Bu bitmiş evlilikle ilgili 2. konun benim gördüğüm çok fazla kafaya takıyorsun belli ki 30 yaşında kendi ayakları üstünde duran genç bir kadınsın üzülüyorum valla
Doğrusunu söylemek gerekirse boşanma davası çekişmeliydi ve 2 yıl bununla uğraşırken kendime odaklanmaya çalışsam da, güçlü durmaya çalışsam da içerden yaram hep kanıyordu. Ne zamanki dava kesinleşti. Artık birazda geçmişi geçmişte bırakmak zorunda kaldım. Zaten aldatılma, kumar yüzünden boşanan biri olarak geçmişe özlemden ziyade “bunu hak etmedim” anlayışı vardı. Ama boşanma gerçekleşince üzerinden yük kalktı.Olduğunuz halinizle mutlu olmanız , ne kadar süre sonra kendinize bunu söyleyebildiniz ?
Bunun için neler yaptınız?
Bende boşanmak üzere olan bayanım eğer ailen arkandaysa ve senin her yönde destekliyorlar da yeniyorsun acilariniKızlar herkese merhaba ,
Umarım herkes çok çok iyidir.
Sizlerden dost tavsiyesin de sıcak yorumlar bekliyorum. Bir çoğunuz biliyor bir boşanma süreci atlattım. 2 yıllık bir evlilik , çocuk yok yaklaşık 8 ay kadar oldu. Yaş henüz 30 bile değil.
Şuan da ablam ile yaşıyoruz . Ailemin diğer üyeleri ise bu süreci çok normal , hayatta herkesin başına gelebilir. Daha çok gençsin , yeniden hayata başlamak için geç değil tarzında hep olumlu ve sonsuz destekçiler.
Bu konuda çok şanslıyım. Biliyorum.
Çalışıyorum . İyi bir konumda . Maddi bir problemim çok şükür yok. Sosyalim bir takım uğraşlarım var.
Ama çoğunlukla manevi ve ruhsal problemlerin altında bazen ezilip , kalıyorum . Terapiye de başladım.
Terapistle yas sürecimi konuştuk. Yasın 5 evresi çoğumuz biliyoruz. İnkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme
Duygularımı bastırmadan , halının altına süpürmeden yaşamaya çalıştım zaten hep . İnkar evresini geçeli çok oldu. Öfkem yeni yeni bitiyor desem daha doğru olur . Pazarlık neyin pazarlığı farkında dahi değilim. Şuan depresyon ve kabullenme evresinin arasında bir yerlerde yol almak için çabalıyor olduğumu düşünüyorum .
Burada çok çok benzer durumları yaşayan konulara hep şahit oluyorum.
Size gerçekten bir sorum var. Kabullenmek ne demek ? Bir şeyi kabullendiğimizi nasıl anlıyoruz ? Ve bir şeyi nasıl kabul ediyoruz ?
Zaman deniliyor , ama zaman akıp giderken durduk yere mi olacak bir şeyler ? Yoksa ben sadece bu süreçte kendimi mi kandırıyorum .
Bu soruları terapist ile de konuşacağım tabi ki ama sizin deneyimleriniz neler?
Geleceğe umutla bakabilmek istiyorum. Mutlu ve huzurlu hissedebilmek istiyorum. Nasıl mümkün olacak hiç bir fikrim yok .
Hayatı yalnız yaşamak ve ölmek , anne olmayı hayal etmek ..
Boşanmak elbet dünyanın sonu değil , ama kendimizi buna nasıl ikna edeceğiz ?
Kabul etmek nedir ?
Tüm benzer hikayesi olan arkadaşlarıma buradan sarılıyorum :)
Biz kötü boşanmadıkCoocoo Çekişmeli boşanma sürecindeyim. Eski eşim ile 3 yıl evli kaldık. Beni hiç sevmeden evlenmiş eskortlarla aldatti. Yakaladım bu sefer de iftiralar ile boşanma davası açtı.
15 aydır tekim yalnızım.
İlk zamanlar cehennemden geçtim. Her gün sabahlara kadar ağlıyordum. Gözlerim kıpkırmızı idi. Kabuslar görüyordum. Çok ama çok kötüydü. Eski eşimi çok seviyordum. Tam bir çöküş yaşadım.
Şu an kabullenme durumundayım. 1. Duruşma bitti. 2. Duruşma nisan 2026da. Böyle böyle birkaç sene geçecek. Durumu kabullendim ama bana yapılanların haksızlığı geçmiyor. Benim de derdim öfkemin hiç bitmemesi. Öfkem hiç bitmiyor. Sizin öfkeniz bitti mi merak ediyorum?
He birde benim dava süreçlerim uzun sürmedi anlaşmalı idi 1 ay içinde boşanmıştıkCoocoo Çekişmeli boşanma sürecindeyim. Eski eşim ile 3 yıl evli kaldık. Beni hiç sevmeden evlenmiş eskortlarla aldatti. Yakaladım bu sefer de iftiralar ile boşanma davası açtı.
15 aydır tekim yalnızım.
İlk zamanlar cehennemden geçtim. Her gün sabahlara kadar ağlıyordum. Gözlerim kıpkırmızı idi. Kabuslar görüyordum. Çok ama çok kötüydü. Eski eşimi çok seviyordum. Tam bir çöküş yaşadım.
Şu an kabullenme durumundayım. 1. Duruşma bitti. 2. Duruşma nisan 2026da. Böyle böyle birkaç sene geçecek. Durumu kabullendim ama bana yapılanların haksızlığı geçmiyor. Benim de derdim öfkemin hiç bitmemesi. Öfkem hiç bitmiyor. Sizin öfkeniz bitti mi merak ediyorum?
Geçmiş olsun
Bana göre bir şeyi kabul etmek, artık acıtmayacağı kadar dönüşmek demek.
Yani kabul ettim, kabul ettim, kabul ettim tarzı olumlamaları efektif bulmuyorum.
Esas kabul dıştan içe dikte ile değil, içten filizlenen bir şeyin büyüyüp her yerinizde çiçek açması.
Kaybın oluşturduğu boşluğu doldururacak bir şey olmalı bu.
Onun enkazını elleriniz kanayarak süpürüp temizledikten sonra, oraya sıfırdan ektiğiniz bir şey.
Ama yara bandı gibi değil.
Sizden türemeli bu, evliyken uzaklaştığınız benliğinizden.
Tutku içeren, hayat amacınıza hitap eden bir şeyler.
Evlilikten önce, yaparken ya da hayalini kurarken çok iyi hissettiğiniz, zamanın nasıl geçtiğini anlamadığınız bir şey.
Yeterince somutlaştıramamış olabilirim ama sizin kapasiteli biri olduğunuzu hissettim yazım dilinizden.
En kısa yolu bu.
Ben sizi hatırlıyorum
Çok eski bir konumda çok güzel yorumlarınız vardı o zaman henüz boşanmamıştım , bana bir kaç video önermiştiniz çok etkilenmiştim o zaman
Demek istediğinizi anladım çok teşekkür ederim
Kendimden örnek vereyim boşanma aşamasındayım iki de evladım var işimi zorlaştırmak için elinden geleni yapıyor beni hiç sevmedi ben salak olduğum için sevdim çok çok sevdim saf sevdim gerçekten ama gözüm açıldığında daha doğrusu beni yine dolandırdığı ni anladigim an gerçek yüzünü öylece çıkardı henüz bosanamadim ama bir kaç ay içinde başaracağım.
Dün kendisine dedim ki ben sifirdayim hatta eksilerdeyim ya vermen gerekenleri ver hakkımı ver iki cocugum var gözümün içine bakan bana diyor ki veririz ne olacak ben zaten gidiyorum buradan Antalya da yaşıyorum ben İstanbul da iş bulucakmis hayatımi kurucam seni mi bekleyip durucam o anda kendime lanet ettim ne kadar şuursuz birisiyim bunun gibi bir tipten iki çocuğum var ve ben boşanmak istediğim için çocuklarındanda ayırıyor kendini ben kendi hasar tespitimi yapamadim bile her tarafım çok kırık dökük yara bere içindeyim ailem yok yaşıyorlar ama görüşmuyorum iş arayıp duruyorum yani herşey girift oldu ama inanıyorum düzelecek
Çok uzun yazdım sizin için diyeceğim evet boşanmak zor ama inanın en başından kurtulmak için şu an neler vermezdim çok gencsiniz zaman tanıyın kendinize yol akıp gidecek ve siz o yolda yürüdükçe kendinizle baristikca iyileseceksiniz.
Kabullenmek; affetmek, unutmak ya da umursamamak değil. Yaşanan şey iyi veya kötü, acı verici ya da yıkıcı artık her neyse onun gerçekliğini kabul edip buna direnmekten vazgeçmek bence. Yani örneğin ilişkim bitti ya da boşandım diyelim. Acaba ve neden sorusunu sormayı bıraktığında insan kabullenmeye başlıyor. "Benim bu ilişkide değiştirebileceğim bir şey yoktu, buradan iyi bir şey çıkmazdı. Üzücü bir deneyim yaşadım ama yaşamam gerekiyormuş demek ki, hayat devam ediyor ben buradan dersimi aldım. Bu acıdan ya da kişiden önce de vardım sonra da olacağım." deyip geçmişle defteri kapatmak.
Keşke "farklı olsaydı”nın acısını hissetmek çok doğal ama kabullenip yası bitirmek o "keşkeye" artık tutunmayı bırakmak demek. Hayatın seni bu noktaya getirdiğini inkar etmeyip bunun hak edip etmemekle alakası olmadığını kabul etmek.
"Böyle olması gerekiyormuş" lafını artık buruk şekilde değilde daha nötr ve olgun bir tavırda söyleyebildiğimizde kabullendiğimizi ve yaşananları sindirdiğimizi anlıyoruz.
Zira ne hissettiğimiz değil neyi sindirdiğimiz önemli bence hayatta. Duyguyu özümseyip dibine kadar yaşamadıkça bir parçası hastalık gibi bizimle beraber yaşıyor ve içimizi çürütüyor. Anladığım kadarıyla siz zaten acınızı bastırmamışsınız. Birçok insan için fazlasıyla yıpratıcı olabilecek bu sürecin üstesinden olabildiğince güçlü ve sağlıklı geliyorsunuz. Farkındalıklı bir insansınız. Çoğu bitmiş azı kalmış gibi hissettim. Bunu da başarabileceğinize hiç şüphem yok.
Evlilik bittiğinde o evlilikle oluşan kimliğin bir parçası da bitiyor fakat boşanmak insanı eksik değil yeniden oluşan biri yapıyor. Kabul de yeni kimliğini tanımaya başlamak ona karşı çıkmamak. Bizimki gibi toplumlarda boşanmak hâlâ bir tabu ve hepimizin içinde zaman zaman o toplumun sesi yankılanıyor, boşanan insanların hayatına devam etmesini en zorlaştıran şeyin boşanmayı kişisel yaşamında bir başarısızlık olarak kabul etmeleri olduğunu düşünüyorum.
Hâlbuki bu hiç de böyle değil. Boşanma başarısızlık değil, artık sana hizmet etmeyen, seni tatmin etmeyen ve yaşamına fayda mutluluk sağlamayan bir bağı koparma cesaretidir. Bunu genç yaşınızda başardığınız ve kendinizi seçerek önünüzdeki birçok güzel yılı kurtardığınız için sizi kutluyorum. Hissettiğimiz hiçbir duygu yok olup gitmiyor. İnsanları ve yaşananları hafızamızdan silemiyoruz maalesef bu yüzden hep bizimle kalacaklar fakat merkezde değil. Bir ev düşünün mesela,
iyileşme tam olarak gerçekleştiğinde bu geçmiş deneyimininiz olan albüm, o eve girdiğinizde karşılaştığınız ana nesnelerden olmayacak. Bodrumda bir oda dolusu kullanılmayan, unutulmuş, tozlanmış, önemsiz kutu yığınlarının altında köşede bir kutunun içindeki defter olacak. Orada hep olacak ama bir daha kimse açıp bakmayacak, zamanın tozlu raflarında eskimeye mahkum olacak. Yeni bir albüm oluşturacaksınız, bundan sonraki yaşanacak hatıraları ekleyeceğiniz. Merkezde, o evin orta yerinde bir sehpada, başucunuzda bu albüm olacak.
Bir acı var ama artık sizi yönetmiyor ve üzerinizde tesiri kalmamış olacak yani tüm bunlar bittiğinde.
Ajda Pekkan'ın şarkıda dediği gibi:
"Ah ne günler günler daha
Yaşanacak hem de doya doya"
Geçmişten çok daha mutlu ve istikrarlı bir bugün ve gelecek diliyorum sizin için
Zamanı geri alamayız fakat sık sık düşünüp keşke şurada şöyle yapsaydım bunu söyleseydim belki farklı olurdu sorgulamasıyla karışık bir parça kendimizi suçlama döngüsüne gireriz. Bir ilişkinin yürümesi karşılıklı çabaya, aşka ve kişisel saygıyı aşmayacak şekilde toleransa bağlıdır. İnsan bir durup düşünmeli "evet ben şunu farklı yapabilirdim ama bugünkü aklımla böyle düşünüyorum. Çok daha iyi olduğum toksik ilişkiden izole olduğum bir ortamda bu sağlıklı kararı verip kendime eleştirel bakabiliyorum. Peki ilişki içindeyken neden bunu yapamadım? Demek ki bana alan verilmemiş, belli ölçüde tolerans gösterilmemiş, hislerim ve düşündüklerim karşı tarafta karşılık bulup dikkate alınmamış ki ben de hep savunma modunda davranmışım."yorumuzun her satırını 2 kez okudum diyebilirim ...
bu kadar güzel özetlenebilirdi
kabul etmeyi sorgulayıp düşündüğüme göre bende kendimi bunun eşiğinde az bir yolu kalmış olarak konumlandırıyorum
olabildiğince sağlıklı ve her duyguyu yaşayarak bu süreci atlatmak istedim
birde dünden beri zihnimde şu cümle yankılanıyor
''evet benimde hatalarım olmuş olabilir , şuan bu duruma müdahale edebilir güç ve imkan yok . Onu olduğu gibi bırakabilmeliyim. Denenmiş ve sonucu görülmüş ''
umarım hepimiz güzel ve umut dolu günler görebiliriz
Zamanı geri alamayız fakat sık sık düşünüp keşke şurada şöyle yapsaydım bunu söyleseydim belki farklı olurdu sorgulamasıyla karışık bir parça kendimizi suçlama döngüsüne gireriz. Bir ilişkinin yürümesi karşılıklı çabaya, aşka ve kişisel saygıyı aşmayacak şekilde toleransa bağlıdır. İnsan bir durup düşünmeli "evet ben şunu farklı yapabilirdim ama bugünkü aklımla böyle düşünüyorum. Çok daha iyi olduğum toksik ilişkiden izole olduğum bir ortamda bu sağlıklı kararı verip kendime eleştirel bakabiliyorum. Peki ilişki içindeyken neden bunu yapamadım? Demek ki bana alan verilmemiş, belli ölçüde tolerans gösterilmemiş, hislerim ve düşündüklerim karşı tarafta karşılık bulup dikkate alınmamış ki ben de hep savunma modunda davranmışım."
Geçmişteki her an için daha ideal bir versiyon vardır kafamızda fakat hayatın da kendine göre bir akışı var. Hesaplamalarla, her adımımızı önceden planlayarak yaşayabileceğimiz, kusursuz ilişkiler kurabileceğimiz bir dinamiği yok. Mesela biraz önce asansörden indim ve hanımefendiyle kısa bir konuşma oldu ineceğim yere geldim. İyi günler demeyi unutarak çıktım:) Ayıp oldu vs diye düşünüp kuruntu yaptım önce, sonra da "ee ne yapayım olan oldu artık zamanı geri alamam ki" dedim. Çok takılmamak, olacağı varmış demek gerek bazen. Bizim için doğru ve iyi olanı neden elimizden almak istesin ki hayat? Demek ki o kadar da iyi değilmiş. Herkes hassas değil, düşünceli değil. Böyle insanları hak ettiklerinden fazla gündemimizde tutmak kendi hakkımıza giriyor bence.
Kendi sağlığını ve iyiliğini her şeyden önce tutmak en mühimi.
Hahaha buradaki ilk konuma baksan "zavallı kızcağız nasıl da yıkık " dersin üstelik çok geçmiş bir zaman da değil bu yazın başında çok sarsılmıştım. Şükür ki hızlı toparladım, çok daha iyi ve gönlüme sinen bir insanla tanıştım sonra. Burada çok deneyimli ve akıllı hanımlar var bana o gün yazılanlar o kadar iyi gelmişti ki. Terzi kendi söküğünü dikemiyor işte. Siz de çok akıllı bir kadınsınız bunu aşıp gülüp geçeceğiniz günler de gelecek. Kurtulmuşum diyeceksiniz:)Yazdıklarına bakılırsa , kabul etmeyi çok çok iyi kavramış , kendi hesaplaşmalarını hayatta vermiş birisisiniz sizi tebrik ederim
Yazdıklarınızdan etkilendiğimi söylemeden geçmek istemedim
Darısı başıma amin :)
Hahaha buradaki ilk konuma baksan "zavallı kızcağız nasıl da yıkık " dersin üstelik çok geçmiş bir zaman da değil bu yazın başında çok sarsılmıştım. Şükür ki hızlı toparladım, çok daha iyi ve gönlüme sinen bir insanla tanıştım sonra. Burada çok deneyimli ve akıllı hanımlar var bana o gün yazılanlar o kadar iyi gelmişti ki. Terzi kendi söküğünü dikemiyor işte. Siz de çok akıllı bir kadınsınız bunu aşıp gülüp geçeceğiniz günler de gelecek. Kurtulmuşum diyeceksiniz:)
Bu adam kapı pencere indiriyormus bir yorumunda okudum. Bunun için düşünüp ATP harcamaya bile değmez yahu
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?