Kamuyu Bırakıp Üniversite Hastanesine Gitmek Çok Aptalca mı Olur?

Hayatınızda tercihinizi yapmışsınız. Çalışma şartları için üniversite hastanesini önceden elemişsiniz, açılan ilanlarda puanınıza uygun illeri belirlemiş oradan oraya gezmeyeyim diye Sahra hastanesi olmayan bir ili tercih etmek istemişsiniz. Malatya yazarken öncelikleriniz bunlar olmuş. Malatya’daki akrabalarınızdan yukarıdaki endişelerinizden daha çok çekindiğinizi söylüyorsunuz. O halde niye önceliğiniz aman akrabalardan uzak olayım da gerekirse sahrada çalışırım olmadı? Bence bu kadar endişeniz var ise Isparta’ya gidin. Önceliklerinizi doğru belirleyin. Şartlarınız altında şehrin büyüklüğüne ve özelliklerine bu denli takılmanız maalesef itici görünüyor. Deprem felaketi olmasaydı, bölgenin en önemli ve gelişmiş illerinden biridir Malatya.
Doğrusunu söylemek gerekirse dediğiniz gibi şimdi diyorum ki keşke Sahra 'ya gitmeyi göze alsaydım ama ne aileme ne de akbaba gibi akrabalarıma yakın bir konumda olmasaydım. Yani onlar bildiğiniz normal akraba gibi değiller çok değişikler. Daha bugün annemin yeğeni aramış "Neyse, Mahh gelince kiralık ev bulur. Siz de gelirsiniz." diyor. Yıkılmış bir şehre atanmışım, kafaları hala bende. Allah'ın cezaları bir unutmuyorlar beni. Önceki hayatımda farklı bir ilde olduğum için ve sevmediğim için hiç muhatap olmuyordum. Onları doğru düzgün tanımıyordum bile. Nasıl desem, onlara ve onların hadsiz müdahalelerine karşı bağışıklığım yok. Çok takıyorsun onları çok büyütüyorsun, diyeceksiniz belki. Ama Malatya çok küçük bir il depremin yıkıcılığı ile yaşanabilir alan daha da daraldı. Oradan buradan yine karşıma çıkıp yine beni huzursuz ve mutsuz edecekler.
 
tittir edilen bir ilçede(nufus 8000) çalıştım ben ilk atamada; 6 sene az buz değil katlandım. kanalizasyonu bile yoktu. o dönemde şimdiki malatyayı verseler kosa kosa giderdim. ailemden 800 km uzaktaydım bir de.. yani ben de danışmanın dediklerine katılıyorum. iş ortamın iyi olursa hepsini unutturur ankarada mobbing gormekten iyidir malatyada rahat etmek. sosyallik sosyallik diye diretmeni anlayamadım. türkiye battu bitti ne sosyalliği, turkiyede sosyallik 10 sene once bitti :/
 
Son düzenleme:
Akraba derdinizi anlıyorum ama bu kadar siyah olmanızı değil. Sadece büyük batı illerinde çalışmak istiyordunuzsa kpss de işiniz ne. Bir de biraz etrafa mı baksanız
Sizinle o sınava girip tercih sonuçlarını göremeyen ne hevesli ve istekli gençler vardı. Çakılı kadro değilseniz niye bu kadar dert ettiniz, tayin isteyip gidersiniz. İstanbulda çalışanlar ay sonunu zor getiriyor, sosyallik neymiş. Yine de siz bilirsiniz bu kadar nefretle hayatımı yakarım diyorsanız kimse sizi tutmaz.
Evet, bu çok acı ki birçoğu vefat etti. Biz nasıl sağ çıktık gerçekten bilmiyorum. En son depremden yirmi küsür gün sonra ilk defa eve girdim çantamı bari alayım diye. Altıya yakın büyüklükte deprem oldu girer girmez artık bina yana doğru eğilmişti. O an mesela öleceğime emindim. Önceki konuda bahsetmiştim. Şu an farklı bir ildeyim ama eski binalara bile giremiyorum, nefesim kesiliyor. Az önce yine bir artçı oldu şu an elim ayağım tamamen boşalmış durumda, başım bile sızlıyor.
İstanbul'da yaşadığım zamanda da özel hastaneler atanacak puanın var deyip almamıştı. Bu alımda İstanbul hastanelerinin %95'i geliyordu ben beklenen depremden ve pahalılıktan dolayı kendim yazmadım. Yani kafamı İstanbul - İzmir gibi büyük Batı illerine takmış durumda değilim. Tam tersi, kendim istemedim. İmkan olsa elbette ki yaşamak isterim ama memur maaşı da belli elbette. Sadece aklımda belli iller vardı. Tercih danışmanı sıralaman iyi deprem bölgesi dışı da yüksek ihtimal gelir, diyordu. Hani açıkta kalmayayım diye yazdım Malatya 'yı ama gelmeyeceğini düşünüyordum, geldi. İlk gördüğümde çok mutlu olmasam da yine de şükrettim atanmamak daha kötü bir ihtimaldi çünkü. Ama şehre atanınca da sivri dilli akrabalarımın bana laf göndermeleri daha da çok arttı. Bir noktada "Allah' ım ben bunların içinde kalmayı kendi rızamla nasıl kabul ettim?" pişmanlığı başladı.
Bu arada Malatya insanı içinde muhakkak iyi insanlar vardır. Şehrin genel kimliği "bence" çok rahat insanlardan oluşmuyor. Ama her şehirde olduğu gibi iyisi de vardır kötüsü de. Deprem dönemi melek gibi iyi insanlar da gördüm. Sadece benim akraba grubum şeytan toplama kampı gibi. Bunun şehir ile bir alakası yok yani. Hani bu da benim şansım. Bilmiyorum belki onlar olmasaydı şehrin olumsuz taraflarının yanında olumlu taraflarını daha çok görebilirdim.
 
tittir edilen bir ilçede çalıştım ben ilk atamada; 6 sene az buz değil katlandım. kanalizasyonu bile yoktu. o dönemde şimdiki malatyayı verseler kosa kosa giderdim. ailemden 800 km uzaktaydım bir de.. yani ben de danışmanın dediklerine katılıyorum. iş ortamın iyi olursa hepsini unutturur ankarada mobbing gormekten iyidir malatyada rahat etmek. sosyallik sosyallik diye diretmeni anlayamadım. türkiye battu bitti ne sosyalliği, turkiyede sosyallik 10 sene once bitti :/
Umuyorum iş ortamı iyi olur en azından.
 
Bu arada Malatyali kalabalık bir aile tanıyorum ufacık iletişim kurmama rağmen hala selam verirler kimseyle sorunları yoktur gayet normal insanlar tüm şehirden korkman artık mizmizliga girecek
Her şehrin bir kimliği "bence" vardır. Gördüğüm kadarıyla "bence" Malatya biraz daha muhafazakar bir il. Belki de büyükşehirden gittiğim için öyle görünüyordun bana bilemiyorum. İnsanları çok korkunç ölüyorum korkudan, diye bir şey demedim. Deprem dönemi çok yardımsever çok iyi insanlar da gördüm. Her yerin iyisi kötüsü mutlaka vardır. Bu Malatya 'ya özgü değil. Her yer için geçerli. Ama benim akraba grubum çok değişik, şeytan toplama kampı sanki. Bunun ille bir alakası yok tabi ki. Yukarıda birkaç örnek vermiştim mesela.
 
van depreminden sonra arkadaslarım vana atanmıstı onların ortamı ankara istabuldan iyiydi… Keske vana atansaydım demistim
Van depreminde Van hasar aldı sadece. Şimdi yıkım çok büyük. Gerçekten iller toparlanabilecek mi bilmiyorum. Malatya 'yı sevmediğimi söylüyorum ama günler sonra merkeze gidip şehri öyle yıkılmış ve öyle terk edilmiş tenha gördüğümde çok üzülmüştüm. Yıllardır orada yaşayan insanlar ne hale gelmiştir. Çocukluğunun geçtiği sokakların viraneye dönmesi katlanılmaz bir şey olsa gerek. Bunun yanında hastanelerin sağlıkçı sıkıntısı da vardı. Tercih danışmanı "O gitmek istemezse, bu gitmek istemezse bu kalan insanlar ne olacak?" demişti. Bilmiyorum benim için bu hayırlı olandı belki de.
 
28 tane ilk gezdim, hatirlayip sayabildigim belki daha fazladir. Sizin beklediginiz ortam kiyi illerinde var. Hatta kiyi ili demek bile yetersiz kalir, yabanci turist alan sehirlerde var diyeyim. Antalya, izmir, mugla vb, mesela aydını bile tamamen dahil edemem, yer yer bu sekilde... hatta ve hatta bu şehirlerin her semtinde aradiginiz ortam yok. Bir köyüne, ilcesine atanirsaniz merkeze gitmeniz lazim. Ispartada da beklediginiz canlı hayat var ama belli yerlerde var. Izmirde olsaniz karsiyaka, alsancak, aliaga, orası burasi derken bir yer bulursunuz eglenecek.
Attiginiz taş urkuttugunuz kuşa degmeyecek. Oyumu kadrodan yana kullanıyorum
 
Bence kamuda kalıp hafta sonu resmi tatil yıllık izinleri sosyalleserek kullanmak çok mantıklı olur görev yerindeyken de kitap okumak film değişik yemekler yürüyüş vs yaparak hoş bir yaşam şekli oluşturulabilir ben iki çocuğumla doğuyu göze aldım giderim dedim 41 açtım doğu yüksek kapattı ucuz diye insanlar tatilde gelir gezerim diye yazıyor doğuyu
 

28 tane ilk gezdim, hatirlayip sayabildigim belki daha fazladir. Sizin beklediginiz ortam kiyi illerinde var. Hatta kiyi ili demek bile yetersiz kalir, yabanci turist alan sehirlerde var diyeyim. Antalya, izmir, mugla vb, mesela aydını bile tamamen dahil edemem, yer yer bu sekilde... hatta ve hatta bu şehirlerin her semtinde aradiginiz ortam yok. Bir köyüne, ilcesine atanirsaniz merkeze gitmeniz lazim. Ispartada da beklediginiz canlı hayat var ama belli yerlerde var. Izmirde olsaniz karsiyaka, alsancak, aliaga, orası burasi derken bir yer bulursunuz eglenecek.
Attiginiz taş urkuttugunuz kuşa degmeyecek. Oyumu kadrodan yana kullanıyorum
Isparta 'ya gitmiş miydiniz hiç?
 
Isparta 'ya gitmiş miydiniz hiç?
Evet ama üniversite cevresini tam bilmiyorum. Onun dışında dogu ili kadar tutucu bir sehir olmamakla beraber İstanbul, Antalya gibi hareketli ve eglenceli oldugunu soyleyemecegim. Nasil anlatsam bilemedim, hayat belli bir saatten sonra duruyor diyeyim.
Mesela Istanbulda gecenin bir vakti bile olsa bir semtten bir semte kolayca gidersiniz, disarida mutlaka insan olur(kalabalik guven verir cogu zaman). Isparta oyle degil. Gece toplu tasima hizmeti bile olmayabilir. Imkanlarini arastirdiniz mi? Mesela gece otobüs, metro sıklığı az olsa bile ulasimin devam etmesi benim icin onemli bir kriter olabilirdi.
 
Siz hangi üniversitedesiniz? Hocanın söyledikleri tamamen doğru mu? Yerimde olduğunuzu düşünseniz tercihiniz ne olurdu?
büyük üniversitelerden birinde çalışıyorum yaklaşık 17 yıldır. yerinizde olsam kadroyu tercih eder yıllık izinde nereyi gezsem diye düşünürdüm
 
Doğrusunu söylemek gerekirse dediğiniz gibi şimdi diyorum ki keşke Sahra 'ya gitmeyi göze alsaydım ama ne aileme ne de akbaba gibi akrabalarıma yakın bir konumda olmasaydım. Yani onlar bildiğiniz normal akraba gibi değiller çok değişikler. Daha bugün annemin yeğeni aramış "Neyse, Mahh gelince kiralık ev bulur. Siz de gelirsiniz." diyor. Yıkılmış bir şehre atanmışım, kafaları hala bende. Allah'ın cezaları bir unutmuyorlar beni. Önceki hayatımda farklı bir ilde olduğum için ve sevmediğim için hiç muhatap olmuyordum. Onları doğru düzgün tanımıyordum bile. Nasıl desem, onlara ve onların hadsiz müdahalelerine karşı bağışıklığım yok. Çok takıyorsun onları çok büyütüyorsun, diyeceksiniz belki. Ama Malatya çok küçük bir il depremin yıkıcılığı ile yaşanabilir alan daha da daraldı. Oradan buradan yine karşıma çıkıp yine beni huzursuz ve mutsuz edecekler.
Fazlasıyla abartıyorsun durumu, ortada bu kadar trajedi yapacak bir şey yok. Altı üstü ittirin gidin hayatımdan, size ne diyeceksin onlar da 3 5 ay konuştuktan sonra unutacak seni. Senin hayatın bu, altın tepsiyi sen üretip servisini de kendin yapacaksın, malatya yazacağına hatay adıyaman maraş yazsaydın, ne diyelim ki sana, ben ilk atamada ailemin yanında mahsur kalmayayım diye kendi memleketimin adını bile andırmadım. Yazarken düşünmedin şimdi iptal edeceksin. Atanamayan bir insanın hakkına girmiş olacaksın, adil mi bu
 
Hemşire maaşı ile bir araba almak bana hayal gibi geliyor. En makul araba 400-500 bin. Herhalde çok uzun bir süre kredi ödemem gerekir. Yediz sekiz ay öncesine kadar İstanbul'da yaşıyordum zaten. Herkesin her gece partiye gitmediğini de biliyorum pahalılığını da biliyorum. Orada alıma çıkan hastanelerin %95'i bana geliyordu. Çok sevmeme ve çok özlememe rağmen İstanbul'u pahalılığı yüzünden yazmadım.
Kendime zarar verecek noktaya geldiğim doğru. Çünkü neyi en çok istemiyorsam o önüme çıkıyor. Konularımı takip ettiyseniz bunu fark etmişsinizdir.
Paylaşımınız için teşekkür ediyorum.
Hanımefendi, 400 bin liralık arabaya biniyorum, finansçıyım, ailemden destek almadım hiç, ilk arabam 2002 model Clio idi, bildiğim kadarıyla hala 140 bin civarı. Siz de madem durumunuz el vermeyecek, ilk başta benim gibi eski model alıp, borç bittikçe üstüne kredi çekip yükseltirsiniz. Kendinize acı çektirmeyi bırakın.

Lütfen biraz olumlu taraflarını görün kendinizi bu şekilde çok yoruyorsunuz.
 
Ben hayatı bu kadar planlı yaşamaya çalışmanızı doğru bulmuyorum açıkçası.
Garanti bir işiniz olmuş.
Tayin hakkınız doğana kadar beklemenizin de size bir zararı olacağını sanmıyorum.
Isparta için mobing olayını yok sayalım, orada istediğiniz sosyalliği yakalayabileceğinizin bir garantisi veya her şeyiyle o şehirde mutlu olacağınızın bir garantisi yok.
Mümkün olan şartlarda kendinizi mutlu edecek şeyler bulup Malatya'da tayin hakkınızı beklemeniz daha doğru bence.
 
X