Ben de bebeğimi kaybettim ama duasını okuyup dönerken orda olduğunun cennette olduğunun huzur ve sakinliğiyle dönüyorum . Keşke anneciğim de yaşayabilse bu duyguyu . Yediğim her lokmada süedanın yüzü gözümün önüne geliyor diyor. Hiç küllenmemiş acısıNe yazabilirim diye baktım uzun uzun. O kadar zor ve ağır bir durum ki... Ulaşılamadığı için anneniz de kabullenemiyor durumu. Gölcük depreminde de diğer büyük depremlerde de o kadar çok duyduk ki kaçırılma vs mevzularını kabullenememesini anlayabiliyorum, çok haklı. Anlattıklarınıza bakılırsa, kardeşinizin hayatta kalma ihtimali çok da mümkün değil gibi. Ama kim ne derse desin anneciğinizin aklında bu ihtimal var olmaya hep devam edecek gibi. Psikolojik destek almasını sağlamak yardımcı olabilir. Tüm kalbimle sarılıyorum anneciğinize, Allah sabır ve iç huzuru versin inşallah.
Konunuz beni ağlattı. Gerçekten çok zor bi durum. Sizin de başınız sağolsun. Dediğiniz gibi siz bebeğinizin Orda olduğunu biliyosunuz ve o bile bi ferahlık veriyordur. Annenizde hep acabalarla yaşıyor. Rabbim kalbine ferahlık versin.Ben de bebeğimi kaybettim ama duasını okuyup dönerken orda olduğunun cennette olduğunun huzur ve sakinliğiyle dönüyorum . Keşke anneciğim de yaşayabilse bu duyguyu . Yediğim her lokmada süedanın yüzü gözümün önüne geliyor diyor. Hiç küllenmemiş acısı
Teyzem sürekli mügeye çıkalım diyor iyice hırpalanıyor annem ümit ediyor böyle. Çok üzülüyorumKonunuz beni ağlattı. Gerçekten çok zor bi durum. Sizin de başınız sağolsun. Dediğiniz gibi siz bebeğinizin Orda olduğunu biliyosunuz ve o bile bi ferahlık veriyordur. Annenizde hep acabalarla yaşıyor. Rabbim kalbine ferahlık versin.
Başınız sağ olsun.Gerçek olabilir de tersi de olabilir fakat kader bu.Belki böyle kalır belki anlaşılır.Benim annem kocaelinin dilovası ilçesinden , babam karamürselli . 7 yıl öncesine kadar gebzede oturuyorduk sonra buraya taşındık. . Ailem 1999 depremine aile apartmanında yakalanıyor. Babannem , amcamın eşi , amcamın küçük oğlu , ve en alt katta kiracı olarak yaşayan öğretmen bir çift ve küçük bebekleri hayatını kaybediyor. Bina en alt kat üstüne oturup arkadaki binaya doğru eğimleniyor . Olay gecesi babam hastanede yatan babasının başındaymış . Annemin babası ve büyük dayım binanın önüne gelip kendi imkanlarıyla ablamı abimi ve annemi kurtarıyor ancak annem ve babamın 17 aylık bebeği süedanur (bana da onun adı verilmiş) kurtarılamıyor daha doğrusu bulunamıyor. Olay gününü kimse net hatırlamıyor halam ve eniştem biz sesini duyduk bir süre sonra hiç sesi çıkmadı diyor. Annem de o ses kiracıların bebeğine aitti benim kızımın sesi değildi diyor. Ne olduğunu bilen yok kurtarılanları bir yere topluyorlar ve enkazlara dönmeye izin verilmiyor. Bebek hiçbir zaman bulunamıyor gıyabi bir mezar yapılmış aile kabristanında . Babam hastaneden binaya çok zor ulaşabilmiş ve o vardığında eğimli duran bina yıkılmış vaziyetteymiş sağ kalması mümkün değil diyor. Annem yıllardır bir rüya görüyor. O bebek küçük bir kız olarak karşısına anneme beni arkanda bıraktın ben yaşıyorum diyormuş . Ben de 4 aylık hamileyken bebeğimin kaybettim ve ne zaman annemle bebeğimin mezarına gitsek hüngür hüngür ağlayarak bana bunu anlatıyor. Geçenlerde aklıma takıldı internette araştırma yaptım ve 99 depreminde birsürü çocuğun kayıp olduğunu farklı ailelere verildiğini ya da kaçırıldığını duydum . Gerçek olabilir mi ya , yani yaşıyor olabilir mi? Neden rüyasına gelir ki sürekli?
Hayırdır inşallah iyi ki ölmüş demediniz bu defaBaşınız sağ olsun.Gerçek olabilir de tersi de olabilir fakat kader bu.Belki böyle kalır belki anlaşılır.
Benim dayımların da çocukları doğuyomuş Bikaç ay sonra ölüyomuş. Bi tanesini Ankara’da bi hastaneye götürmüşler sonra dayıma bebek öldü deyip cenazeyi vermeden yollamışlar. Prosedür gereği biz gömüyoruz demişler sanırım. Bahsi geçen mevzu 50 yıldan fazladır. Yengem de sürekli Müge izlerdi ve belki oğlum bizi aramaya çıkar diye ümit ederdiTeyzem sürekli mügeye çıkalım diyor iyice hırpalanıyor annem ümit ediyor böyle. Çok üzülüyorum
Sadece şu an değil ki annem yıllardır böyle. Benim bebek kaybım , boşanmam , ablamın bebeğinin epilepsi teşhisi alması . Bizden yana hiç yüzü gülmedi . Bunları da sürekli süedaya bağlıyor. Onu yarım bıraktık onu orda bıraktık işlerimiz o yüzden rast gitmiyor diyor.Benim dayımların da çocukları doğuyomuş Bikaç ay sonra ölüyomuş. Bi tanesini Ankara’da bi hastaneye götürmüşler sonra dayıma bebek öldü deyip cenazeyi vermeden yollamışlar. Prosedür gereği biz gömüyoruz demişler sanırım. Bahsi geçen mevzu 50 yıldan fazladır. Yengem de sürekli Müge izlerdi ve belki oğlum bizi aramaya çıkar diye ümit ederdihiç inanmadı o da öldüğüne. Ama diğer arkadaşlar da yazmış bu çok uzun bi süreç. Yani anneniz bu yaşında iyice hırpalandığıyla kalır gibi. Çok üzüldüm ne desem bilemiyorum.
Nasıl yani anlamadım?Ben iyi ki ölmüş gibi bir cümle kurmam kimseye karıştırdınız sanırım.Hayırdır inşallah iyi ki ölmüş demediniz bu defa
Yatak odası duvarından bebek hasar görmüş olabilir mi? Dedeniz gelene kadar bebek kaçırılmış olabilir gibi geldi. Anneniz zor çıkarıldıysa o bebeği ordan çıkarmak da aynı zorlukta olmuştur ama bilemeyiz ancak tahmin yürütüyoruz. Organ mafyası konusunu herhalde herkes duymuştur. Şehir efsanesi de olabilir ama ben hiçbir şeye olamaz diyemiyorum artık çünkü kimsesiz bir milletiz.Annemin babası anlatmıştı bir kez o günü . Aşağıdan yukarı öğretmenlerin oturduğu daire , babannemin dairesi , amcamların dairesi ve bizimkilerin . Bina önce aşağı çöküyor ilk iki kat karton kutu gibi içe çökmüş zaten kimsenin sağ kalması mümkün değilmiş. Amcamların dairesinin büyük bölümü de aynı şekilde. Bizim kat diğer binaya doğru eğilmiş balkon kısmı da sokağa doğru kaymış . Dedem sanki binanın birinci katı sizin kat olmuş da balkon kapınız giriş kapısı gibi giriş de direk sokaktan gibi olmuş diye tarif ediyor. Yatak odasının yan duvarı çökmüş diğer kısımlar yaşama engel olacak şekilde değilmiş abim ve ablamın burnu bile kanamamış sürtüklerle çıkmışlar. Annem duvar arasında kaldığı için zor çıkarılmış ama annemin dediğine göre en zorlayıcı olan karanlıkmış . İlk yarım saat bebek çığlığı duyduğunu biliyor ama kızımın değildi diyor. Annem kendine geldiğinde gün doğmuş , dedemler binaya girip almışlar onları . Bebek yokmuş .
Canım benim ya kıyamam yemin ederim içim yandı. Anneniz de o esnada bilinçli değildi neticede bebeğini bile isteye bırakmadı. Bunu bi kendine anlatsa bi nebze rahatlar gibi. Evlat kaybına üzülüyor ama kendini suçlaması daha ağır basıyor sanırım. Konuyu açarsa sürekli anne sen onu bilerek bırakmadın kendinde değildin vs diye teselli edin.Sadece şu an değil ki annem yıllardır böyle. Benim bebek kaybım , boşanmam , ablamın bebeğinin epilepsi teşhisi alması . Bizden yana hiç yüzü gülmedi . Bunları da sürekli süedaya bağlıyor. Onu yarım bıraktık onu orda bıraktık işlerimiz o yüzden rast gitmiyor diyor.
Evet sizi şu anderun mastisi adlı hesapla karıştırdım isimleriniz çok benziyor. Bebeğime iyi ki ölmüş demişti de . Kusura bakmayınNasıl yani anlamadım?Ben iyi ki ölmüş gibi bir cümle kurmam kimseye karıştırdınız sanırım.
Önemli değilEvet sizi şu anderun mastisi adlı hesapla karıştırdım isimleriniz çok benziyor. Bebeğime iyi ki ölmüş demişti de . Kusura bakmayın
Dedesi ve dayıları kısa sürede gidip kurtarmış sanırım. Neticede gelen kişiler diğer kardeşlerini de alırdı. Onlar hasar görmemiş. Bence ne yazık ki o bebek enkazda kaldı ve arkadaşın dediği gibi toplu mezara falan gömüldü. O sıra bunlar çok olmuş çünkü.Yatak odası duvarından bebek hasar görmüş olabilir mi? Dedeniz gelene kadar bebek kaçırılmış olabilir gibi geldi. Anneniz zor çıkarıldıysa o bebeği ordan çıkarmak da aynı zorlukta olmuştur ama bilemeyiz ancak tahmin yürütüyoruz. Organ mafyası konusunu herhalde herkes duymuştur. Şehir efsanesi de olabilir ama ben hiçbir şeye olamaz diyemiyorum artık çünkü kimsesiz bir milletiz.
Ben odanın yapısını tam bilmiyorum ama yatakları pencere önündeymiş ve pencerenin olduğu duvar çöküyor annem dolabın önüne atıyor kendini orda bi hayat üçgeni oluşmuş . Bebek yer döşeğinde odanın ortasındaymış sanırım .Yatak odası duvarından bebek hasar görmüş olabilir mi? Dedeniz gelene kadar bebek kaçırılmış olabilir gibi geldi. Anneniz zor çıkarıldıysa o bebeği ordan çıkarmak da aynı zorlukta olmuştur ama bilemeyiz ancak tahmin yürütüyoruz. Organ mafyası konusunu herhalde herkes duymuştur. Şehir efsanesi de olabilir ama ben hiçbir şeye olamaz diyemiyorum artık çünkü kimsesiz bir milletiz.
Sonuçta minicik bebek kaldırılamayan bir betonun altında kalmış olabilirBen odanın yapısını tam bilmiyorum ama yatakları pencere önündeymiş ve pencerenin olduğu duvar çöküyor annem dolabın önüne atıyor kendini orda bi hayat üçgeni oluşmuş . Bebek yer döşeğinde odanın ortasındaymış sanırım .
Hiç sesini duymadığını söylüyor annem . Halam da evin orta kısmından çığlık geldiğini üstelik çok kuvvetli bağırdığını söylüyor. Böyle olaylarda insanlar birbirlerine ulaşana kadar enkaz altında ölecek kadar yaralı olanların bu kadar canlı çığlık atması mümkün değil. Annem o öğretmenin çocuğunun sesidir diyor ama babam da binanın en alt katının dümdüz vaziyette olduğunu söylüyor yani olay anında ölmüş olmaları gerekiyor oradakilerin. Bir de öğretmen olan kadının annesi çadır hastanelerden birinde ona pembe atletli bir kız çocuğu gösterilip bu sizin torununuz mu o kızınız ve eşinin yaşadığı civarda bir binadan çıkarıldı deniyor . Kadın da çocuk bizim değil diyor . Bunu olaydan 7-8 ay sonra dedem öğrenmiş bu kadının eşinden . O dönem hava çok sıcakmış ve annem süedayı toz pembe bir zıbınla yatırmış. Herşey çok tuhafDedesi ve dayıları kısa sürede gidip kurtarmış sanırım. Neticede gelen kişiler diğer kardeşlerini de alırdı. Onlar hasar görmemiş. Bence ne yazık ki o bebek enkazda kaldı ve arkadaşın dediği gibi toplu mezara falan gömüldü. O sıra bunlar çok olmuş çünkü.
Aslında bu konu anneniz için bi tutunma olabilirdi. Yani ablanız o bebektir muhtemelen. Tamam bir sürü pembe zıbınlı bebek olabilir ama sizin civarlardaysa muhtemelen o enkazda kaldı ve deprem anında direkt öldüHiç sesini duymadığını söylüyor annem . Halam da evin orta kısmından çığlık geldiğini üstelik çok kuvvetli bağırdığını söylüyor. Böyle olaylarda insanlar birbirlerine ulaşana kadar enkaz altında ölecek kadar yaralı olanların bu kadar canlı çığlık atması mümkün değil. Annem o öğretmenin çocuğunun sesidir diyor ama babam da binanın en alt katının dümdüz vaziyette olduğunu söylüyor yani olay anında ölmüş olmaları gerekiyor oradakilerin. Bir de öğretmen olan kadının annesi çadır hastanelerden birinde ona pembe atletli bir kız çocuğu gösterilip bu sizin torununuz mu o kızınız ve eşinin yaşadığı civarda bir binadan çıkarıldı deniyor . Kadın da çocuk bizim değil diyor . Bunu olaydan 7-8 ay sonra dedem öğrenmiş bu kadının eşinden . O dönem hava çok sıcakmış ve annem süedayı toz pembe bir zıbınla yatırmış. Herşey çok tuhaf
Gösterilen çocuk hayattaymış . O öğretmen ailenin cenazesi maalesef çok sonra çıkarılmış en altta kaldıkları için. Öğretmen olan kadının anne babası da bir umut dolaşırken o mahalleye kurulmuş sahra hastanesinde gösteriliyor kız çocuğu .Aslında bu konu anneniz için bi tutunma olabilirdi. Yani ablanız o bebektir muhtemelen. Tamam bir sürü pembe zıbınlı bebek olabilir ama sizin civarlardaysa muhtemelen o enkazda kaldı ve deprem anında direkt öldüdayınların bulamama sebebi de duvarın altında kalması falandır.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?