekliyor.
vefa ve sorumluluk seni mutsuz ediyorsa, artık yük olmuşsa neden taşımak için ısrar edesin ki?
Bunlar hep maddi seyler degil midir? Bu kadar borcu harcı olmasaydınomunomuchua yine böyle dertlenir miydi? Sanmıyorum.
Ben de diyorum ki bu gecen seneye baktıgında "vay be ne kadar güclenmişim. Daha önce şuna mutlu olmazken artık kolay mutlu olmayı biliyorum. Artık anın tadını cıkarabiliyorum. Yarın öbür gün bir aksilik olup mesleğimden olsam yine de hayatta mutlu olacak seyler bulabilirim..vs vs" diyebiliyor mu? Ruhen bu gecen yıllarn ona kattığı değerleri önemsiyor mu.. daha cok elle tutulur şeylere önem veriyor konu sahibi. Bebek araba ev borç şehir... üstelik minik kalplerle ilgilendiği bir mesleği var, hayattan keyif almak için eminim pekçok enstantelerle karşılaşıyordur..
Amaç şu bu... hangi amaç? Ev almak araba almak tatile gitmek bebek sahibi olmak mı?
Görüyoruz ki maddi konularda aksilik yaşıyor, bunu düzeltmek icin de çabalıyor. Niye dertlensin ki hala? Elinden geleni yapıyor bence, bunun için üzülmesinden çok mutlu olması gerek çünkü bir kenarda bos bos beklemiyor.
Bilmiyorum bence gözlerini açıp telafisi olmayan ânları kaçırmamaya çalışmak asıl amaç. Ben olsam bunu dert ederdim sadece
Mutsuzluğun ve bezginliğin kronikleşiyor bu kötü...
Katılıyorum. Tüm konuları aynı eksende ve geçen konusunda sitem etmiş " bu kadar hayal kuruyorsun kaçını gerçekleştirdin ?" demiştim nomo beni yanlış anlamıştı. Üzülüyorum bu karamsarlığa, 30 yaş ne ki ?
Ben hiç sadece kendi mutluluğum diyerek yaşamadım, yaşayamam.
Evet yaşamak isterdim ama benim yapıma aykırı anladım :)
Parmaklarına sağlık canım gayet güzel ifade etmişsin.
Teşekkür ederim :)
Çünkü seviyorum.
Sevdiğim insanlar için onları taşımaktan vazgeçemem..
En azından şimdilik.
Vay be ne kadar güçlenmişim, diyebileceğim olumlu bir şey henüz yok.
Olsaydı derdim, demek isterdim elbette. :)
Boş boş beklemiyorum, çabalıyorum.
Hatta o kadar çok çabalıyorum ki çaresiz çırpınışlara benziyor.
Hatta oradan bakınca saçmalıyorum gibi görünüyordur.
Ee ben bunun da farkındayım mesela bunun nesiyle mutlu olayım? :)
Ahhh ne hoş saçmalarcasına çırpınmama sebep olan bir derdim var.
Ne mutlu bana çabalıyorum mu demeliyim? :)
Evet telafisi olmayan anları kaçırıyor olmak beni de üzen bir nokta.
Böyle olmamalıydı, her şey farklı olabilirdi diyorum.
İşte tam da bu noktada daha da dertleniyorum. :)
Hayır, bir gayret içindeyim cok şükür bir parazit gibi yaşayıp gecmiyorum su dünyadan diyebilirsin. Uğraşıyorum didiniyorum, ayaktayım iyiyim.. borcunuzun olmasindan cok, borcunuz icin çırpınmak çalıp cırpmamak önemli nokta.
Anları dertlenerek daha da kaçırıyorsunuz işte. Hala kaçıyor, bak kaçtı gittii
Siz kendinizi mutsuzluğa sürüklüyorsunuz sürekli. Sürekli bir dertlenmeler bir negatifi görmeler.. eger böyle yaşamayı seviyorsanız ona da bisey diyemeyiz mesela, çünkü istediğiniz yaşama sahip oluyorsunuz.
Ama mutlu olmaksa amaç, ekstra bir seye ihtiyacınız yok. En basiti cocuk kitabı yazabilecek bir hayal gücüne sahipsiniz, eminim hayatın güzel yanlarını bizden daha cok yakalarsınız.
Peki ne yapayım?
Biri gerçekleşmiyor diye hiç başka hayal kurmayayım mı?
Aslında yanlış anlamamıştım gayet doğru anlamıştım..
Bu kadar başka başka çareler arıyorsun hani sonuç ne oluyor gibi bir yorumdu o..
Eee ne yapayım?
Bezginim ve mutsuzum tamam.
Düşünmeyi, sorgulamayı ve çare aramayı bırakınca düzelecek mi?
Ben zaten 7/24 böyle değilim.
Çok şükür hala sağlıkla yaşıyorsam o güzel yanlara tutunarak yaşıyorum.
Ama insanın kendini dinlediği, iç sesiyle baş başa kaldığı zamanlar oluyor ya hani..
İşte o zamanlarda dertlenerek anı kaçırdığım doğrudur.
Bundan memnun değilim elbette.
Ama bunu üzerimden atmak kolay değil şu dönemde..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?