• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kardeşimden NEFRET ediyorum

Baya boş beleş insan kaynıyor burası ama ülkenin linç kültürü o kadar gelişmiş ki eleştiri yapmak kolayınıza geliyor sizin gibilerde çözüm üretmek gibi bir kavram yok. Kaos kültürüyle yetişen bireylere sadece acıyorum başka ne yapılabilir ki zaten 🤷🏻‍♀️ Ayrıca bilgi seviyenizi bilemem ama anlama sorunu olmuş sanırım hadi abla götürüp hastaneye yatırsın yazmadım ailesiyle paylaşması için öneride bulundum zaten kitap okuyun lütfen ihtiyacınız var sanırım. Bir de ordan buradan duyduğunuz bir kaç bilgi ile yorum yapmayın komik duruyor.
:işsiz:
 
Daha önce de burada konu açmıştım ergen kardeşimin şımarıklıkları ile alakalı.

O günden sonra psikayatra götürdük psikolog eşliğinde. Babam bu sıkışık döneminde bile, psikiyatr fiyatlarından haberiniz vardır, dünya para döktü sırf biraz iyileşme olsun diye.
Bugün eve sarhoş geldi, boğma alıp içmişler. Daha 16 yaşında olmasını geçiyorum açık içki almak nedir kör olursun ölürsün diyoruz gülerek ölüm umrumda değil diyor. Onun hayatıymış, karışamazmışız.
Babam kalp hastası, adam bu aptal çocuğa bağırırken bir şey olacak düşüp yığılacak diye o kadar korktum ki…
İntihar düşüncesi, ölüm düşüncesi asla kurtaramıyoruz bu düşüncelerden. O kadar antidepresan hiçbir halta yaramadı demek ki.
Keşke doğmasaydı diyorum içimden müthiş bir öfkeyle, sonra ona dönüyorum yumuşak bir ses tonuyla konuşuyorum tedavi sürecinde zaten psikolojisi bozulmasın diye. Böyle diye diye bizim psikolojimiz bozuldu.
Eğer sorunun aileden kaynaklı olmadığını düşünüyorsanız mutlaka çevresini değiştirin. Amacı olan gençlerin arasında eğitim almasını sağlayın, aile olarak o tür insanlarla görüşüp onların çocukları ile arkadaşlık etmesini sağlayın ve çevresinin değişmesi için okul gerekirse şehir değiştirin.
 
Neden gelirler peki? Sevgi gören, bir dediği iki edilmeyen, karnı tok sırtı pek bir çocuk neden bu hale gelir?
Merhaba. Konunun tamamını okuyamadım, önceki konuya biraz baktım zamanım olduğunda bakacağım ama az çok anladığım kadarıyla kardeşinizin baya baya psikolojik sorunu var. Kendim de çok fazla psikolojik sorun geçirdim o yüzden yardımcı olmak istiyorum. Sonraki yorumlarda gördüm bipolar falan denmiş ama dediğim gibi çok detaylı okuyamadım. Eğer o kadar antidepresana rağmen hala intihar düşünceleri varsa tanı yanlış konmuş olabilir. Bazı hastalıklarda yüksek doz antidepresan faydadan çok zarar verir (tiroid hastası olmayan birine tiroid ilacı vermenin zararlı olduğu gibi) . Mesela bana ilk başta depresyon teşhisi kondu, sürekli antidepresan kullandım. İki farklı antidepresan kullandım, antipsikotik vs de kullandım. Ama hiç iyi gelmedi aksine hep daha kötü oldum. Sonrasında maalesef intihar girişimim oldu ama emin olun ne yaptığımı bile pek bilmiyordum. Kontrolsüz bir durumdu. Çok kötü durumdaydım halüsinasyon gördüğüm bile oluyordu. Sonrasında hastaneye yattım, orada bipolar bozukluk tanısı kondu ve doğru tedaviyi almaya başladım. İki sene geçti. İntihar düşüncelerim hala ara ara nüksediyor özellikle şu sıralar. Ama taburcu olduktan sonra hiç intihar girişimim olmadı. Kendimi kontrol etmeyi öğrendim. Belki de doğru teşhis konsaydı, doğru tedaviyi alsaydım hastaneye bile yatmam gerekmeyecekti. Siz her şeyi doğru yapmış olabilirsiniz. Benim ailem de öyleydi. Ben küçükken (ergenlikten bahsetmiyorum, daha ilkokul çağında) ailemle aşırı fazla kavga ettik, annem de ruhsal olarak pek iyi değildi o beni çok üzdü o dönem. Ama sonrasında iyi bir aileydik. Ona rağmen bende böyle bir hastalık çıktı. Ailem iyi olduğu halde ben böyle oldum. Çünkü bunlar beyinde başlayan şeyler. Beyninizde en ufak bir kimyasalın miktarı azalırsa ya da artarsa bunlar olabiliyor. Her zaman somut bir sebep aramak mümkün olmuyor. Biliyorum daha soyut şeyler olduğu için kabullenmek daha zor oluyor. Kanser olsa mr sonucuna bakıp dersiniz "evet hasta" diye. Ama bu hastalıkların bir testi, tahlili yok maalesef. O yüzden de bunu kabullenmek zor oluyor, "ne eksiği var ki böyle oldu yediği önünde yemediği arkasında" diye düşünülüyor. Sizi çok iyi anlıyorum. Benim ailem de böyle düşündü. Ama nasıl ki bir kişi diyabet hastası olduğunda "her istediğini yapıyoruz nasıl diyabet hastası olur" diyemiyorsak, bipolar olduğunda ya da başka bir psikiyatrik bozukluğu olduğunda da bunu demek söz konusu değil. Bir de önceki konuda baya bir kişi "sadece şımarık" "sadece ergen" yazmış. Lütfen buna inanmayın. Bir insan zor bir ergenlik geçirse bile kolunu jiletlemesi normal bir şey değil. Kaldı ki bu ergenlikten olsa bile zaten müdahele edilmesi gereken bir durum. Kardeşiniz karakter olarak şımarık olabilir belki bunu bilemem. Ama kendini jiletlemek, ölmek istemek normal durumlar değil. Bunlar onun seçimi değil. Kendim yaşamasam bu kadar emin konuşmazdım. Önceki konuda "ne yaşadın ki diye suratına çarpacaktım" tarzı bir şey yazmışsınız. Bu depresyon hali insana dünyanın en kötü şeylerini yaşamış hissini veriyor. Sanki dünyanın bütün yükünü kendisi taşıyormuş, sanki en büyük acıları o çekmiş gibi hissediyor. Depresyonun özelliği zaten bu. Bunu duymak saçma gelecek belki ama üzücü de olsa mutsuzluğun her zaman büyük bir sebebi olmak zorunda değil. Bunun hastalık olduğunu, kardeşinizin kötü, nefret edilesi, şımarık biri olmasına bağlı olmadığını anlamanız gerekiyor. Bir de evde değildim beş senedir demişsiniz, o beş senede neler yaşadı onu da detaylı bilmiyor olabilirsiniz. Ya da çocuğun dışarıda neler yaşadığını bilmiyorsunuz. Bir ihtimal belki sizin bilmediğiniz alanda bir şeyler yaşanmış olabilir. Ama hastalık olması daha olası bence. Bakın şu anda kardeşim çok şımarık, ergen, ondan nefret ediyorum, mutsuz olacak ne var diyorsunuz ama eğer bir gün gerçekten dediğini yapıp da hayatına son verirse ömür boyu bunun pişmanlığıyla yaşarsınız. Bunu dillendiren insanlar er geç eyleme geçiyor. Hastanede kendim dahil intihar girişiminde bulunmuş/intihar düşüncesi olan çok insan vardı. Şimdi sağlıklı ruh halinde olunca, evet, "mutsuz olacak hiçbir şey yok" diyebiliyorum. Ama zihni o halde olan bir insan diyemiyor. Umarım hiç böyle bir şey yaşamazsınız ama bunu yaşamadan anlamak çok zor. Bana kalırsa bir doktorlar, bir de hastalar anlıyor bunların nasıl şeyler olduğunu. Anlamasanız bile en azından yargılamamaya çalışın, hissettirmemeye çalışın. Bir de doktor yatış kararı verirse belki babanıza da kardeşinize de bir nebze iyi gelir, babanız stresten biraz olsun uzaklaşır. Çocuk da iyice tedavi olur. Lütfen sizi yargıladığımı düşünmeyin, ne hissettiğinizi anlıyorum benim ailem de bu kadar kötü olmasa bile bunları yaşadı. Tek fark ben asi değildim, içime kapanıyordum, kavga etme olayları falan yoktu. Ama süreci geçirdiler, neler yaşadıklarını anlıyorum. İleride muhtemelen pişman olacak emin olun. Ama şu an anlayamıyor. Önce normale dönmesi gerek. Lütfen doktorla ciddi şekilde konuşun.
 
Ben de anti bi örnek yazayım, bire bir yaşadım. Herkes maşallah çok emin; bi de böyle okusunlar:

Ben annemde ve babamda iki ucu gördüm mesela Kudra; ergenliğim o kadar travmatik geçti ki, her bir dakikasına kadar hala hafızamda kayıtlı diyebilirim, o kadar derin, kazılı ve sarsıcı şeyler yaşandı. Dışarıdan bakıldığında o kadar mükemmel bir aileydik ki, annemin çocuk yetiştirmesini parmakla gösterirlerdi. Ailemiz örnek alınırdı.

Bizim ailemizde fiziksel şiddet asla yaşanmadı ancak psikolojik şiddet vardı ve bunu annem, farkında olmadan yapıyordu. Korktuğu, başıma bir şey geleceği için sürekli bir men etme, yasaklama, takip etme, dikte hali vardı ve beni bana bırakmayacak kadar her şeyime, saygısızca ve güvensizce müdahildi. Bu çok uç bir davranış.
Aynı şekilde tersine, babamın da "Hayır"ı yoktu. Biliyor musun ben hastalandığımda dayım da tıpkı buradaki bazı tipler gibi "Şımarttınız tepenize çıkardınız" dediler benden için ve üstelik beni dayakla terbiye etmeye çalıştı bir de "Siz çok yüz verdiniz, biraz sıkıyı görsün!" diye.

Sonrasında hastanede başımda özür dileyip ağlıyordu dayım. :)
Çünkü benim elimde değildi davranışlarım, küçük yaşlarda bazı travmalar sonucu tetiklenmiştim, ailem bu işaretleri anlamadı. 13 yaşında yeme bozukluğu, 15 yaşında çeşitli alkol ve uyuşturucu maddelere merak salma... Hepsi. Hepsine annem ve dayım "Şımarıklık" dediler. Annem "Neyin eksik, neyin ha?" diye çok bağırdı. Özgürlüğüm eksikti. :)

Olanı söyleyeyim; 21 yaşında bir krizle beraber hastaneye kaldırıldım ve bipolar olduğumu öğrendiler.
Bunu hala daha doktorumla konuşuruz, nitekim ailedeki ilk ve tek bipolar hastası benim ve bu zemini hazırlayan, annem ve babamın iki farklı uçta, sürekli birbirleri ile çelişen kararlar verip bana uygulatmaya çalışmaları mıydı ki diye. :)

Şimdi bir çocuk yetiştiriyorum biliyorsun, bana da benziyor bazı huyları ve hemen kendimi onda gördüğüm anda annem ve babam ne yapıyorlarsa, onlar gözümün önüne geliyor. O kadar içgüdüsel oluyor ki, annemden de babamdan da törpülüyor ve çocuğuma dengeli bir şeyler sunmaya çalışıyorum ve o kadar uyumlu bir çocuk şekilleniyor ki dilimi ısırayım; annemin bende vakti zamanında şikayet ettiği hiçbir şeyi oğlumda görmedim. Çünkü ona annemin bana davrandığı gibi katı bir diktatör gibi davranmıyorum ve babam kadar da sınırsız bırakmıyorum.

Şansım şudur ki, ben hastalandığımda annem kendini sorgulamaya başladı ve "Sen, bana beni öğrettin kızım" diyebildi. Biz annemle bir hastane bahçesinde, ben deli gömleği giyerken sarıldık ve ilk kez o gün gerçekten anne-kız gibi hissettim, annemin oyuncak bebeği olmadığımı ilk kez o gün hissettim.

Kardeşim, kardeşim gerçekten mükemmel bir çocuk; başka bir yerde anlatmıştım; benim hastalığımı görüp psikiyatri acil hemşiresi oldu, bipolar üzerine bol bol okudu ve sahada deneyimli bir hemşire. Onunla gurur duyuyorum. Annem bende anneliği öğrendi, kardeşimde, bende yaptığı hataları yapmadı. Ayrıca her zaman arada tampon bir ablası oldu onun. İletişimde kalan, aile olan.

Bizim gibi mükemmel(!), yavrularına bir fiske vurmamış ebevenylerin elinden bir şımarık(!) çıktı. :)
Ama onlar sokaklara atmak yerine, sevgiyle sarıp kendilerini sorgulayarak değiştirmeyi başardılar. Onlar "Biz hata yaptık" diyebildiler, "Biz fark edemedik" diyebildiler, annem "Çok sıktım, kendi korkularım yüzünden senin hayatından çaldım" diyebildi. Babam "Her şeyine evet deyip üzerimden sorumluluğu attığım ve sana -hayır-ı öğretmediğim için özür dilerim" diyebildi. Ve benim iyileşmem gerçek manada işte o zaman başladı.

Kardeşim sağlam çıktı, annem ve babam değişti, ben iyileştim ve şimdi hep beraber benim oğlanı büyütüyoruz.

Öyle güzel anlatmışsınız ki. Benim yaşım sizlerden daha küçük, tanı konalı da çok olmadı (yaklaşık iki sene, üç senedir de doktora gidiyorum) (tam olarak klasik bir bipolar tanısı konmadı, tanımlanmamış bipolar bozukluk dendi, biraz daha hızlı döngülü ve ataklar kısa süreli seyrettiği, gün içinde defalarca aşırı uç duygudurum değişikliği yaşadığım için, ama ataklar aynı belirtilerle gidiyor) ve biliyor musunuz, yaşadıklarınıza benzer şeyler yaşadım. Ailemde şiddet yok, maddi durumumuz iyi. Ama annemle çok sorunum vardı. Ergenlikten ziyade ilkokul çağında çok sorun yaşadık. Hep de dışlanan bir insandım. Ama ailem iyiydi. Dışarıdan bakan herkes bunu görebilirdi. İlk kez depresyona girdiğimde hep yargılandım. Babam çok kızdı. "Ben neler yaşadım sen biliyor musun, ben intihar mı ediyorum" dedi, bağırdı, çağırdı. Annem de tam tersi, ilk defa anlayışlıydı bana karşı. Arada bir o da patlıyordu gerçi :) sonra iş yön değiştirdi, manik durumlar görüldü. Sizinki kadar ağır olmadı hiç, ama hastanelik oldum işte :) hastanede babamla kaldım, orada bile azarımı işittim ama "ne derdin var ki" diye. Kriz geçirip babamın bana trip attığı zamanları bilirim hastanede yatarken :) hep hemşireler destek oldu, beni teselli etti, sarıldılar, babama içten içe çok kızarlardı böyle yaptığı için :) Ama biz o kadar şey yaşadığımız halde sizin gibi bir aile olamadık. Uzun zamandır o hale gelmedim tekrar, ama gelsem babamın vereceği tepkinin olumsuz olacağına öyle eminim ki. Anneme arada bir açıldığımda onun da tepkisi olumlu olmuyor. Duygudurumum her bozulduğunda kendi kendime yaşamak zorunda kalıyorum. Psikiyatristime çoğu zaman dürüst bile olamıyorum, aileme söyleme ihtimali olan şeyleri anlatamıyorum, o da durumun ciddiyetini anlayamıyor. Keşke sizin aileniz gibi ders alsalardı, bunu çok isterdim. Babam ilacımın dozu arttırıldığında bana tavır yapmıştı çok iyi hatırlıyorum :) o yüzden doktor doz artırımı yapmak istediğinde babama söylemesin diye yalvarmak zorunda kalıyorum. Bazen de birçok semptomu gizlemek zorunda kalıyorum, halbuki dürüst olsam tedavi daha iyi gidecek. Ama olamıyorum. Haftaya doktorumu göreceğim aylar sonra, son gittiğimden beri o kadar zor zamanlar yaşadım ki, birçok semptom gösterdim, baş etmekte çok zorlandım, intihar düşünceleri arttı falan, ama hiçbirini adamakıllı anlatamayacağım muhtemelen. Belki bir gün doktor beni iyi sanarken atak geçirip canıma kast edeceğim, belki bu sefer başarıp öleceğim bilmiyorum :) Halbuki babam kızmasa, beni suçlamasa, ben de kötüye gittiğimde doktoruma açılabilirdim, o da tedavimi ona göre düzenlerdi. Doktora intihar düşüncesini söyleyememek nedir ya :) bir de zaten iki kere girişimim olmuştu, riskli bir durum. Ama elimden bir şey gelmiyor :) Benim babam iyi biridir, gerçekten. Ama benden hiç bu şekilde özür dilemedi. Çok çabuk parladığı, beni gerdiği, duygularımı bastırmak zorunda bıraktığı için hiç özür dilemedi. Hatta babam benden bugüne kadar kaç kere ciddi anlamda özür dilemiştir, inanın bilmiyorum. Hiç hatasını kabul etmez. Annem de çok katı bir anne olduğunu kabul etmedi hiç, aslında hiç bu konuyu onunla konuşmadım ama o da hiç söylemedi, hata yaptığına inandığını da sanmıyorum. Şu an katı değil, kendisi de antidepresan kullanıyor senelerdir. Aramız çok çok daha iyi. Ama sizin gibi olmadık hiç. Keşke sizin gibi olabilseydik. En azından bunların benim iradem dahilinde gerçekleşmediği konusunda hemfikir olabilseydik. Ama olsun, sizin hikayenizin bu şekilde devam etmesi beni çok mutlu etti. Niye bu kadar yazdın, ben senin derdini dinlemek zorunda mıyım dersiniz belki ama şundan yazdım, sizin anlattıklarınızın geçmiş kısmını ben kendi yaşadıklarıma çok benzettim, o yüzden yazmak istedim. Kimseye de anlatamıyorum, böyle arada bir bazen kağıda bazen buralara yazıyorum, bir de kendim tam normale dönmemişken bunları yaşayan insanlara tavsiye vermeye çalışıyorum. Keşke onlara verdiğim tavsiyeleri kendime uyarlayabilsem :) Çok konuştum. Umarım yorumunuzun altında bu kadar zırvaladığım için kızmazsınız :) sadece yakın hissettim, benzer hikayelerden dolayı. Umarım hep mutlu olursunuz.
 
Son düzenleme:
Merhaba. Konunun tamamını okuyamadım, önceki konuya biraz baktım zamanım olduğunda bakacağım ama az çok anladığım kadarıyla kardeşinizin baya baya psikolojik sorunu var. Kendim de çok fazla psikolojik sorun geçirdim o yüzden yardımcı olmak istiyorum. Sonraki yorumlarda gördüm bipolar falan denmiş ama dediğim gibi çok detaylı okuyamadım. Eğer o kadar antidepresana rağmen hala intihar düşünceleri varsa tanı yanlış konmuş olabilir. Bazı hastalıklarda yüksek doz antidepresan faydadan çok zarar verir (tiroid hastası olmayan birine tiroid ilacı vermenin zararlı olduğu gibi) . Mesela bana ilk başta depresyon teşhisi kondu, sürekli antidepresan kullandım. İki farklı antidepresan kullandım, antipsikotik vs de kullandım. Ama hiç iyi gelmedi aksine hep daha kötü oldum. Sonrasında maalesef intihar girişimim oldu ama emin olun ne yaptığımı bile pek bilmiyordum. Kontrolsüz bir durumdu. Çok kötü durumdaydım halüsinasyon gördüğüm bile oluyordu. Sonrasında hastaneye yattım, orada bipolar bozukluk tanısı kondu ve doğru tedaviyi almaya başladım. İki sene geçti. İntihar düşüncelerim hala ara ara nüksediyor özellikle şu sıralar. Ama taburcu olduktan sonra hiç intihar girişimim olmadı. Kendimi kontrol etmeyi öğrendim. Belki de doğru teşhis konsaydı, doğru tedaviyi alsaydım hastaneye bile yatmam gerekmeyecekti. Siz her şeyi doğru yapmış olabilirsiniz. Benim ailem de öyleydi. Ben küçükken (ergenlikten bahsetmiyorum, daha ilkokul çağında) ailemle aşırı fazla kavga ettik, annem de ruhsal olarak pek iyi değildi o beni çok üzdü o dönem. Ama sonrasında iyi bir aileydik. Ona rağmen bende böyle bir hastalık çıktı. Ailem iyi olduğu halde ben böyle oldum. Çünkü bunlar beyinde başlayan şeyler. Beyninizde en ufak bir kimyasalın miktarı azalırsa ya da artarsa bunlar olabiliyor. Her zaman somut bir sebep aramak mümkün olmuyor. Biliyorum daha soyut şeyler olduğu için kabullenmek daha zor oluyor. Kanser olsa mr sonucuna bakıp dersiniz "evet hasta" diye. Ama bu hastalıkların bir testi, tahlili yok maalesef. O yüzden de bunu kabullenmek zor oluyor, "ne eksiği var ki böyle oldu yediği önünde yemediği arkasında" diye düşünülüyor. Sizi çok iyi anlıyorum. Benim ailem de böyle düşündü. Ama nasıl ki bir kişi diyabet hastası olduğunda "her istediğini yapıyoruz nasıl diyabet hastası olur" diyemiyorsak, bipolar olduğunda ya da başka bir psikiyatrik bozukluğu olduğunda da bunu demek söz konusu değil. Bir de önceki konuda baya bir kişi "sadece şımarık" "sadece ergen" yazmış. Lütfen buna inanmayın. Bir insan zor bir ergenlik geçirse bile kolunu jiletlemesi normal bir şey değil. Kaldı ki bu ergenlikten olsa bile zaten müdahele edilmesi gereken bir durum. Kardeşiniz karakter olarak şımarık olabilir belki bunu bilemem. Ama kendini jiletlemek, ölmek istemek normal durumlar değil. Bunlar onun seçimi değil. Kendim yaşamasam bu kadar emin konuşmazdım. Önceki konuda "ne yaşadın ki diye suratına çarpacaktım" tarzı bir şey yazmışsınız. Bu depresyon hali insana dünyanın en kötü şeylerini yaşamış hissini veriyor. Sanki dünyanın bütün yükünü kendisi taşıyormuş, sanki en büyük acıları o çekmiş gibi hissediyor. Depresyonun özelliği zaten bu. Bunu duymak saçma gelecek belki ama üzücü de olsa mutsuzluğun her zaman büyük bir sebebi olmak zorunda değil. Bunun hastalık olduğunu, kardeşinizin kötü, nefret edilesi, şımarık biri olmasına bağlı olmadığını anlamanız gerekiyor. Bir de evde değildim beş senedir demişsiniz, o beş senede neler yaşadı onu da detaylı bilmiyor olabilirsiniz. Ya da çocuğun dışarıda neler yaşadığını bilmiyorsunuz. Bir ihtimal belki sizin bilmediğiniz alanda bir şeyler yaşanmış olabilir. Ama hastalık olması daha olası bence. Bakın şu anda kardeşim çok şımarık, ergen, ondan nefret ediyorum, mutsuz olacak ne var diyorsunuz ama eğer bir gün gerçekten dediğini yapıp da hayatına son verirse ömür boyu bunun pişmanlığıyla yaşarsınız. Bunu dillendiren insanlar er geç eyleme geçiyor. Hastanede kendim dahil intihar girişiminde bulunmuş/intihar düşüncesi olan çok insan vardı. Şimdi sağlıklı ruh halinde olunca, evet, "mutsuz olacak hiçbir şey yok" diyebiliyorum. Ama zihni o halde olan bir insan diyemiyor. Umarım hiç böyle bir şey yaşamazsınız ama bunu yaşamadan anlamak çok zor. Bana kalırsa bir doktorlar, bir de hastalar anlıyor bunların nasıl şeyler olduğunu. Anlamasanız bile en azından yargılamamaya çalışın, hissettirmemeye çalışın. Bir de doktor yatış kararı verirse belki babanıza da kardeşinize de bir nebze iyi gelir, babanız stresten biraz olsun uzaklaşır. Çocuk da iyice tedavi olur. Lütfen sizi yargıladığımı düşünmeyin, ne hissettiğinizi anlıyorum benim ailem de bu kadar kötü olmasa bile bunları yaşadı. Tek fark ben asi değildim, içime kapanıyordum, kavga etme olayları falan yoktu. Ama süreci geçirdiler, neler yaşadıklarını anlıyorum. İleride muhtemelen pişman olacak emin olun. Ama şu an anlayamıyor. Önce normale dönmesi gerek. Lütfen doktorla ciddi şekilde konuşun.
Bir ekleme yapmak istiyorum, diğer arkadaşların mesajlarını okuyunca bunu yazmasam olmazdı. Eski konularla ilgili mesajlar gördüm. Lütfen önceki yazdıklarımı unutun. Ben bunları çocuğuna iyi bakan, sorunsuz, dayak atmayan iyi bir aileyse diye yazmıştım. Belli ki öyle değilmiş. Kendiniz de açmışsınız öyle konular. Kusura bakmayın ama bu hastalıklar için zaten hasta suçlanamazken, bir de o şartlarda büyümüş ve üstelik beş sene boyunca ne yaşadığını bile bilmediğiniz birini bu hale geldiği için suçlama hakkınız yok. Bırakın çocuğu şeytan gibi göstermeyi! Yazık çocuğa, umarım kendini öldürmeden huzura kavuşur.
 
Yazdığım her şeyi geri alıyorum kendini anne, baba sanan bu 2 manyaktan kaçmakta çok haklı çocuk. Dayak var, baskı var belli ki usanmış
aynı noktaya ben de geldim maalesef. orhun kitabeleri gibi mesaj yazdım, sizi anlıyorum ama çocuğa iyi davranın gibisinden. konu sahibine üzüldüm falan. yazmaz olaydım. Mesaj silinmiyor ki sitede sileyim. Böyle insanlara yardımcı olmaya çalışmaya bile değmez. Kendine hakaret edilince konu açıp hemen iç dökmüş, kardeşi bu hale geldi diye nefret ediyor. Bu nasıl bir vicdansızlık? Zavallı çocuk.
 
aynı noktaya ben de geldim maalesef. orhun kitabeleri gibi mesaj yazdım, sizi anlıyorum ama çocuğa iyi davranın gibisinden. konu sahibine üzüldüm falan. yazmaz olaydım. Mesaj silinmiyor ki sitede sileyim. Böyle insanlara yardımcı olmaya çalışmaya bile değmez. Kendine hakaret edilince konu açıp hemen iç dökmüş, kardeşi bu hale geldi diye nefret ediyor. Bu nasıl bir vicdansızlık? Zavallı çocuk.

Mesajınız sadece konu sahibinin işine yaramıyor... Burayı binlerce insan okuyor, görüyor. Mutlaka birilerine faydası olacaktır..
 
Öyle güzel anlatmışsınız ki. Benim yaşım sizlerden daha küçük, tanı konalı da çok olmadı (yaklaşık iki sene, üç senedir de doktora gidiyorum) (tam olarak klasik bir bipolar tanısı konmadı, tanımlanmamış bipolar bozukluk dendi, biraz daha hızlı döngülü ve ataklar kısa süreli seyrettiği, gün içinde defalarca aşırı uç duygudurum değişikliği yaşadığım için, ama ataklar aynı belirtilerle gidiyor) ve biliyor musunuz, yaşadıklarınıza benzer şeyler yaşadım. Ailemde şiddet yok, maddi durumumuz iyi. Ama annemle çok sorunum vardı. Ergenlikten ziyade ilkokul çağında çok sorun yaşadık. Hep de dışlanan bir insandım. Ama ailem iyiydi. Dışarıdan bakan herkes bunu görebilirdi. İlk kez depresyona girdiğimde hep yargılandım. Babam çok kızdı. "Ben neler yaşadım sen biliyor musun, ben intihar mı ediyorum" dedi, bağırdı, çağırdı. Annem de tam tersi, ilk defa anlayışlıydı bana karşı. Arada bir o da patlıyordu gerçi :) sonra iş yön değiştirdi, manik durumlar görüldü. Sizinki kadar ağır olmadı hiç, ama hastanelik oldum işte :) hastanede babamla kaldım, orada bile azarımı işittim ama "ne derdin var ki" diye. Kriz geçirip babamın bana trip attığı zamanları bilirim hastanede yatarken :) hep hemşireler destek oldu, beni teselli etti, sarıldılar, babama içten içe çok kızarlardı böyle yaptığı için :) Ama biz o kadar şey yaşadığımız halde sizin gibi bir aile olamadık. Uzun zamandır o hale gelmedim tekrar, ama gelsem babamın vereceği tepkinin olumsuz olacağına öyle eminim ki. Anneme arada bir açıldığımda onun da tepkisi olumlu olmuyor. Duygudurumum her bozulduğunda kendi kendime yaşamak zorunda kalıyorum. Psikiyatristime çoğu zaman dürüst bile olamıyorum, aileme söyleme ihtimali olan şeyleri anlatamıyorum, o da durumun ciddiyetini anlayamıyor. Keşke sizin aileniz gibi ders alsalardı, bunu çok isterdim. Babam ilacımın dozu arttırıldığında bana tavır yapmıştı çok iyi hatırlıyorum :) o yüzden doktor doz artırımı yapmak istediğinde babama söylemesin diye yalvarmak zorunda kalıyorum. Bazen de birçok semptomu gizlemek zorunda kalıyorum, halbuki dürüst olsam tedavi daha iyi gidecek. Ama olamıyorum. Haftaya doktorumu göreceğim aylar sonra, son gittiğimden beri o kadar zor zamanlar yaşadım ki, birçok semptom gösterdim, baş etmekte çok zorlandım, intihar düşünceleri arttı falan, ama hiçbirini adamakıllı anlatamayacağım muhtemelen. Belki bir gün doktor beni iyi sanarken atak geçirip canıma kast edeceğim, belki bu sefer başarıp öleceğim bilmiyorum :) Halbuki babam kızmasa, beni suçlamasa, ben de kötüye gittiğimde doktoruma açılabilirdim, o da tedavimi ona göre düzenlerdi. Doktora intihar düşüncesini söyleyememek nedir ya :) bir de zaten iki kere girişimim olmuştu, riskli bir durum. Ama elimden bir şey gelmiyor :) Benim babam iyi biridir, gerçekten. Ama benden hiç bu şekilde özür dilemedi. Çok çabuk parladığı, beni gerdiği, duygularımı bastırmak zorunda bıraktığı için hiç özür dilemedi. Hatta babam benden bugüne kadar kaç kere ciddi anlamda özür dilemiştir, inanın bilmiyorum. Hiç hatasını kabul etmez. Annem de çok katı bir anne olduğunu kabul etmedi hiç, aslında hiç bu konuyu onunla konuşmadım ama o da hiç söylemedi, hata yaptığına inandığını da sanmıyorum. Şu an katı değil, kendisi de antidepresan kullanıyor senelerdir. Aramız çok çok daha iyi. Ama sizin gibi olmadık hiç. Keşke sizin gibi olabilseydik. En azından bunların benim iradem dahilinde gerçekleşmediği konusunda hemfikir olabilseydik. Ama olsun, sizin hikayenizin bu şekilde devam etmesi beni çok mutlu etti. Niye bu kadar yazdın, ben senin derdini dinlemek zorunda mıyım dersiniz belki ama şundan yazdım, sizin anlattıklarınızın geçmiş kısmını ben kendi yaşadıklarıma çok benzettim, o yüzden yazmak istedim. Kimseye de anlatamıyorum, böyle arada bir bazen kağıda bazen buralara yazıyorum, bir de kendim tam normale dönmemişken bunları yaşayan insanlara tavsiye vermeye çalışıyorum. Keşke onlara verdiğim tavsiyeleri kendime uyarlayabilsem :) Çok konuştum. Umarım yorumunuzun altında bu kadar zırvaladığım için kızmazsınız :) sadece yakın hissettim, benzer hikayelerden dolayı. Umarım hep mutlu olursunuz.
babanın iyi biri olduğuna emin misin? bencil, empati yoksunu ve nerdeyse bunlar yüzünden çocuğunun ölümüne sebep olacak biri. babanın babalık ne haberi bile yok. cebine harçlık koymayla baba olunmuyor.

doktoruna neden dürüst olmuyorsun? tüm aileni anlat ona, intihar düşüncelerini anlat. annen baban senden değerli değil. tepkilerini göster ailene. kendin nasıl en iyi hissedeceksen onu yap. ama doktorundan saklama, zaten ailene söylememelerini tembihlersen söylemez ki. anneni, babanı, çevreni değil en önce kendini düşün, çünkü kimse seni düşünmüyor gördüğün gibi. inanılmaz bencil ve çevrenin dediklerini takan ebeveynlik ne bilmeyen insanlar. iyi biri hiç değiller.
 
babanın iyi biri olduğuna emin misin? bencil, empati yoksunu ve nerdeyse bunlar yüzünden çocuğunun ölümüne sebep olacak biri. babanın babalık ne haberi bile yok. cebine harçlık koymayla baba olunmuyor.

doktoruna neden dürüst olmuyorsun? tüm aileni anlat ona, intihar düşüncelerini anlat. annen baban senden değerli değil. tepkilerini göster ailene. kendin nasıl en iyi hissedeceksen onu yap. ama doktorundan saklama, zaten ailene söylememelerini tembihlersen söylemez ki. anneni, babanı, çevreni değil en önce kendini düşün, çünkü kimse seni düşünmüyor gördüğün gibi. inanılmaz bencil ve çevrenin dediklerini takan ebeveynlik ne bilmeyen insanlar. iyi biri hiç değiller.
İyi biri dememin sebebi şu. Babam ben bunları yaşadığımda hayatında ilk kez (gerçekten ilk kez) böyle bir hastalıkla karşılaşmıştı. Ne yapacağını bilmiyordu. Ve o kadar korktu ki. Annemin anlattıklarına göre babam çok üzülmüş, hatta o günlerle ilgili konuştukları zaman "ah yavrum neler yaşadı" gibisinden şeyler diyormuş ki annem bana hiçbir zaman yalan söylemedi. O günlerle ilgili konuştuğumuzda babam "çok şükür atlattın" diyor, "aferin sana, sakın bırakma kendini" diyor. Bazen "baba ben öyle olsun istemedim, elimde değildi" dediğimde "biliyorum yavrum, sen isteyerek yapmadın" diyor. Ama o zamanlar öyle demiyordu işte. Bazen hala öyle demiyor. Hastaneye yatarken benden büyük kardeşim yanımdaydı, çok sonra söyledi, o gün babam dışarda epeyce ağlamış. Ama durumun ne olduğunu hiç kavrayamadı o. Bipolar olduğumu bile kabullenemedi. Hala kabullenemiyor biliyorum. Konduramadı belki bilmiyorum. Bir sıkıntım olduğunda hep yanımda durur. Sınav dönemindeyim, ne zaman panik olup kötü hissetsem koynuna alır, sarılır, sakinleştirir. Ama bu hastalık işinde böyle olmuyor. Sebebini bilmiyorum. Her sıkıntıda yanımda durur ama bu konuda böyle olmuyor. Ölüme sebep olabilecek biri demişsiniz ya, işte maalesef onun farkında değil. Ve işin kötüsü o da psikolojik anlamda duygularını yönetmekte zorlanan biri. Öfkesini kolayca yönetemez. Ben babamın bir kere vurduğunu, hakaret ettiğini bilmem. Bu konuyu açan kişi gibi değil, gerçekten ne bana ne kardeşime ne vurmuştur ne hakaret etmiştir. Çok kızdığı, bağırdığı olur ama hiç öyle bir şey yaşanmadı. Bir ihtiyacım varsa karşılamak için her şeyi yapar. Anlamaya çalışır. Ama bu konuda sınırlı kaldı yapabilecekleri. Mesela kardeşim doktor, o beni çok iyi anlıyor. Psikiyatrist değil ama yine de anlıyor. Ama babam algılamakta zorlanıyor. Ve biliyor musunuz, ben bu konuda bilgisi olmayanların bu durumu kolay kolay anlayamadığını fark ettim artık. Ben ne zaman bir arkadaşıma açılmaya çalışsam olumsuz cevap alıyorum. Bir kere bile bir arkadaşıma ucundan kıyısından hastalığımı anlatınca iyi bir tepki almadım. Artık ne derdin var diye soranlara anlatmıyorum o yüzden. Bunu sanırım kendi çocuğunuz yaşayınca hiç kabul edemiyorsunuz. Ama bir taraftan da düşünüyorum, hastalığa inanmasa beni hastaneye yatırıp tam bir ay yanımda kalmazdı diye. Kavga ettiğimiz çok oldu, ama kriz geçirdiğimde bazen de sakinleştirmeye çalışırdı. Artık onu suçlayamıyorum çünkü ben böyle bir hastalık yaşamasam asla anlayamazdım. O yüzden artık anlamayanlara kızamıyorum :) bir de kötü biri diyemiyorum. nerede bir hayvan görse cebinden mama çıkarır besler mesela. öğrencilerine karşı çok iyidir, anneme karşı iyidir. onun sorunu öfkesi bence, çabuk değişmesi. çok çabuk sinirlenen biri. bazen aynı kendimdeki gibi şeyler gözlemliyorum onda. önceki gün çok mutluyken ertesi gün birdenbire aksi, mutsuz birisi olabiliyor. belki onda da var bir şeyler. o yüzden.

bir de psikiyatristler kendine zarar vermeyle ilgili durumları aileden asla gizlemezler. gizlememeleri gerekir. zaten doktorum da ben böyle bir şeyden bahsettiğimde aileme benim bilgim dahilinde bilgi veriyor. epeydir yaşamadık ama ilk seferinde böyle olmuştu. doktor zaten aile yapımı biliyor çünkü hastanede yatarken bana bakan doktora gidiyorum hala. onunla da bu meseleyi konuşuyoruz o da benim gibi düşünüyor. hatta ailemin anksiyete sahibi insanlar olduğunu, çoğu zaman ben rahatsızlandığımda verdikleri tepkinin de bu yüzden olduğunu anlatmıştı. Zaten anksiyetesi olan insanların çocuklarında da anksiyete olur, çocuklar bunları öğrenir demişti. onun sayesinde biraz daha tarafsız bakabiliyorum.
 
Son düzenleme:
Öyle güzel anlatmışsınız ki. Benim yaşım sizlerden daha küçük, tanı konalı da çok olmadı (yaklaşık iki sene, üç senedir de doktora gidiyorum) (tam olarak klasik bir bipolar tanısı konmadı, tanımlanmamış bipolar bozukluk dendi, biraz daha hızlı döngülü ve ataklar kısa süreli seyrettiği, gün içinde defalarca aşırı uç duygudurum değişikliği yaşadığım için, ama ataklar aynı belirtilerle gidiyor) ve biliyor musunuz, yaşadıklarınıza benzer şeyler yaşadım. Ailemde şiddet yok, maddi durumumuz iyi. Ama annemle çok sorunum vardı. Ergenlikten ziyade ilkokul çağında çok sorun yaşadık. Hep de dışlanan bir insandım. Ama ailem iyiydi. Dışarıdan bakan herkes bunu görebilirdi. İlk kez depresyona girdiğimde hep yargılandım. Babam çok kızdı. "Ben neler yaşadım sen biliyor musun, ben intihar mı ediyorum" dedi, bağırdı, çağırdı. Annem de tam tersi, ilk defa anlayışlıydı bana karşı. Arada bir o da patlıyordu gerçi :) sonra iş yön değiştirdi, manik durumlar görüldü. Sizinki kadar ağır olmadı hiç, ama hastanelik oldum işte :) hastanede babamla kaldım, orada bile azarımı işittim ama "ne derdin var ki" diye. Kriz geçirip babamın bana trip attığı zamanları bilirim hastanede yatarken :) hep hemşireler destek oldu, beni teselli etti, sarıldılar, babama içten içe çok kızarlardı böyle yaptığı için :) Ama biz o kadar şey yaşadığımız halde sizin gibi bir aile olamadık. Uzun zamandır o hale gelmedim tekrar, ama gelsem babamın vereceği tepkinin olumsuz olacağına öyle eminim ki. Anneme arada bir açıldığımda onun da tepkisi olumlu olmuyor. Duygudurumum her bozulduğunda kendi kendime yaşamak zorunda kalıyorum. Psikiyatristime çoğu zaman dürüst bile olamıyorum, aileme söyleme ihtimali olan şeyleri anlatamıyorum, o da durumun ciddiyetini anlayamıyor. Keşke sizin aileniz gibi ders alsalardı, bunu çok isterdim. Babam ilacımın dozu arttırıldığında bana tavır yapmıştı çok iyi hatırlıyorum :) o yüzden doktor doz artırımı yapmak istediğinde babama söylemesin diye yalvarmak zorunda kalıyorum. Bazen de birçok semptomu gizlemek zorunda kalıyorum, halbuki dürüst olsam tedavi daha iyi gidecek. Ama olamıyorum. Haftaya doktorumu göreceğim aylar sonra, son gittiğimden beri o kadar zor zamanlar yaşadım ki, birçok semptom gösterdim, baş etmekte çok zorlandım, intihar düşünceleri arttı falan, ama hiçbirini adamakıllı anlatamayacağım muhtemelen. Belki bir gün doktor beni iyi sanarken atak geçirip canıma kast edeceğim, belki bu sefer başarıp öleceğim bilmiyorum :) Halbuki babam kızmasa, beni suçlamasa, ben de kötüye gittiğimde doktoruma açılabilirdim, o da tedavimi ona göre düzenlerdi. Doktora intihar düşüncesini söyleyememek nedir ya :) bir de zaten iki kere girişimim olmuştu, riskli bir durum. Ama elimden bir şey gelmiyor :) Benim babam iyi biridir, gerçekten. Ama benden hiç bu şekilde özür dilemedi. Çok çabuk parladığı, beni gerdiği, duygularımı bastırmak zorunda bıraktığı için hiç özür dilemedi. Hatta babam benden bugüne kadar kaç kere ciddi anlamda özür dilemiştir, inanın bilmiyorum. Hiç hatasını kabul etmez. Annem de çok katı bir anne olduğunu kabul etmedi hiç, aslında hiç bu konuyu onunla konuşmadım ama o da hiç söylemedi, hata yaptığına inandığını da sanmıyorum. Şu an katı değil, kendisi de antidepresan kullanıyor senelerdir. Aramız çok çok daha iyi. Ama sizin gibi olmadık hiç. Keşke sizin gibi olabilseydik. En azından bunların benim iradem dahilinde gerçekleşmediği konusunda hemfikir olabilseydik. Ama olsun, sizin hikayenizin bu şekilde devam etmesi beni çok mutlu etti. Niye bu kadar yazdın, ben senin derdini dinlemek zorunda mıyım dersiniz belki ama şundan yazdım, sizin anlattıklarınızın geçmiş kısmını ben kendi yaşadıklarıma çok benzettim, o yüzden yazmak istedim. Kimseye de anlatamıyorum, böyle arada bir bazen kağıda bazen buralara yazıyorum, bir de kendim tam normale dönmemişken bunları yaşayan insanlara tavsiye vermeye çalışıyorum. Keşke onlara verdiğim tavsiyeleri kendime uyarlayabilsem :) Çok konuştum. Umarım yorumunuzun altında bu kadar zırvaladığım için kızmazsınız :) sadece yakın hissettim, benzer hikayelerden dolayı. Umarım hep mutlu olursunuz.
Ben sizin şu yazdıklarınızdan öyle bir ders çıkardım ki anlatamam.oğlum ilkokul çağında ve çevreye güvenmediğim için çok sıkıyorum onu galiba. Yazdıklarınızı ve alıntıladığınız diğer arkadaşın yazdıkları beni kendime getirdi. Allah gönül ferahlığı versin, acil şifalar dilerim sana.
 
İyi biri dememin sebebi şu. Babam ben bunları yaşadığımda hayatında ilk kez (gerçekten ilk kez) böyle bir hastalıkla karşılaşmıştı. Ne yapacağını bilmiyordu. Ve o kadar korktu ki. Annemin anlattıklarına göre babam çok üzülmüş, hatta o günlerle ilgili konuştukları zaman "ah yavrum neler yaşadı" gibisinden şeyler diyormuş ki annem bana hiçbir zaman yalan söylemedi. O günlerle ilgili konuştuğumuzda babam "çok şükür atlattın" diyor, "aferin sana, sakın bırakma kendini" diyor. Bazen "baba ben öyle olsun istemedim, elimde değildi" dediğimde "biliyorum yavrum, sen isteyerek yapmadın" diyor. Ama o zamanlar öyle demiyordu işte. Bazen hala öyle demiyor. Hastaneye yatarken benden büyük kardeşim yanımdaydı, çok sonra söyledi, o gün babam dışarda epeyce ağlamış. Ama durumun ne olduğunu hiç kavrayamadı o. Bipolar olduğumu bile kabullenemedi. Hala kabullenemiyor biliyorum. Konduramadı belki bilmiyorum. Bir sıkıntım olduğunda hep yanımda durur. Sınav dönemindeyim, ne zaman panik olup kötü hissetsem koynuna alır, sarılır, sakinleştirir. Ama bu hastalık işinde böyle olmuyor. Sebebini bilmiyorum. Her sıkıntıda yanımda durur ama bu konuda böyle olmuyor. Ölüme sebep olabilecek biri demişsiniz ya, işte maalesef onun farkında değil. Ve işin kötüsü o da psikolojik anlamda duygularını yönetmekte zorlanan biri. Öfkesini kolayca yönetemez. Ben babamın bir kere vurduğunu, hakaret ettiğini bilmem. Bu konuyu açan kişi gibi değil, gerçekten ne bana ne kardeşime ne vurmuştur ne hakaret etmiştir. Çok kızdığı, bağırdığı olur ama hiç öyle bir şey yaşanmadı. Bir ihtiyacım varsa karşılamak için her şeyi yapar. Anlamaya çalışır. Ama bu konuda sınırlı kaldı yapabilecekleri. Mesela kardeşim doktor, o beni çok iyi anlıyor. Psikiyatrist değil ama yine de anlıyor. Ama babam algılamakta zorlanıyor. Ve biliyor musunuz, ben bu konuda bilgisi olmayanların bu durumu kolay kolay anlayamadığını fark ettim artık. Ben ne zaman bir arkadaşıma açılmaya çalışsam olumsuz cevap alıyorum. Bir kere bile bir arkadaşıma ucundan kıyısından hastalığımı anlatınca iyi bir tepki almadım. Artık ne derdin var diye soranlara anlatmıyorum o yüzden. Bunu sanırım kendi çocuğunuz yaşayınca hiç kabul edemiyorsunuz. Ama bir taraftan da düşünüyorum, hastalığa inanmasa beni hastaneye yatırıp tam bir ay yanımda kalmazdı diye. Kavga ettiğimiz çok oldu, ama kriz geçirdiğimde bazen de sakinleştirmeye çalışırdı. Artık onu suçlayamıyorum çünkü ben böyle bir hastalık yaşamasam asla anlayamazdım. O yüzden artık anlamayanlara kızamıyorum :) bir de kötü biri diyemiyorum. nerede bir hayvan görse cebinden mama çıkarır besler mesela. öğrencilerine karşı çok iyidir, anneme karşı iyidir. onun sorunu öfkesi bence, çabuk değişmesi. çok çabuk sinirlenen biri. bazen aynı kendimdeki gibi şeyler gözlemliyorum onda. önceki gün çok mutluyken ertesi gün birdenbire aksi, mutsuz birisi olabiliyor. belki onda da var bir şeyler. o yüzden.

bir de psikiyatristler kendine zarar vermeyle ilgili durumları aileden asla gizlemezler. gizlememeleri gerekir. zaten doktorum da ben böyle bir şeyden bahsettiğimde aileme benim bilgim dahilinde bilgi veriyor. epeydir yaşamadık ama ilk seferinde böyle olmuştu. doktor zaten aile yapımı biliyor çünkü hastanede yatarken bana bakan doktora gidiyorum hala. onunla da bu meseleyi konuşuyoruz o da benim gibi düşünüyor. hatta ailemin anksiyete sahibi insanlar olduğunu, çoğu zaman ben rahatsızlandığımda verdikleri tepkinin de bu yüzden olduğunu anlatmıştı. Zaten anksiyetesi olan insanların çocuklarında da anksiyete olur, çocuklar bunları öğrenir demişti. onun sayesinde biraz daha tarafsız bakabiliyorum.
gizlemesin o zaman. eğer intiharı hala düşünüyorsan diye söylüyorum; bak intihar etmeyi düşünmek ne demek? çok kötü bir durumdasın demek. böyle bir durumda olursan herkes bilsin ve yardım etsinler. psikolojik rahatsızlıklar da bir hastalık. kanser olsan ailene söylemeyecek miydin? eğer üzülürler diyorsan, sen intihar ettikten sonra üzülmeyecekler mi? onlara en azından yardım etme fırsatı ver. bir şeyleri saklaman ne sana ne ailene fayda sağlamıyor. bu da bir hastalık ve utanılacak saklanılacak bir şey değil. üzüleceklerse de üzülsünler. sen seçmedin bunu. önce kendini düşün derken bunu diyorum.
 
gizlemesin o zaman. eğer intiharı hala düşünüyorsan diye söylüyorum; bak intihar etmeyi düşünmek ne demek? çok kötü bir durumdasın demek. böyle bir durumda olursan herkes bilsin ve yardım etsinler. psikolojik rahatsızlıklar da bir hastalık. kanser olsan ailene söylemeyecek miydin? eğer üzülürler diyorsan, sen intihar ettikten sonra üzülmeyecekler mi? onlara en azından yardım etme fırsatı ver. bir şeyleri saklaman ne sana ne ailene fayda sağlamıyor. bu da bir hastalık ve utanılacak saklanılacak bir şey değil. üzüleceklerse de üzülsünler. sen seçmedin bunu. önce kendini düşün derken bunu diyorum.
Evet bu dönem dönem oluyor. İntihar meselesi son zamanlarda aklımı çok fazla kurcalıyor ama daha önce de aynısını yaşadığım için bir nebze baş edebiliyorum, en azından kendimi “tamam kızım bu hastalığa bağlı bir şey, sakin ol” diye telkin ediyorum. İlaçların da çok katkısı oluyor ilaçlar olmasa muhtemelen şimdiye ölmüştüm. Doktor aslında eğer çok ciddi boyutta bir düşünce yoksa bir süreliğine aileye söylemeyi erteliyor. Bir keresinde öyle yaptık, yine böyle düşüncelerim vardı, ilacı artırdık, “şimdilik ailene bilgi vermiyorum ama eğer kendine bir şey yapacağını hissedersen hemen yardım iste, bana da haber ver” demişti. Sonrasında biraz düzelmiştim. Belki yine öyle olur. Bir de geçenlerde atak halinde cidden kötü bir şey yaşandı, bir tek ben biliyorum ama söylesem doktor ne tepki verir bilmiyorum. Onu söylesem mi diye düşünüyorum, buradan anlatılacak bir şey değil, insanlar ne yorumlar yapmış ben onu söylesem neler derler. Muhtemelen doktora söylemek zorunda kalacağım. Teşekkür ederim tavsiyeniz için :)
 
Ben sizin şu yazdıklarınızdan öyle bir ders çıkardım ki anlatamam.oğlum ilkokul çağında ve çevreye güvenmediğim için çok sıkıyorum onu galiba. Yazdıklarınızı ve alıntıladığınız diğer arkadaşın yazdıkları beni kendime getirdi. Allah gönül ferahlığı versin, acil şifalar dilerim sana.
Çok teşekkür ederim :) çok güzel o zaman, oğlunuz daha küçük, şimdiden bunları görmeniz ve ona göre davranmanız onu da iyi etkiler mutlaka :)
 
Evet bu dönem dönem oluyor. İntihar meselesi son zamanlarda aklımı çok fazla kurcalıyor ama daha önce de aynısını yaşadığım için bir nebze baş edebiliyorum, en azından kendimi “tamam kızım bu hastalığa bağlı bir şey, sakin ol” diye telkin ediyorum. İlaçların da çok katkısı oluyor ilaçlar olmasa muhtemelen şimdiye ölmüştüm. Doktor aslında eğer çok ciddi boyutta bir düşünce yoksa bir süreliğine aileye söylemeyi erteliyor. Bir keresinde öyle yaptık, yine böyle düşüncelerim vardı, ilacı artırdık, “şimdilik ailene bilgi vermiyorum ama eğer kendine bir şey yapacağını hissedersen hemen yardım iste, bana da haber ver” demişti. Sonrasında biraz düzelmiştim. Belki yine öyle olur. Bir de geçenlerde atak halinde cidden kötü bir şey yaşandı, bir tek ben biliyorum ama söylesem doktor ne tepki verir bilmiyorum. Onu söylesem mi diye düşünüyorum, buradan anlatılacak bir şey değil, insanlar ne yorumlar yapmış ben onu söylesem neler derler. Muhtemelen doktora söylemek zorunda kalacağım. Teşekkür ederim tavsiyeniz için :)
bence her şeyi doktorunla paylaşmalısın, terapi yapan bir doktor değilse terapi almalısın başka birinden. eğer doktorun kötü bir tepki verirse veya yardımcı olmazsa zaten bu doktorun hatası olur ve sen en azından kendin için denemiş olursun :) atak halinde yaptığın şeyden sorumlu tutacak insanın ne dediğini takma boşver ancak yorumlardan etkileneceksen paylaşmaman daha doğru tabi. uzman değiliz hiçbirimiz. belki de iyilik yapayım derken kötü etkileyeceğiz. rica ederim :)
 
bence her şeyi doktorunla paylaşmalısın, terapi yapan bir doktor değilse terapi almalısın başka birinden. eğer doktorun kötü bir tepki verirse veya yardımcı olmazsa zaten bu doktorun hatası olur ve sen en azından kendin için denemiş olursun :) atak halinde yaptığın şeyden sorumlu tutacak insanın ne dediğini takma boşver ancak yorumlardan etkileneceksen paylaşmaman daha doğru tabi. uzman değiliz hiçbirimiz. belki de iyilik yapayım derken kötü etkileyeceğiz. rica ederim :)
Doktorum asla kötü tepki verecek biri değil, sadece acaba endişelenip bir önlem alma gereği duyar mı, çok ciddi bir şey miydi gibi endişelerim var malum sınav senesi daha ağır ilaçlar, hastane falan istemiyorum :) sınav bitsin isterlerse iki ay yatırsınlar ama şu an deli gibi çalışmam lazım :) doktorum melek gibi bir insan yoksa, gittiğim en iyi doktor. Çok yardımcı oluyor. Terapi yapıyor, devlette olduğu halde kırk dakika civarı bazen bir saat görüşüyoruz ama farklı şehirde olduğu için sık gidemiyorum.
 
Doktorum asla kötü tepki verecek biri değil, sadece acaba endişelenip bir önlem alma gereği duyar mı, çok ciddi bir şey miydi gibi endişelerim var malum sınav senesi daha ağır ilaçlar, hastane falan istemiyorum :) sınav bitsin isterlerse iki ay yatırsınlar ama şu an deli gibi çalışmam lazım :) doktorum melek gibi bir insan yoksa, gittiğim en iyi doktor. Çok yardımcı oluyor. Terapi yapıyor, devlette olduğu halde kırk dakika civarı bazen bir saat görüşüyoruz ama farklı şehirde olduğu için sık gidemiyorum.
cok iyiymis o zaman, normalde 5 dakika randevuya zorluyorlar diye biliyordum.
söylersiniz durumu yatırmaz öyle bir durum olursa, zorla yatıracak değiller ya 😅
 
cok iyiymis o zaman, normalde 5 dakika randevuya zorluyorlar diye biliyordum.
söylersiniz durumu yatırmaz öyle bir durum olursa, zorla yatıracak değiller ya 😅
Evet evet gerçekten ben de şaşırıyorum bu kadar ilgilenmesine. O hastanedeki psikiyatri servisi ciddi anlamda iyi, serviste yatmamış olsa bile gelen hastayla uzun uzun görüşüyorlar sanırım.
Yani elbette zorlayamaz 😂😂
 
Evet evet gerçekten ben de şaşırıyorum bu kadar ilgilenmesine. O hastanedeki psikiyatri servisi ciddi anlamda iyi, serviste yatmamış olsa bile gelen hastayla uzun uzun görüşüyorlar sanırım.
Yani elbette zorlayamaz 😂😂
ay hangi hastane. burda söyleyemezsen özelden de pls 😂
 
Back
X