- 20 Eylül 2016
- 19
- 15
- 8
- Konu Sahibi GelenKutusu
- #141
Yüreğimle okudum yazdiklarinizi umarimki ALLAHIM hep sizin yaninizda olur hak ettiğiniz mutlulugu size hayalini kurdugunuz evliligide kizlariniza verir mutlu kalin ...
Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
" her darbede bir karar alır insan. bu kararlardan bir anayasa yapar kendine. Darbe Anayasası "
Herkese göre değişir herhalde. Üstelik her ilişki bitişinde tamam bu sefer akıllandım dersin sonra yeni ilişkinde aynı hatayı yüzbinbeş kere daha yaparsın.
Fakat insana en yararlı deneyim şu galiba ; kimse vazgeçilmez değil. Hiç bir ayrılık insanı öldürmüyor. Ölecekmişsin gibi canın yanıyor fakat içtiğinle-s....... la, ortalığa düştüğünle kalıyorsun. Ölmüyorsun. Zaman geçip gider ve herkesin zamanı kendine göre işler. O büyük aşkım dediğin unutuluyor geriye sen kalıyorsun. İlişkin için ilişkin sırasında ya da yol ayrımında şirretleşmişsen, ilişkimi koruyayım falan derken kendine ve etrafındakilere saygısızlık veya terbiyesizlik etmişsen bak onlar hep seninle kalıyor nereye gidersen gölge gibi peşinden geliyor... Kendini bozmayarak karşı tarafa derin bir vicdan azabı bırakmayı da tercih edebilirsiniz benim gibi. "Hayat öyle insanlarla muhatap etsin ki seni, her defasında beni hatırla deyip..."
Evvelki sene tatile giderken apar topar bankadan kasa kiralayıp topu topu 3 tanecik bileziğimi kasaya koymuştum (biri babamın düğünde taktığı, manevi değeri yüksek)
Hazır kasa kiralamışım, evde de olmayacağım, nolur nolmaz diye evdeki elime geçen gümüşleri, saatleri de koymuşum. O süreden sonra da kasaya uğramadım.
Ta ki geçen cuma gününe kadar.
Saatlerimi ve gümüşleri takmayı özleyince, hazır kamuya tatil, bankalar da açık, kasaya gittim. Alacaklarımı aldım.
Ne koyduğumu bile unutmuşum neredeyse, alyansımı gördüm... 11 sene evvel, Kapalıçarşı'dan ne umutlarla, ne hayallerle aldığım alyansım. İçinde eski eşimin adının yazdığı alyansım.
Kasadan aldım. 3 sene önceki doğumgünümde eski eşimin aldığı isimlikli kolyeyi aldım. En başa benim adımı yazdırmış, sonra büyük kızımızın, küçüğün, en sona da kendi adını. Bana sormuştu ne istersin doğumgününde diye, ben de çanta demiştim, ama arkadaşına sormuş, o da demiş ki, kadınlar şimdi bunu çok seviyor, bunu al, o da beni değil, arkadaşını dinleyip bir kere bile takmadığım o kolyeyi almıştı.
Bugün öğle tatilinde kuyumcuya gidip kolyeden onun adını çıkarttırdım. Alyansımı sattım.
Neden bilmiyorum, kuyumcuda çok kötü oldum. Ağlayacaktım. Çok hüzünlendim. Eski hayallerimi düşündüm. Bugün burada, şu an olduğum yerde olacağımı hiç düşünmemiştim. Yanlış anlaşılmasın, boşandım diye üzülmedim. Sadece sonu boşanma ile bitecek bir evliliğe adım attığım için üzgündüm.
Öğleden sonra işyerinde kahve yaparken kahveyi taşırdım. Yanımdaki arkadaşa dedim ki, bak işte bu yüzden kocasız kaldım, kahveyi taşırıyorum diye espri yaptım. Sonra dedim ki, yok ya aslında benim gibi kadınların kıymeti daha çok biliniyor, her şeyi beceren kadınların kıymeti bilinmiyor.
Hüzünlendim.
Giden alyansımın ardından tüm genç kızlık hayallerim ortaya çıktı. Tüm umutlarım, hedeflerim, planlarım.
Kolyeden çıkan adı beni hüzünlendirdi. Keşke bu kadar kötü biri olmasaydı. Keşke terapisini tamamlasaydı. Keşke bu kadar akılsızca davranmasaydı.
Çok şey isteyen bir kadın değildim ki ben. Kocamla, 2 çocuğumla, sahip olduğum her şey için şükreden bir kadındım. Hayata Polyanna kadar pozitif bakan biriydim. Kocamı seviyordum, ölene kadar da severmişim gibi hissederdim.
Keşke kendinden bu kadar nefret ettirmeseydi. Keşke beni sırtımdan bıçaklamasaydı. Keşke kendi çocuklarını bu kadar kolay harcamasaydı. Keşke bana karşı bu kadar kin ve nefret dolu olmasaydı. Keşke beni zor duruma düşürmeye çalışmasaydı da gözümden iyice düşmeseydi. Keşke kinini çocukları üzerinden dindirmeye çalışmasaydı. Keşke arkamdan işler çevirmeseydi. Keşke beni iki çocuğunun annesi olarak görebilseydi.
Keşke, keşke, keşke. Keşke adam olsaydı...
Boşanalı 2,5 sene, ayrılalı 4,5 sene bitti. Kafamda bitmişti herşey. Ta ki bugüne kadar.
Arada geliyor öyle düşünceler, şöyle de olabilirdi, böyle de olabilirdi diye. Keşke diyorum, değişebilseydi. İçindeki kötülüğü temizleyebilseydi. O zaman onu bu dünyada samimi olarak seven sadece çocukları olmazdı. Etrafındaki kişiler onun yanında para dışındaki nedenlerle de olurlardı. Annesi ve kardeşleri de dahil. Keşke sevebilseydi. Sevmeyi başarabilseydi. Keşke onu nasıl sevdiğimin farkına varabilseydi. 40 yaşına kadarki yaşamında etrafındaki herkes gibi çıkarcı sandı beni de. Samimi sevgimi görebilseydi keşke.
Üzülüyorum, çünkü çocuklar da bir gün onun gerçek yüzünü görecekler. Acıyorum, çünkü büyük ihtimalle yalnız ve mutsuz yaşamaya devam edip daha da acısı yalnız ölecek.
Giden bir alyans ve kolyedeki ismin ardından...
sevgili gelen kutusu,
senin yorumlarini hep takip eder, bir konuda sikintimi yazarsam hep icimden 'insallah gelen beni okur da, yorum yapar' diye geciririm.
akli basinda bir anne, guclu ve dik bir kadinsin.
bu donemde artik cocugnluk guclu ve dik ama akli basinda olan cok az.
eski bir gufte var, der ki:
"Sen kimseyi sevemezsin
Sevmeyeceksin sevmeyeceksin
Rüzgarlarin önünde
Kuru bir yaprak gibi
Sürüklenecek sürükleneceksin
Sefkat nedir ask nedir
Ömrünce bunu bilmeyeceksin
Rüzgarlarin önünde
Kuru bir yaprak gibi
Sürüklenecek sürükleneceksin"
ne yazik ki senin gibi bir esi gururla koluna takip, basi dik yol alma sansini kaybetmis bir erkek eski esin. bence hic sevemeyecek-sevilemeyecek olmasindan cok daha agir bir yara bu.
Bir anlik huzunlenme herkeste olur.Normalde boyle degilki surekli bu arkadas.Ben bu kadar duygusallığa gelemicem...
Boşanmış biri olarak geçmişi bu kadar düşünmen anca sana zarar verir...
Bir anlik huzunlenme herkeste olur.Normalde boyle degilki surekli bu arkadas.
Sizi böyle hüzünlendirdi ya bu eski kocanız bi elime düşse bi kaşık suda boğucam sanırım. Tanımadığım birine iyi saydım sövdüm tövbeee
benide hüzünlendirdin..hakkıımızda hayırlısı ..oluyor böyle arada keşke keşke keşkelerEvvelki sene tatile giderken apar topar bankadan kasa kiralayıp topu topu 3 tanecik bileziğimi kasaya koymuştum (biri babamın düğünde taktığı, manevi değeri yüksek)
Hazır kasa kiralamışım, evde de olmayacağım, nolur nolmaz diye evdeki elime geçen gümüşleri, saatleri de koymuşum. O süreden sonra da kasaya uğramadım.
Ta ki geçen cuma gününe kadar.
Saatlerimi ve gümüşleri takmayı özleyince, hazır kamuya tatil, bankalar da açık, kasaya gittim. Alacaklarımı aldım.
Ne koyduğumu bile unutmuşum neredeyse, alyansımı gördüm... 11 sene evvel, Kapalıçarşı'dan ne umutlarla, ne hayallerle aldığım alyansım. İçinde eski eşimin adının yazdığı alyansım.
Kasadan aldım. 3 sene önceki doğumgünümde eski eşimin aldığı isimlikli kolyeyi aldım. En başa benim adımı yazdırmış, sonra büyük kızımızın, küçüğün, en sona da kendi adını. Bana sormuştu ne istersin doğumgününde diye, ben de çanta demiştim, ama arkadaşına sormuş, o da demiş ki, kadınlar şimdi bunu çok seviyor, bunu al, o da beni değil, arkadaşını dinleyip bir kere bile takmadığım o kolyeyi almıştı.
Bugün öğle tatilinde kuyumcuya gidip kolyeden onun adını çıkarttırdım. Alyansımı sattım.
Neden bilmiyorum, kuyumcuda çok kötü oldum. Ağlayacaktım. Çok hüzünlendim. Eski hayallerimi düşündüm. Bugün burada, şu an olduğum yerde olacağımı hiç düşünmemiştim. Yanlış anlaşılmasın, boşandım diye üzülmedim. Sadece sonu boşanma ile bitecek bir evliliğe adım attığım için üzgündüm.
Öğleden sonra işyerinde kahve yaparken kahveyi taşırdım. Yanımdaki arkadaşa dedim ki, bak işte bu yüzden kocasız kaldım, kahveyi taşırıyorum diye espri yaptım. Sonra dedim ki, yok ya aslında benim gibi kadınların kıymeti daha çok biliniyor, her şeyi beceren kadınların kıymeti bilinmiyor.
Hüzünlendim.
Giden alyansımın ardından tüm genç kızlık hayallerim ortaya çıktı. Tüm umutlarım, hedeflerim, planlarım.
Kolyeden çıkan adı beni hüzünlendirdi. Keşke bu kadar kötü biri olmasaydı. Keşke terapisini tamamlasaydı. Keşke bu kadar akılsızca davranmasaydı.
Çok şey isteyen bir kadın değildim ki ben. Kocamla, 2 çocuğumla, sahip olduğum her şey için şükreden bir kadındım. Hayata Polyanna kadar pozitif bakan biriydim. Kocamı seviyordum, ölene kadar da severmişim gibi hissederdim.
Keşke kendinden bu kadar nefret ettirmeseydi. Keşke beni sırtımdan bıçaklamasaydı. Keşke kendi çocuklarını bu kadar kolay harcamasaydı. Keşke bana karşı bu kadar kin ve nefret dolu olmasaydı. Keşke beni zor duruma düşürmeye çalışmasaydı da gözümden iyice düşmeseydi. Keşke kinini çocukları üzerinden dindirmeye çalışmasaydı. Keşke arkamdan işler çevirmeseydi. Keşke beni iki çocuğunun annesi olarak görebilseydi.
Keşke, keşke, keşke. Keşke adam olsaydı...
Boşanalı 2,5 sene, ayrılalı 4,5 sene bitti. Kafamda bitmişti herşey. Ta ki bugüne kadar.
Arada geliyor öyle düşünceler, şöyle de olabilirdi, böyle de olabilirdi diye. Keşke diyorum, değişebilseydi. İçindeki kötülüğü temizleyebilseydi. O zaman onu bu dünyada samimi olarak seven sadece çocukları olmazdı. Etrafındaki kişiler onun yanında para dışındaki nedenlerle de olurlardı. Annesi ve kardeşleri de dahil. Keşke sevebilseydi. Sevmeyi başarabilseydi. Keşke onu nasıl sevdiğimin farkına varabilseydi. 40 yaşına kadarki yaşamında etrafındaki herkes gibi çıkarcı sandı beni de. Samimi sevgimi görebilseydi keşke.
Üzülüyorum, çünkü çocuklar da bir gün onun gerçek yüzünü görecekler. Acıyorum, çünkü büyük ihtimalle yalnız ve mutsuz yaşamaya devam edip daha da acısı yalnız ölecek.
Giden bir alyans ve kolyedeki ismin ardından...