Kadın yasaklansın

nu_sizi

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
1 Temmuz 2010
10
1
86
Elazığ
Bu ülkede kadın olmak demek kafanızda bir balyozla gezmek demek.

Hamile bir kadınsanız dışarı çıkmanız ayıplanır bu memlekette. Evde otursanız anca koca parası yemeyi biliyor diye azarlanırsınız. Çalışmak isteseniz bazı kesimlerce "kötü yola düşmüş" gözüyle bakılacaksınız. Evde kazak, patik örerek para kazanmaya kalkışsanız "şuna bak şuna kocasının parasını az buluyor da çalışıyor" diye dedikodunuz dolaşacak. Şerefinizle para kazanmaya çalışsanız "kadın kısmı çalışır mıymış yollu bu yollu" damgası" yiyeceksiniz. Hem sizin çalışmanıza izin vermeyip, hem de size sarkıntılık eden erkekler arkanızdan sizi "kaşar" diye etiketleyecek, çalışmaktan da vazgeçeceksiniz. Evde yavrularınız ve kocanız için saçınızı süpürge etseniz eşime yaranır mıyım sanıyorsunuz? Tabii ki de hayır. Eşiniz bir akşam eve gelip "ne bu böyle hiç kendine bakmıyorsun bu ne paçavra kıyafet" diye sizi aşağılayacak. Zaten merak etmeyin bu daha bir başlangıç. Bundan sonra ne mi olacak? Eşiniz sizi aldatıp boşayacak ve arkanızdan da: "o daha kendine bile bakmıyordu, paspal bir kadındı. Ondan kadın mı olur?" diye aşağılayacak ki siz ayın sonunu nasıl getireceğiz, çocuklarıma kışlık alabilecek miyim diye düşüne durun. Yıllarınızı feda edin, kendi isteklerinizi, kendinizi bir kenara atın. Hadi diyelim ki boşandınız, baba evine geri dönüş yaptınız. Baba evinde de sürekli 2.sınıf muamelesi göreceksiniz, ne yazık ki. Çünkü siz kadınsınız. Babanıza mahalle kahvelerinde gelen geçen sizin hakkınızda laf sokacak, babanız da gelip sizi sıkıştıracak.

Peki ya o çocuklar?

Kız çocuğunuz varsa başına gelecekler belli. Daha 15-16 yaşındaki kızınız için evlendirsene şunu diye baskı uygulayacaklar. Kızınız başörtü taksa, ayol gerici misin el kadar çocuğa ne başörtüsü diyecekler. Şort ile gezse "kadına bak kızını da kendi gibi yollu yaptı" diyecekler. Etek giyse "bunun biraz daha uzunu yok mu" , uzun etek giyse "o ne öyle gerici gibi" diyecekler. Toplum sizi adeta sustalı maymuna çevirecek. Kızınız okula gitse, babası hayatta olmayan her genç kızın namus bekçiliğini üstlenen sözde erkekler yine taciz eden bakışları, lafları, hareketleri ile kızınızı üzecek. Yasaklayın kadını arkadaş, yetti artık yıllardır baskınız, erk mücadeleniz. Yeri geldiği zaman dünyanın en güçlü kişisi olduklarını iddia eden erkekler "hatun bana oradan bir bardak su getir" demeyi iyi bilirler. Kendi sularını bile doldurmaktan acizler. Kendi çoraplarını bile kendileri bulamazlar. Ama sizin üzerinizde baskı kurmayı iyi bilirler. Çünkü onlar bu dünyanın en güçlü kişisidir "erkektir onlar, erkek." Kendi iradelerini kullanarak sokakta sizi evire çevire dövebilirler. Hatta size tecavüz etme hakları bile vardır. Ama siz kendi iradenizi kullanarak mevcut sisteme karşı çıkmaya çalıştığınız vakit o balyozu kafanıza indirirler.

Sevgili erkekler;

Yolda, mikrofon uzatılsa kendinizi ifade etmekten acizsiniz ama evde eşinize "ben askerdeyken diye..." nutuk atmasını iyi bilirsiniz. Eşiniz ile aynı yolda aynı hizada bile gitmeyi erkekliğin şanına leke sürülmüş olarak görürsünüz. erkek bir adım önde gitmelidir, kadın ise boynu bükük bir adım geride. Dünyanın en dindar insanı sizsiniz, yeri geldiğinde Kur’an kadına değer verin diyor dersiniz ama eşinizi sokakta 65 yerinden bıçaklayarak hunharca öldürürsünüz. Dünyanın en aydın adamı benim edasıyla: "kadına şiddete hayır diyorum tabii ki " dersiniz ama yeri geldiğinde "karı kısmının lafına mı bakılırmış?" diyerek çirkinleşirsiniz. Biz size öğretmen deriz, siz daha el kadar yavrularımıza taciz edip "ama o beni baştan çıkardı" diye kendinizi aklamaya çalışırsınız. Biz iş başvurusu için mülakata gideriz. Siz bizim etek boyumuza göğüs dekoltemize bakarsınız. En donanımlı kadın dahi olsanız başınız kapalıysa direkt işten elenirsiniz. Aynı şekilde en donanımlı kadın dahi olsanız "eteğinizin boyu kısa" diye işe kabul edilmezsiniz.

Gökyüzü ne kadar güzeldir kim bilir? Biz başımızı eğmekten bıktık artık, gökyüzüne bakmak istiyoruz. Çekin kirli ellerinizi üzerimizden!

Yazan: Fatma Zehra - https://twitter.com/zehraizm
 
Ne yazık ki kadın olmak suç gibi görülüyor bu zihniyetteki insanlardan uzak kalmak dileğiyle.
 
Neden bu ülkede kadınların böyle olduğunu düşünüyorsunuz?Eğer öyle olsaydı aileden sorumlu devlet bakanımız kadın olmazdı değil mi?Ben esnafım ve dükkanımı tek başıma idare ediyorum.Neden ben hiç böyle sözler duymuyorum?Ben neden eşimden böyle hakaretler işitmiyorum,ben ne giyersem giyeyim çok güzel olmuşsun der ve ne pişirirsem pişireyim nefis olmuş eline sağlık der?Neden kendi yaşantılarınız genelleyip bu ülkeye mal ediyorsunuz?Şükretmeyi öğrenmelisiniz,bu ülkede kadına değer veriliyor.Belki sizin çevreniz öyle veya sizin eşiniz öyle olabilir ama benim çevrem ve benim eşim böyle değil elhamdülillah.Bunun için her sorununuz ülkeye mal etmemeniz gerekiyor.
 
Ne yazık ki bu böyle .
Kadını vasıfsız, işe yaramaz olarak gören o kadar çok erkek var ki .
İşin daha beteri bazı kadınlar da kendini bundan daha farklı görmüyor .
Bir insan neden kendini bu kadar basitleştirir ki .
 
Elbette anlattilanlarin hepsi herkesin başına gelmiyor ama anlatılanlar milyonlarca kadının yarası maalesef...
Benim inancıma göre bu düzenin değişmesi sadece kadının değişmesiyle mümkün. Ama biz kadınlar birbirimizi; ne olursa olsun, hangi dinden, milletten, şehirden olursa olsun, nasıl giyinirse giyinsin koruyor olsaydık, otekileştirmeseydik toplum da duzelirdi. Biz ne yapıyoruz kadın ya da kız çocuğu tecavüze uğradığında sapık, hastalıklı insanlar gibi öncelikle ne giydiğine, saat kaçta dışarıda olduguna bakıyoruz... İnsan olmayı basarip da mağdura kosulsuz şartsiz destek olacağımıza, mağdurda suç ariyor sapığa destek veriyoruz. Bu durumda bu toplumdan bir sey beklemek abes olur. Önce kadın ...
 
Güzel ülkemde kadın olmak;
Türkiye'de kadın olmak, boynunda bir namus yaftasıyla dolaşmak zorunda bırakılmaktır. Türkiye’de kadın olmak, boşanmışsa dul, evlenmemişse evde kalmış, çocuğu yoksa kısır, dekolte giyiniyorsa hafifmeşrep, çok gülüyorsa oynak, çok geziyorsa sürtük, bir erkekle ilişkisi varsa o… diye etiketlenmektir. Türkiye’de kadın olmak, ayıplarla, önyargılarla, geri kafalılıkla savaşmaktır.
Fikrini savunamamak, düşünememek, konuşamamak, gülememek, içinden geldiği gibi davranamamak, hakkını arayamamaktır. Türkiye’de kadın olmak. “Ben bilmem beyim bilir.” deyince, aldatılmaya, şiddete göz yumunca, erkeğin gerisinde kalınca “Hanımefendi”, bunlara itiraz edince “Feminist” diye adlandırılmaktır. Türkiye’de kadın olmak, bedeninden, cinselliğinden, kadınlığından utandırılarak eğitilmek, her zaman bir cinsel obje olarak görülmektir. Sustuğunda, gözlerini yerden kaldırmadığında, başı eğik olduğunda, “Terbiyeli” sıfatıyla ödüllendirilirken, tam tersini yaptığında ahlaksız olmaktır.
Gen kızlığa adım attığında, bundan bahsetmenin yakışıksızlığı fısıldanırken kulağına, ailedeki oğlan çocuklarının erkekliğe adım atışlarının düğünlerle kutlanmasını şaşkınlıkla izlemektir Türkiye’de kadın olmak,ana babaların oğullarının çapkınlıklarından böbürlenerek bahsederken, kızlarının bir erkekle çay içmesinin bile namuslarını iki paralık etmesine tanık olmaktır. Ağabeyi mahallenin bütün kızlarıyla gezip tozarken, kendinin bir sınıf arkadaşına bile selam vermekten çekinmesi, kocasının, mini etekli kadınlara salyalarını akıtarak bakarken, kendine kısa kollu elbise dahi giydirmemesine karşı gelememesi, kızkardeşlerine aynısı yapılınca kavga çıkaran adamların, ona yollarda laf atmalarını sineye çekmesidir.
Türkiye’de kadın olmak, emeğiyle başardığı her iş için, “Kimbilir kimlerle düşüp kalktı.” iftirası atılmasıdır. Aynı işi yaptığı halde erkeklerden daha az ücret almak, daha başarılı olduğu halde terfi ettirilmemektir. Türkiye’de kadın olmak, dayak yediğinde hak ettiği, taciz edildiğinde arandığı düşünülmek, tecavüze uğradığında bile suçlanmaktır. Türkiye’de kadın olmak, hayat kadınlarına tecavüz edenlere mahkemede verilen ceza indirimlerini, kocası tarafından öldürülen kadınları, küçücük kızlara yapılan işkenceleri televizyonda izlemek ve içi sızlamaktır. Türkiye’de kadın olmak, her türlü şiddete maruz kalmak, polise gidince ciddiye alınmamak, devlet tarafından korunmamaktır. Okula gönderilmemek, istediğiyle evlenememek, daha küçücükken babası yaşında adamlara satılmak, zorla evlendirilmek, mal gibi kullanılmak, üzerine kuma getirilmek, töre cinayetine kurban gitmektir. “Saçı uzun aklı kısa” sözünü omuzlarında bir yük gibi taşımaktır. Hor görülmek, aşağılanmak, küçümsenmek, ayıplanmak, suçlanmaktır. Türkiye’de kadın olmak, baskıcı, ikiyüzlü bir toplumda nefes almaya çalışmaktır.
Her şeye rağmen başı dik durmak, Halide Edip, Sabiha Gökçen, Nene hatun, Türkan Saylan olabilmektir. ------------------
 
Back
X