İz Bırakan Kitap Cümleleri

eLmayRa

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
21 Temmuz 2009
36.900
6.946
248
“onu, herşeyi terk ederek, herşeyi göze alarak, yaktığım gemilerde ben de yanarak, yıktıklarımın enkazı altında ben de kalarak sevdim. hiçbir şeye akıl yetiremeyen çocukların berrak sevinciyle sevdim. onu, ömrümün bundan sonrasına dair kuş gözü kadar bir ayrıntıyı dahi merak etmeyecek kadar mutlu olarak sevdim. onu, gördüğüm o ile göremediğim o arasındaki uçurumları hesaba katmayarak sevdim…”

Nazan Bekiroğlu, İsimle Ateş Arasında
 
Son düzenleme:
"meğer ask indiği kalbi ihya ediyordu ya, ihya edemezse yok ediyordu. kazasız belasız kurtulmanın imkanı yoktu.”

Nazan Bekiroğlu, İsimle Ateş Arasında
 
"sustum. tuz basıp yaralarıma, ne kadar susulacaksa o kadar sustum! bir çığlık kanıyor en derininde yüreğimin. açmadım kimselere yüreğimi...! hançeri sadece kendime sapladım ve sustum. "

Aşkın Gözyaşları
 
insan, o da eli iyi gelmişse, hayatta kendini bir kere bütünüyle görür. ömrün gerisi ya o sahneye yeniden kavuşmak için geçer ya da ondan kaçmakla.

Ece Temelkuran, Düğümlere Üfleyen Kadınlar
 
Alakasız yerlerde ıstırap çekmek ıstırabı ikiye katlar. Bir mezar başında ağlamak çok daha makuldür, kimse neden diye sormaz.

Emrah Serbes
 
seni sevmeyen birini sarhoşken arayamazsın.seni sevmeyen birini gece yarısından sonra arayamazsın. seni sevmeyen birini öğleden sonra bile arayamazsın. belki akşamüstü mesaj çekersin.

emrah serbes
 
Kendini biraz olsun unuttu.
Her sabah, uyanır uyanmaz aptalca bir telaşla suladığı mutsuzluğunu, evet unuttu.
Hayat böyle duraklarla doludur. durursunuz, biraz soluklanırsınız.
Sonra soluk soluğa bir keder, koştura koştura bir karanlık.
Herkes ne kadar mutsuz, sokaklar ne kadar kalabalık!


Veciz Sözler, Barış Bıçakçı
 
"İnsanların benim hakkımdaki düşüncelerine hep çok önem verdim. Her kişiliği bir saplantı şekillendirir. Benimkini şekillendiren de bu oldu sanırım"

Emrah Serbes, Hikayem Paramparça
 
"yalnızlık kader olabilir mi... ben bunun tercihimiz olduğunu sanmıyorum... bazı insanlar buna mecbur sanki... hiçkimse hayatıma sokabileceğim kadar yakın değil gibi... buna cesaretim yok... veya yeterli isteğim... bazen bunun nedenini anlayamıyorum... çünkü ihtiyaç duyuyorum ama yapamıyorum..."

Ahmet Altan, Son Oyun
 
''zaman lazım sadece, unutacaksın!
nasıl unuttuysan çocukluğunu, kırılan oyuncaklarını...
kırılan kalbini de öyle unutacaksın...''

-Anonim-
 
Her zihne tek bilgi gerek, sevgilim. Sen, benimsin! Seni bildiğim için varım! Midem hayattan ne kadar bulanıyorsa, sana o kadar aşığım. Seni dünya kadar seviyorum, demeliyim; çünkü seni dünyadan nefret ettiğim kadar seviyorum.

Hakan Günday, Ziyan
 
''seni kim üzdü bu kadar?'' diye sordum.
''boş ver.''
''çok mu özel?''
''hayır, çok klasik.''

Emrah Serbes
 
Bir istek başka bir isteği doğuracaksa ve biz sonunda hep mutsuz olacaksak neden hala istemeye devam ediyoruz? bilinmiyor...koltes bir oyununda, "hayır diyen insan hala biraz mutludur," diyordu. Ne demek istediğini yeni anlıyorum.

Mutluluk bir vazgeçiştir ve çok ender rastlanan bir ruh dinginliğidir.

Emrah Serbes, Hikayem Paramparça
 
"toza dumana gidelim yine, şenliğin kalbine. çünkü ölüm döşeğinde bir ihtiyar tanımıştım. insanlara gerçekten bakmak istiyorsan oğlum, onların sana bakamayacağı bir yere git demişti. kıyametin ortasına git. o kadar yaşlıydı ki, öldükten bir hafta sonra sanki on sene önce ölmüş gibi düşünmeye başlamıştı herkes. ölenlerin ölü taklidi yaptığını düşünüyordum ben o zaman. yaşayanların yaşıyor taklidi yaptığını hissediyorum şimdi. toplum değil toplu mezar. on bir yıldır sabah yatıp öğlen kalkıyorum. hava kararana kadar geçmiyor dalgınlığım. belki de uykuda kaybettiğim bir şeyleri arıyorum. kimi görsem rüyalardan bahsediyorum. oysaki hatıralardan konuşmak lazım. rüyalardan daha karanlık hatıralar var. daha çok fikir verir biri hakkında. şekeri bitmiş sakızı, toz şekere batırıp çiğnemeye devam etmen gibi senin. ben de tüpte satılan çokokremi diş macunu tüpüyle değiştirmiştim bir sabah. gülmüşlerdi sadece. oysa bir çocuk numara çekiyorsa gerçekten yemek lazım, yemiş gibi yapmak değil. yirmi sene sonra beşiktaş’ta bıraktığımız o ev. bırakabildiğimiz tek ev. beş kat seksen iki basamak. balkon demirlerinden uzak duruyorduk geceleri. hep daha yukarı bakmak zorunda olan iki vertigozede. kar taneleri birbirine benzemez. sözcükler de benzemez. ama bir cümle bir başka cümleyi hatırlatır her zaman. koşan atlar düşen atları. yağmur yağar, durur, tekrar başlar. yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir oğlum. spermden mezara kadar. karanlıkta herkesle çarpışabilir insan. yalan mı söylüyorum yine, olsun. sen biliyorsun nasılsa. bir sürü doğru söyledik ama hiç burnumuz kısalmadı."

Emrah Serbes
 
Bu sözün üzerine bir sigara yakayım..
 
İçelim...
Tanju babanın da dediği gibi "benim tek dostum içkim sigaram"..
Off saah sabah neyse..
Güzel sözler..
Okumaktan keyif aldım Elmayra,devam.

Ben hic cıkmıyorum zaten; sabah akşam hep ordayım. Arafta :)

Yazacağım cnm, okuyacağını bilmek güzel
 
"sabah ayazından, melankoliden ve uykusuzluktan, aylardır tavuk döner yemekten ve çay bardağında içtiğim rakılardan ötürü biraz delirmiş olabilirim dedim ona. ama sorun değil, benim hala umudum var. sana her baktığımda umudum var. raskolnikov’un tefeci koca karıyı baltaladığı yaştayım. bu aşk karakolda biter ve sakın korkma ölen ben olurum. ruhumu usrutayla doğradın çünkü. ve farkında olmadan yaptın bunu, işte seni bu yüzden seviyorum"


Emrah Serbes, Misket Mahallesi (ot dergisi)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…