Histerik bir şekilde çığlıklar attığım için mekandan atıldım

Cidden ben de okurken "anan baban nerede evladım" moduna girdim ama :))
Ben saçının teline zarar gelmesin diye gözümden sakinarak büyüyeceğim, birileri de gelecek kızıma bunları yapacak. Başta da konu sahibine çok kızdım, bu hayatı kendine neden reva gördün?

Ah ah annem babam neler çekti o dönemde. İşin garibi haklı olduklarını biliyordum. İstemeye istemeye onlara karşı çıktım diyebilirim. Aslında beynim devreden çıkmış da değildi. Yani aklım ortalama zekam filan yerindeydi, her şeyi bilinç seviyesinde anlıyordum. Ama bu tür kişilerle ilişkilerde hep şöyle bir şey oluyor: sürekli bir suçlu hissetme haline giriyorsunuz. Gerçeklik kaygan bir zemin gibi oluyor ayağınızın altından kayıveriyor hep. Ben de belki çocukluğumdan kalan bir alışkanlıkla sürekli suçlu hissetmeye, karşımdakine hak vermeye oldukça yatkın biriyim. Burada suçlu hissettiğim taraf sevgilimin maddi durumunun inanılmaz kötü olması ve borca batmış olmasıydı. Şikayetlerimi ne zaman dile getirsem "sen ne derdindesin ben ne derdindeyim" cevabı verirdi. Yalan söylerdi, bazen gerçekleri çarpıtırdı, demiş olduğu şeyleri inkar ederdi, hafızamdan şüphe ederdim. Arkadaşlarımdan izole oldum filan. Çünkü sürekli "bana karşı seni dolduruyorlar görüşme onlarla" modundaydı. Mesajlarımı filan okurdu. Yani öyle bir gerçek sevgi sosuyla süslüyorlar ki olanları, yavaş yavaş kapılıyorsunuz, fark etmeden, ya da fark ederek ama hep bir bahane bularak, aklayarak, kendini suçlayarak. Anlatması çok zor, ben bile anlayamıyorum bazen. Bazen hala "abartıyor muyum, yoksa adamın bana yaptığı bir şey yok muydu?" diyorum. Hafızamda kopukluklar var.
 
Ah ah annem babam neler çekti o dönemde. İşin garibi haklı olduklarını biliyordum. İstemeye istemeye onlara karşı çıktım diyebilirim. Aslında beynim devreden çıkmış da değildi. Yani aklım ortalama zekam filan yerindeydi, her şeyi bilinç seviyesinde anlıyordum. Ama bu tür kişilerle ilişkilerde hep şöyle bir şey oluyor: sürekli bir suçlu hissetme haline giriyorsunuz. Gerçeklik kaygan bir zemin gibi oluyor ayağınızın altından kayıveriyor hep. Ben de belki çocukluğumdan kalan bir alışkanlıkla sürekli suçlu hissetmeye, karşımdakine hak vermeye oldukça yatkın biriyim. Burada suçlu hissettiğim taraf sevgilimin maddi durumunun inanılmaz kötü olması ve borca batmış olmasıydı. Şikayetlerimi ne zaman dile getirsem "sen ne derdindesin ben ne derdindeyim" cevabı verirdi. Yalan söylerdi, bazen gerçekleri çarpıtırdı, demiş olduğu şeyleri inkar ederdi, hafızamdan şüphe ederdim. Arkadaşlarımdan izole oldum filan. Çünkü sürekli "bana karşı seni dolduruyorlar görüşme onlarla" modundaydı. Mesajlarımı filan okurdu. Yani öyle bir gerçek sevgi sosuyla süslüyorlar ki olanları, yavaş yavaş kapılıyorsunuz, fark etmeden, ya da fark ederek ama hep bir bahane bularak, aklayarak, kendini suçlayarak. Anlatması çok zor, ben bile anlayamıyorum bazen. Bazen hala "abartıyor muyum, yoksa adamın bana yaptığı bir şey yok muydu?" diyorum. Hafızamda kopukluklar var.

Ha bir de her şeyi anlatmıyordum aileme, ondan soğumasınlar diye. Cidden çoğu şeyi saklıyordum ona bahaneler buluyordum.
 
Hayır demeyi, keskin sınır çizmeyi hiç becerememek yengeçler de doğuştan zayıf kaslardan, ardından da sınırlarını çizemediğin için sıkışıp boğulup tam bir içe kapanma, sıfır kontak durumuna geçmek geliyor, kendimden biliyorum bende :)
Manipülatörler, taktiksel olarak, başta senin kişisel sınırları küçük küçük yıkarlarmış ki, kendine, sezgilerine ve kararlarına olan inancın kaybolsun. İradesiz, tutarsız ve dengesiz bir insan olduğunu düşün. Nihayet kıvama geldiğinde önüne en başta net şekilde hayır diyebileceğin konuları getirir senden evet koparmayı başarırlarmış.
Bu taktiği tersine doğru da işletebiliriz. Hayır demeyi öğrenip, basit konularda kullanmaya başlarsan, sezgilerine ve mantığına olan güvenin artar. Bu konu üzerinde çalışmak için bazı kitaplar var. Hatta belki kişisel gelişim bölümünde hayır deme üzerine başarılarımızı paylaşacağımız bir topik açıp grupça geliştirmeyi deneyebiliriz bu konuda kendimizi.
Bir de yaşadığın o kendini dışardan izleme durumu sanırım depersonalizasyon deneyimi. Zihnin o an bulunduğu durumdan uzaklaşmak için kendini senden geçici süreyle koparıyor. Olayları kendi başına gelirmişcesine değil de bir seyirciymişçesine yaşamaya karar veriyor. Bildiğim kadarıyla ptsd tarzı travma sonrası bozukluklarda sık görülüyor. Bana göre belki kötü bir amacı olmasa bile, karşı tarafın yaptığı herhangi birşey, senin eski travmalarını tetiklemiş olabilir. Bu yüzden şiddet konusunda kendini suçlama. Belli ki kendimizi tehlikede hissettiğimiz panik anlarında ortaya çıkan o 'kaç ya da saldır' içgüdüsü harekete geçmiş sende.
 
Hayır demeyi, keskin sınır çizmeyi hiç becerememek yengeçler de doğuştan zayıf kaslardan, ardından da sınırlarını çizemediğin için sıkışıp boğulup tam bir içe kapanma, sıfır kontak durumuna geçmek geliyor, kendimden biliyorum bende :)
Manipülatörler, taktiksel olarak, başta senin kişisel sınırları küçük küçük yıkarlarmış ki, kendine, sezgilerine ve kararlarına olan inancın kaybolsun. İradesiz, tutarsız ve dengesiz bir insan olduğunu düşün. Nihayet kıvama geldiğinde önüne en başta net şekilde hayır diyebileceğin konuları getirir senden evet koparmayı başarırlarmış.
Bu taktiği tersine doğru da işletebiliriz. Hayır demeyi öğrenip, basit konularda kullanmaya başlarsan, sezgilerine ve mantığına olan güvenin artar. Bu konu üzerinde çalışmak için bazı kitaplar var. Hatta belki kişisel gelişim bölümünde hayır deme üzerine başarılarımızı paylaşacağımız bir topik açıp grupça geliştirmeyi deneyebiliriz bu konuda kendimizi.
Bir de yaşadığın o kendini dışardan izleme durumu sanırım depersonalizasyon deneyimi. Zihnin o an bulunduğu durumdan uzaklaşmak için kendini senden geçici süreyle koparıyor. Olayları kendi başına gelirmişcesine değil de bir seyirciymişçesine yaşamaya karar veriyor. Bildiğim kadarıyla ptsd tarzı travma sonrası bozukluklarda sık görülüyor. Bana göre belki kötü bir amacı olmasa bile, karşı tarafın yaptığı herhangi birşey, senin eski travmalarını tetiklemiş olabilir. Bu yüzden şiddet konusunda kendini suçlama. Belli ki kendimizi tehlikede hissettiğimiz panik anlarında ortaya çıkan o 'kaç ya da saldır' içgüdüsü harekete geçmiş sende.

inanılmaz haklı ve efsane bir yorum bu. birkaç kere okudum....
 
bence bir müddet erkeklerle ilişkiye girmekten uzaklaşın kendinizi dinleyin çünkü ruhsal olarak bu yönde yıpranmışsınız
nasıl ki hasta bünye ne yerse yesin kaldırmaz bence insan psikolojisi de öyle.Nekahat dönemine ihtiyacınız var
 
Aslinda ne kadar güçlü bir kadinsin... ve yaşadığın kötü şeyleri bu şekildeki insanlara yarar saglayacak bir yerde calisarak yararli bişeye dönüştürmüssun. Kesinlikle takdir edilecek cok seyin var.
Ama bu konuda bence yardim alman lazim.
Benim bir ev arkadaşım vardi. Oyle guzel bir kiz da değildi ama enerjisi resmen "takil peşime" diyordu. En basitinden yasadigimiz yerdeki firinci, bindigi otobusun şoförü... defter almak icin gittigi yer "depodan cikartayim" der,defterin icine not ve numarasini yazardi, kontur doldurdugu yerdeki adam numarasini alir arardi, benim 5 gun boyunca durup gayet nezih nezih takildigim bir yardim standi vardi. Oraya beni almaya 5 dkligina gelmisti ve o ortamdaki birisi sonradan pesine takılmışti... emlakcisi kantincisi... 4 sene o sehirde yasadim bir kisiden olumsuz bir bakis bile gormemistim. Ama bu kizla gittigimiz bir konser dönüşü bir araba laf atip bizi takip etmisti,hatta biz karsi kaldirima gecmistik kurtulmak icin ters yol olmasina ragmen oraya da gelmislerdi.
Erkekler bazi seylerin kokusunu aliyor bence. Ben ev arkadasim olarak düşünürsem kizin buyuk bir ozguven sorunu vardi. Lise yillarinda yasadigi bir cinsel istismar da vardi. Ilgi bagimlisiydi. Cok severdi "su bana bakti bu bana yazdi" diye anlatmayi. Insanlara da , otobus soforu amca bile olsa net bir sekilde HAYIR LAN NE MUNASEBET demezdi... erkekler de kokusunu almis gibi ille de sansini denerdi...
Sizin durumunuzda da bütün manipülator erkekleri kendinize cekiyorsunuz. Belki de boyle bir çekiminiz vardir. Gecen instagramda bir reklam gormustum psikolojik terapi grubuna aitti sanirim. "Hep ayni tarz iliskiler mi yasiyorsunuz? " gibi bir cumle kurmuştu. Kisinin bakisacisini degistirip yasadigi iliskilerin degistirebilecegine iliskin birseydin sanirim. Keske daha iyi hatırlasaydim :KK43: belki de bu tarz hizmet veren bir yere gitseniz bazi seylere yarari olabilir... bilemedim ki 🙄
 
Aslinda ne kadar güçlü bir kadinsin... ve yaşadığın kötü şeyleri bu şekildeki insanlara yarar saglayacak bir yerde calisarak yararli bişeye dönüştürmüssun. Kesinlikle takdir edilecek cok seyin var.
Ama bu konuda bence yardim alman lazim.
Benim bir ev arkadaşım vardi. Oyle guzel bir kiz da değildi ama enerjisi resmen "takil peşime" diyordu. En basitinden yasadigimiz yerdeki firinci, bindigi otobusun şoförü... defter almak icin gittigi yer "depodan cikartayim" der,defterin icine not ve numarasini yazardi, kontur doldurdugu yerdeki adam numarasini alir arardi, benim 5 gun boyunca durup gayet nezih nezih takildigim bir yardim standi vardi. Oraya beni almaya 5 dkligina gelmisti ve o ortamdaki birisi sonradan pesine takılmışti... emlakcisi kantincisi... 4 sene o sehirde yasadim bir kisiden olumsuz bir bakis bile gormemistim. Ama bu kizla gittigimiz bir konser dönüşü bir araba laf atip bizi takip etmisti,hatta biz karsi kaldirima gecmistik kurtulmak icin ters yol olmasina ragmen oraya da gelmislerdi.
Erkekler bazi seylerin kokusunu aliyor bence. Ben ev arkadasim olarak düşünürsem kizin buyuk bir ozguven sorunu vardi. Lise yillarinda yasadigi bir cinsel istismar da vardi. Ilgi bagimlisiydi. Cok severdi "su bana bakti bu bana yazdi" diye anlatmayi. Insanlara da , otobus soforu amca bile olsa net bir sekilde HAYIR LAN NE MUNASEBET demezdi... erkekler de kokusunu almis gibi ille de sansini denerdi...
Sizin durumunuzda da bütün manipülator erkekleri kendinize cekiyorsunuz. Belki de boyle bir çekiminiz vardir. Gecen instagramda bir reklam gormustum psikolojik terapi grubuna aitti sanirim. "Hep ayni tarz iliskiler mi yasiyorsunuz? " gibi bir cumle kurmuştu. Kisinin bakisacisini degistirip yasadigi iliskilerin degistirebilecegine iliskin birseydin sanirim. Keske daha iyi hatırlasaydim :KK43: belki de bu tarz hizmet veren bir yere gitseniz bazi seylere yarari olabilir... bilemedim ki 🙄

Çok teşekkür ederim sağ olun güçlü olduğumu duymak çok güzel bir şey. Evet sanırım öyle biliyor musunuz? Güzel bir benzetme olmuş. Yani iki tür ilişkim var erkeklerle:

Birincisi hoşlandığım erkekler. Neredeyse asla ve asla hiçbir zaman karşılık alamıyorum. Seni arkadaş olarak görüyorum diyorlar hep :KK70: Veya "ben seni üzerim, iyi birisin ama olmaz" tarzı şeyler. Genelde güçlü, özgüvenli, karizmatik ve kibar, zarif, entelektüel erkekleri beğeniyorum. Onlar da beni arkadaş olarak beğeniyor. Asla cinsel çekim hissetmiyorlar.

İkincisi ise bu şekilde, "bu kız her yola gelir" gibi düşünüp saran erkekler. Köye ilk geldiğimde "bu kız çok kolay bir kız, herkesle yatıyormuş" şeklinde söylenti çıkmıştı bu Ruandalı köylüler arasında. Oysaki hiç alakam yok. Ne yatması. Cinsel hayatım yok. Vajinismusum var zaten. Ve gerçekten çok sünepe giyinen, çocuk gibi davranan, kadınsı olmayan bir insanım. Bana bir erkek arkadaşım şey dedi: "Sence bu söylenti neden senin hakkında çıktı? Neden Monica hakkında çıkmadı?" (Monica 34 yaşında, mesafeli, hayır demeyi bilen patronum). Ben gerçekten çok şaşırmıştım. Çünkü insanlara aklımda seksle yaklaşmıyorum. Ama bana biri istemediğim bir şekilde yaklaşınca da sizin dediğiniz gibi HOP! NE MÜNASEBET???! diyemiyorum işte. Ve gerçekten kokusunu alıyorlar bir şeylerin. Özgüvensizliğin en çok.

(Ha tabi ki çok yakın, normal erkek arkadaşlarım da çok canım, bu ilişki dediğim arkadaşım olmayanlarla ilgili. Yoksa arkadaşlıklarında kadın erkek ayrımı olmayan, erkek dostları da olan biriyim yanlış anlamyın).

Terapiye cidden çoook ama çok ihtiyacım var. Bir ara Skypetan yapıyordum sonra bankadan ücretleri gönderemeyip bıraktım (burada bankacılık korkunç derecede). Ve işte zamanım olmadı filan. Tekrar başlasam mı diyorum üşeniyorum filan bazen faydası olmuyordu diyorum ama bu yaşadıklarımı mesela o depersonalizasyonu birilerine anlatmam lazım gerçekten.
 
Kizlar merhabalar. Evet yukarıdaki başlıkta yazdığım şey iki hafta once başıma geldi ve bazen hatirlayip hatirlayip cok kotu hissediyorum kendimi. Sizin dusuncelerinizi merak ediyorum. Biraz uzun olacak katlanabilenler okuyup yorum yapabilirse çok sevinirim.

31 yaşındayım. 2012 senesinde, 24 yaşımdayken, benden 5 yaş büyük bir adamla tanıştım. İnanılmaz ısrar etti hayatıma girmek için. Başından beri bir şeyler yanlıştı biliyordum. Sanki elimi kaptırsam kolumu kurtaramam gibi geliyordu. Ama başlarda o kadar ama o kadar iyi ve aşıktı ki içimdeki o kötü sezgiye aldırış etmedim ve ona bir şans verdim. Mavi sakal öyküsünü bilir misiniz, tıpkı onun gibi işte. 3 sene süren bir ilişki yaşadık, bu sürede duygusal ve son 1 senede dozu gittikçe artan cinsel şiddet gördüm. Sonra beni başka biri için terk etti, iyi ki etti, kurtulmuş oldum. Ondan ayrıldıktan sonra başıma iki kere daha bu şekilde psikopat erkek şiddeti vakası (ölüm tehditleri, numaramı dağıtmalar, bir kere tecavüz olarak adlandırabileceğim bir olay) geldi. Ama atlattım hepsini.

Bu dönemlerden bana kalan bir türlü veremediğim 30 kilo, insülin direnci, aylar süren terapi, hala kullandığım antdepresanlar, ve erkeklere duyulan deriiiiin güvensizlik oldu. Hani bir laf var ya internette "seks yapmıyorum donu" "seks yapmıyorum eşortmanı" ha işte onları ben giyiyorum. Bir zamanlar (yıllar yıllar önce) her görenin "ay sen ne güzel kızsın" dediği bakımlı, ince, fit, genç kadını 30 kiloyla, halamdan kalan kıyafetlerle bakmsızlığımla örttüm. Bazen bundan silkelenmek istiyorum, spor yapıyorum, iyi giyiniyorum, sonra amaaan diyip kabuğuma dönüyorum tekrar.

Daha önceki konularımda anlatmıştım, Doğu Afrika'da bir mülteci kampında ıssız bir köyde cinsel şiddeti önleme programları koordinatörüyüm. Hafta sonları başkente gidiyorum. Burada bir oda kiraladım. Geçenlerde başkentte bir restoranda bir konser verdim ve konseri kayda alan kişiyle, buralı bir adamla tanıştım. Çok nazik, tatlı, sevecen, müzik zevklerimizin uyuştuğu... filan biriydi. Arkadaş olduk, ara sıra görüştük. En son görüşmemizde sarılmaya çalıştı, senden çok hoşlandım dedi, istemediğim halde fiziksel yakınlaşmada ısrar etti. Kendimi çok kötü hissettim ve bir daha buluşma isteklerini hayır da demeden, ya olur denk gelirse, bakarız filan diye geçiştirdim (ki sanırım hatam da buydu, hayır dememek, açık açık rahatsız oldum bir daha görüşmeyelim dememek. Cevap alamadıkça peşimi bırakır sandım).

En son iki hafta önce şehre gelip gelmediğimi sordu, ben de evet ama meşgulüm yazdım. Çok sinirlendi ve benimle konuşmayı kesti, umursamadım. Aynı akşam ev arkadaşım bir parti verdi, zil zurna sarhoş oldum, bir gece kulübüne gittik. Zaten bu şehirde gece külübü sayısı çok az olduğu için bir de baktım karşımda tip tip bana bakıyor. Sonra kolumdan tuttu ve konuşmamız lazım diyerek o sarhoş halimde 20 dakika boyunca ne kadar kaba olduğumu, şehre gelince onu aramaya söz verdiğimi (vermedim), görüşmek istemiyorsam, rahatsız olduysam neden söylemediğimi vs saatlerce anlattı. En sonunda sabrımı taşıran şu lafları etti:

Sen beyazsın tabi hayat sana güzel. Tam bir beyaz gibi davrandın. Beyazsın çünkü. Ayrıcalıklısın.

Bu adamın anne babası soykırımda ölmüş, çocukluğunu mülteci olarak geçirmiş. Buralıların çoğu öyle. O yüzden her beyazı (Suriyeliyi, Afganı, Iraklıyı filan da) ayrıcalıklı, zengin, şanslı, şımarık görüyorlar ve sokaklarda "white man! give me money" (beyaz adam bana para ver) diye bağırıyorlar. Zaten 2 senedir bu tavırdan çok bıktım. Hem de bana ırkçılık kartını oynayarak eski sevgilim gibi suçluluk hissettirerek manipüle ederek ilişki dilenmesi o kadar ama o kadar sinirimi bozdu ki, bir anda, o sarhoşlukla ne olduğunu anlamadan çılgın gibi, histerik gibi, avaz avaz bağırmaya başladım:

Sen benim nereden geldiğimi biliyor musun?

Benim arkadaşlarım hapiste gerizekalı sen ne beyazlığından bahsediyorsun? (doğru bu arada bu arkadaşlarım, akademisyen olanlar filan hapisteydi, beraat ettiler)

Sonra da çıldırmış gibi şu cümleyi bağırarak tekrar ettim mekanın ortasında:

Ben tecavüze uğradım. Ben tecavüze uğradım gerizekalı. Ben tecavüze uğradım.

Bir yandan da çocuğa birkaç tokat attım. (Asla bundan gurur duymuyorum).

Bunları yaparken sanki ben ben değildim. Bedenimin dışına çıkmış gibi benliğim, dışardan, tepeden, bağırarak çığlıklar atarak tokat atan kadını izliyor öyle. Sanki bir yabancıyı izliyor gibi, hafifçe gülerek. "Ne yapıyor lan bu?" diyerek. Çok tuhaftı. Hayatımda hiç böyle bir şey yaşamadım. Bir daha da yaşamam galiba.

Neyse mekandaki garsonlar çok kibar bir şekilde dışarı çıkardı beni. Sendeleye sendeleye, içim boşalmış gibi evime yürüyorum, bir baktım arkamdan geliyor.

Bana vurdun hem de 4 5 kere, farkında mısın? dedi.

İnanılmaz sakin bir şekilde: "Evet, özür dilerim" dedim.

"Şu an beni seni taciz etti sanıyorlar, beni bir daha mekana almayacaklar, geri gelir misin benimle?" diye sordu.

Yine aşırı sakin bir şekilde: "Alırlar mı ki geri?" dedim.

Sonra gerçekten gittim adamla tekrar içeri girdim, yarım saat öyle sakince oturduk, sonra çıktım.

Ertesi sabah midem bu yaşanan olaylardan (ve içtiğim cinlerden, votkalardan) o kadar bulanıyordu ki adamı engelledim.

Bir yandan kendime "sen şiddete karşı birisin, bir insana nasıl vurursun?" diyordum, acaba bende şiddet eğilimi mi var, normal değil miyim, diyordum, aşırı utanıyordum.

Bir yanım ise, "Aman o da hak etti, engelle geç, durma üzerinde, unut gitsin, kadının tokadı ile erkeğinki aynı acıtmaz" diyordu.

Sonrasında bu düşüncemden de utanıyordum, şiddetin kadını erkeği olmaz diye. Sonra aklıma öncesinde beni taciz ettiği geliyordu. Sonra yine kendime sinirleniyordum neden açık açık hayır demedim diye.

Yani bütün manipülatör erkekleri kendime çekiyor olamam. Neden hep bu hikayeler benim başıma geliyor? Ya birinden çok hoşlanıyorum ve yüz bulamıyorum ya da bendeki zayıflığın kokusunu alan erkekler gelip suçlu hissettirerek bir şeyler koparmaya çalışıyor (para veya seks).

Altı senedir yalnızım. O heriften hemen sonra çok daha iyi kalpli, kendim gibi yengeç burcu bir erkekle çıktım. O da 16 yaşında tecavüze uğramıştı. Hala arkadaşız. Geçenlerde Türkiye'ye gittiğimde buluştuk.

Sonsuza kadar yalnız kalmaktan korkuyorum, dedim ona.

Bence yalnızlıktan korkma, yanlış insanlarla beraber olmaktan kork, yalnız da kalmayacaksın, takma kafana bunları dedi.

Bazen diyorum ki yalnız olmak, bir ilişki içerisinde olmamak en iyisi şu an belki de. Kendime dönmek, kendi yaralarımı sarmak. Altı yıl mı artık neyse, belki bir altı yıl daha sürsün, ne olacak ki, diyorum, sen kendine dön, kendini sev diyorum. Haklıyım da bence.

Neden anlattım bunları bilmiyorum. Ama içimi dökmek iyi geldi. İyi ki varsın KK.

Yaptıklarınız geçmişin birikimi. Kendini suçlama üzerinde de durma. Ama sürekli aynı şeyleri yaşaman senin hatan. Hatta hatayı da kendin söylemişsin “hayır diyememek ve aynı şeyleri yaşayacağını düşünmek.” O enerjiden kurtul ki o tarz insanları hayatına çekme artık. Sen değerlisin. Bak bi söz var ;
''Bu neden sürekli benim başıma geliyor'' diyorsan, bir Şaman öğretisi şöyle der: Ders sen öğrenene kadar devam eder!”

Bundan sonra herşey gönlünce olsun 🙏🏻
 
Cidden ben de okurken "anan baban nerede evladım" moduna girdim ama :))
Ben saçının teline zarar gelmesin diye gözümden sakinarak büyüyeceğim, birileri de gelecek kızıma bunları yapacak. Başta da konu sahibine çok kızdım, bu hayatı kendine neden reva gördün?
Tek basina bunlari secmek zorunda kaldi diye dusunmustum. Ailesi hayatta degil mi acaba diye dusunmustum .. bi hata yaptigimizda ilk onlar silkmez mi bizi, kendimize getirmez mi?

Herseyi anlatmiyormus dedigine gore..
 
Yani tabi ki anneme babama işin cinsel boyutlarını anlatmadım. Annem aşırı korumacıdır, tahmin ediyordur başka alanlarda da şiddet gösterdiğini. O zamanlar "rüyamda bu herif seni dövüyordu kızım" diyordu bana. Çok istedi ayrılmamı. Ama ayrılamadım. Ailemle bile aramı bozmuştu, hatta sadece ailemle değil, arkadaşlarımla da. Kardeşim "sana saygım kalmadı abla" diyordu. Aile ne kadar karşı çıksa da dinlemeyince bir şey gelmiyor ellerinden.
Muhtemelen bildigi icin ruya gordum diyordur.. senin anlatmani beklemistir... kotu seyler yasamissin, ama bunlari yasadin diye hep yasayacaksin doye birsey yok. Biri yazmis.. bir sure duygusal manada erkek sokma hayatina, nadas gibi dusun... eminim iyi gelir
 
Yaptıklarınız geçmişin birikimi. Kendini suçlama üzerinde de durma. Ama sürekli aynı şeyleri yaşaman senin hatan. Hatta hatayı da kendin söylemişsin “hayır diyememek ve aynı şeyleri yaşayacağını düşünmek.” O enerjiden kurtul ki o tarz insanları hayatına çekme artık. Sen değerlisin. Bak bi söz var ;
''Bu neden sürekli benim başıma geliyor'' diyorsan, bir Şaman öğretisi şöyle der: Ders sen öğrenene kadar devam eder!”

Bundan sonra herşey gönlünce olsun 🙏🏻

Mükemmel bir sözmüş. Ders sen öğrenene kadar devam eder... Evet eder. Ediyor. Belki uyarı bunlar bir şekilde uyarılar bana gelen.

Çok teşekkür ederim nazik yorumunuz için.
 
Astrolojiyle ilgileniyorsanız kuzey ay düğümü diye birşey var belki duymuşsundur. Galiba sizin kuzey ay düğümünüz balık burcunda ve bu insanlar iç güdüsel olarak hata bulup onları düzeltmeye meyilli olduğu için hep böyle arızalı insanları kendilerine çekiyorlar hem kadın hem erkek. İlgileniyorsanız bir bakın
 
Tek basina bunlari secmek zorunda kaldi diye dusunmustum. Ailesi hayatta degil mi acaba diye dusunmustum .. bi hata yaptigimizda ilk onlar silkmez mi bizi, kendimize getirmez mi?

Herseyi anlatmiyormus dedigine gore..

Aslında ailem çok destek oldu o dönemde. Anlatmadıklarımı da sezdiler. Annem çok akıllı bir kadın. Ayıramadı beni ama duygusal olarak hep destek oldu. Bir keresinde şey bile dedi: "seni açık saçık bir fotoğrafınla mesajınla görüntünle tehdit ediyorsa söyle, sen hep bizim kızımızsın hep arkandayız. Sen çok değerlisin bizim için herkes hata yapar." ki öyle bişey yoktu. Ama çok yardımcı oldular.
 
Astrolojiyle ilgileniyorsanız kuzey ay düğümü diye birşey var belki duymuşsundur. Galiba sizin kuzey ay düğümünüz balık burcunda ve bu insanlar iç güdüsel olarak hata bulup onları düzeltmeye meyilli olduğu için hep böyle arızalı insanları kendilerine çekiyorlar hem kadın hem erkek. İlgileniyorsanız bir bakın

İNANMIYORUM SİZE. Gerçekten MC (kuzey ay düğümü- 10. ev) balık burcunda. Mars da balık burcunda haritamda. İnsani yardım alanında çalışır bu kişiler denmişti bir kere bir astrolog demişti bana, ki gerçekten şu an o işi yapıyorum.
 
bence iyi değilsiniz.

bunları söyleyen birine benim cevabım sana karşı birşey hissetmiyorum görüşmek istemiyorum demek olurdu. bundan sonra ısrar etse anlayacağım ama ben abartı bir şey görmedim (taciz olarak) muhtemelen o da içkiliydi ve size hesap sordu o yüzden tutamadı kendini.

bir diğer diyeceğim de bu kadar zil zurna sarhoş olmayın dışarı çıkacaksanız. kötü şeyler yaşamışsınız kendinizi koruyamazsınız sarhoşken aklınız durur beden gücünüz kaçmaya yetmez vs tekrar travmatik küçük bir taciz bile yaşasanız tetikleneceksiniz sanki.

bence geçmiş yaralarınızı saramamışsınız. onlarla ilgilenmeden ilişki düşünmeyin
 
ben seni çok beğeniyorum niye kendine haksızlık ediyorsun anlamadım.
cesur bir kadınsın 6 sene önceki ilişkinin travmasını üstünde taşıyor olman sana yakışmıyor.
kendini iyileştirmen lazım bir an önce ki karşı tarafa verdiğin mesaj değişsin.

Cok cok tesekkur ederim! Ben de sizi cok begeniyorum canimsiniz! Insallah iyilestirecegim kendimi.
 
bence iyi değilsiniz.

bunları söyleyen birine benim cevabım sana karşı birşey hissetmiyorum görüşmek istemiyorum demek olurdu. bundan sonra ısrar etse anlayacağım ama ben abartı bir şey görmedim (taciz olarak) muhtemelen o da içkiliydi ve size hesap sordu o yüzden tutamadı kendini.

bir diğer diyeceğim de bu kadar zil zurna sarhoş olmayın dışarı çıkacaksanız. kötü şeyler yaşamışsınız kendinizi koruyamazsınız sarhoşken aklınız durur beden gücünüz kaçmaya yetmez vs tekrar travmatik küçük bir taciz bile yaşasanız tetikleneceksiniz sanki.

bence geçmiş yaralarınızı saramamışsınız. onlarla ilgilenmeden ilişki düşünmeyin

Aslinda dedim defalarca bu sefer "arkadas olarak goruselim" dedi ama israrlarindan vazgecmedi hayirdan anlamadi. Yuzyuzeyken ona karsi bir set hissetmedigimi soylemistim. Ama verdigim tepki abartiliydi. Neye ugradigini sasirmistir muhtemelen.
 
X