Canım akademisyen değilim ama 8 yıldır spesifik bir alanda çalışıyorum, o alanda uzmanlık tezi yazdım, yine aynı alanın bir başka kolunda ydışı yüksek lisans arayışındayım. Benim mottom tutkulu olmak değil de işe hakim olmak ve çekilmeyecek kadar kötü olmaması (zulüm haline gelmesin diye o da), bunlar varsa bir şekilde yapılır, özellikle alana hakim olmak kısmı önemli. İşime de çalıştığım alana da tutkulu değilim ama kaç senedir severek gidiyorum çünkü bildiğim bir iş, tez konuma da aman aman ilgim yoktu ama hakim olduğum için güzel bir çalışma çıktı ortaya. Yüksek lisans alanıma da tutkulu falan değilim ama nefret de etmiyorum sonuçta, e daha ne olsun yapılır yani herkes nasıl yapıyor? Bu tutkulu olduğun işi yapcılar son yıllarda moda oldu çok takılma, o laflar ele avuca sığmayan hayalperest plaza bebelerini avutmak için. Nefret etmiyorsan ve fıtratına çok ters değilse her iş yapılır, uzmanlaştıkça ve tecrübe kazandıkça da daha iyi olursun. Özetle ben tutkuya değil çok çalışmaya inanıyorum. Allah gönlüne göre versin hayırlı kapılar açsın inşallah.
Tam olarak ne is yaptiginizi, tezi nicin yazdiginizi ve sorununuzun ne oldugunu anlayamadim ama tutku falan hikaye. Turkiye'de arastirma diye birsey yok, puan toplama var. Insanin oldugu her yerde insan cikarina gore davranir ama bu Turkiye'de daha fazla. Yurt disinda bilim insanlari arastirici, klinisyen ve ogretici olarak ayrilirken Turkiye'de bir kisi tek kisilik dev kadro. Ee hal oyle olunca insan baslarim arastirmasina diyip sistemin çarkına uyuyor. Gercekten bilim insani olmaya kalksan Dr. Ogretim Uyesi olarak kalirsin, tabii birileri senin kafana vurup aşağı indirmeye calismazsa, ödenek alabilirsen falan..
Psikolojiyi sevmiyorsanız nasıl o alanda akademisyen olacaksınız ki? Anlamadım ben.
Tutku biraz iddialı bi kelime ama ben de bir işi sevmiyorsam yapamam, yapsam da çıkan sonuç ben dahil kimseyi tatmin etmez. Sevmek, ilgili olmak şart.Herkes bana bunu diyor, yoksa doktora bitmezmiş. Ben araştırma yapmayı, laboratuvarda zaman geçirmeyi, yayın dergi okumayı seviyorum. Öğrenmeyi seviyorum.
Ama seçeceğim konu konusunda kararsızım çünkü herkes seçtiğin konuda tutkulu olmalısın yoksa bitmez diyor.
Ya benim öyle kafamda kesin bu konu olur dediğim yok ki, birden fazla ilgim var, ilanlara bakıyorum "bu konu ilginçmiş" deyip seçiyorum kenara.
Ki daha önce atıyorum X konusunda çok tutkuluydum, çalışınca üzerinde doğal olarak görev oldu ve daraldım, zor zamanlar da geçti çalışırken o konuda.
Mesela lisansta psikoloji okudum, okumadan önce çılgın tutkuluydum, okudum bitti, şimdi psikolog ol deseler olmam. Bazen tutkulu olmak da yetmiyor demek ki.
Ya yanlış konuyu seçersem, ya bıkarsam, ya başka konuyu çalışsaydım keşke dersem endişeleri içerisindeyim
Kimisi ilgin olsun yeter diyor, kimisi olmaz tutkulu olduğun bir konu olmalı diyor.
Kafam çok karışık.
İnsan ilgi duyduğu işi yapıp zamanla mı tutkulu olur yoksa ille tutkulu mu olmalı baştan yani?
İnş doğru düzgün anlatabilmişimdir kafam dağınık biraz...
Tutku biraz iddialı bi kelime ama ben de bir işi sevmiyorsam yapamam, yapsam da çıkan sonuç ben dahil kimseyi tatmin etmez. Sevmek, ilgili olmak şart.
Ama o alanda akademisyen olmak için lisansta da o bölümden ya da muadili bir bölümden mezun olmak gerekmiyor mu? Yanlış mı biliyorum?Nörobilimdeyim şu an
Ama o alanda akademisyen olmak için lisansta da o bölümden ya da muadili bir bölümden mezun olmak gerekmiyor mu? Yanlış mı biliyorum?
Bence onemli olan alaninizdaki metodoloji ile barisik olmaniz. Ornegin tarih doktorasi yapiyorsaniz okumayi sevmeniz, ekonomi doktorasi ise data ve programlamayi sevmeniz, biyolog iseniz laboratuar ortamini deneyleri sevmeniz, sizin tabirinizle "tutkulu" olmaniz gerekir. Ilgili oldugunuz konular zamanla degisebilir hatta arastirmanin icine iyice girdiginizde konunuzun/arastirma sorunuzun ne oldugu anlamini yitirebilir. Her alanda boyle midir bilmiyorum ama benim yorumum bu yonde. Bir de calisma ortaminiz da cok onemli akademide. Tam anlamiyla "stimulating research environment" bulmadan yaptiginiz isten zevk almak zor bence.
(Karantinada BDV bagimlisi oldum ilk mesajim da bu konuya nasipmis :))
Bakın bende tam olarak bunun tutkusu var, ben çok seviyorum labda olayım, okuyayım, yeni şeyler öğreneyim. Hele o zorluktan sonra başarıp insanlara sonuçları sunuyorsunuz ya çok tatlı bir his.
Belki de bu tutkudur yeterli olan insanlara?
Çünkü kimi arkadaşlarım da konu değişebilir ki çalıştıkça seviyorsun diyor
Ben de 1 aydır çıkmadım doğrusu evden:)
Seni anladıysam sevdiğin birşey iş olunca angarya gibi geliyor. Etrafındaki insanlar da "tutkulu olursan başarırsın,insan işini sevmelidir,sevdiği işi yapmalıdır" safsataları söyledikleri için enerjin düşüyor. Doğru mu?
Ben çok kişisel olduğunu düşünüyorum araştırma ve iş konularının. Mesela aşırı tutkulu, inatçı, kararlı insanlar bir konuyla başlayıp onunla bitirebiliyor. Siz okumayı, sunmayı, sürekli araştırmayı ve bilgilerinizi taze tutmayı seviyorsunuz yanlış anlamadıysam. İlginizi çeken herhangi bir konuda başarılı olabileceğinizi düşünüyorum, metodik ve araştırmacı bir insansanız.
Bence baslangic icin bu tutku yeterli. Zamanla arastirma konunuzu degistirebilirsiniz tabi belli bir cercevede. Tabi alaninizi cok iyi bilmiyorum sanirim belli bir konu uzerinde calismak icin doktoraya basvuruyorsunuz ama isin icine girmeden ileride ne olacagini kestirmek kolay degil malesef sans da onemli bir faktor. Umarim sansiniz acik olur. Kolayliklar diliyorum :)
Bu konu ben cevap yazayım dıye açılmış sankı :)
Lısansta muhendıslık okudum, yuksek lısansta bu alanda bır konu calıştım, konuyu asırı sevıyordum ama hocam çok hasta oldu tek basıma tez yazdım, o çok sevdıgım konu bana zehır oldu. Doktorada bambaska bır alanda calıştım sonra zaman ılerledıkce o cok sevdıgım konu sıkıcı gelmeye basladı, en çokta hoca yuzunden tabı. Sonra doktoranın sonuna kadar baska bır ulkeye gıttım, oradakı hocalarla bambaska bır konu calıştım, hastalıkların ilerleme hızı uzerıne ve hastalık yapan bakterılerın cevre kosullarına gore ureme hızını hesaplayan algorıtmalar yazdık, o konuya aşık oldum resmen. Çok populer bır konu ıdı, sonrasında bu konuda proje yazdım, Tübitak destekledı. Devam etsem çok guzel şeyler çıkardı ama o konuyu da bıraktım sonrasında.
Doktoradan sonra Turkıyeye geldım, bu sefer başka bır muhendıslık alanına gectım daha zor bır alan ya da ben lısans eğıtımını başka bır alanda aldığımdan bana oyle geliyor ama gerçekten bu alana aşık oldum, derste anlatırken bıle oyle bır aşkla anlatıyorum kı çocuklar bıle anlıyor. Bu alanda biraz ilerleyıp kendıme guvenım gelınce bu sefer başka bır alana geçiş yaptım. Bu kadar daldan dala olmakta iyi değil aslında, etraf tarafından çok eleştiriliyorum, her şeyi yapamazsın diye, ama onları çoğu kıskançlıktan. :)
Benım sana tavsıyem önce ilgini çeken bir alanda başla, biraz ılerleyınce daha cazıp gelen bır alan olursa onda da calısırsın. Doktorayı da bıtıremeyenı dovuyorlar :) Türkiye'de ilk 3 te sayılan okulda okudum, orada bıle lutfen bıraz daha az salak olur musun demek ıstedığım kısıler bıle bıtırdı doktorayı.
Layıkı ıle doktora yapmak çok çok zor kabul ediyorum, benım saçlarım beyazladı doktora yaparken ama yok ben ortalama bir basarı ıle bıtıreyım denırse çok da zor değil, gezip tozup doktora bıtıren çok arkadasım var.
Hangı alanı seçersen seç çok başarılı ve mutlu olursun ınşallah :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?