Gangsta,
yine ben :) çok bilmiş veya hayatın sırrına ermiş biri değilim de bazen sitede çok yazınca ukalalık gibi algılanacak, yine mi bu kadın denecek diye de içimden geçmiyor değil valla, ama seni böyle çökmüş görünce dayanamadım inan ki.
Gittiğin psikolog sorunların çözümü de anahtarı da sende derken yanlış birşey söylemiyor, sen kafanda çözmedikçe milyon tane psikolog gezsen işe yaramaz, grip oluruz veya tansiyonumuz, kolesterolümüz olur devası doktordadır, bize bir ilaç yazar düzeliriz ama ruhun hasta olmasının çaresi yalnızca doktorda değildir bizdedir de aynı zamanda.
Bildiğim kadarıyla sen mükemmeliyetçi birisin, bana kalırsa ruhunu hasta eden bu, herşey mükemmel olsun derken kendinle bile yarışır hale gelip mükemmel olmalıyım daha azıyla yetinemem diye düşünüyor olabilir misin? Satır aralarında kullandığın manasız yetersiz kelimeleri bana bunu düşündürdü.
Kendinle ilgili çıtayı yükseltip ulaşamayınca mutsuz oluyorsun gibi geliyor, aslında kendini salsan hayatın bizlerin mükemmel olamayacağını kabullensen çözülecek gibi.
Bilemiyorum tabii yani varsayım üzerinden gidiyorum ama kendi kendini hasta eden senmişsin hissine kapılıyorum, fazla ince eleyip sık dokuyorsun, fazla zorluyorsun sanki, klişe olacak ama sağlığın iyi, gül gibi bir evladın var, seven bir eşe sahipsin, meşguliyetlerin var, anne baban hayatta, diyeceksin ki mune bunlar olunca dahası beklenmemeli mi? Hayır öyle değil ama ne insanlar var, hayatları o kadar zor geçiyor ki, ne hastalıklar ne badireler atlatıyorlar da yine de ruhlarının hasta olmasına müsade etmiyorlar.
Ben ölümden gayri herşeyin bir çaresi olduğuna inanıyorum, düşünsene insanlar kanser oluyor ama kansere grip muamelesi yapıp yeniyorlar, yani şunu diyorum ruhunu sağlıklı tutarsan bedenin herşeye direniyor, ruhun hasta olursa bedenin de yatağa düşüyor, bazen hayatı olduğu gibi kabullenip beklentileri aza düşürerek, bazen bir kuş sesinden, bazen bir çiçeğin kokusundan bile mutlu olabilmeyi öğrenmek gerekiyor, herşeye karamsar bakınca hayatın aydınlık yanlarını güzelliklerini kaçırıyorsun.
Sen o kadar karamsar hale gelmişsin ki içtiğin su bile keyif vermez hale getirmiş, oysa o suyu canı çekip içeyemenler var, gökyüzünün rengini göremeyenler, kuşların sesini duyamayanlar, bilmiyorum belki ben çok tozpembe görüyorum herşeyi, fazla romantik bakıyor olabilirim hayata ama yaşadığın anın keyfini çıkarmadan geçirilen her saniyeyi kayıp olarak görüyorum.
İmkan varsa bence kendine bir zaman dilimi ayarlayıp doğayla iç içe olacağın bir geziye çıkmalısın, eşin çocuğun olmasın, trekking gruplarına katılabilirsin, seni bilmem ama doğa bana hep iyi gelmiştir, hiçbir şey düşünmüyorsun, huzur var, sessizlik var, kendini dinleme imkanın oluyor, kendini bulmana keşfetmene yardımı olur belki.