- 18 Aralık 2009
- 327
- 3
-
- Konu Sahibi calemityjane
- #181
bu konuda çok guzel bi yazı okumuştum,paylaşıyorum :
"İslam kadını aşağılamadı, siz anneliği aşağıladınız!
Anneliği aşağılamanın teknikleri çok. Bunun başında dünyanın en şerefli işini yapan annelere “boş kadın” muamelesi yapmak geliyor. Onlara göre çalışıyor olmak için evden çıkmak lazım. Caddeyi görmek, caddeye görünmek lazım. Bir kadının “çalışıyor” sayılması için kamuya kendisini göstermesi şart. Sabah sekiz akşam dokuz (çünkü kadın ucuz işgücü) mesai yapması şart.
Bunlar için de başka şeyler lazım: Modern görünürlüğün vacibatından olan şeyler. Her gün aynı kıyafetle, aynı saç rengiyle, aynı ayakkabıyla, aynı çantayla gidilmez ki işe! Yenilemek lazım, rengini uydurmak lazım. Saça uygun elbise, elbiseye uygun ayakkabı, ayakkabıya uygun çanta, çantaya uygun cüzdan, ona uygun cep telefonu lazım…
Modası geçenleri değiştirmek lazım. Bunun için de modayı takip etmek lazım. Özetle üretim-tüketim çarkında yağ, değirmeninde un olmak lazım.
Bütün bunlar için çalışmak lazım. Çalışmadan bu masraflar nasıl kazanılacak? Daha iyi görünmek için daha çok kazanmak lazım. O da yetmiyorsa, daha daha çok kazanmak lazım. Daha çok kazanmak için harcamadan olmuyorsa, daha çok harcamak lazım. Görünmeden daha daha çok kazanılamıyorsa, daha çok görünmek lazım. Daha çok görünmek için daha çok dikkat çekmek lazımsa, onu yapmak lazım. Onu yapmak için herkesten çok harcama yapmak lazımsa, onu yapmak lazım. Herkesten çok harcamak için, herkesten çok kazanmak lazım.
Hangisi hangisine lazımdı? Kafam karıştı…
Evden çıkıp mesai yapmayan kadının yaptığı “çalışmak” değildir. O tepeden bakılan, “Ev kadınıymış” yollu dudak bükülen bir “acizdir”. Evinin kadını olmak modernlere göre dudak bükülecek bir iştir. İş kadını daha hoş geliyor. Hatta sokak kadını bile ötekinden hoş geliyor.
Modernin gözünde o koca parası(!) yiyor. Patron parası mı? Amir fırçası mı? Onun bunun erkeklerinin ağız kokusu mu? Her işe gidiş gelişte yaşadığı tıkış tıkış otobüsler ve minibüslerdeki onur kırıcı durum mu? Onlar işin parçası ayol. Koca kârı yeme de, ne yersen ye! Koca fırçası yeme de, ister amir, ister ustabaşı, ister patron fırçası ye! Hatta sokak magandası ve çarşı maçosunun attığı laf bile ehven…
Ev kadını, üüü! Bir kere özgür(!) değil ayol. Yarım saat işten erken ayrıldığı için amirinden duyduğu lafı kargalar yemese de kendisi özgür. İşyerinde uygulanan sıkı denetime rağmen özgür. “Yarın müsait misin”lere verdiği “Mesaide olacağım, işten yorgun dönüyorum”lara rağmen özgür. Ama ev kadını handiyse esir canım…
Ama o anne. Çocukları var. Yani dünyanın en değerli, en asil, en soylu, en görkemli işini yapıyor. Yani insan yetiştiriyor. Çocuk sokakta yetişmez ki? Çocuk evde yetişir.
Olsun, o yine de “çalışmayan” kadındır. Annelik çalışmak sayılmıyor. Modernlere göre annelik işsizlik sayılıyor. Annelik angarya sayılıyor. Komedi de ne biliyor musunuz: Başkalarının doğurduğu çocuklara bakmak için kurulan sektörlerde çalışmak “iş”, orada çalışanlar da “çalışıp üreten kadın” sayılıyor da, kendi doğurduğu çocuğa bakmak “iş” sayılmıyor. Modernler kazara anne olduklarında durum şu oluyor: baba işe, anne işe, çocuk kreşe, ev pansiyon, aile pansiyoner...
İşte buraya yazıyorum: Cenneti annelerin ayakları altına seren İslam kadını aşağılamadı. Fakat cenneti dünyada arayan tek dünyalı modernler gözümüzün içine baka baka anneliği aşağılıyorlar. Üstelik her birini bir ana doğurduğu halde.
Ne kadar ayıp! Ne kadar küstah! Ne kadar saçma! "
yazar: Sami Hocaoğlu
katılmıyorum ben zaten kendime her şekilde güveniyorum arkadaşında dediği gibi sırf çalışıyor ve para kazanıyorum diye eşim bana saygı duyacaksa hiç duymasın daha iyiÇalışmak hem kendimize güvenimizi sağlıyor, hemde erkeğin kadına olan saygısını artırıyor..
ben görüşümü az önce belirttim tekrar yazmıcam aama şu en söylenenlere cvp vermek istiyorum
çalışmakla güven ve saygı olmazz
hiççç yok mu eşi ünv mezunu,kendi ünv mezunu ama şiddet görüyor eşinin kötü alışkanlıklarından dolayı mutsuz ve saygısız bi hayat sürüyor böle insanlar çok varrr...
benim bi akrabam avukat geliride ona göreee ama eşi tarafından aldatıldı gerekçe sadece işine değer veriyormuş(yapcak her türlü yapar ama ) o aile için verdiği yıllara karşıllık çocukları bile çalışmasaydın dedileerr pekiiii bu kadın çok mu saygı gördü çalıştı diye SAYGISIZLIĞIN EN BÜYÜĞÜNÜ GÖRDÜ
benceeee...
aynen...
karaktersiz insan için bahaneden bol birşey olmaz. çalışırsın "benimle ilgilenmiyorsun"der, çalışmazsın" asosyalsin" der. yeter ki istesin :umursamaz:
ilerde de eşim beni aldatırsa beni bırakırsa o zamanda allah büyüktür elbet bi,r kapı açacaktır
rabbim kimi yarı yolda aç bırakmışki beni bıraksın
her kez rızkını yer kimse buna engel olamaz oyüzden bence en doğrusu kadının ev hayatındaki çalışmasıdır bernce dışarda çalışmak başlıca erkeğin görevidir
bu konuda çok guzel bi yazı okumuştum,paylaşıyorum :
"ıslam kadını aşağılamadı, siz anneliği aşağıladınız!
Anneliği aşağılamanın teknikleri çok. Bunun başında dünyanın en şerefli işini yapan annelere “boş kadın” muamelesi yapmak geliyor. Onlara göre çalışıyor olmak için evden çıkmak lazım. Caddeyi görmek, caddeye görünmek lazım. Bir kadının “çalışıyor” sayılması için kamuya kendisini göstermesi şart. Sabah sekiz akşam dokuz (çünkü kadın ucuz işgücü) mesai yapması şart.
Bunlar için de başka şeyler lazım: Modern görünürlüğün vacibatından olan şeyler. Her gün aynı kıyafetle, aynı saç rengiyle, aynı ayakkabıyla, aynı çantayla gidilmez ki işe! Yenilemek lazım, rengini uydurmak lazım. Saça uygun elbise, elbiseye uygun ayakkabı, ayakkabıya uygun çanta, çantaya uygun cüzdan, ona uygun cep telefonu lazım…
Modası geçenleri değiştirmek lazım. Bunun için de modayı takip etmek lazım. Özetle üretim-tüketim çarkında yağ, değirmeninde un olmak lazım.
Bütün bunlar için çalışmak lazım. Çalışmadan bu masraflar nasıl kazanılacak? Daha iyi görünmek için daha çok kazanmak lazım. O da yetmiyorsa, daha daha çok kazanmak lazım. Daha çok kazanmak için harcamadan olmuyorsa, daha çok harcamak lazım. Görünmeden daha daha çok kazanılamıyorsa, daha çok görünmek lazım. Daha çok görünmek için daha çok dikkat çekmek lazımsa, onu yapmak lazım. Onu yapmak için herkesten çok harcama yapmak lazımsa, onu yapmak lazım. Herkesten çok harcamak için, herkesten çok kazanmak lazım.
Modernin gözünde o koca parası(!) yiyor. Patron parası mı? Amir fırçası mı? Onun bunun erkeklerinin ağız kokusu mu? Her işe gidiş gelişte yaşadığı tıkış tıkış otobüsler ve minibüslerdeki onur kırıcı durum mu? Onlar işin parçası ayol. Koca kârı yeme de, ne yersen ye! Koca fırçası yeme de, ister amir, ister ustabaşı, ister patron fırçası ye! Hatta sokak magandası ve çarşı maçosunun attığı laf bile ehven…
Ev kadını, üüü! Bir kere özgür(!) değil ayol. Yarım saat işten erken ayrıldığı için amirinden duyduğu lafı kargalar yemese de kendisi özgür. ışyerinde uygulanan sıkı denetime rağmen özgür. “Yarın müsait misin”lere verdiği “Mesaide olacağım, işten yorgun dönüyorum”lara rağmen özgür. Ama ev kadını handiyse esir canım…
Ama o anne. Çocukları var. Yani dünyanın en değerli, en asil, en soylu, en görkemli işini yapıyor. Yani insan yetiştiriyor. Çocuk sokakta yetişmez ki? Çocuk evde yetişir.
Olsun, o yine de “çalışmayan” kadındır. Annelik çalışmak sayılmıyor. Modernlere göre annelik işsizlik sayılıyor. Annelik angarya sayılıyor. Komedi de ne biliyor musunuz: Başkalarının doğurduğu çocuklara bakmak için kurulan sektörlerde çalışmak “iş”, orada çalışanlar da “çalışıp üreten kadın” sayılıyor da, kendi doğurduğu çocuğa bakmak “iş” sayılmıyor. Modernler kazara anne olduklarında durum şu oluyor: baba işe, anne işe, çocuk kreşe, ev pansiyon, aile pansiyoner...
ışte buraya yazıyorum: Cenneti annelerin ayakları altına seren ıslam kadını aşağılamadı. Fakat cenneti dünyada arayan tek dünyalı modernler gözümüzün içine baka baka anneliği aşağılıyorlar. Üstelik her birini bir ana doğurduğu halde.
Ne kadar ayıp! Ne kadar küstah! Ne kadar saçma! "
yazar: Sami Hocaoğlu
sen bu yüzden mi bayanların çalıştığını sanıyorsan çok yanılıyorsun demektir ,insan illaki bir gün eşim beni kapıya koyarsa ne yapacağım diye düşündüğü için mi çalışır ..kusura bakma ama bu söylediklerini ilkokul çocuğu bile söylemez yani...bir insan kocasının kendisini bırakacağı korkusuyla çalışıyorsa o insan bir kere karaktersiz korkak yapıya sahip bir insandır ,kocanız sizi bıraktıktan sonra yuvanız yıkıldıktan sonra sanki çalışmanın çok mu anlamı olacak da bunu bu sebebe bağlıyorlar anlamış değilim..
bayanların çalışmasının toplumsal ,sosyo-ekonomik bir sürü nedeni vardır ..eşiniz fazla para kazanmıyordur onun için çalışırsınızı ,üniversitede okumuş okurken de gayet sosyal olarak yetişmiş bir insansınızdır ,üretmeyi seviyorsunuzdur ondan çalışırsınız ,çalıştığınız işe aşıksınızdır ondan çalışıyorsunuzdur ,ii kaliteli birisinizdir bu ülkeye faydalı olmak için çalışıyorsunuzdur ...v.s. gibi saymakla bitmeyen bir sürü sebep ...çok ii para kazanan bayanlar da var ,bu zor geçim koşulları içerisinde bu sistem insanları buna zorluyor malesef ..geçim şartlarından dolayı çalışanlar var ..çalışmak zorundalar ,çalışmalılar da ...ne yapalım yani ..fantaziye kaçıp evde mi oturalım ..çocuğumuza yeterince herşeyi veremeyelim de boynunu mu bükelim ...bakıcı parası deniliyor da herkes bakıcıya baktırmıyorki çocuğunu ..artık genelde annelerden biri geliyor bakıyor bunu da gözardı etmemk lazım ..hadi anneler yok diyelim bakıcı parası en fazla 400 lira...herkes hesabını yapıyordurki ona göre çalışıyordur ..400 lira alan birinin çocuğunu baktırması saçma tabiki ama 1-1,500 ve üzeri alan biri neden çalışmasın neden ailesine katkı sağlamasın ..sanırım evde oturmayı yeğleyenlerin maddi durumları çok ii ya da henüz bir çocuğun okul masrafından haberleri yokki böyle konuşuyorlar ...çocuğunuz ileride siz evde oturun ii imkanlardan faydalanmasın mı diyorsunuz yani anlamk elde değil ...
bu adam kim yaaa .ne zırvalamış buraya ...ne kadar cahilce bir yaklaşım ..ne yani biz şimdi çalışıyoruz diye orta malı olduk ,caddeci olduk ,annelikten de haberimiz yok öylemi ...sanırım bu şahsın eşi ev hanımı ki çalışanlara hırsı varki bu şekilde hırsını almaya çalışmış ama zavallı durumuna düşmüş ..olaya bir de çalışan çalışmak zorunda olanlar açısından baksaydı daha bi kültürlü gelirdi gözüme ....öyleki o parayı kazanmak yavrusuna beş kuruş daha fazla götürüp ona alamadığı oyuncağı beğendiği ayakkabıyı alabilmek ,herkes dershaneye giderken onu da dershaneye göndermek için temizliğe ev işine giden onbinlerce anne var bu memlekette .ne oluyor şimdi bu anneler caddelikmi oluyor ..yuh yani... ..en zoru hem çalışıp hem analık yapmaktır bunu herkes böylece bilsin ...ev hanımları en azından sadece tek bir parçaya bölünüyorlar ..ya çalışan kadınlarımız .onlar on bin parçaya bölünüyorlar ,iş yorgunluğumu koca derdi mi ,çocuklarının özlemimi ..ama ne yapsın çalışmak zorunda ...çocukları için mecbur buna ..çünkü o herkesten daha çok ana ...
neden anlamıyorum am neden hep maddiyata dayandırıyosunuz bu işi o çocuğun sizinle dahaçok manevi yönden ihtiyacı vardır bence bir çocuğun annesinden aldığı eğitimle bir bakıcıdan veya aneaneden veya babaanneden aldığı eğitim başkadır veya terbiye olsun her ama her açıdan çocuğun anneye ihtiyacı vardır ha benim eşim çalışmaya karşı bir insan değil bende çalışırdım ama çocuklara eşime ve evime anca yetiyorum bide dışarda çalışmak insanı iyce yorar bence çalışanları asla yadırgamıyorum benim savvunduğum bir ev hanımı zaten çalışıyodur evinde bi,r sürü işi vardır zaten sadece maddi anlamda birşey kazanamaz düşünsene sabahtan akşama kadar dışarda çalış sonra eve gel yemek çpcuk derdi eşin istekleri ütü çamaşır bulaşık ev iş falan derken insan mahvolur ya ben bunu anlatmaya çalışıyoprum bence erkek dışarda çalışmalı kadı evinde birkaç kuruş fazla kazanacam diye veya ne biliyim topluma bir şeyler kazandırmak adına veya seviyosunuz diye insanın kendi hayatını bu kadar hiçe saymaya gerek yoktur ömür kısa ne olacak sanki herkes üstüne düşen görevi yapsın bırakın zaten gerisi gelir yoksa ben çalışmayı asla yadırgamıyorum ama ne oluyosa o çalışan vbayana oluyo kendini mahvediyo yazık bence
nasıl mutluysanız öyle yaşayıon herkesin düşüncesine saygı duyarım ama şu lafınızla okumayan veya okuyamayan insanları gündelikçi veya bakıcı olarak biraz aşağıladığınızı düşünüyorum .evet belki sizin gibi okuyamamış olbilirler veya sırf çalışmak zorunda olduklarıo için çalışıyor olabilirler ama bu şekilde söylemenize bence hiç gerek yok..
ayrıca çalıştığınız para zaten gündelikçiye veya bakıcıya gidiyor bi kısmıda işte o sosyal hayat dedidiğiniz şey için harcanıyor .
yanlız şunu bilinki siz bile bunu kendinize itiraf edemiyosunuz nedemek hiç yorulkmuyorum diye bu mümkün değil tabiki yoruluyosunuz ama kendinizi buna şartlandırdiğınız için bunu kendiniz bile yorulmadığınızı hissediyosunuz bence böyla