Başınız sağolsun öncelikle. Sizin ve diğer sevdiklerinizin ömrü uzun olur umarım.
Şu forumda "hayat gayesi sevgili olmuş" olarak tanımlanabilecek son kadınlardan biri benim ya hadi hayırlısı, bunu da duymadım demem artık.
5 senedir falan yazıyorum herhalde burada, iliskiler ve evlilikler üzerine yaptığım üç yorumdan ikisi "hayatınızı bi erkeğin etrafında şekillendirmeyin, sosyal ve entelektüel gelişiminize önem verin, özsaygınızı ve özgüveninizi koruyun, önce kendinizi gerceklestirin sonra aşık olun, hayatınıza olumsuz yansıyan adamlardan" ayrılın şeklindedir.
İnsanlara ne söylediysem kendim de aynı şeyi yapıyorum. Dişimle tırnağımla, emek emek üstüne koyarak ilerlettiğim bi kariyerim var. Beni seven dostlarım var, kimsenin başından eksik olmasın bi ailem var. Hobilerim var, hala ögrenmeye eğlenmeye devam ettigim ilgi alanlarım var.
Bu da öv beni paragrafı gibi bi şey oldu ama anlatmaya çalıştığım şey benim kendimce beni mutlu eden, dolu dolu yaşadığım bi hayatım var zaten kendime göre.
Ve bu hayatı keyifle paylaşan biri vardı yanımda. Şimdi ise yanımda değil ve süperman olmadığımdan olsa gerek onun yokluğunun yarattığı olumsuz duygularla başetmekte zorlanıyorum. Siz buna naiflik ya da şımarıklık diyebilirsiniz, asla gocunacak değilim. Sadece ölüm kalım meselelerinde sarsılan çelik kapı misali bi duygu durumuna sahip olmabın da artıları vardır eminim ama bana çok hissiz ve ruhsuz olurdu gibi geliyor.
Varlıgıyla gerçekten mutlu olduğunuz birinin yokluğuyla da ilk etapta gerçekten mutsuz oluyormuşsunuz ben bunu anladım, çok mu garip mesela, çok mu anlaşılmaz size göre ? Ki bunun kalıcı olmadığını, duruma adapte olduğumda gececeğini de biliyorum. Adaptasyon süreci ile ilgili fikir istediğimde beni yargılamak size ne kazandırır ki, bence hiç.