Benim kayınvalidem mesela komşularına tarhana yapıp dağıtan, herkesin her ihtiyacına koşan biridir. Çevresinde sevilen biridir. Ama bana erkek arkadaşınla görüşme sen evli barklısın artık da dedi, yırtık jeanle gezen anne mi olur da dedi, ailem ve biz alkol alıyoruz diye güya çevresinin kınadığını söyleyip alkolden dolayı ölen öldüren çok oğlumun sebebi sen olacaksın da dedi, çocukluk arkadaşım yeni evliyken ev hayırlamaya yatılı gelince erkekler iradeli değildir bekar kimseyi sokma evine de dedi. Bunlar haricinde de sürekli bana zeytinyağlı yemek yapıyorum diye her konuda zeytinyağ kokar, sizin yemekler yavan diye bizim kültürü de küçümser beğenemez.
Ha bunlara bakmasan mutfağa sokmuyor, iş yaptırmıyor dersin. Mutfağa mesela neden sokmaz, oğluşu “düzgün mükemmel” yemeklerini yesin diye. Kendi oğluma orda çorba yaptırmaz, senin yemeklerimi yiyor zaten bende benimkini yesin alışsın der. Amacı daha güzel daha lezzetli yemeklerini yedirmek


Yani iş yaptırmaması bile küçümseme


Ondan diyorum işte dışardan bakmakla içinde olmak çok farklı. Ayağını suya sokunca su soğuktur girip yüzünce sıcaktır ya o hesap işte
