Hmm. Ben ağzımdan elimden pişman oluyorum çoğunlukla; bir şeyi anlatırken bazen çok ters yerden giriyorum, ne düzgün ifade edebiliyorum ne kafamdakini net anlatabiliyorum, yanlış anlaşıldığı oluyor, bazen sinirleniverip yanlış anlaşılmayı haklı çıkarır hale de giriyorum; pişman oluyorum sonra "Bunu burada böyle demenin ne gereği vardı allasen, eksik kalsaydın, naalaka şimdi? Bu laf burada edilirse tabi ki tuhaf olur, üstüne vazife mi? Aha bak aslında demek istemediğin şeyi savunmak zorunda kaldın, hadi dön bakalım buradan" diyorum.
Buradaki çoğu yorumumda da olur, yorumu yazarım sonra pişmanlık çöker.
Yorumlarıma bakan da beni olduğumdan çok farklı tanıyabilir, görseler buraya yazanın ben olduğuma ihtimal vermezler; burada sesli düşünüyorum ya da bazen sadece bilgi/fikir alış-verişi için bilerek muhalefet olduğum, düşündüğümün tersini söylediğim de oluyor (Eskiden daha çok yapıyordum, şu ara pek yapmaz oldum), her türlü fikri serbest bırakıp yargılanıp-eleştirilip-sinirlenip yeniden süzmek ve sabit fikirli kalmamak da hoşuma gidiyor. :) Hem pişman oluyorum hem hoşuma gidiyor işte, bunu yazdığıma da birazdan pişman olurum.