- 31 Ocak 2016
- 5.413
- 21.773
- 348
- Konu Sahibi Truman Show
- #1
Iyi geceler herkese. Kafamı çarptım az önce hüngür hüngür ağlıyorum. Sorun kafamın acısı değil aslında. Demek istediğimi anlamışsınızdır. Bu konuyu neden açıyorum onu da bilmiyorum. Sadece içimi dökmek istedim. Arkadaşlarıma, aileme anlatamadıklarım... Yiğitliğe b.k sürdürmemek adına. Ya da yine bir umut diyorum ki yıllar sonra bu konuyu okuyup dersler çıkarmak mümkündür belki?
Bir yıldan fazla süredir hayatım kademeli şekilde bozuldu. En son ne zaman güldüm mutlu oldum hatırlamıyorum. Hayatım boyunca hiç bu kadar umutsuz, çaresiz olmadım. Hep çıkış kapılarım alternatiflerim vardı. Her sabah kalkınca güneş doğsun istemiyorum. Karanlıklarda kalıp uyuyup hiç uyanmamak istiyorum. Mutsuzluğu, umutsuzluğu atamıyorum üstümden.
Dünyadaki bütün acılara ağlamak istiyorum. Ağlıyorum da. Gelen her şehit haberi çocuk tecavüzü içimden insanlık adına kalan ne varsa söküp atıyor. Sanırım karakterim de zayıf. Acılara katlanacak kadar güçlü değilim. Bazı insanların yerine kendime koymaya çalışınca bile anlıyorum bunu.
Insanları kırmaktan korkardım çok büyük şeyleri bile tolere ederdim ama artık hiçkimse umrumda değil ki bence bu iyi bir şey bir bakıma.
En kötüsü de sanırım önceden ölümden korkardım. Yaşanacak güzel günler tadılacak duygular olduğunu düşünürdüm. Şimdiyse yaşamımı devam etmemin tek sebebi olarak annem ve babamı görüyorum.
Panik bozukluk problemim de vardı. Ilaç kullandım bir süre şimdi başa sardığımı hissediyorum. Tekrar doktora gidicem bir de spora başlamak istiyorum. Kendimi bu kuyudan çıkartmaya çalışıyorum ama imkanım kısıtlı.
Sorunlarım hakkımda ayrıntı vermedim çünkü bunları konuşmaktan çok yoruldum.
Size sormak istediğim şu, bu şekilde dibi görüp de yaşamayı tekrar nasıl sevdiniz? Sanki hayatım hep bu seyrinde devam edecekmiş gibi geliyor, uykularım kaçıyor.
Bir yıldan fazla süredir hayatım kademeli şekilde bozuldu. En son ne zaman güldüm mutlu oldum hatırlamıyorum. Hayatım boyunca hiç bu kadar umutsuz, çaresiz olmadım. Hep çıkış kapılarım alternatiflerim vardı. Her sabah kalkınca güneş doğsun istemiyorum. Karanlıklarda kalıp uyuyup hiç uyanmamak istiyorum. Mutsuzluğu, umutsuzluğu atamıyorum üstümden.
Dünyadaki bütün acılara ağlamak istiyorum. Ağlıyorum da. Gelen her şehit haberi çocuk tecavüzü içimden insanlık adına kalan ne varsa söküp atıyor. Sanırım karakterim de zayıf. Acılara katlanacak kadar güçlü değilim. Bazı insanların yerine kendime koymaya çalışınca bile anlıyorum bunu.
Insanları kırmaktan korkardım çok büyük şeyleri bile tolere ederdim ama artık hiçkimse umrumda değil ki bence bu iyi bir şey bir bakıma.
En kötüsü de sanırım önceden ölümden korkardım. Yaşanacak güzel günler tadılacak duygular olduğunu düşünürdüm. Şimdiyse yaşamımı devam etmemin tek sebebi olarak annem ve babamı görüyorum.
Panik bozukluk problemim de vardı. Ilaç kullandım bir süre şimdi başa sardığımı hissediyorum. Tekrar doktora gidicem bir de spora başlamak istiyorum. Kendimi bu kuyudan çıkartmaya çalışıyorum ama imkanım kısıtlı.
Sorunlarım hakkımda ayrıntı vermedim çünkü bunları konuşmaktan çok yoruldum.
Size sormak istediğim şu, bu şekilde dibi görüp de yaşamayı tekrar nasıl sevdiniz? Sanki hayatım hep bu seyrinde devam edecekmiş gibi geliyor, uykularım kaçıyor.