doğma buyume istanbulluyum.
üniversiteyi de burada okudum. ailem ve eşimin ailesi de burada.
çocuklarımdan sonra bu şehirden nefret etmeye başlamıştım. sonra bir fırsat çıktı, buradaki evimizi kapatmadık, küçük bir şehirde bir villa siteden ev kiraladık, eşim iş dolayisiyla git gel yapıyordu, iki şehirde yaşamaya başladık.
1.5 yıl, 2 şehirli hayattan sonra yine iş sebebi ile istanbul a döndük.
ama iyiki döndük.
dönme seçimini ben yapmazdım açık söyleyeyim çünkü gerçekten çocuklarım orada daha mutluydu, daha özgürdü. şehir daha güvenliydi. istedikleri gibi bahçeye gir çık yapıyorlardı, komşularımızın ayni yaş çocukları vardı.
ama ben tükeniyordum.
bir kere sosyal çevremin tamamı istanbul’daydı. orada da birileri ile görüşüyorduk, hatta çok da güzel arkadaşlıklar kurdum ama zehirlenmişim bir kere

o kalabalığı, berbat havası, trafiği, beton şehri özlüyordum. alışkanlıklarımı gerçekleştiremedikçe mutsuz oldum.
arada nefes almaya ihtiyacım vardı, komşular iyi hoştu ama mesafe yoktu. çünkü hayatımız çocuklarla bahçede geçiyordu. sürekli birileri ile muhatap olmak beni yordu.
sonuç, istanbul’dayım.
trafik var ama trafiğin sonunda 20 yıllık arkadaşlarım var.
komşularım yok, ama yalnız geçirdiğim günler var.
bir yerden bir yere gitmek tüm vaktimi alsa da gittiğim yerde mutlu olmak bana yetiyor.
tek eksisi çocuklar için hala yaşanmaz olması.
onlar için üzgünüm gerçekten. burayı güzelleştirmenin yollarını arıyorum. bahçe katı veya müstakil eve taşınma gibi.
başarabilirsek daha iyi hissedeceğim.