Dün oğlumun kuzenleri yanındaydı, saat 3den 8 e kadar oynayıp durdular. Ama ne oyunlar, bir odanın içinde oyuncaklarla kocaman bir dünya, garip puan kazanma sistemleri, süper kahramanlar..
Komşunun oğlunu zorla eve gönderdim, akşam namazından sonra çocuklar dışarıda olmaz diyerek. Teyze, az daha kalayım diyordu. Kuzeni de yenge, yemekte ne var diyordu ki, hadi bakalım sen de evine, yatma vakti geliyor dedim.
Üç çocuğun ortak noktası oyun oynamaksa, demek ki bu fıtri bir şey. Çocuğun ihtiyacı. Neler neler öğreniyorlar hayata dair. O oyunlarda kendilerine dair neler keşfediyorlar.Arada iki kere de kavga ettiler, biri ayırdı. Ama gün sonunda ayrıldılar.
Bir de bunlar kardeş olsa, kendi aralarında kavga edip, başkalarına karşı birbirlerini savunuyor olsalar bir çocuk için ne kadar kuvvetli bir bağ olurdu. Bu oynadıkları oyunlar, ilerideki bağlarını ne kadar kuvvetlendirirdi.
Ben bir yetişkin olarak günlük 5 saat oyuna ayıramıyorum.Çocukların dünyası çocuk özellikleriyle güzel. Onların sınırsız zaman algılarıyla, bisküvi sayısını eşit bölüşmeye dayalı adalet duygularıyla..Daha farklı yani her şey.
Daha iyi okul, daha iyi yaşam standartları, daha lüks evler bizim yetişkin standartlarımız. Bunları gerçekleştirmek için çocuğun ihtiyacını da Gölardı etmemek gerek.
Tek olduğunda evimin ne kadar büyük olduğu ona bir şey ifade etmiyor, onu tablete bırakmamak için türlü şeyler icad ediyorum ama yanında bir tane çocukla tek bir oda kocaman bir dünya oluyor.
Hemen hergün şahit oluyorum buna.