• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Huzuru anlatın bana

Yokuspokus Yokuspokus doktorun kendini sal, ağla demiş ya, sen kimsenin yanında ağlayamazsın, koyveremezsin kendini çünkü üzerinde 33 yıllık bir rol yüklü, cici evlat, mükemmel ve sürekli ayakta durması gereken evlat kimse yanında ağlayıp aciz görünemez, mükemmel anne mükemmel çocuk yetiştirdi duvarını yıkamazsın, üstüne yapışmış bu rol, eğer ağlarsan çıplak kalacaksın, tüm herşeyin ortaya serilecek ve sen bundan korkuyorsun, o yüzden burada bile kendini sıkarak, kasarak, kelimeleri seçerek yazıyorsun, o yüzden git dağa taşa, denize haykır ağla bağır çağır, küfret, ciddiyim, bağıra bağıra ağlayacağın herkese duygularını haykıracağın bir yer bul kendine, tüm duygularını sal evrene, çok iyi gelecek, ben sana doğa diyorum baştan beri, gerçekten çok rahatlatıyor.
 
Kendinizi sadece siz kurtarabilirsiniz. İhtiyacınız olan şey sadece uyumadan önce kalbiniz ile yardım istemek ve mümkün mertebe olaylara pozitif bakmaya çalışmak. Örneğin ; ben hep - oğluma bir şey olacaksa bana olsun diye dua ederim.. 4 gün önce oğlum çok sıkıntılıydı sebepsiz ağlıyordu gene içimden öyle dua ettim, akşam onu uyuttuktan sonra 1 bardak çay aldım daha bir yudum almadan bacaklarıma döküldü çok fena yandım , hüngür hüngür ağladım hemen Silverdin sürdü kocam , acım hafifleyince şükrettim demekki oğlumun başına gelecek bir şey vardı benden çıktı dedim. ( belki salakça ama bu düşünce beni rahatlattı) bu örnek bir çok kişiye saçma sapan gelecek Emin’im ama hayata ve başımıza gelen olumsuzluklara biraz pozitif bakmaya başlarsak enerjimiz değişiyor ve yavaş yavaş olumsuz olaylar yerine olumlu olaylar başımıza gelmeye başlıyor. Çekim yasası mantığı.. ben 35 yaşımdan sonra bu düşünce yapısını benimsedim ve hayatımda ciddi şekilde faydasını gördüm .
 
Kendine acımanı gerektirecek birşey yok Gangsta, neler yazdığımı tam hatırlamıyorum ama dilim arada sivri olabiliyor, umarım incitmemişimdir zira maksadım incitmek değil, kıymet veriyorum sizlere ve nasıl desem çaresizliği yakıştıramıyorum galiba, ondan çıkışlar yapışım.

Ben de iddialıyım Gangsta hangi annenin eline doğsam beni istediği kalıba sokamazdı, ne yapılırsa yapılsın, çok gözü kara biriyim, böyle yazınca atma ziya gibi oluyor ama öyleyim, kafama koymuşsam allame-i cihan olsa durduramaz, senden büyük abin ablan var mı yoksa tek çocuk musun?
Çoğunlukla yani benim görüp gözlemlediğim ilk çocuğu hatalı üretim deyip ki ben:))) 2. 3. çocukları istenilen kalıba sokma telaşı oluyor ailelerde.


Yaşadıklarını yaşayanlar biliyorum, hepsi 2 veya 3. çocuklar, evleri, eşyaları, hayatları bile kendilerine ait değil, beğenileri zevkleri kendilerinin değil, hepsi annesinin isteklerini yapmış, abisi ablası gibi olmasın, ailesinin sevilen gözde çocuğu olsun diye kendini yaşamayı unutmuş.

Yok Mune, incinmedim, çünkü anlatmamıştım, bilmiyordun. Bilen, şahit olan biri olarak söyleseydin o zaman incinirdim. Teşekkür ederim, ben de kıymet veriyorum sen de dahil buradaki bazı kişilere.

Biraz atma Ziya gibi oldu evet :) ... Şimdi kendi yaptıklarımı nasıl anlatsam; gözü karalık nasıl oluyor bilmiyorum, (şu yazacaklarım kknın fi tarihli konularından biri olarak ara yorumlara kaynar gider ve burayı kimse bi daha okumaz umarım) 2 intihar girişimi, defalarca evi terk etme, 1-2 kez kendinden haber aldırmayacak şekilde ortadan kaybolma, kendine zarar vererek anne-babayı cezalandırma, yemek yememe protestosu, konuşmama protestosu, art arda patlamaya başlayan hastalıklar vb... Daha ne yapılabilirdi çocuk aklımla o zamanlar bilmiyorum.

Biz iki kardeşiz, ben ablayım ve annemin deneme tahtası bendim. Kardeşim ile annem arasındaki settim de aynı zamanda. Yani bana yaptığı hiçbir şeyi kardeşime yapmadı-yaptırmadım. Hatta bir noktadan sonra "Kardeşim için" e döndü olay ve ben yerime daha çok çakıldım, kendimi anneme bıraktım ve kardeşimi rahat bırakması için senelerce aralarında tampon bölge oldum.

Ben onu da yaptım. Lohusalık döneminde nasıl olduysa bir an bıraktım doktorun karşısında kendimi. Tabi sadece ağladım. Yine anlatamadım olduğu gibi. Ağlamak da fayda etmedi. Az evvel yine zehir gibi dilimle eşimi en zayıf noktasından vurup odaya kaçırdım. Kapıyı kapattı yüzüme :) hak etti o ayrı da, söyledikten beş saniye sonra neden bunu yapıyorsun idrak diye kendime kızmam da cabası.

Zannediyorum o iyileşme hali olursa, tamir olabilme umudu hasıl olursa en çok da insan ilişkilerim normale dönüyor diye sevineceğim. Ya da böyle ölüp gideceğim. Konularının hepsini okuyorum ama bazen yazmamayı tercih ediyorum. Zira birçok üye "kendimi gördüm buhranında" yazıyor ya, ben buhranında değil susmanda ve kendini gizleme çabanda kendimi görüyorum. Ve bu beni çok rahatsız ediyor :)

Ruh eşimsin demiştim sana değil mi? :)
 
Yokuspokus Yokuspokus doktorun kendini sal, ağla demiş ya, sen kimsenin yanında ağlayamazsın, koyveremezsin kendini çünkü üzerinde 33 yıllık bir rol yüklü, cici evlat, mükemmel ve sürekli ayakta durması gereken evlat kimse yanında ağlayıp aciz görünemez, mükemmel anne mükemmel çocuk yetiştirdi duvarını yıkamazsın, üstüne yapışmış bu rol, eğer ağlarsan çıplak kalacaksın, tüm herşeyin ortaya serilecek ve sen bundan korkuyorsun, o yüzden burada bile kendini sıkarak, kasarak, kelimeleri seçerek yazıyorsun, o yüzden git dağa taşa, denize haykır ağla bağır çağır, küfret, ciddiyim, bağıra bağıra ağlayacağın herkese duygularını haykıracağın bir yer bul kendine, tüm duygularını sal evrene, çok iyi gelecek, ben sana doğa diyorum baştan beri, gerçekten çok rahatlatıyor.

Bunu yapayım. Kuytu bir yer bulup bağırmak iyi gelebilir.
Senelerce bir şeyler yazdım kendimce sessizce öyle.. Haykırmadım, kimsenin yanında ağlamadım, anlatmadım. Evet, çıplak kalacağım gibi. Ruhsal olarak çıplak kalmak da tehlikeye açık hale getirmez mi kişiyi, bir başkası karşısında Mune?
İnsanlara güvenemiyorum.

Kendinizi sadece siz kurtarabilirsiniz. İhtiyacınız olan şey sadece uyumadan önce kalbiniz ile yardım istemek ve mümkün mertebe olaylara pozitif bakmaya çalışmak. Örneğin ; ben hep - oğluma bir şey olacaksa bana olsun diye dua ederim.. 4 gün önce oğlum çok sıkıntılıydı sebepsiz ağlıyordu gene içimden öyle dua ettim, akşam onu uyuttuktan sonra 1 bardak çay aldım daha bir yudum almadan bacaklarıma döküldü çok fena yandım , hüngür hüngür ağladım hemen Silverdin sürdü kocam , acım hafifleyince şükrettim demekki oğlumun başına gelecek bir şey vardı benden çıktı dedim. ( belki salakça ama bu düşünce beni rahatlattı) bu örnek bir çok kişiye saçma sapan gelecek Emin’im ama hayata ve başımıza gelen olumsuzluklara biraz pozitif bakmaya başlarsak enerjimiz değişiyor ve yavaş yavaş olumsuz olaylar yerine olumlu olaylar başımıza gelmeye başlıyor. Çekim yasası mantığı.. ben 35 yaşımdan sonra bu düşünce yapısını benimsedim ve hayatımda ciddi şekilde faydasını gördüm .

Çekim yasası vb. biraz araştırmıştım. Nlp denen bi şey vardı en son ona bakınırken aile dizimi diye bir şey çıktı karşıma. Sıradan deniyorum. Kendimi tam vermediğim için sanırım hiçbiri işe yaramıyor.
 
Bunu yapayım. Kuytu bir yer bulup bağırmak iyi gelebilir.
Senelerce bir şeyler yazdım kendimce sessizce öyle.. Haykırmadım, kimsenin yanında ağlamadım, anlatmadım. Evet, çıplak kalacağım gibi. Ruhsal olarak çıplak kalmak da tehlikeye açık hale getirmez mi kişiyi, bir başkası karşısında Mune?
İnsanlara güvenemiyorum.



Çekim yasası vb. biraz araştırmıştım. Nlp denen bi şey vardı en son ona bakınırken aile dizimi diye bir şey çıktı karşıma. Sıradan deniyorum. Kendimi tam vermediğim için sanırım hiçbiri işe yaramıyor.
Ben ağladım rahatladım. Benim kizginligim da anneme ve babama. Hiçbir zaman kendim olamadım. Siz dis isyanla disavurmussunuz ben de iç isyanla. Ama bu yıl annemle bir dönüm noktası yaşadım. Sesimi de yukselttim ilk defa. Sonra gittim en yakın arkadaşıma anlatıp ağladım. Bir de teyzeme anlattım tutamadım ağladım. Ohh be dedim dünya varmış. :)) Ağlamak iyidir. Açıyor insanı. :D Otuz küsur yıldır kendimi sıktım da noldu. (Evet bebekligim de dahil aglamayan, öğretilmiş çaresizlikle, hep söz dinleyen de bir çocuktum). Taş olsa çatlar.
 
Ben kendimi bildim bileli böyle melankolik biriyim. Doktorum "Ne istiyorsun?" dediğinde "Huzuru arıyorum, hiç bu hissi yaşamadım, hiç gerçekten mutlu hissetmedim. Sadece - mış gibi yaptım." demiştim. Randevulara giderken çok tedirgin oluyordum. Ama doktorun odasından çıktığımda pamuk gibi oluyordum. Yaptığımız çalışmalarda benim için önemsiz olduğunu düşündüğüm birçok şeyin aslında beni çok etkilediğini anladım.

Doktorumun da tavsiyesiyle mindfulness yöntemini uyguluyorum. Patika isminde bir program var, indirip uygulamanızı tavsiye ederim. Ben de aylardır tedavime gidemiyorum maddi sıkıntılardan dolayı. Ama ilk fırsatta devam edeceğim.
 
Sonuna kadar katılıyorum. Herkesin hayattan beklentisi farklıdır. Başkalarının istediği hayata siz sahip olduğunuzda hiç bir şeyden şikayet etme hakkı vermiyor insanlar. "Ne eksiği var ki daha ne istiyor" diye düşünüyorlar.

Konuşma yetisine sahip herkes başkalarını eleştirmeyi kendine hak görüyor maalesef.
Aslinda problemin cozumu cok basit. Cogu insan gibi basit dusunup oyle yasamak. Bir nevi oyunu kuralina gore oynamak. Sorgulamamak, hayatin getirdiklerine tevekkul edip derin dusunmemek. En zoru da ne biliyormusunuz? Cozumu cevabi sende olan sorulara care bulamamak. Bir nevi zihnini kontrol edememek.Durumun cozumun sende oldugunu dusunerek, destek almayi reddetmek. Problemi biliyorsun yapman gerekenlerinde farkindasin ama uygulayamiyorsun.Direndikce sorgulama hali, bikkinlik daha da artiyor. Ve gunu gecmisi sorgularken ani kacirmak iste en kotusu de bu aslinda.
 
Bunu yapayım. Kuytu bir yer bulup bağırmak iyi gelebilir.
Senelerce bir şeyler yazdım kendimce sessizce öyle.. Haykırmadım, kimsenin yanında ağlamadım, anlatmadım. Evet, çıplak kalacağım gibi. Ruhsal olarak çıplak kalmak da tehlikeye açık hale getirmez mi kişiyi, bir başkası karşısında Mune?
İnsanlara güvenemiyorum.
Beni ve Ziya'yı o yüzden bir kenara bırakıyorum Gangsta, zaten hiç kapanmamış yaralarını herkese göstermene sebep oluyorum hissine kapıldım çocukluğun ve gözü karalığınla ilgili yazdıklarını okuyunca.

Haklısın tehlikeye açık hale gelirsin, hele de şu an kendinle savaşırken geçmişin izleri de ruhundayken korkman çok doğal, birilerine anlattıkça hem rahatlarsın hem de anlatmanın pişmanlığını yaşarsın, insan çelişkiler yumağı resmen, herşeyi dökmek içine atmamak iyi geliyor ama kimseye güvenmeme duygusu da anlattığına anlatacağına pişman ettiriyor.

İnsanlara güven sorununu hepimiz yaşıyoruz, kimseye birşey anlatamayanlara yazmalarını öneririm zaman zaman, derin izler bırakmayan sorunlarda çözüm oluyor yazmak ama ruhunu yatağa düşürecek kadar kötüysen yazmak da kafi gelmez, ya sorunun olan kişiyle yüzleşmen gerekiyor ya da dağa taşa haykırman.

Kimsenin olmadığı sadece kendi sesini duyacağın bir mekan vardır illa ki, oraya gidip bağırabildiğin kadar bağır, kimle derdin varsa ne yaşamışsan hepsini say dök, ağla, yerlerde tepin, hıncını al, öfkeni baskıladıkça kötü olacaksın çünkü.

Nefret mi ediyorsun nefretini haykır utanma, nefrette insani bir duygudur, nefret ettiğinin kimliği ne olursa olsun mühim değil.

Yaşın 33'tü değil mi? Gangsta'nın gerçek Gangsta'yı isteyip kendini sorguladığı yaş, insanoğlu doğduktan sonra en azından çoğunluğu 25 yaşına kadar aslında kim olduğunun tam da farkında olmuyor, 25-35 yaş arası en çok kendini sorgulamaya başlıyorsun, hayatta en çok keşfetmek istediğin kendin oluyor, yarışında kendinle mücadelen de kendinle, birçok bilgiye vakıf olabiliyoruz belki ama kendimizle ilgili bilmeceyi çözmek zaman alıyor, hele de bazı duyguları, hayalleri de bastırmışsak patlama noktasına geliyoruz.

Geçmişi ne sen tamir edebilirsin ne biz, silme tuşumuzda yok ki sil baştan yaşansın herşey, yaşanmışlıklar olduğu gibi kalacak mecburen ama bundan sonrası için herşeyi sıfırdan başlatabilirsin, mucize bir çözümüm yok, hatta hiç çözümüm yok senin için çünkü herkesin yaşanmışlığı farklı, herkesin çözümü kendi içinde, bu halin seni depresif yapıyor, bipolar olmanın sebebi bile yaşadıkların, hepsi çözülür, ne bipolarlığından eser kalır ne de bu halinden ama gerçek seni serbest bırakman gerekiyor Gangsta, bunu birden yapmak ürkütüyorsa adım adım ilerle, sende çok güçlü bir enerji olduğuna inanıyorum, yani aslında gerçek sen ortaya çıksa pozitif yönde ilerleyeceksin bence, terapilerini bırakma fakat kendi kendini de tedavi etmeye çalışmalısın, bu kuytularda bağırmakla mı olur, resimlerine mi yansır, Tibet rahiplerinin öğretilerini mi uygularsın bilmiyorum lakin sen kendini yakaladın bana kalırsa, o yakaladığın Gangsta'yı herkes tanımalı.





 
Yokuspokus Yokuspokus sormak istediğim bir şey var: Sanki böyle kendi hayatınızı yaşamıyormuşsunuz gibi bir his var mı? Ya da nasıl anlatayım, sanki gerçek bir yaşamda değil de bir rüyanın içinde yaşıyormuş gibi hissediyor musunuz? Paralel bir evrende gerçek bir siz varmış da siz bir yansımaymışsınız gibi?
 
Merhaba hanımlar, nasılsınız; nasıl gidiyor hayat?

Ben her zamanki gibi... Yani kendi içinde yalnız, kararsız ve huzursuz.
Uzun yazacağım baştan söyleyeyim; çünkü canım öyle istiyor.

Bugün psikoloji mezunu bir yaşam koçu ve asistanı ile 3. seansıma gitmek üzereyken ertelettim ve kafam karışık.
İki kişi ilgileniyorlar benle; sağ olsunlar kendilerince dil döküyorlar ama sanki olmayacak gibi. Bunu nasıl izah edebilirim bilmiyorum, çok sıkı bir duvarım var ve yıkılmıyor; başlangıçta enerjik ve umutlu dahi olsam ikinci görüşmeye kadar sanki hayata dair her şeyi çözüp yine karamsarlığıma yeniliyorum.
İlk seansta sayfalarca sorular sorulup hakkımda biraz bilgi toplanıldı ve bu iki saat kadar sürdü; sonrasında "Sizin de gayretinize bağlı olarak en iyi ihtimalle 9-10 seans kadar sürebilir, zorlu birisiniz" vb. cümleler kuruldu. Sanki klasik herkese söylenen şeyler gibi, kim buhranını kolay atlatıyor ki?... Biraz da "Ben zaten gayret edebilsem niçin size geleyim" gibi bi düşünce peydah oldu. Tüm anahtarlar bende madem, kapının önünde dikilmiş niye bekliyorum? Bana bunu söylesenize??

Farkındayım, üstü kapalı yazıyorum ve biraz da karışık başladım ama bunun sebebi benim de karışık vaziyette olmam; kendimi doğru ifade edemezsem ve aklınıza takılan noktalar olursa sorabilirsiniz, bir sıkıntıyı dökmeye, dökerek anlamaya çalışıyorum sadece. Psikologlardan da bıktım.

Randevu saati yaklaştıkça ayaklarım geri geri basıyordu, üzerimdeki bıkkınlık artıyor ve yol gözümde büyüyordu, yarına ertelettim ama yarın olmadan yarını da pazartesiye sallayacakmışım gibi hissediyorum. "Gideceksin ne olacak, aynı şeyleri tekrar tekrar konuşmaktan öte gidemeyeceksiniz, biraz meditasyon biraz -kendini bırakmalısın- vurgusu, abuk subuk derin manalı dertleşmelerle geçen faydasız bir saatin ardından evine gelecek ve canının ne kadar sıkıldığını, ne kadar huzursuz olduğunu yine anımsayacaksın. Onun yerine bari bi güzellik salonuna neyim git de şu hep şikayet edip durduğun cildine profesyonel bakım yaptır, biraz çeşit olsun" diyorum. Çabuk mu kestirip atıyorum dersiniz?

Sorun ne, dert ne diye sorarsanız; dert, artık somut halde anlatılamayacak kadar karışmış, soyut çorba olmuş bir iç sıkıntısı. "Kocam böyle böyle yaptı da ondan", "Çocukluğumda şöyle oldu atlatamadım","Hayat şartları canımdan bezdirdi","Şöyle bir depresyona girdim de hala çıkamadım" "Annem şöyle davranırdı derinden sarsıldım" "Şu şu hayallerim yıkıldı" "Onun ölümünü geçemedim", "Hastalıklarım beni bitirdi" vb. somut bir kaynak ile açıklanamayacak hale gelmiş bir sıkıntı yumağı. Öyle ki memnuniyetsizliğim ve bezmişliğim artık çabuk bıkma, git gide tembelleşme ve insanlardan kendini geri çekme olarak kendini gösterir oldu. Kolumu kaldırasım yok desem yalan olmaz; işler git gide birikiyor ve başlangıcı sürekli erteliyorum. "Değmez" deyişlerim artıyor... Sanki içimde bi gün bi delik açıldı ve o günden beri tüm huzurumu içine soğurup yok ediyor.

Dün kendimi biraz zorladım, birkaç işim vardı asıldım... Yok. Bıraktım.
Ondan önceki gün neredeyse ölü gibiydim, çaktırmadım.
Bugün de evin içine kendimi kapatmış siz tanımadığım, bilmediğim insanlara "Derdim ne benim?" diye soruyorum.

Böyle olan var mı? Kendimi yalnız hissediyorum, sanki kimseyle aynı lisanı konuşmuyor gibiyim.
Mütemadiyen çökkün ve kamufleyim.
Mütemadiyen düşünceli ve fakat halini umursamaz haldeyim.

Değiştim, git gide berbat bir yöne doğru; ya öyle saçma bir hal ki ayaklarımın yönü ne zaman ileriye dönse moonwalka başlıyorum sanki, öyle bi şey. Başlayamıyorum, başlıyorsam devam edemiyorum, devam ediyorsam "Manasız, yetersiz" deyip bırakıyorum. Bunun sebebi ne olabilir? Bu soyut çorbayı ayıklayabilen birileri var mı aramızda? Ben bu döngüden şöyle çıktım ve şunu anladım diye anlatabilir misiniz?
Ruhsal çöküşten çıkmayı başaran kişiler, yazar mısınız bir şeyler?

Okuyanların gözlerine sağlık.
Işık olacak yorumlarınızı bekliyorum çünkü ben artık tamamen karanlıkta kalmış gibi hissediyorum.

Bazen kalkmak için en dibe sert bi şekilde vurmanız gerekir bence siz iyileşmek istiyorsunuz ama kendinizden kaçıyorsunuz neden diyeceksiniz çünkü siz buraya içini zi acmissiniz uzun yazmışsın uzun yazicam siz kendi içinizde kaybolmuşsunuz ama ışık görüyorsunuz ve adım atmaya niyetiniz yok sadece istek birazcık istek siz gerçekten iyileşmek istemezseniz buraya dahi yazmazdiniz kendi içind e kaybolan ve iyileşmek istemeyen bir insan tamamen kapanır farkında olmadan aradığıniz o çare için bile telefonu elinize almaya istek olmazdı şuan yazarken geçmişime gittim hastaneye yatmadan önce hastane karşısına oturdum iki arkadaismda yanıma bilmiyorum ama saatlerce konuştular nr konuştular desen asla hatırlayamam çünkü duymuyordum kaybolmuştum o yaptigim delilik küçük bedenime çok ağır gelmişti duymuyor dinlemiyor anlatamıyordum sadece bakıyor ve susuyor dum hastaneye yattım ilk baş 1 ay dediler ama biliyormusun inanılmaz bir şey oldu sanki ozaman sadece bi hafta dayanabildim ordaki insanları görmek tanımak yaşadıklarıni anlatmaları bende tuhaf birseye sebep oldu ve benimkinin dert olmadığına karar verdim çıkmak istedim bırakmadılar aileme ikna ettim çıkarttılar doktor ilaçlar verdi kendi başıma iyileşeceğine inandım ve hapları bıraktım çünkü ben artık kendime inanıyordum 17 yaşında ve sanki 30 yasindaki kadın gibi olgundum artık zaman geçiyor ben kendime inanıyor vu bu yolda devam ediyordum yıllar yılları kovaladı sevdiğim adamla tanıştım zorlu süreçten sonra evlendim yeni bi hayat beni mutlu etmesi gerekiyor dimi ama aksine benim kendimi sakladığım ruhum cıktı sanki ortaya maske takmışım yıllarca ve yorulmuş bedenim indiri verdi bu maskeyi evlilik zorladı beni ayrılma eşiğine geldim ama kocam sagolsun beni yalnız bırakmadı ve artık anladım iyileşmek gerektiğini bu süreçte kendimle ilgilenemeden ablam yoğun bakıma yattı 10 gün gecmedi annem yattı iki gün sonra eşimin kuzeni arkasından babannem yatırıldı hastaneye hepsinin zorlu süreci başladı ve bu karmaşıklık maffetti beni nereye yetissem iki ay sonra ablam düzeldi o sırada annem amilyat oldu kuzen amilyat oldu babannem amilyat oldu ablam annem iyiydi ama kuzen ve babaannemin durumu ağırdı ki sende düzelir gibi oldu ama babannem vefat etti ölümleri kcuuk yaşta gördüğüm için anlamıyordum ilk defa olgun halimle ölümle yüzleştim ve ağır geldi iki ay geçti yillarimi beraber gecirdigim iş arkadaşım vefaat etti arkasından kuzen tekrar amilyaat oldu 3 defa arkasından yiğenim haftalarca hastane de yattı arkasından eniştem kalp krizi geçirdi iki gün geçmeden kayınpederim beyin kanaması geçirdi bi ay olmadan babam ikinci gözünü kaybetme noktasına geldi erken müdahale sonrasi az da olsa gözü açıldı şimdi dedem durumu kritik bi dizi olsa senaristte küfür ederiz bi insanın başına bu kadar şey gelirmi diye ama oluyor ve insanoğlu aşamayacağı bir dert yok yeterki istekli ve güçlü olması gerek bende bu dertlerin arasında aralarda terapiye gittim sen diyorsun ya adım atasım gelmiyor ben koşarak gidiyordum niye biliyormusun çünkü iyileşmek istiyordum ve buyuzden çok kısa sürede iyileştin doktorum bile şaşırdı duruma bu kadar erken beklemiyordu allah sana bir beden vermiş ve bu bedene taşınmayacak yük vermez insanın kendine yaptığı kötülüğü bütün insanoğlu toplansa yapamaz emin ol kadın savaşçıdır ya bu kadar pes etmegi kendine yakistiryormusun sen ben inanıyorum sen buraya girip bunları yazdığına göre ve cevapları okuduğuna göre iyilesirsin her doktor aynı şeyi söyler sana aynı gibi gelebilir ama bu isteğe bağlı sen iyileşmek istemezsen yillarca tedavi görsen nafile bence o içindeki ışığa sımsıkı tutun baş edersin bence ben eminim
 
İlk olarak psikoloğunu değiştir,enerji alabileceğin birine gidin... Geçmişi sorunları herşeyi sorgulayin ve kafamızda çözün,affedin ve kapatın.hayyatta çok yakinlarimiz da olsa herkes kendi mutluluğu için yaşıyor,hayatta tek başınayiz.oturup düşünün cesaret Edip enerjinin çeken,mutsuz eden herşeyi hayatınızdan çıkarıp mutluluğa yonelin.hayat insanların yükünü çekeceğimiz kadar uzun degil
 
Dun aksam mutsuz uzgun bir modda gozlerim dolu dolu isten cikmis eve gidiyordum. Ikinci esimden bosanma asamasindayim ve kizimiz var. Kizimi ben bakarim bosanirsak diyerek avukat ordusuyla karsi karsiyayim ki kendisi de avukattir. Neden bunlari yasiyorum diye oyle dipte oldugum anlardayken birisiyle goz goze geldim. Genc yakisikli bir cocuk. Mendil vs satiyor bu sogukta. Omuzdan kollari yok ve bacaklari da kesilmis. Dedim kendime gerizekali neyin bunalimindasin sen sukret dedim sukret. Huzur azginligi bizim dertler o gencin yaninda.
Huzur ne mi nefes alabilmek sagliga sukretmek is sahibi olup kimseye muhtac olmamak.
 
Yokuspokus Yokuspokus sormak istediğim bir şey var: Sanki böyle kendi hayatınızı yaşamıyormuşsunuz gibi bir his var mı? Ya da nasıl anlatayım, sanki gerçek bir yaşamda değil de bir rüyanın içinde yaşıyormuş gibi hissediyor musunuz? Paralel bir evrende gerçek bir siz varmış da siz bir yansımaymışsınız gibi?

Rüya gibi hissetmiyorum.
 
Merhabalar, çok benzer şeyler olmasa da bende sizin gibi dipte hissediyorum kendime. Son konularımda yazdığım ayrılıkla vs ilgisi olmadığını anladım. dönem dönem hep böyle olurum, bı şekilde çıkarım içinden ama şimdi nasıl olacak bilmiyorum. Kendime şans vermezsem olduğum yerde kalırım biliyorum.

Kuaföre de gitseniz içinizdeki o sorunlar çözülmedikce çok anlık mutluluklar olacak gibi geliyor. Umarım bu dönem çok çabuk geçer sizin icin. Ertelemeyjn bence psikologa gitmeyi ertelenen şeyler anca baş ağrısı yapıyor insanda :)))))
 
Bunu yapayım. Kuytu bir yer bulup bağırmak iyi gelebilir.
Senelerce bir şeyler yazdım kendimce sessizce öyle.. Haykırmadım, kimsenin yanında ağlamadım, anlatmadım. Evet, çıplak kalacağım gibi. Ruhsal olarak çıplak kalmak da tehlikeye açık hale getirmez mi kişiyi, bir başkası karşısında Mune?
İnsanlara güvenemiyorum.



Çekim yasası vb. biraz araştırmıştım. Nlp denen bi şey vardı en son ona bakınırken aile dizimi diye bir şey çıktı karşıma. Sıradan deniyorum. Kendimi tam vermediğim için sanırım hiçbiri işe yaramıyor.
Bu hayatta bu tarz zor sınavlar veren ruhların çok cesur ve erdemli olduğuna inanıyorum . Bence mutlaka Michael Newton un kitaplarını okuyun. Özellikle ruhların yolculuğu ve ruhların kaderi kitaplarını. Bana çok yardımı olmuştu . Lütfen o kitaplara bir şans verin. Onlar kişisel gelişim kitapları falan değil çok farklı . Bu platformda yazmak İstemiyorum açıkçası
 
Tüm anahtarlar bende madem, kapının önünde dikilmiş niye bekliyorum? Bana bunu söylesenize??
Muhteşem!
Kendim için bunu alıp cebime koyuyorum,teşekkür ederim.
Bence o seanslar sizin gibi bilinçli insanlar için değil.
Kendiniz,halledebilirsiniz.
Nereden başlayacağınıza karar verince,kolaylaşacak.
Sevgiyle...
 
Bence psikologu degistir. Önemli olan sadece diploma yada ünvan degil. Önemli olan o kisi ile bir kimya olmasi, bir kenetlesme. Kendini rahat his etmelisin ve en önemlisi, güvende his etmelisin. Iyi bir psikolog zaten o soyut olan seyleri somutlastirir.

Ayrica "9-10 seansta cözeriz" diyenlere hic gitme. Psikolojik tedavi, fiziksel tedaviye benzemez. Hele depresyon insanin aylarini alir, hatta ömür boyu o negatif düsüncelere savasma mecburiyetindsin. Yani 9-10 seans cidden komik bir rakam. Parani almaya calisiyor belli.
 
Ayni gibiyim ama degilim de sanki.
Bendeki olay da üsegnecligimin artik akil almaz boyutlara ulasmis olmasi.
Icimden hicbir sey yapmak gelmiyor.
En sevdigim sey seyahat etmektir mesela hani deseler ucak biletini alalim sen şöyle bi maldivler yap gel,onu bile yapasim gelmiyor.

Rahmetli anneannem gibi kendimi telkin ediyorum,havalardandir gecer insallah ve düzeliriz umarim diyorum .
 
Bende aynı durumdayım maalesef hasta olmak hastalik korkusu ic sıkıntısı dayanlmaz hale geldi artk ne evde huzur ne iste huzur nede gezerken kafam hep baska seylerde hicbsey beni mutlu etmiyor hemen modum düsüyor ve ben artık bipolar olduguma inanmaya basladm ve bu beni daha cok mutsuz ediyor
 
Back
X