- 28 Haziran 2020
- 404
- 853
- 23
- Konu Sahibi rapunzelmatmazel
-
- #41
Aslında var arkadaşları, haftasonları genelde buluşuyor, haftaiçi birlikte iş için görüşüyorlar bazen. Mesela arkadaşıyla buluştuysa da masadan kalkmadan beni arıyor, müsait misin görüşelim diye. Ben genelde müsait olmuyorum. Haftasonları görüşmemeye çalışıyorum. Hobisi yok gibi.Kusura bakmayın ama adam çok askıntı bir tip . Hiç kendi hobisi , arkadaşı , sevdiği bir şeyler yok mu ? Bu kadar da yapışık yaşanmaz . Sorunlu bir tip , uzaklaşın bence .
hanımefendiye katılıyorum. benim de üniversitede böyle arkadaşlarım vardı. ayrı su bile içmezlerdi. tarz meselesi gerçekten. ben de sevgilimle baş başa daha fazla zaman geçirmeyi isterdim ama o arkadaşlarıyla olurdu. istediğim kadar görüşemiyordum yani :) ama sevip sevildikten sonra sorun değil. bence partneriniz sizi seviyor, kırmadan dökmeden ifade edebilirseniz daha iyi olur diye düşünüyorum. yoksa ne yaptıysam sana yaranamadım moduna geçecek. halbuki onun süper gördüğü şeyler size iyi gelmiyor.Benim görüşüme ve hayat tarzıma göre haklısınız ama hemen şunu ilave etmek isterim ki bu birçok kadının da tercih ettiği bir durum bu şikayet ettikleriniz . Üniversitede ders çıkışı sevgilisinin eve bile yalnız göndermemesini gururla anlatan kızlar tanıdım. İş hayatımda kızlar bana gelecekler, sen de gel dediğimde "sevgilim de gelirse çok isterim sana gelmeyi, ben ondan ayrı ev gezmesi de yapmıyorum" diyen gayet kariyerli ve modern kadınlar tanıdım. En yakın arkadaşımın çok doğal bir durum olarak bana aktardığı "ben artık evleniyorum, seninle eşimsiz görüşemem, o da seni çok iyi tanımadığı için sanırım artık görüşmeyiz " açıklamasını şok geçirerek dinlemişliğim vardır benim
Yani özetle bize ters gelse de bu bir tarz meselesi aslında. Bence sevgilinizin diğer yönlerinden, kişiliğinden, size verdiği değerden memnunsanız böyle patlama noktanıza kadar gelip tepki vermek ya da o kişinin" bu kadar değer verdim, ne yapsam yaranamadım "moduna girmesini beklemek yerine alın karşınıza sakince anlatın durumu ve beklentilerinizi.
Sevgi ve değer anlayışınızın bu olmadığını, böyle karnından yapışık siyam ikizi gibi yaşamanın sizin sevgi, saygı ve özgürlük tanımlarınıza uymadığını anlatın. Hatta böyle olmanın sandığının aksine etki yaptığını, oysa ki özlemenin, kişilerin birbirlerine ait özgür alanlara saygı gösterip desteklemelerinin ilişkiyi kuvvetlendirdiğini anlatın. Konunun kendisini istememek değil çalışma ve kişisel alanlarınızda özgürlüğün devam etmesini istemek böylece ortak zamanların daha elit ve verimli olmasını sağlamak olduğunu, profesyonel kişilerin de bunu önerilerini anlatın
Aslında var arkadaşları, haftasonları genelde buluşuyor, haftaiçi birlikte iş için görüşüyorlar bazen. Mesela arkadaşıyla buluştuysa da masadan kalkmadan beni arıyor, müsait misin görüşelim diye. Ben genelde müsait olmuyorum. Haftasonları görüşmemeye çalışıyorum. Hobisi yok gibi.
Ay gerçekten okurken sinirlerim bozuldu. Kafasına menüyü fırlatası gelir insanın.hatırlıyorum o bölümleri.
Tam olarak şöyle oluyor, restorana gidiyoruz, menüye bakıp “aa sen bunu seversin, bak bu tam sana göre” vs. diyor. Sen beni boşver ben kendim seçiyorum sen ne yiyeceksin diyorum, önce sana karar verelim benimki önemli değil diyor. Bazen ne yaptığını ona göstermek için aynısını yapıyorum bak bu senlik, bak bunu söyleyelim sana falan diyorum, rahatsız olmuyor ama.
Bu yaptığının zaten kişisel alanla falan da ilgisi yok aslında direk profosyonellik alanınıza saygı göstermiyor, çok saçma yaptığı ve çalışma hayatında olmaması gereken bi davranış.. 2-3 aydır nasıl uyarmadınız hayret ettim.. Ve partner kişisini çok saygısız buldum. Ne münasebet canım kendi ofisiniz dahi olmuş olsa -ki değilmiş- bunu yapamaz. Orası işyeri aşk başka iş başka yani.Şöyle bir partner düşünün;
-öğleden sonra işyerine geliyor(ofis ortamı rahat ama patron siz değilsiniz, sizden üst bir çalışan o ofiste yok, zaten az kişi çalışılıyor)
-akşama kadar duruyor, akşam sizi alıp eve veya gitmek istediğiniz başka bir yere götürüyor. Genelde akşama kadar yanınızda durup akşam çıkarken yemeğe gidelim tatlı yiyelim kahve içelim vb diyor.
-sürekli ben bırakayım-ben götüreyim olayı var. Sizin arabanız yok ama yürümeyi seviyosunuz. Toplu taşıma kullanmak uzun sürse de problem değil bulunduğunuz çevrede.
-partnerinizin bağlı olduğu bir ofis yok, telefon ve maille hallediyor genelde.
-bazen emrivaki yapıp “ben kapıdayım müsait misin?” Diye arayıp ofise çat kapı geliyor. O kadar çok yanınızda ki siz hiç buluşmaya bile davet edemiyorsunuz…
Bu süreç 2-3 aydır böyle, ve ben dün biraz iş kaynaklı olarak gerildim-yoruldum. Yanıma geldiğinde “gerginsin, sana x alıyım y ısmarlıyım, seni şuraya götüreyim vs” diye mesai bitene kadar “gerginsin, sinirlisin” vb 40 sefer şakayla karışık söyledi. Ben de “sen eve git zaten benim işim uzun sürecek, eve yürüyerek gitmek istiyorum, bekleme boşuna” dedim. Gitmedi, acıktım dedi eve git ozaman dedim yine gitmedi, yemek söyledim. Sonra yürümeme izin vermedi arabaya bindik. Ozaman avm’ye gideyim geçerken beni bırak dedim, birlikte gidelim dedi. Saat zaten 8 olmuş ve nerdeyse tüm günü yanımda geçirmiş(birlikte yaşamıyoruz). Sıkılmışım yani. Önce lafı dolandırdım, ben patron değilim işe sürekli geliyor olman belki hoş karşılanmaz köstebeklik yapan olur laf çarpıtır, sıkıntı yaşamak istemiyorum dikkat edelim dedim. Sonra nasıl olduysa pat diye “bence biz biraz az görüşelim” dedim.
“Sabahtan beri suratın asık, bana patladı olay, anlamıyorum artık, iyi görüşmeyelim diyosan görüşmeyelim ozaman” dedi sinirle.
“Suratımın asıklığını gün boyu duymaya ihtiyacım yok, bu suratı görmekten rahatsızsan gidebilirsin kırk sefer söyledim, ben robot değilim devamlı seni neşelendirip gülümseyemem bazen böyle olabilirim” dedim.
“İyi tamam iyi görüşmeyelim ozaman” dedi tekrar.
“İşte bu yüzden olmuyor, benim şarj olmaya ihtiyacım var sen bunu bir türlü anlamıyorsun, kalp kırmak istemiyorum ama anlatmaya çalıştığımda da küsüyorsun konuşamıyoruz bile.” Dedim, arabadan indim. Güzelce alacaklarımı aldım ve dolmuşa binip kulağıma müziğimi takıp eve döndüm. Bu bana iyi geldi, resmen boğulmuş hissediyorum. Bir daha da konuşmadık akşam. Sabah hiçbir şey olmamış gibi sıcak bir günaydın mesajı geliyor.
Karşı taraf sürekli görüşme ihtiyacı hissettiğini söylüyor, kendi başına hiçbir şeyden tat almıyormuş anlamıyormuş vs. ama bu görüşme değil artık resmen benim hayatımı yaşıyor. Böyle bir yere varılmaz dimi? Ben mi abartıyorum, ilişki gerçekten sağlıksız mı?
ben çalışmıyorken eşimin iş yerine gidiyordum ve direkt ordaki kızlara takılırıdm bi kahve içer kalkardım. kocamı sürekli görüyorum zaten napayım :)eşlerin iş yerine gelmesini herkesin sorun etmesine sevindim
ben bile bir ara "eşim iş yerine geliyor sinir oluyorum" diye konu açabilirdim
hele pandemi dönemi artık gırtlaklayasım geliyordu
bana hiç etik gelmiyor hiççç
Okurken boğuldum. Haklısınız.Şöyle bir partner düşünün;
-öğleden sonra işyerine geliyor(ofis ortamı rahat ama patron siz değilsiniz, sizden üst bir çalışan o ofiste yok, zaten az kişi çalışılıyor)
-akşama kadar duruyor, akşam sizi alıp eve veya gitmek istediğiniz başka bir yere götürüyor. Genelde akşama kadar yanınızda durup akşam çıkarken yemeğe gidelim tatlı yiyelim kahve içelim vb diyor.
-sürekli ben bırakayım-ben götüreyim olayı var. Sizin arabanız yok ama yürümeyi seviyosunuz. Toplu taşıma kullanmak uzun sürse de problem değil bulunduğunuz çevrede.
-partnerinizin bağlı olduğu bir ofis yok, telefon ve maille hallediyor genelde.
-bazen emrivaki yapıp “ben kapıdayım müsait misin?” Diye arayıp ofise çat kapı geliyor. O kadar çok yanınızda ki siz hiç buluşmaya bile davet edemiyorsunuz…
Bu süreç 2-3 aydır böyle, ve ben dün biraz iş kaynaklı olarak gerildim-yoruldum. Yanıma geldiğinde “gerginsin, sana x alıyım y ısmarlıyım, seni şuraya götüreyim vs” diye mesai bitene kadar “gerginsin, sinirlisin” vb 40 sefer şakayla karışık söyledi. Ben de “sen eve git zaten benim işim uzun sürecek, eve yürüyerek gitmek istiyorum, bekleme boşuna” dedim. Gitmedi, acıktım dedi eve git ozaman dedim yine gitmedi, yemek söyledim. Sonra yürümeme izin vermedi arabaya bindik. Ozaman avm’ye gideyim geçerken beni bırak dedim, birlikte gidelim dedi. Saat zaten 8 olmuş ve nerdeyse tüm günü yanımda geçirmiş(birlikte yaşamıyoruz). Sıkılmışım yani. Önce lafı dolandırdım, ben patron değilim işe sürekli geliyor olman belki hoş karşılanmaz köstebeklik yapan olur laf çarpıtır, sıkıntı yaşamak istemiyorum dikkat edelim dedim. Sonra nasıl olduysa pat diye “bence biz biraz az görüşelim” dedim.
“Sabahtan beri suratın asık, bana patladı olay, anlamıyorum artık, iyi görüşmeyelim diyosan görüşmeyelim ozaman” dedi sinirle.
“Suratımın asıklığını gün boyu duymaya ihtiyacım yok, bu suratı görmekten rahatsızsan gidebilirsin kırk sefer söyledim, ben robot değilim devamlı seni neşelendirip gülümseyemem bazen böyle olabilirim” dedim.
“İyi tamam iyi görüşmeyelim ozaman” dedi tekrar.
“İşte bu yüzden olmuyor, benim şarj olmaya ihtiyacım var sen bunu bir türlü anlamıyorsun, kalp kırmak istemiyorum ama anlatmaya çalıştığımda da küsüyorsun konuşamıyoruz bile.” Dedim, arabadan indim. Güzelce alacaklarımı aldım ve dolmuşa binip kulağıma müziğimi takıp eve döndüm. Bu bana iyi geldi, resmen boğulmuş hissediyorum. Bir daha da konuşmadık akşam. Sabah hiçbir şey olmamış gibi sıcak bir günaydın mesajı geliyor.
Karşı taraf sürekli görüşme ihtiyacı hissettiğini söylüyor, kendi başına hiçbir şeyden tat almıyormuş anlamıyormuş vs. ama bu görüşme değil artık resmen benim hayatımı yaşıyor. Böyle bir yere varılmaz dimi? Ben mi abartıyorum, ilişki gerçekten sağlıksız mı?
Heee misilleme yapıyor , size ders veriyor olabilir o zamanİşin saçma tarafı, bu ilişkinin başında roller tam tersiydi. Ben buluşalım diye can atan taraftaydım, o ise sürekli bahane üretir veya ekerdi beni. Bunu birkaç kez yapınca ayrılmıştım hatta.
Çok acımasız yorum olacak ama ayrıl.. Geçmişte benimde böyle bir flörtüm vardı. Boş dersini öğlen tatiliyle birleştirip 1 saat yol geliyordu yanıma. Çalıştığım yerdeki erkekleri kıskanıyordu sürekli dibimdeydi. İnsanlara rezil oluyormuş gibi hissediyordum. Ve sonuç olarak ayrıldık. Ha bir de hiç unutmam yanıma gelirken sağolsun eli kolu dolu gelirdi yemek, meyve vs. getirirdi. Bizim çalıştığımız yer daha mahrumiyet bir yerde olduğu için öğlen açta kalırdık market yoktu filan. Bizde ona derdik bazen arkadaşlar hoş değil ama istenirdi şunu getirsin bunu alsın filan bende derdim o da getirirdi. Buraya kadar normal sağolsun diyorum ya ama ayrılınca hepsinin lafını etti şok oldum. Ben size şunu getirdim bunu aldım orada telefonda arkadaşların şunu da istedi getirdim filan diye karaktersizlik yaptı. Ha bir de hiç unutmam benim haberim yokken bilgisayarı açıp sosyal hesaplarıma girmişti msjlarıma filan bakmıştı. Sonrada ben yakalamıştım o kadar kıskançtı, sağlıksız yapışık bir ilişkiydi.. Bu tiplerden hayır gelmez benceŞöyle bir partner düşünün;
-öğleden sonra işyerine geliyor(ofis ortamı rahat ama patron siz değilsiniz, sizden üst bir çalışan o ofiste yok, zaten az kişi çalışılıyor)
-akşama kadar duruyor, akşam sizi alıp eve veya gitmek istediğiniz başka bir yere götürüyor. Genelde akşama kadar yanınızda durup akşam çıkarken yemeğe gidelim tatlı yiyelim kahve içelim vb diyor.
-sürekli ben bırakayım-ben götüreyim olayı var. Sizin arabanız yok ama yürümeyi seviyosunuz. Toplu taşıma kullanmak uzun sürse de problem değil bulunduğunuz çevrede.
-partnerinizin bağlı olduğu bir ofis yok, telefon ve maille hallediyor genelde.
-bazen emrivaki yapıp “ben kapıdayım müsait misin?” Diye arayıp ofise çat kapı geliyor. O kadar çok yanınızda ki siz hiç buluşmaya bile davet edemiyorsunuz…
Bu süreç 2-3 aydır böyle, ve ben dün biraz iş kaynaklı olarak gerildim-yoruldum. Yanıma geldiğinde “gerginsin, sana x alıyım y ısmarlıyım, seni şuraya götüreyim vs” diye mesai bitene kadar “gerginsin, sinirlisin” vb 40 sefer şakayla karışık söyledi. Ben de “sen eve git zaten benim işim uzun sürecek, eve yürüyerek gitmek istiyorum, bekleme boşuna” dedim. Gitmedi, acıktım dedi eve git ozaman dedim yine gitmedi, yemek söyledim. Sonra yürümeme izin vermedi arabaya bindik. Ozaman avm’ye gideyim geçerken beni bırak dedim, birlikte gidelim dedi. Saat zaten 8 olmuş ve nerdeyse tüm günü yanımda geçirmiş(birlikte yaşamıyoruz). Sıkılmışım yani. Önce lafı dolandırdım, ben patron değilim işe sürekli geliyor olman belki hoş karşılanmaz köstebeklik yapan olur laf çarpıtır, sıkıntı yaşamak istemiyorum dikkat edelim dedim. Sonra nasıl olduysa pat diye “bence biz biraz az görüşelim” dedim.
“Sabahtan beri suratın asık, bana patladı olay, anlamıyorum artık, iyi görüşmeyelim diyosan görüşmeyelim ozaman” dedi sinirle.
“Suratımın asıklığını gün boyu duymaya ihtiyacım yok, bu suratı görmekten rahatsızsan gidebilirsin kırk sefer söyledim, ben robot değilim devamlı seni neşelendirip gülümseyemem bazen böyle olabilirim” dedim.
“İyi tamam iyi görüşmeyelim ozaman” dedi tekrar.
“İşte bu yüzden olmuyor, benim şarj olmaya ihtiyacım var sen bunu bir türlü anlamıyorsun, kalp kırmak istemiyorum ama anlatmaya çalıştığımda da küsüyorsun konuşamıyoruz bile.” Dedim, arabadan indim. Güzelce alacaklarımı aldım ve dolmuşa binip kulağıma müziğimi takıp eve döndüm. Bu bana iyi geldi, resmen boğulmuş hissediyorum. Bir daha da konuşmadık akşam. Sabah hiçbir şey olmamış gibi sıcak bir günaydın mesajı geliyor.
Karşı taraf sürekli görüşme ihtiyacı hissettiğini söylüyor, kendi başına hiçbir şeyden tat almıyormuş anlamıyormuş vs. ama bu görüşme değil artık resmen benim hayatımı yaşıyor. Böyle bir yere varılmaz dimi? Ben mi abartıyorum, ilişki gerçekten sağlıksız mı?
Ben de farkında olmadığını düşünüyorum çünkü sabah hiçbişey olmamış gibi sıcak bi günaydın mesajı atmasıKontrol, kıskançlık, belki de farkında değil yaptığının.
Bu hiç normal değil. O kadar lafı yedikten sonra, resetlenmiş gibi günaydın demesi çok acayip.Ben de farkında olmadığını düşünüyorum çünkü sabah hiçbişey olmamış gibi sıcak bi günaydın mesajı atması
Böyle erkekler pek kolay bulunmuyor. Korona olup sırf evde karısıyla kalmamak için psr yaptırmayan işe gidip gelen modelleri de var.Şöyle bir partner düşünün;
-öğleden sonra işyerine geliyor(ofis ortamı rahat ama patron siz değilsiniz, sizden üst bir çalışan o ofiste yok, zaten az kişi çalışılıyor)
-akşama kadar duruyor, akşam sizi alıp eve veya gitmek istediğiniz başka bir yere götürüyor. Genelde akşama kadar yanınızda durup akşam çıkarken yemeğe gidelim tatlı yiyelim kahve içelim vb diyor.
-sürekli ben bırakayım-ben götüreyim olayı var. Sizin arabanız yok ama yürümeyi seviyosunuz. Toplu taşıma kullanmak uzun sürse de problem değil bulunduğunuz çevrede.
-partnerinizin bağlı olduğu bir ofis yok, telefon ve maille hallediyor genelde.
-bazen emrivaki yapıp “ben kapıdayım müsait misin?” Diye arayıp ofise çat kapı geliyor. O kadar çok yanınızda ki siz hiç buluşmaya bile davet edemiyorsunuz…
Bu süreç 2-3 aydır böyle, ve ben dün biraz iş kaynaklı olarak gerildim-yoruldum. Yanıma geldiğinde “gerginsin, sana x alıyım y ısmarlıyım, seni şuraya götüreyim vs” diye mesai bitene kadar “gerginsin, sinirlisin” vb 40 sefer şakayla karışık söyledi. Ben de “sen eve git zaten benim işim uzun sürecek, eve yürüyerek gitmek istiyorum, bekleme boşuna” dedim. Gitmedi, acıktım dedi eve git ozaman dedim yine gitmedi, yemek söyledim. Sonra yürümeme izin vermedi arabaya bindik. Ozaman avm’ye gideyim geçerken beni bırak dedim, birlikte gidelim dedi. Saat zaten 8 olmuş ve nerdeyse tüm günü yanımda geçirmiş(birlikte yaşamıyoruz). Sıkılmışım yani. Önce lafı dolandırdım, ben patron değilim işe sürekli geliyor olman belki hoş karşılanmaz köstebeklik yapan olur laf çarpıtır, sıkıntı yaşamak istemiyorum dikkat edelim dedim. Sonra nasıl olduysa pat diye “bence biz biraz az görüşelim” dedim.
“Sabahtan beri suratın asık, bana patladı olay, anlamıyorum artık, iyi görüşmeyelim diyosan görüşmeyelim ozaman” dedi sinirle.
“Suratımın asıklığını gün boyu duymaya ihtiyacım yok, bu suratı görmekten rahatsızsan gidebilirsin kırk sefer söyledim, ben robot değilim devamlı seni neşelendirip gülümseyemem bazen böyle olabilirim” dedim.
“İyi tamam iyi görüşmeyelim ozaman” dedi tekrar.
“İşte bu yüzden olmuyor, benim şarj olmaya ihtiyacım var sen bunu bir türlü anlamıyorsun, kalp kırmak istemiyorum ama anlatmaya çalıştığımda da küsüyorsun konuşamıyoruz bile.” Dedim, arabadan indim. Güzelce alacaklarımı aldım ve dolmuşa binip kulağıma müziğimi takıp eve döndüm. Bu bana iyi geldi, resmen boğulmuş hissediyorum. Bir daha da konuşmadık akşam. Sabah hiçbir şey olmamış gibi sıcak bir günaydın mesajı geliyor.
Karşı taraf sürekli görüşme ihtiyacı hissettiğini söylüyor, kendi başına hiçbir şeyden tat almıyormuş anlamıyormuş vs. ama bu görüşme değil artık resmen benim hayatımı yaşıyor. Böyle bir yere varılmaz dimi? Ben mi abartıyorum, ilişki gerçekten sağlıksız mı?
Siz anlatirken bana bile fenalik geldi . Partnerinizin hic mi arkadasi yok yani surekli dipdibe ki ofise gelmesi bence en sacma kismi sizin bir is hayatiniz var cafe gibi gelip oturmamali zatenŞöyle bir partner düşünün;
-öğleden sonra işyerine geliyor(ofis ortamı rahat ama patron siz değilsiniz, sizden üst bir çalışan o ofiste yok, zaten az kişi çalışılıyor)
-akşama kadar duruyor, akşam sizi alıp eve veya gitmek istediğiniz başka bir yere götürüyor. Genelde akşama kadar yanınızda durup akşam çıkarken yemeğe gidelim tatlı yiyelim kahve içelim vb diyor.
-sürekli ben bırakayım-ben götüreyim olayı var. Sizin arabanız yok ama yürümeyi seviyosunuz. Toplu taşıma kullanmak uzun sürse de problem değil bulunduğunuz çevrede.
-partnerinizin bağlı olduğu bir ofis yok, telefon ve maille hallediyor genelde.
-bazen emrivaki yapıp “ben kapıdayım müsait misin?” Diye arayıp ofise çat kapı geliyor. O kadar çok yanınızda ki siz hiç buluşmaya bile davet edemiyorsunuz…
Bu süreç 2-3 aydır böyle, ve ben dün biraz iş kaynaklı olarak gerildim-yoruldum. Yanıma geldiğinde “gerginsin, sana x alıyım y ısmarlıyım, seni şuraya götüreyim vs” diye mesai bitene kadar “gerginsin, sinirlisin” vb 40 sefer şakayla karışık söyledi. Ben de “sen eve git zaten benim işim uzun sürecek, eve yürüyerek gitmek istiyorum, bekleme boşuna” dedim. Gitmedi, acıktım dedi eve git ozaman dedim yine gitmedi, yemek söyledim. Sonra yürümeme izin vermedi arabaya bindik. Ozaman avm’ye gideyim geçerken beni bırak dedim, birlikte gidelim dedi. Saat zaten 8 olmuş ve nerdeyse tüm günü yanımda geçirmiş(birlikte yaşamıyoruz). Sıkılmışım yani. Önce lafı dolandırdım, ben patron değilim işe sürekli geliyor olman belki hoş karşılanmaz köstebeklik yapan olur laf çarpıtır, sıkıntı yaşamak istemiyorum dikkat edelim dedim. Sonra nasıl olduysa pat diye “bence biz biraz az görüşelim” dedim.
“Sabahtan beri suratın asık, bana patladı olay, anlamıyorum artık, iyi görüşmeyelim diyosan görüşmeyelim ozaman” dedi sinirle.
“Suratımın asıklığını gün boyu duymaya ihtiyacım yok, bu suratı görmekten rahatsızsan gidebilirsin kırk sefer söyledim, ben robot değilim devamlı seni neşelendirip gülümseyemem bazen böyle olabilirim” dedim.
“İyi tamam iyi görüşmeyelim ozaman” dedi tekrar.
“İşte bu yüzden olmuyor, benim şarj olmaya ihtiyacım var sen bunu bir türlü anlamıyorsun, kalp kırmak istemiyorum ama anlatmaya çalıştığımda da küsüyorsun konuşamıyoruz bile.” Dedim, arabadan indim. Güzelce alacaklarımı aldım ve dolmuşa binip kulağıma müziğimi takıp eve döndüm. Bu bana iyi geldi, resmen boğulmuş hissediyorum. Bir daha da konuşmadık akşam. Sabah hiçbir şey olmamış gibi sıcak bir günaydın mesajı geliyor.
Karşı taraf sürekli görüşme ihtiyacı hissettiğini söylüyor, kendi başına hiçbir şeyden tat almıyormuş anlamıyormuş vs. ama bu görüşme değil artık resmen benim hayatımı yaşıyor. Böyle bir yere varılmaz dimi? Ben mi abartıyorum, ilişki gerçekten sağlıksız mı?
O zaman bunun için yapıyodur. Siz zaten ilgi isteyen tarafmışsınız herhalde kaybetmemek için ve üzülmeyin diye böyle bir çözüm bulmuş.İşin saçma tarafı, bu ilişkinin başında roller tam tersiydi. Ben buluşalım diye can atan taraftaydım, o ise sürekli bahane üretir veya ekerdi beni. Bunu birkaç kez yapınca ayrılmıştım hatta.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?