Yetiştirmeyle alakalı diyen gruptaydım ta ki oğlumu büyütmeye başlayana dek. Ele avuca sığmaz ne demekmiş öğrendim. Her gördüğümde kayınpederim sen bu çocukla bütün gün napıyorsun, iki dakika durmaz mı bu çocuk diyor. Hani derler ya bıraksan düz duvara tırmanacak, tam o cins işte. Doktoru duvardan değil tavandan topluyorsundur sen bunu diyor her kontrolde. Evdeki bütün dolaplarımda, çekmecelerimde, prizlerimde, kapı ve pencerelerimde kilit var.. Ev dışında bir yere misafirliğe gitsek en fazla ilk 15 dakikada uslu duracağını söyleyebilirim. Ama sürekli peşindeyim. Ben yorulursam eşime devrediyorum nöbeti. Bir de biraz şartlanmış gibi oldu ama kaşlarımı çatıp parmak sallarsam yapmaması gerektiği birşey olduğunu anlıyor, he o yapma dediğimi yapmıyor mu dersen arada inadına yaptığı oluyor ama çoğu kez hakikaten vazgeçiyor yapmıyor. Bu biraz zalimce geliyor anneme ama bence yanlış değil. Sınırlarını bilmesi için sınır koymak mecburiyetindeyim. Evde yapmaması gereken şeyleri ev dışında da yapmasına müsaade etmiyorum. Bunlar mesela salonumdaki değerli objelerin oyuncak olmadığı, camlara tırmanmaması gerektiği gibi şeyler. Evde düz duvara tırmanan oğlumu ev dışında gören herkes ay ne kadar hareketli ne kadar tatlı çocuk diyor. Ben de; sormayın yaa bir de doğal ortamında görün diyorum, içimden de; salsam şu eve varya tozunu attırır tatlılığını görürsünüz o zaman diyorum

yani yetiştirme tarzı ile yaramaz olmuyorlar doğuştan yaramaz doğuyorlar sanırım ama aslında evet yaramaz da olsa iş sende bitiyor biraz. Değişken olmaz, abartmadan tehlike sınırlarını çizecek olursan neyi yapıp neyi yapmaması gerektiğine müdahale ettiğinde sizinle inatlaşmayıp sözünüzü dinliyorlar ve yorucu da olsa misafirliklerinizi kazasız belasız 'çok hareketli' ama çok tatlı oğlunuzla tamamlayabiliyorsunuz. (Çok şükür ki evde birkaç kazaya sebebiyet verip 2-3 obje kırmış olsa da misafirlikte hiçbir zararımız yok henüz.) Benim oğlum modelinde olursa oğlunuz; onu gözlemleyerek suyuna gitmeniz gerekiyor biraz. Mesela bizimkine hayır dersem inadına yapar

annecim öyle yapmasak şöyle mi yapsak diye ilgisini dağıtıyorum. Ufak bebeklerin takabileceği çantalardan aldım, her gittiğimiz yere oyuncak doldurup o çantasını taktırıp gidiyorum ve gittiğimiz yerde tek tek o oyuncakları veriyorum gibi çözümler ürettim. Ama bu kadar takılmayın bence, çünkü siz ne kadar stresli olursanız bebeğiniz de o kadar strese sebep oluyor. Paniğinizden panikliyorlar yani. Aman yaramazsa da üstesinden geliyorum, çocuğumu değiştiremeyeceğime göre napabilirim diyorum artık ben. Henüz davet edilmeme gibi bir sıkıntı yaşamadık biz.arkadaş gruplarımız, aile gruplarımız hatta iş yerimize dahi sık sık davet alıyoruz oğlumla :) dengeyi kurabilirsiniz, gözünüzü korkutmayın daha yolun başında

böyle yazdım ama okuyunca pek katı gibi geldi ama değil ya aslında

enerjisini boşaltması gerekiyor yavrucakların, evde bazen biz ana oğul azıyoruz da. Hep kural hep müdahale olmuyor yani :) hergün dışarı çıkarıyorum parkta bahçede koşuyor, zıplıyor, coşuyor. Eve gelince yerlerde yuvarlanıyoruz, akşam da bir posta baba oğul coşuyorlar :) çocukla çocuk olup tozu dumana da katıyoruz ama evde yani :) mutlu bir bebek sonuçta, bezmiş mutsuz keyifsiz değil. Katı olsam öyle olurdu yani mutlu güleç olmazdı galiba
