İçine emekli kaçan, tam zamanlı ev erkeği eşim

Şurda sen daha ne istiyorsuna bağlayanlar aslında çoğunuz aktif kadınları cekemiyorsunuz da doğal olan buymuşşş gibiye bağlıyorsunuz
Tmm size pembe panjurlu evinizde (!) mutluluklar
Kursta = kocanın yerini tutan şey demek değil
Ya erkeklerde kalite düşük olduğu ıçin..Onlara çok da kızmayın.
Surda katılıyorum kurs kocanın yerini tutan birşey değil.Ama kk da hep bu öneri veriliyor zaten ilgisiz sevgili ve kocası olana.O zaman onlari da yadirgayin.
 
Eşin sana o kadar yardım ediyor, Üzerindeki yükü o kadar hafifletmişki sen bu enerjini koruyabiliyorsun. Hem evin işini yapıyor, hem bebekle ilgileniyor. Bütün bunları tek başına yapıp bir de eşinin anlayışsızlığıyla uğraşan kadınları düşün. Adamcağız ,sorumluluk hissetmiş, olgunlaşmış, yuvasına kanatlarını germiş. Belki de motorla gezmenin risklerini (artık baba olduğu için) düşünür olmuş. Ben eşinin büyüyüp, olgunlaştığını düşünüyorum. Ama o ergen kafası mutlaka içinde bir yerlerdedir. ev işleri ve bebek bakımında ona yardım edersen :KK70: o da biraz nefes alır ve seni gezmeye götürür.
Yani şuna katılıyorum evet üzerindeki yükleri hafifletmiş bir adam belli.Enerjisini korumada adamin payi buyuk.Ki adam calisiyor ve eve de yardim ediyor anladigim kadariyla.Adamin enerjisi kalmiyor.Adam cocugu da dusundugu icin bekarki gibi olamiyor.Belliki cocugu surekli birilerine birakmak istemiyor. (Bırakılmaz demiyorum bence de bırakılabilir ama bırakmamak belki daha iyidir).Konu sahibinin ev işi bebek bakımı olaylarını bilmediğim için o konuda yorum yapamıyorum.
Yine de adam olumlu cevap vermiş daha aktif olmaya.
 
Valla zaman bu akıp gider adamı da değiştiremez sin yaşımız hep 19 kalacak değil ya bende çok özlüyorum geçen günleri yılları ama yalnızlık daha kötü keşke benim eşimde yanımda olsa da senin gibi dertlensem

Değişti kendi kendine o; bak açıkça söyleyeyim şunu da düşünüyor, bu açıdan hak veriyorum adama: Düzenli iş hayatı, evi geçindirme çabası, çoğalan sorumluluklar altında belki erkekler daha çok değişime itilen taraf oluyorlar. Bekarkenki dönemde, ceplerimiz ayrıydı, hani yeri gelirdi babalardan harçlık alırdık. Şimdi kendi yağımızda kavrulduğumuz, bugün harcarken yarını hesapladığımız ve üzerine çocuk gibi her an ekstra masraf çıkarabilen bir canın sorumluluğunu da yüklendiğimiz bir hayatı yaşıyoruz. Atıyorum belki dün içtiğimiz iki kupa kahveyi, 4 gün içmememiz gerekiyor ki 5. güne yeniden içebilelim. Bunlar insan olarak, maddi hayatımızın cilveleri.

Bu sorumluluklar altında değişimini, monotonluğa kaymasını ve işine dört elle sarılmasını elbette anlıyorum. Ama giyimine kadar dönüşen bir erkekten bahsediyorum. Sokakta yürümenin bedava olduğundan bahsediyorum... Böyle bir şey, belki tam anlatamadım ama artık gerisini siz anlayın.

Yalnızlık kısmına gireyim, biraz kendimi açayım:
Yalnızlığa o kadar alışkın bir insanım ki, kendimi bildim bileli aile içinde, akrabalar arasında, sevgililerimin yanında vb. yalnızdım. Bir çeşit uzaylı gibi hissettiğim çok oldu. İnsan, kafasının ve kalbinin içindekileri döktüğünde, onu layığıyla toplayacak birisi yoksa hayatında, bedenen kalabalık olsa da ruhen yapayalnız kalıyor.
Öyle ustayım ki bu konuda, yani yalnızlığımdan keyif alma konusunda; kendimi oyalayacak bir şeyler mutlaka çıkarabiliriyorum bir yerlerden. O kadar yalnız bırakıldım anlayacağınız, ya da kendimi yalnızlaştırdım desem daha doğru olacak.

Evliliğimiz içinde iki kişilik yalnızlığı yaşadığım da oldu, bazı konularda en ufak noktaya kadar birbirimizden tamamen farklı olduğumuzu da gördüm. Farklar da, insanları yalnızlaştırıyor doğru paslaşma yapılmayınca. Mesela eşimin ilgi alanı araba-tamirat-elektronik-pc vb. şeyler. O, o ilgi alanı içinde yalnız bir adam, ben de resimlerimin içinde yapayalnızım. Ona "Nasıl olmuş şurası?" dediğimde anlamaz. Zaten sanat da bir tutam yalnızlıktan beslenen bir olgu.
Totalde demek istediğim, hepimizin yalnız, dokunulamayan bir yönü var illa. Ha ama sıcak bir sarılış, içten bir öpüş ve ağladığında yaslanacak samimi bir omuz için insan beden de istiyor yanında. İnşallah kalbinizi, aşınızı, işinizi paylaşacağınız bir eşiniz olur, inşallah gönlünüze göresi olur bir gün.
 
Evet okuyorum, gelişme kısmı ümit verici hadi bakalım :) şımarıklık evet var ama dediğiniz gibi buna hakkınız da var, mühim olan bunu eşinize haksızlık etmeden veya uzaklaştırmadan yapmanız. Bazen dengesi şaşıyor insanın hele de karşıdaki şımartmak konısunda ustaysa.. demek istediğim sırf heyecan için yaralanırsanız sonra o heyecan sizi mutlu etmeyecek bence.. o yüzden mevcut huzuru koruyarak heyecanla can katın, can yakmayın , gerisi boş...
Çok doğru bir yorum olmuş.
 
Bulmadım ki, biz hep birbirimizin hayatındaydık, arkadaştık çocukluktan beri.
Ha illa bi bulmuş bulandırmış durumu varsa, o eşim için gerçerli bence; beni buldu, bulandırdı.[/QUOTE]
Yok illa bulamamışların,bulmuşlara bir garezi olacak
Selamınkavlenminrabbirrahim diyorum iki gündür,
İmanım arttı elhamdülillah
:KK53:
 
Bulmadım ki, biz hep birbirimizin hayatındaydık, arkadaştık çocukluktan beri.
Ha illa bi bulmuş bulandırmış durumu varsa, o eşim için gerçerli bence; beni buldu, bulandırdı.
Yok illa bulamamışların,bulmuşlara bir garezi olacak
Selamınkavlenminrabbirrahim diyorum iki gündür,
İmanım arttı elhamdülillah
:KK53:[/QUOTE]
Ya garez için degil .Bulamayanlari da düşünüp şükretsin hani daha bir kabullensin diye.Sukur ,kıymet bilme çok şey katar evliliğe..Garezimiz olsa "bosanin,siz çok farklisiniz deriz.Iyice doldururuz.Bu durum, bu rahatsız olma, bu kabullenmeme, tartışma,kafa eti yeme (ki biz de yapabiliriz) aralarını geri dönülmez şekilde bozduğunda ki erkekler durur durur vurur..O zaman o adam da yalnız bir kıza kalır illa:KK66:
 
Son düzenleme:
Yok illa bulamamışların,bulmuşlara bir garezi olacak
Selamınkavlenminrabbirrahim diyorum iki gündür,
İmanım arttı elhamdülillah
:KK53:
Ya garez için degil.Bulamayanlari da düşünüp şükretsin gani daha bir kabullendin diye.Garezimiz olsa bisan çok tatilisiniz deriz.O adam da yalnız bir kıza kalır illa:KK66:[/QUOTE]
benim de sıkıntım var ayol ,bulduğuyla olmamış,bulduğuyla oldurana garezi olan bir manyak.
kıskançlığı o kadar sarmış ki kalbini Allah muhafaza.
Ben kendi derdimden dem vurdum hazır fırsat bulmuşken,iç döktüm :KK45:
 
Sokakta yürümenin bedava olduğundan bahsediyorum..


bende eşime anlattığım zamanlar yaşamımızdaki maddi zorluklardan bahsediyor ama bende bunu hep savunurum. hiç olmadı dışarda yürüyüp koşabiliriz istediğimiz gibi. ya da ekmek arası evde yapıp başka bi yerde yiyebilirz ki bunların çoğunuda bekarken yapıyorduk. ama nedense erkekler evlenince farklılaşıyor. her anlamda.

benim eşimde geçenlerde eski fotolarına bakınca kendini çok kötü hissetti. ama çok uzun sürmedi:KK50:
 
bende eşime anlattığım zamanlar yaşamımızdaki maddi zorluklardan bahsediyor ama bende bunu hep savunurum. hiç olmadı dışarda yürüyüp koşabiliriz istediğimiz gibi. ya da ekmek arası evde yapıp başka bi yerde yiyebilirz ki bunların çoğunuda bekarken yapıyorduk. ama nedense erkekler evlenince farklılaşıyor. her anlamda.

benim eşimde geçenlerde eski fotolarına bakınca kendini çok kötü hissetti. ama çok uzun sürmedi:KK50:

İnşallah sizinkinin de kafasına dank eder bir gün, çok geç kalmış olmadan.
Dün, yeni bir albüm hazırlamaya başladım, oğlumuz için yapmıştım zaten bir tane, ultrason fotoğrafları ile başlayıp, ay ay ekleme yaptığımız. Düğün zamanı kuaför-ev içi koşuşturmalar vs. onların olduğu bol akrabalı bayramlı seyranlı piknikli albüm de yapmıştım.

Son işte, bekarken-sevgiliykenki zamanlarımızın albümünü de yapayım dedim, pcde kalıp unutulup gitmesin, arada canımız sıkıldıkça bakarız diye... Baya bi etkilendi, bilmiyorum da. Çok farklı çünkü, yan yana koysam o günlerdeki ve şimdiki fotoğrafını, cidden before-after capsi yapılır, baya goy goy bile döner altında, hatta iftarda ben-sahurda ben capsi de yapılır, yaşlandırma tekniğiyle kayıp aranıyor capsi de yapılır... O kadar değişti.
 
İnşallah sizinkinin de kafasına dank eder bir gün, çok geç kalmış olmadan.
Dün, yeni bir albüm hazırlamaya başladım, oğlumuz için yapmıştım zaten bir tane, ultrason fotoğrafları ile başlayıp, ay ay ekleme yaptığımız. Düğün zamanı kuaför-ev içi koşuşturmalar vs. onların olduğu bol akrabalı bayramlı seyranlı piknikli albüm de yapmıştım.

Son işte, bekarken-sevgiliykenki zamanlarımızın albümünü de yapayım dedim, pcde kalıp unutulup gitmesin, arada canımız sıkıldıkça bakarız diye... Baya bi etkilendi, bilmiyorum da. Çok farklı çünkü, yan yana koysam o günlerdeki ve şimdiki fotoğrafını, cidden before-after capsi yapılır, baya goy goy bile döner altında, hatta iftarda ben-sahurda ben capsi de yapılır, yaşlandırma tekniğiyle kayıp aranıyor capsi de yapılır... O kadar değişti.

illahi bunları bi dürtmek mi gerekiyor? adam caps çeşitliliği yapmış şu kadar sene de ama hala siz bişey söylemeyinceye kadar farkında bile değil.

gerçekten tek korktuğum benim enerjimi de alması. bayramda tatil planı yapıyoruz bi yerlere kaçarız diye. kuzeniyle plan yapmış. onun küçük çocuğu var diye gidip bi otelde sabahtan akşama kadar yemek içmek ve güneşlenmek..dedim ben bayramda da çalışsam iyi olacak galiba. :skandal:

bu arada albüm fikri de süper. benim hayatımda da fotoğrafların yeri olmuştur. bize kalan sadece anılar
 
Sizlerle son bir gelişmeyi daha paylaşmak istedim kızlar ve en son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: Değiyorsa, denemeye devam edin. :)

Dün, motorun satışı yapılacaktı, son kontrolleriydi falanıydı filanıydı, eşim onlarla uğraşıyordu. Ben de zaten, "Giden gidiyor, napalım, sağlık olsun" moduna girmiştim, son kez eski günleri yad edemeyeceğiz diye sıkılıyordum tabi ama çok da şeetmiyordum.

Dünün gecesi de oğlan ateşlenmişti, şurup verdik düşmedi ateşi, 38, 39 filan, korkuttu bizi sıpa.
"Diş yüzünden oluyor sanırım" filan dedik ama sabah da keyifsizliği, huzursuzluğu devam edip hiçbir şey yemek istemeyince, doktorun yolunu tuttuk. Doktor muayeneden sonra "Diş diye düşünüyorum ama yine de tahlilleri yapılsın, emin olalım" deyip bizi lab.a yönlendirdi. Bu arada ateşini kontrol altında tutmak için soğuk buhar uyguladılar.Baya bi inletti hastaneyi huzursuz kuzu, belki kesintisiz iki saat ağladı, ağlamaktan istifralara kadar geldi. Arada halsiz düşüp kah bana sarıldı, sevdi, kah asabiye bağladı saçımı başımı yolup iki tokat patlattı.

Nasıl geldik eve bilmiyorum, hastane sürecinde annemler yanımdaydı sağ olsunlar. Sonra tahlil sonuçları, ilaç alma, uyuması, yemesi içmesi derken, keyiflendi. Ateşi düştü tamamen, ohh dedim... Zaten bu süreçte, ne motordu, ne adamdı elbette düşünmek ne mümkün, eve gelip de oğlanı teselli edip uyutana kadar zaten ben 3. boyuta geçmiştim.

Sonra işte kedi gibi sokulduk, kudurduk, enerjisini topladı, teyzesine kilitledim arada dinlenmek için filan derken akşamı ettik öyle.

Sonra kapı çaldı filan... Kapıyı açtım ki... Benim adam, karşımda 20lik delikanlı gibi :)
Saçlarını istediğim şekilde kestirmiş, kolunun altında kaskı. Hoşgeldin beş geldin falan fıstık, sonra "Eee, adamlara vereydin ya kaskı ne işimize yarayacak?" dedim. "Sahura kadar, şöyle bir gezeriz diye düşündüm, yarın alacaklar." dedi güldü filan. "Boşver" dedim, "oğlanın bu gece de ateşi çıkar mıkarsa başında olalım" ... Annem atladı "Yahu biz varız, oğlan da iyi, yemeğinizi yiyin çıkın" dedi. Yine de içim rahat etmedi, bekledik, yemeğini yedi, uyudu, ateşine baktım yok. Sonra annem yine "Kızım gitsenize bak sinirleniyorum, sonra motor gitti diye mızıldayacaksın, yürüyün gidin işte, hiç mi itimadın yok bana!" dedi, "Bir şey olursa arayın ama" dedik, çıktık.

Sonra caddelerrr... Rüzgarr... Ara sokaklarr... Tenhalar... Kale, kule, dağ, orman... Gecenin bir vakti, olduk yeniden 18 :)
Görmemişler gibi tonla fotoğraf çektim, artık telefon "Hafıza dolu" ikazı verdi, o kadar çok fotoğraf çektim. Yol boyu güldük, bağıra bağıra sohbet ettik. "Saçımıza ak düşse de, ilk fırsatını bulduğumuz bir gün üstü açık araba alalım, oğlanı da alıp gazlayalım" dedi eşim. Güldüm, güldüm... Güldük.

Sonra eve geldik, sahura oturduk, oğlan ile annem koyun koyuna uyumuşlar, bırakmamış saçına yapışmış kadının filan gülerek onu anlattılar, biz de öylesine anlattık durduk...
2 saatlik uykum var, ama sanki günlerce uyumuş, uykumu alıp dinlenmiş gibiyim.
Paylaşmak istedim sizinle de, okuduğunuz için teşekkür ederim.

Bu arada bu da selfilerden biri, ifşa olmamak için suratları kestim ama idare edin artık :)
 

Eklentiler

  • asdf.jpg
    asdf.jpg
    26,9 KB · Görüntüleme: 344
bunlar ne kadar güzel gelişmeler. çok sevindim gerçekten. dediğin gibi değiyorsa denemeye devam.

enerjiniz bol olsun:KK54:
 
Sizlerle son bir gelişmeyi daha paylaşmak istedim kızlar ve en son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: Değiyorsa, denemeye devam edin. :)

Dün, motorun satışı yapılacaktı, son kontrolleriydi falanıydı filanıydı, eşim onlarla uğraşıyordu. Ben de zaten, "Giden gidiyor, napalım, sağlık olsun" moduna girmiştim, son kez eski günleri yad edemeyeceğiz diye sıkılıyordum tabi ama çok da şeetmiyordum.

Dünün gecesi de oğlan ateşlenmişti, şurup verdik düşmedi ateşi, 38, 39 filan, korkuttu bizi sıpa.
"Diş yüzünden oluyor sanırım" filan dedik ama sabah da keyifsizliği, huzursuzluğu devam edip hiçbir şey yemek istemeyince, doktorun yolunu tuttuk. Doktor muayeneden sonra "Diş diye düşünüyorum ama yine de tahlilleri yapılsın, emin olalım" deyip bizi lab.a yönlendirdi. Bu arada ateşini kontrol altında tutmak için soğuk buhar uyguladılar.Baya bi inletti hastaneyi huzursuz kuzu, belki kesintisiz iki saat ağladı, ağlamaktan istifralara kadar geldi. Arada halsiz düşüp kah bana sarıldı, sevdi, kah asabiye bağladı saçımı başımı yolup iki tokat patlattı.

Nasıl geldik eve bilmiyorum, hastane sürecinde annemler yanımdaydı sağ olsunlar. Sonra tahlil sonuçları, ilaç alma, uyuması, yemesi içmesi derken, keyiflendi. Ateşi düştü tamamen, ohh dedim... Zaten bu süreçte, ne motordu, ne adamdı elbette düşünmek ne mümkün, eve gelip de oğlanı teselli edip uyutana kadar zaten ben 3. boyuta geçmiştim.

Sonra işte kedi gibi sokulduk, kudurduk, enerjisini topladı, teyzesine kilitledim arada dinlenmek için filan derken akşamı ettik öyle.

Sonra kapı çaldı filan... Kapıyı açtım ki... Benim adam, karşımda 20lik delikanlı gibi :)
Saçlarını istediğim şekilde kestirmiş, kolunun altında kaskı. Hoşgeldin beş geldin falan fıstık, sonra "Eee, adamlara vereydin ya kaskı ne işimize yarayacak?" dedim. "Sahura kadar, şöyle bir gezeriz diye düşündüm, yarın alacaklar." dedi güldü filan. "Boşver" dedim, "oğlanın bu gece de ateşi çıkar mıkarsa başında olalım" ... Annem atladı "Yahu biz varız, oğlan da iyi, yemeğinizi yiyin çıkın" dedi. Yine de içim rahat etmedi, bekledik, yemeğini yedi, uyudu, ateşine baktım yok. Sonra annem yine "Kızım gitsenize bak sinirleniyorum, sonra motor gitti diye mızıldayacaksın, yürüyün gidin işte, hiç mi itimadın yok bana!" dedi, "Bir şey olursa arayın ama" dedik, çıktık.

Sonra caddelerrr... Rüzgarr... Ara sokaklarr... Tenhalar... Kale, kule, dağ, orman... Gecenin bir vakti, olduk yeniden 18 :)
Görmemişler gibi tonla fotoğraf çektim, artık telefon "Hafıza dolu" ikazı verdi, o kadar çok fotoğraf çektim. Yol boyu güldük, bağıra bağıra sohbet ettik. "Saçımıza ak düşse de, ilk fırsatını bulduğumuz bir gün üstü açık araba alalım, oğlanı da alıp gazlayalım" dedi eşim. Güldüm, güldüm... Güldük.

Sonra eve geldik, sahura oturduk, oğlan ile annem koyun koyuna uyumuşlar, bırakmamış saçına yapışmış kadının filan gülerek onu anlattılar, biz de öylesine anlattık durduk...
2 saatlik uykum var, ama sanki günlerce uyumuş, uykumu alıp dinlenmiş gibiyim.
Paylaşmak istedim sizinle de, okuduğunuz için teşekkür ederim.

Bu arada bu da selfilerden biri, ifşa olmamak için suratları kestim ama idare edin artık :)
Maşallah ya cok sevindim adınıza , ne iyi yapmışsınız, ne iyi olmus.
İnsallah hep böyle mutlu olun :KK9::KK9:
 
Sizlerle son bir gelişmeyi daha paylaşmak istedim kızlar ve en son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: Değiyorsa, denemeye devam edin. :)

Dün, motorun satışı yapılacaktı, son kontrolleriydi falanıydı filanıydı, eşim onlarla uğraşıyordu. Ben de zaten, "Giden gidiyor, napalım, sağlık olsun" moduna girmiştim, son kez eski günleri yad edemeyeceğiz diye sıkılıyordum tabi ama çok da şeetmiyordum.

Dünün gecesi de oğlan ateşlenmişti, şurup verdik düşmedi ateşi, 38, 39 filan, korkuttu bizi sıpa.
"Diş yüzünden oluyor sanırım" filan dedik ama sabah da keyifsizliği, huzursuzluğu devam edip hiçbir şey yemek istemeyince, doktorun yolunu tuttuk. Doktor muayeneden sonra "Diş diye düşünüyorum ama yine de tahlilleri yapılsın, emin olalım" deyip bizi lab.a yönlendirdi. Bu arada ateşini kontrol altında tutmak için soğuk buhar uyguladılar.Baya bi inletti hastaneyi huzursuz kuzu, belki kesintisiz iki saat ağladı, ağlamaktan istifralara kadar geldi. Arada halsiz düşüp kah bana sarıldı, sevdi, kah asabiye bağladı saçımı başımı yolup iki tokat patlattı.

Nasıl geldik eve bilmiyorum, hastane sürecinde annemler yanımdaydı sağ olsunlar. Sonra tahlil sonuçları, ilaç alma, uyuması, yemesi içmesi derken, keyiflendi. Ateşi düştü tamamen, ohh dedim... Zaten bu süreçte, ne motordu, ne adamdı elbette düşünmek ne mümkün, eve gelip de oğlanı teselli edip uyutana kadar zaten ben 3. boyuta geçmiştim.

Sonra işte kedi gibi sokulduk, kudurduk, enerjisini topladı, teyzesine kilitledim arada dinlenmek için filan derken akşamı ettik öyle.

Sonra kapı çaldı filan... Kapıyı açtım ki... Benim adam, karşımda 20lik delikanlı gibi :)
Saçlarını istediğim şekilde kestirmiş, kolunun altında kaskı. Hoşgeldin beş geldin falan fıstık, sonra "Eee, adamlara vereydin ya kaskı ne işimize yarayacak?" dedim. "Sahura kadar, şöyle bir gezeriz diye düşündüm, yarın alacaklar." dedi güldü filan. "Boşver" dedim, "oğlanın bu gece de ateşi çıkar mıkarsa başında olalım" ... Annem atladı "Yahu biz varız, oğlan da iyi, yemeğinizi yiyin çıkın" dedi. Yine de içim rahat etmedi, bekledik, yemeğini yedi, uyudu, ateşine baktım yok. Sonra annem yine "Kızım gitsenize bak sinirleniyorum, sonra motor gitti diye mızıldayacaksın, yürüyün gidin işte, hiç mi itimadın yok bana!" dedi, "Bir şey olursa arayın ama" dedik, çıktık.

Sonra caddelerrr... Rüzgarr... Ara sokaklarr... Tenhalar... Kale, kule, dağ, orman... Gecenin bir vakti, olduk yeniden 18 :)
Görmemişler gibi tonla fotoğraf çektim, artık telefon "Hafıza dolu" ikazı verdi, o kadar çok fotoğraf çektim. Yol boyu güldük, bağıra bağıra sohbet ettik. "Saçımıza ak düşse de, ilk fırsatını bulduğumuz bir gün üstü açık araba alalım, oğlanı da alıp gazlayalım" dedi eşim. Güldüm, güldüm... Güldük.

Sonra eve geldik, sahura oturduk, oğlan ile annem koyun koyuna uyumuşlar, bırakmamış saçına yapışmış kadının filan gülerek onu anlattılar, biz de öylesine anlattık durduk...
2 saatlik uykum var, ama sanki günlerce uyumuş, uykumu alıp dinlenmiş gibiyim.
Paylaşmak istedim sizinle de, okuduğunuz için teşekkür ederim.

Bu arada bu da selfilerden biri, ifşa olmamak için suratları kestim ama idare edin artık :)
Çook çok sevindim,
Demek ki neymiş,seni rahatsız eden konunun her zaman çözümü varmış.
Yani buldun da bunadın mı artık ne ise doğru kelimesi,onlara kulak asıp kendi insanlığımızı ,zevklerimizi çöpe atmamıza gerek yokmuş.
Eşin evet iyi ama kime göre neye göre iyi.
İyi olmak her zaman yeterli mi?
İyi bir evlilik de sadece çocuk ,tv,terlik ve çekirdekşeklinde olunca mutlu olur'u düşünmeyenler için de iyi bir örnek oldun.
Bu sancımla cümleleri ne kadar düzgün kurdum bilemesem de,biçare oturup mutsuz olanlara ilham da oldun.
Hayat BEN olgusu dik durdukça güzel,BEN olmayınca BİZ eksik oluyor çünkü.
:KK200:
 
bunlar ne kadar güzel gelişmeler. çok sevindim gerçekten. dediğin gibi değiyorsa denemeye devam.

enerjiniz bol olsun:KK54:

Maşallah ya cok sevindim adınıza , ne iyi yapmışsınız, ne iyi olmus.
İnsallah hep böyle mutlu olun :KK9::KK9:

Amin, hepimiz inşallah ^_^ :rapci::KK19:


Çook çok sevindim,
Demek ki neymiş,seni rahatsız eden konunun her zaman çözümü varmış.
Yani buldun da bunadın mı artık ne ise doğru kelimesi,onlara kulak asıp kendi insanlığımızı ,zevklerimizi çöpe atmamıza gerek yokmuş.
Eşin evet iyi ama kime göre neye göre iyi.
İyi olmak her zaman yeterli mi?
İyi bir evlilik de sadece çocuk ,tv,terlik ve çekirdekşeklinde olunca mutlu olur'u düşünmeyenler için de iyi bir örnek oldun.
Bu sancımla cümleleri ne kadar düzgün kurdum bilemesem de,biçare oturup mutsuz olanlara ilham da oldun.
Hayat BEN olgusu dik durdukça güzel,BEN olmayınca BİZ eksik oluyor çünkü.
:KK200:

Teşekkür ederim ya; bu konunun arka planında beni dinlediniz, başınızı ağrıttım biraz hakkınızı helal edin ^_^
Oldu, eski yönlerini hatırladı, bu kadar çabuk, bir anda olabileceğini hayal dahi etmemiştim.
Hatta şüphelendim de biliyorsunuz, hani acaba çaktırmadan konumu buldu okudu mu diye, yüzümün asık olmasından huylanıp. Ağzını da aradım, renk vermedi, artık okuduysa da işe yaradı ya, önemli kısmı o.

Belki pek çok kişi için oldukça basit bir durum, ama benim için önemliydi, teşekkür ederim hepinize, desteklediğiniz, moral verdiğiniz için. :KK200:

moturu satmayın barı dıye dusundum :confused:

Masraflı bir şey motor, vakitten de alan bir şey aynı zamanda. Yani sık kullanılmayacaksa, ancak madden çalar. Biz de dediğim gibi, araba olduktan sonra (Zaten oğlan ile birlikteyken mecbur araba kullanıyoruz) motor bir köşeye atıldı gibi olmuştu. Yine de sigorta, vize, yağıydı, ara ara temizliğiydi yiyordu bizden.

Artık son anda kıymete bindi gibi oldu biraz :)
İyi de oldu ya ^_^
 
Güncelleme: 16. sayfa

Hanımlar, bilmiyorum ne kadar dert ne kadar değil ama baştan "Allahtan belanı mı istiyorsun?" diyecekleri şöyle sağa doğru alalım, haklısınız, sanırım biraz bela istiyorum.

Nasıl anlatsam, toparlasam bilemiyorum, hani böyle ufak ufak sorunlar olur da sorun değilmiş gibi görünür, fakat totalde dev bir problemi oluştururlar ya; benim de eşimle aramdakiler, böyle şeyler, bir birikim, adı belirsiz bir uyumsuzluk, bir umursamazlık, bir kabulleniş ve vitesi boşa alma gibi bir şey.

Eşimle çocukluk arkadaşıyız, hemfikir olduğumuz noktalar çoktur, yıkıcı kavgalar yaşamayız, daha doğrusu tartışmaları toparlar uzatmayız. Ama karakter olarak iki zıt insanın bir araya gelmesi ile oluşmuş 60 yaş üstü kafası bir evliliğin içine hapsolduk sanki. Daha açık anlatmaya çalışayım; eşim dönüştü... O maceracı, yer yer serseri ruhlu adam, ev-iş arasında ömür tüketen, yırtık kot pantolondan kumaş pantolona dikey geçiş yapan, akşam üstü çayını içip meyvesini soyan 30 yaşında bir dede haline geldi. Sevgili olduğumuz zamanki fotoğrafı ile şimdiki fotoğrafını yan yana koyup after before capsi yapsam, insanlar evlilikten soğur yani öyle bir şey olduk biz.

Paragraf paragraf övmeyeyim adamı, iyi, ilgili bir baba, anlayışlı ve uysal bir eş kendisi; belki aylardır eve ellemiyorum, kendisi kıyın kıyın temizlik yapar, yemek olmasa ses etmez kendisi hazırlar, çocuğumuzun altını değiştirir, üstünü giydirir, mamasını yedirir eder vs. Dışarıdan bakıldığında belki de ideal bir koca, ama bana bu yetmiyor hanımlar. Sırtında çantasıyla şehir şehir gezen bir kadındım ben, gecenin bir vakti canı sıkıldığı için kalkıp bi bilet alıp çat kapı arkadaşlarıma giden, motor üzerinde saçlarını savuran, belki 80lerin ucuz asi gençliği gibi ruhuna estiğince yaşayan biriydim. Eşim de öyleydi... Cıstak cıstak ortamlarda bulunur, motorumuza atlar dağ yollarında patikalar keşfetmeye çıkardık. Ne zaman ki evlendik... Adamın içine evlilik mi kaçtı ne oldu, bilmiyorum, nasıl izah etsem daha... Durduk. Bir rutine bağladık, bugünden 4 ay sonramızı bile tahmin edebiliyorum öyle söyleyeyim.

Bunu konuştuk da karşılıklı, dedim böyleyken böyle; içimin çürüdüğünü hissediyorum, sanki yaşımın iki katı kadarım... İstiyorum ki fark et bizi "Gangsta, sende yolunda gitmeyen bir şeyler var, çok kabuğuna çekildin, deli gibi sigara içer oldun. İçini sıkan şey nedir, gel kalkalım gidelim hemen şimdi, yollar boyu sohbet edelim, bangır bangır müzik açıp bağıra bağıra şarkılar söyleyelim, seni böyle solgun görmeye dayanamıyorum" demeni istedim, bekledim dedim. "Görmüyorsun" dedim. "Çocuğumuz henüz anne ve babasının birkaç günlük yokluğunu idrak edebilecek, peşimize takılacak yaşta değil, annelerimiz gözümüz kapalı emanet edebileceğimiz insanlar, bu nimeti değerlendirelim, hadi kaçalım, yok olalım biraz ortalıktan diyemiyorsun" dedim.

Öylece dinledi...
Otel bakıyor şimdi, ama biliyorum sünecek, belki aylar bulacak belki sene... O kadar memnun, o kadar umursamaz ve unutkan ki...

Doğum sonrası sinirsel olarak yıprandığım bir dönem yaşadım, bu dönemde psikolojik destek de aldım, evliliğimiz boyunca yapmadığımız kadar kavgayı art arda yapınca çift terapisi de aldık kendi doktorumdan. "Baş başa kalın, uzun yürüyüşlere çıkın, bisiklet turlarına katılın, hiç konuşmasanız bile kmlerce öylece bisiklet sürün" dedi. Çatıda atılı, lastiklerinin havası inmış bisikleti var, güya onu yaptıracaktı, güya bana da ikinci el bir bisiklet alacaktık da düşecektik yollara iki ergen gibi. Ne oldu? Lafta kaldı, unutuldu. 7-8 kez tekrar etmekten ve "Tamam ayarlayalım" lafını duyup boşlukta beklemekten sıkıldım. İstiyorum ki bu adam benim bir adım önüme geçsin, istiyorum ki unutma lüksüm olsun, istiyorum ki içindeki o tembel emekli artık ölsün.

Daha çok konu var, parça parça oradan oraya atlıyor gibi oluyorum kusura bakmayın, ama böyle böyle birikiyor. Belki doğru ifade bile edemiyorum. Başından beri böyle biri olsa, hani üzerine toprak serpilmiş bir modda olsa beklenti de yapmayacağım, diyeceğim "Kızım Gangsta, malzeme bu, dahası yok, başından beri böyleydi" deyip geçeceğim ama böyle değildi işte, bu kadar rutin, bu kadar evcil bir adam değildi.

Bekar evinde yaşardı, ailesi ile oturmazdı; üni. zamanı oldukça haylazdı, hani serseriydi desem olacak, beni de bu tavırları etkilemişti açıkçası. Çünkü ben de öyleydim. Şimdiyse... Neyse işte, böyle. Ne yapayım bilmiyorum. Kaç kere konuştum kaç kere söyledim, kaç kere restleştim. Huy mudur karakter midir, adam evlendi de özünü mü buldu nedir artık bilmiyorum, bilemiyorum.

Daha geçen gün mesela, bizim motora alıcı çıkmış; arabayı aldıktan sonra motoru bir kenara atmıştık. Durduk yere sigortasıydı bilmem nesiydi masraf çıkarmasın diye satalım dedik; 2-3 haftaya kadar satışı verilecek. Dedim ki "Hadi gel son kez motorla çıkalım gezelim, rüzgar yalasın yüzümüzü, basalım gidelim bir yerlere" ve cevap olarak "Aküsü boşalmış" dedi. Ya çok mu zor bir aküyü şarj ettirmek, çok mu zor?! Zaten araba alındığından beri aman trafiğe girmeyelim hüff modunda eve kapattık kendimizi, adam akü boş deyip geçti ya. Hatıralar gidiyor, ömür tükeniyor görmüyor.

Neyse ya valla yaz yaz bitiremem. Böyle aptal bir hal içindeyim, bilmiyorum ben mi uyumsuzum abartıyorum. Huy deyip geçemiyorum da. İnadına her işte yavaş, inadına rahat, inadına monoton. Ölüyorum ya... Ruhum eriyor, neden böyle olduk, ne zaman evli çocuklu mutlu aşırı doz aile saadetinden boğulacak kıvama geldik, nerede heyecanımızı yitirdik bilmiyorum. Tek bildiğim şey, içim delicesine sıkılıyor ve heveslerim günden güne bitiyor.

Okuduğunuz için teşekkür ederim, iç dökme gibi oldu artık kusura bakmayın.
konunu yeni paylaştığın linkten okudum
tebessüm ettim okurken
benim eşim de seninki gibi biliyor musun
evlenince acayip mod değiştirdi
eşim için şuanda en güzel duygu
işten eve gelmesi
bana sarılması üçlğü kanepede pineklememiz:)
yemeğimizi yemek arada konusarak benı sevmesi öpmesi sarılması
sonra çayımızı içmek sonra meyvesini yemek sonra yatmak

hayat bu çizgide geçiyor
çok iyi bir eş beni çok sever ama aynen dediğin gibi yırtık kottan kumasa geçmiş modda:KK70:

aküsü bitmiş olayına çok güldüm
biz de sevgiliyken gece 2-3 lere kadar eğlenirdik , arabada dudaklarıma yapısırdı biz sıradan evliler gibi olmayalım derdi

şimdi saat gece 11 de hadi çıkalım bi hava alalım desem
kızım delirdin mi iti var kopugu var der:)

gecen sene tatilde dalgaların üzerine atlamak ıstedım :)
sen de gelsene dedim evli barklı insanız biz dedi herkes bize bakar dedi :KK70:
Allahım ya deli eidyor beni okurken aynı eşimi gördüm aynııııı:)

eşin ve senin burcun ne?
 
konunu yeni paylaştığın linkten okudum
tebessüm ettim okurken
benim eşim de seninki gibi biliyor musun
evlenince acayip mod değiştirdi
eşim için şuanda en güzel duygu
işten eve gelmesi
bana sarılması üçlğü kanepede pineklememiz:)
yemeğimizi yemek arada konusarak benı sevmesi öpmesi sarılması
sonra çayımızı içmek sonra meyvesini yemek sonra yatmak

hayat bu çizgide geçiyor
çok iyi bir eş beni çok sever ama aynen dediğin gibi yırtık kottan kumasa geçmiş modda:KK70:

aküsü bitmiş olayına çok güldüm
biz de sevgiliyken gece 2-3 lere kadar eğlenirdik , arabada dudaklarıma yapısırdı biz sıradan evliler gibi olmayalım derdi

şimdi saat gece 11 de hadi çıkalım bi hava alalım desem
kızım delirdin mi iti var kopugu var der:)

gecen sene tatilde dalgaların üzerine atlamak ıstedım :)
sen de gelsene dedim evli barklı insanız biz dedi herkes bize bakar dedi :KK70:
Allahım ya deli eidyor beni okurken aynı eşimi gördüm aynııııı:)

eşin ve senin burcun ne?

Ben kova, eşim başak... Bırak ayrı dünyaların insanı olmayı, aynı güneş sisteminde bile olmadığımızı söyleyebilirim. :KK53:
 
Ben kova, eşim başak... Bırak ayrı dünyaların insanı olmayı, aynı güneş sisteminde bile olmadığımızı söyleyebilirim. :KK53:
biz de sevgiliyken herseyımız aynı sanırdık:)
adam serkan kaya dinlermiş ben fransızca şarkılar dinlerdim
araba cd lerimde hep yabancı müzükler olurdu
bana seninle müzik zevklerimiz ne kadar uyuyor derdi:)
sonradan itiraf etti bana şirin gözükmek içinmiş:)
şuanda herseyımız farklı bizim de ama işte yıne de anlasıyoruz seviyoruz bırbırımızı olay bu
ama bu moda gecmesı benım de canımı sıkıyor bazen
arada değişiyor sonra geri emekli amca oluyor uzun süreli:)
 
X